Kıymet Takdiri İlgiliye Tebliğ Edilmeden Alacaklının Rapora İtiraz Etmesi

Merhaba,

Alacaklı, kıymet takdirini icra dosya borçlusuna tebliğ etmeden, icra hukuk mahkemesine kendisi itiraz ediyor.

İcra hukuk mahkemesindeki itiraz sebebi "rapordaki bedelin çok yüksek olması"

İcra Hukuk Mahkemesi'nin tensip tutanağı borçluya tebliğ ediliyor.

Kıymet takdir raporu borçluya tebliğ edilmediğinden borçlunun itiraz hakkı saklı.

Şayet alacaklının açmış olduğu kıymet takdirine itiraz davasında karar çıkarsa, örneğin kıymet takdirinin daha az olduğuna karar verilirse bu karar kesin karar olmuş oluyor.

Kesin karar karşısında borçlunun kıymet takdir raporuna itiraz hakkı elinden mi alınmış oluyor.? Sonuç olarak aynı gayrimenkul ile ilgili iki farklı icra hukuk mahkemesi kararı olamaz. (örneğin borçlu kıymet takdirine itiraz etseydi, bedelin daha yüksek olması gerektiği şeklinde itiraz edecekti)

Şayet bu durumda borçlunun kıymet takdirine itiraz hakkı yok ise, kıymet takdirinin ilgililere tebliğ edilmesi kuralı ne olacak?

Kıymet takdirinin tebliği veya tebliğ edilmemesi gibi hususlar ihalenin feshine de konu edilemiyor.

Benzer bir durumda borçlu vekiliyken icradan aldırılan kıymet takdir raporu tarafımıza tebliğ edilmeden, alacaklı tarafça açılan kıymet takdirine itiraz davasının tensip ve dava dilekçesi tarafımıza tebliğ edilmişti. Açıkçası o davaya cevap verdiğimizde artık icradaki kıymet takdirinden haberimiz olmadığını iddia edemezdik, bu nedenle biz de rapora itirazlarımızı cevap dilekçesinde yazmıştık. Örneğin onlar rakam yüksek derken ben düşük dedim, istediğimiz zaten yeniden keşif yapılmasıydı. Özetle; davadan haberiniz olduğunda kıymet takdirinden de haberiniz vardır diye düşünüyorum ve sizin de gidip kıymet takdirine itiraz davası açmanız yararınıza olmayacaktır çünkü ilk açılan dava alacaklı tarafınki olduğu için o dosyada birleştirme kararı verilecektir.

Alıntı: Yazan Stj. Av. Oya Benzer bir durumda borçlu vekiliyken icradan aldırılan kıymet takdir raporu tarafımıza tebliğ edilmeden, alacaklı tarafça açılan kıymet takdirine itiraz davasının tensip ve dava dilekçesi tarafımıza tebliğ edilmişti. Açıkçası o davaya cevap verdiğimizde artık icradaki kıymet takdirinden haberimiz olmadığını iddia edemezdik, bu nedenle biz de rapora itirazlarımızı cevap dilekçesinde yazmıştık. Örneğin onlar rakam yüksek derken ben düşük dedim, istediğimiz zaten yeniden keşif yapılmasıydı. Özetle; davadan haberiniz olduğunda kıymet takdirinden de haberiniz vardır diye düşünüyorum ve sizin de gidip kıymet takdirine itiraz davası açmanız yararınıza olmayacaktır çünkü ilk açılan dava alacaklı tarafınki olduğu için o dosyada birleştirme kararı verilecektir.

Ancak, kiymet takdir raporuna itiraz davasinda, davayi acan kisinin talebi doğrultusunda karar veriliyor yani itiraz eden " bedel daha yüksel olmalı" diye itiraz eder, mahkemeden alınan raporda gerçekten bedel daha yüksek gelirse " davanın kabulü ile bedelin....... TL olarak tespitine" karar veriliyor, şayet mahkemeden alınan raporda bedel talebin aksine daha düşük ise doğrudan "davanın reddine" karar veriliyor. Özetle davanın reddi halinde düşük bedel üzerinden bir karar verilmiyor. Biz kıymet takdit raporuna itiraz davasına cevap verirsek, bizim talebimiz yönündr karar verilmeyebilir, mahkeme bizim gibi düşünüyorda davacının açmış olduğu davanın reddine karar verilir ve icra müdürlüğünden alınan rapordaki bedelle gayrimenkul satılabilir.

Davalı + Karşı Davacı

Alıntı: Yazan alperyldrm Biz kıymet takdit raporuna itiraz davasına cevap verirsek, bizim talebimiz yönündr karar verilmeyebilir, mahkeme bizim gibi düşünüyorda davacının açmış olduğu davanın reddine karar verilir ve icra müdürlüğünden alınan rapordaki bedelle gayrimenkul satılabilir.

Alıntı: Yazan Özgür Kınay Davalı + Karşı Davacı

Bu başlık açılmışken ben de bir adım daha ileri gidip bir şey sormak istiyorum; Alacaklı tarafça açılan kıymet takdirine itiraz davasında borçlu olarak davalı gösterildik. Karara çıktığında davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedildi ve niteliği kesin karar. Vekalet ücreti ödememizin mantığı davanın açılmasına sebebiyet vermekse, takip açan alacaklı, kıymet takdirine itiraz eden alacaklı ama vekalet ücreti ödeyen neden borçlu taraf? Neye sebebiyet vermiş olduk? Alacaklı üzerinde bırakılsa mantıklı olmaz mıydı? Fikir paylaşımı açısından sizlere de sormak isterim.