Cinayet gibi kazaya 5 yıl isyanı

Levent'te kız arkadaşıyla yol kenarında dururken bir otonun çarpması sonucu arkadaşı ölen, kendisi de yaralanan Cansu Gündoğdu, sürücüye 5 yıl hapis cezası verilmesine isyan etti: "Kararı duyunca dilim tutuldu. Suçlunun bedel ödemesi gerekmez mi? Gerekirse AİHM'ye gideceğiz"

'Beş yıllık ceza için AİHM'ye bile gideriz'

En iyi arkadaşının öldüğü kendisinin de ağır yaralandığı kazada, sürücüye 5 yıl ceza verilmesine tepki gösteren Cansu Gündoğdu: Gerekirse AİHM'ye gideceğiz.

İstanbul - Levent'te geçen ağustos bir minibüsü geçmek isterken yol kenarındaki iki kız arkadaşa çarpıp, birinin yaralanmasına diğerinin de ölümüne yol açan sürücü X., 5 yıl hapis cezası aldı. Karar hem aileleri hem de 14 yıllık çocukluk arkadaşını kaybeden 19 yaşındaki Cansu Gündoğdu'yu perişan etti. Cezayı az bulduğunu söyleyen Cansu, "Geceleri hâlâ kabuslar görüyorum, sokağa tek başıma çıkamıyorum, psikolojik tedavim de devam ediyor. Kararı temyiz edip, gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceğiz" diyor.

'HAKKIMIZI ARAYACAĞIZ'
Şebnem'in anne ve babası Birsen -Yüksel Musluoğlu'na, Cansu'nun anne ve babası Cevdet-Cemile Gündoğdu destek veriyor. Cansu da, ölümünü kazadan 3 ay sonra öğrendiği Şebnem'in anne babasını yalnız bırakmıyor. Şebnem'in çok sevdiği köpeği Einstein'a da artık o bakıyor. Verilen kararı duyunca dilinin tutulduğunu anlatan Cansu, "Ne ceza verilirse verilsin Şebnem geri gelmeyecek ya da ben eski halime hiçbir zaman dönemeyeceğim. Ancak suçlunun da bedel ödemesi gerek. Mahkeme çıkışında yakınları 'Sanki bilerek mi çarptı' diye söyleniyordu. Bu acıyı anlayabilmeleri için yaşamaları gerek" yorumunu yapıyor. Genç kız bacağındaki platinlerin çıkarılması için yeniden ameliyat masasına yatacağını ve geceleri gördüğü kabuslar nedeniyle sıktığı dişlerinin kırıldığını da anlatıyor.

YAZDIKLARI KİTAP OLACAK
Böyle bir karar çıkacağını tahmin ettiğini, davayı daha iyi takip etmek için hukuk kitapları okuduğunu söyleyen muhasebeci baba Yüksel Musluoğlu da, "Aracın soldan en sağ şeride çok süratli bir şekilde geçmesi normal değil. Adalete güvenmek istiyoruz" diyor. Yüksel Musluoğlu, sürücünün ailesinin 7.5 aydır başsağlığı dilemediğini de ekliyor. Üzüntüsünden güçlükle ayakta duran diş hekimi Birsen Musluoğlu ise, "Resim yapmayı ve yazmayı çok severdi. Günlüğüne yazdıkları ve resimlerinin yer aldığı bir kitap düşünüyoruz" diyor.

Pervin METİN / MERKEZ
http://www.sabah.com.tr/gun130.html
Haberin devamı için : http://www.sabah.com.tr/gun132.html

Ajitasyon dolu bir haber...

35 yıl ceza alsaydı giden gelecek mi?

Bir gün bende arabayla birine çarptım az daha vurduğum kişi ölecekti, ölmediği için sorunsuz atlattım ama dünyanın parasını harcamıştım...

Ya ölseydi 5 yılı haketmemiş olacaktım...

sayın Balku bence de ölseydi beş yılı haketmemiş olurdunuz,bir manav tezgahı değil çünkü,"insan"çarptığınız.İçi yanan insanların adalet aryışı ne zamandan beri ajitasyon diye nitelendirilir oldu?

Adalet duygusunu tatmin etmek kadar zor bir görev olmasa gerek...

Suçluya ceza verilirken malumunuz, kişiyi o suçu bir daha işlememesi için ıslah etmek ve caydırmak, bu noktada verilen cezanın limiti ıslah ve caydırma derecesi kadar oranlı olmalı bu oranı belirleyen yan faktör ise sanığın sosyal durumu, kişilk durumu, geçmiş durumu vesaire...

Bu anlamda verilen ceza ödetici olmamalı, adalet duygusunun muhtevasına intikam duygusu katılmamalı.

Bunu nasıl yapacağız sorusuna gelirsek; bende bilmiyorum çünkü herkese istediği adaletin verileceğinin imkanı olduğuna inanmıyorum.

Size göre az, bana göre yerinde, diğerlerine göre fazla, bu hep böyle olacaktır...

Sayın Üyeler

Gazete haberlerine bakarak yorum yapmak yanıltıcı oluyor. Dava dosyasındaki tanık beyanlarından olayın gelişimi, bilirkişi raporlarından sürücünün kusur oranı vb bilgiler olmaksızın, gerekçesi bile bilinmeyen bir mahkeme kararı eleştirilmemeli kanısındayım.

Gazetecilerin haber yapmalarına duyulan saygı ve güven mahkemelerin kararlarına da duyulmalı.

Saygılarımla