mülkiyetin tespiti

Merhabalar;
Ortaklığın giderilmesi davasında müvekkilim davalı konumunda. Ortaklar anne 2 kız kardeş ve müvekkilim.
Dava konusu taşınmaz tapu kaydında ev ve arsa olarak görünüyor. Ancak tapu kaydındaki ev 1999 depreminde hasar gördüğünden devlet evin yıkılması gerektiğini belirtiyor. Ev yıkılıyor. Yerine müvekkilim tarafından 2 katlı ev yapılıyor.Ev yapılırken muris baba hasta geliri yok, 2000 yılındada ölüyor.Müvekkilim fabrikada çalışıyor geliri mevcut.
Duruşma sırasında ben mülkiyetin tespiti davası açacağımı dilekçe ile belirttim ancak hakim değişikliği nedeniyle talebim değerlendirilmedi.
Ben davayı mülkiyet tespiti olarak açacağım, ancak tapuda hala görünen ev konusunda ne olur. o ev artık yok yeni evinde ruhsatı yok. dilekçemde tapu kaydına şerh edilmesi ibaresi geçsinmi diye düşündüm ancak saçma geldi. Eski ev her ne kadar tapuda görünmesine rağmen yıkılmış durumda.
Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.

Soruyu son derece karışık sormuşsunuz ama anladığım kadarıyla söyleyeyim. Açacağınız dava mülkiyetin tespiti değil muhtesatın tespiti davası olmalıdır. Çünkü kural olarak yapının mülkiyeti arzın mülkiyetine bağlıdır. Ortaklığın giderilmesi davası açılmış taşınmaz üzerinde ortaklardan biri tarafından yapılmış yapı varsa bunun tespiti halinde yapının değeri ayrıca tespit edilip satış sonunda yapı (muhtesat) sahibine verilir. Muhtesatın tespiti davası ortaklığın giderilmesi davası için bekletici mesele olur. Konuyu muhtesatın tespiti diye araştırın.
ç

bir örnek davada mülkiyetin tespiti olarak açılmış ve kazanılmış. Evet muhtesatın aidiyeti olarakta geçiyor.Araştırdım konuyu.Bazılarında sadece tanık anlatımları yeterli görülmüş.Bizim de sadece köyde oturan tanıklarımız var. elektrik su aboneliği var. Bide anne ve bir kızkardeş dava açarsak davayı kabul edecekler.
benim anlatmak istediğim şu an tapuda hala kayıtlı görünen eski ev, oysa yerine müvekkilim tarafından yapılan yeni bir ev var. Eski evin kaydı tapudan silinmemiş. Bu durum kafamı karıştırdı. Yanıtınız için teşekkür ederim ayrıca

İzale-i şuyu davası şu an halen derdest mi, Derdest değilse sonuçlanmışsa açacağınız dava hukuki yarar yokluğundan reddedilir. Muhakkak Aidiyetin tesbiti davası açmak için izaleyi şuyu davası hakiminden süre talep edin ve bunu bekletici mesele yapın. Daha sonra değere ilgili mahkemede göre aidiyetin tesbiti davası açabilirsiniz. Tapuda gözüken ev şimdiki ev olmadığı için bence tapudaki şerh çok önemli değil..Hem tapuda iki katlı ev diye mi belirtiliyor. Yoksa sadece ev mi. Aradaki farkı da ileri sürebilirsiniz.. Bu şekildeki bir davayı tanık ve mahalli bilirkişileri dinleterek kazandık. Temyiz edildi ve yargıtay da kararı onadı.

teşekkür ederim sümeyra hanım;
izaleyi şuyuu davası devam ediyor. ben geçen celse yazılı olarak süre talep ettim. Ancak hakim izinli olduğundan başka hakim bulunduğundan bir karar vermedi keşfe karar verdi.
bende bu hafta davayı açayım diyorum harca esas değeri şimdilik 10.000 tl göstereceğim.
tapuda ki ev sadece ev olarak görünüyor. vasfı belirtilmemiş.1992 yılındaki eski tapudada ev ve arsa olarak geçiyor.
Elimde sadece elektrik su aboneliği var 1. kata ait 2. katta babasının adına abonelik devam etmiş.
Bir de delil olarak Afet işlerinin hasar raporunu istetmeyi düşünüyorum.Bilmem yararlı olurmu.
Davayı da eski evin yıkıldığını yeni evin müvekkilim tarafından yapıldığını ve babasının işinin ve gelirinin olmadığını hasta olduğunu, kardeşlerin ve annenin ise katkılarının bulunmadığını müvekkilimin fabrikada çalıştığını o tarihte fabrikadan deprem yardımı dahi aldıklarını belirterek açıyorum. Heyecanlıyım umarım kazanırım.Elimde başka fatura gibi delillerim de yok.
Eğer zahmet olmazsa bana yargıtay kararınızı ve dava dilekçenizi gönderirmisiniz.

Peki İzale-i şuyu davasında hakim açtığınız tesbit davasını bekletici mesele yapmassa ne olacak.. Bence siz keşifte evin müvekkiliniz tarafından yapıldığını yeniden öne sürün. Bunun için tanık da dinletebilirsiniz. Veya mahalli bilirkişilere de bu hususu sordurabilirsiniz. Muhakkak izaleyi şuyu davasında açacağınız aidiyetin tesbitini bekletici mesele yapın veya ilk duruşmada yeniden süre talep edin. Çünkü bekletici mesele yapmassanız ve izale-i şuyu davası önce sonuçlanırsa tesbit davası reddediliyor. Sanırım diğer paydaşlar evi sizin müvekkilinizin yaptığını kabul etmiyorlar, değil mi? Ediyorlarsa o zaman tesbit davası bile açmanıza gerek yok.

T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi

E:2003/3738
K:2004/414
T:16.02.2004
Mülkiyetin tespiti istemiyle açılan dayada mahkemece verilen kararın incelenmesi bir kısım davalılar taraFından istenilmekle temyiZ isteginin süresinde olduğu anlaşılmakla dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi, gereği görüşüldü:
KARAR : Davacı Gülayşe Can 28.2.2000 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde Ayşe Katı ve 6 arkadaşı aleyhine açtığı mülkiyetin tespiti davasında paydaş bulunduğu 569 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 7.482.412.208 TL değerindeki ev ve müştemilatının kendisi tarafından yaptırıldığının tesbitini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, 569 parsel sayılı taşınmaz içinde bulunan toplam değeri 16.214.338.000 TL değerinde bulunan ev, depo, taş duvar, tel çitlerin ve çeşitli cins ve sayıda bulunan 24 adet meyve ağaçlarının mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tesbitine, karara 12.6.2001 tarihli bilirkişi raporunun eklenmesine karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar vekili Av.Dursel Çölaşan tarafından temyiz edilmiştir.
Dava taraflar arasında görülüp sonuclanan ortaklığın giderilmesi davasına konu taşınmaz üzerindeki muhtesatın aidiyetinin tespitine iliskindir.
Taraflar arasında gorulen ortaklığın giderilmesi davasının 15.2.2000 tarihınde karara bağlandıgı, ve kararın 19.10.2000 tarihinde Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, muhdesatla ilgili bu davanın ise ortaklığın giderilmesi davası karara bağlandıktan sonra hükmün kesinleşmesinden önce 28.2.2000 tarihinde açıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı ortaklığın giderilmesi davasında muhtesatla ilgili olarak herhangi bir uyuşmazlık çıkartmamış, bu doğrultuda bir iddia öne sürmemiş, HUMK.nun 567. maddesinde öngorüldüğü şekilde hakimden sure isteyip dava açmamıştır. Davacı her zaman satışa konu olacak bina ve eklentileri nedeniyle diğer paydaşların mal varlıklarındaki artısı acacağı eda davası niteligindeki bir alacak davası ile ısteyebileceği ve bu davada muhtesatın aidiyeti konusunun da çözümleneceği kuşkusuzdur. Eda davası açılacak yerde davacının tespit davası açmakta hukuki yarar yoktur. Kabule göre de HUMK.nun 74. maddesi hükmü gözetilmeden talep dışına çıkılarak istek olmadığı halde ağaçlar hakkında hüküm kurulması da yersizdir.
SONUÇ : Bu nedenlerle davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken istek dışına da çıkılarak davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olduğundan yerinde görülen davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16.2.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.