Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

göreve iade

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-10-2008, 10:35   #1
Av. Nurgül

 
Varsayılan göreve iade

merhaba,

görevinden atılan üniverstie öğretim elemanı olan müvekkilin göreve iadesi için açtığımız iptal davası kabul edilerek göreve iade kararı alınmıştır. Ancak üni. bu kararı temyiz etmiştir. göreve başlamak için kararın kesinleşmesi gerekir mi?
Old 23-10-2008, 12:04   #2
ahmetyılmaz

 
Varsayılan

KANUN NO: 2577 İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU
Kabul Tarihi: 6 Ocak 1982 Resmi Gazete ile Neşir ve İlânı: 20 Ocak 1982 - Sayı: 17580
KARARLARIN SONUÇLARI
MADDE 28 - 1. (Değişik: 4001 - 10.6.1994) Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. Ancak, haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında bu kararların kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edilir.
Old 23-10-2008, 12:06   #3
ahmetyılmaz

 
Varsayılan

DANIŞTAY 5. DAİRE E. 1999/2053 K. 2002/3798 T. 11.10.2002
Dava dosyasında yeralan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının memuriyette iken üst öğrenimi ( iki yıllık önlisans ) bitirmesi nedeniyle yapılan intibak işlemine karşı açmış olduğu davada, Bursa 2. İdare Mahkemesince verilen 27.12.1996 günlü, E:1996/284, K:1996/1123 sayılı iptal kararının, Danıştay Beşinci Dairesinin 5.2.1998 günlü, E:1997/1453, K:1998/244 sayılı kararıyla onandığı, sözkonusu iptal kararının 17.3.1997 tarihinde davacıya, 21.3.1997 tarihinde de davalı idareye tebliğ edildiği, davacının Mahkeme kararının uygulanması istemiyle 14.4.1997 günlü, dilekçe ile idareye başvurması üzerine, davalı idarece kararın uygulanması için düşülen duraksamanın giderilmesi amacıyla 5.6.1997 günlü yazı ile Maliye Bakanlığından görüş sorulduğu, yapılan yazışmalar sonucunda, Maliye Bakanlığının en son 29.9.1997 tarihli görüşü doğrultusunda, davalı idarece 8.10.1997 tarihli işlemle mahkeme kararı doğrultusunda intibak işleminin yapıldığı, ayrıca bu intibak işleminden doğan parasal farkların ise, Ekim/1995-Aralık/1996 dönemine ait 6.580.000. TL'sının 28.11.1997 tarihinde, Ocak/1997-Ekim/1997 dönemine ait 5.420.000.-TL'sının 13.11.1997 tarihinde faizsiz olarak davacıya ödendiği anlaşılmıştır.
Buna göre, 21.3.1997 tarihinde tebliğ edilen Mahkeme kararını, geciktirmeksizin uygulama zorunluluğu bulunan davalı idarenin, bu yöndeki iradesini, yasal süre geçtikten sonra, 5.6.1997 tarihli yazıyla Maliye Bakanlığından görüş sorarak ortaya koymak suretiyle yargı kararının uygulanması sürecine geçmiş, böylece hukuk-devleti ilkesine aykırı davranış içinde olmuştur.
Davacının memuriyet intibakına ilişkin yargı kararını 6 ayı aşkın süre sonra uygulayan idarenin, olayda ağır hizmet kusuru nedeniyle tazmin sorumluluğu bulunmaktadır.
Davacının mahrum kaldığı parasal haklarının mahkeme kararı doğrultusunda 3.11.1997 ve 28.11.1997 tarihlerinde ödenmiş olması karşısında, davacının maddi tazminata yönelik istemi hakkında Mahkemenin karar verilmesine yer olmadığı yolunda kurduğu hükümde hukuka aykırılık bulunmasa da davacının parasal hakları için yasal faiz ödenmesi yolundaki istemi konusunda hüküm kurulmamış olmasında isabet görülmemiştir.
Mahkeme kararının geç uygulanmasından dolayı davacının manevi tazminat istemine gelince;
Mahkeme kararında ifade edilenin aksine, manevi tazminat, sadece manevi değerlerde meydana gelen eksilmelerle sınırlı bir giderim yolu değildir. Aynı zamanda kişinin, yaşamında ortaya çıkan olumsuzluklar nedeniyle duyduğu her türlü sıkıntı ve üzüntüden kaynaklanan manevi zararların da manevi tazminat ödenerek giderilmesi gerekir.
Olayda, memuriyet intibakına ilişkin yargı kararını 6 ayı aşan süre içinde idareye uygulatamayan davacının, idarenin bu hukuk dışı tutum ve davranışı nedeniyle üzüntü ve sıkıntı çektiği, böylece, manevi zarara uğradığı açık olup; olayın oluşumu ve niteliği dikkate alınarak takdir edilecek manevi tazminatın da ağır hizmet kusuru bulunan idareden tahsili gerekir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, Bursa 2. İdare Mahkemesinin 25.11.1998 günlü, E:1997/439, K:1998/1078 sayılı kararının maddi tazminata yasal faiz uygulanmaması ve manevi tazminat isteminin reddine yönelik kurulan hükümlerinin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adıgeçen Mahkemeye gönderilmesine, 11.10.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 23-10-2008, 12:06   #4
ahmetyılmaz

 
Varsayılan

4. CEZA DAİRESİ E. 2000/5861 K. 2000/6973 T. 23.10.2000

''Yürütmenin durdurulması ve katılanın görevine iadesine" ilişkin Danıştay kararını tebliğ gününden itibaren 30 gün içinde yerine getirmeyen genel müdür olan sanığın eylemi lYUY.nın 28/1. maddesine aykırı olması nedeniyle TCY.nın 228. maddesindeki suçu oluşturur
Old 23-10-2008, 12:07   #5
ahmetyılmaz

 
Varsayılan

4. H D E. 2002/13052 K. 2003/3688 T. 27.3.2003
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 28/1. maddesinde; Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği; aynı maddenin 4. fıkrasında da, mahkeme kararlarının otuz gün içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilmemesi halinde ilgilinin, idare aleyhine dava açabileceği gibi, kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine de tazminat davası açabileceği belirtilmiştir. Yasanının bu düzenleniş biçiminden, otuz günlük sürenin, ilgilinin eylemli olarak göreve başlatılması için öngörülen en fazla süre olduğu anlaşılmaktadır. Bu süre içerisinde ilgilinin göreve başlatmasına yönelik işlemlerinin başlatılmış olması yargı kararı gereğinin yerine getirildiği biçiminde yorumlanamaz.Somut olayda, davalının yargı kararını uygulamamak biçiminde gerçekleşen haksız eyleminden sorumlu tutulması gerekir
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
TİS'de işe iade için özel hakem şartı, mahkemeden işe iade talep etmeye engel midir? Av.Ayşe Batumlu Meslektaşların Soruları 6 09-01-2010 00:28
Göreve ilişkin sırrın açıklanması tck 258 sailor1981 Meslektaşların Soruları 3 13-02-2008 16:19
süresinden sonra ayıplı mal iddiası ile iade ve iade faturasının deftere işlenmesi av.doanjan Meslektaşların Soruları 3 18-01-2008 14:53
Göreve Başlamama bozo2000 Hukuk Soruları Arşivi 1 09-09-2005 12:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04279089 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.