Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

içtihat ricası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-05-2012, 15:23   #1
empas

 
Varsayılan içtihat ricası

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi

E.4058/K.4533
10.06.1997 tarih

E.1858/K.2361
04.04.1996 tarih

Sayılı kararlara ihtiyacım var.
Teşekkürler...
Old 08-05-2012, 15:28   #2
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan empas
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi

E.4058/K.4533
10.06.1997 tarih

E.1858/K.2361
04.04.1996 tarih

Sayılı kararlara ihtiyacım var.
Teşekkürler...

Sinerji'de bulamadım maalesef...
Old 08-05-2012, 21:34   #3
tiryakim

 
Varsayılan

corpusdada bulamadım malesef Aradığınız kararların konusu nedir ?
Old 09-05-2012, 08:58   #4
empas

 
Varsayılan

Kararların konusu : Konut yapı kooperatiflerine üyelik aidatı borcu ile ile ilgili.
Old 09-05-2012, 16:07   #5
hidayet

 
Varsayılan

Kararlar Kazancı Yayınlarında da bulunmamakta...
Old 09-05-2012, 18:30   #6
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan empas
Kararların konusu : Konut yapı kooperatiflerine üyelik aidatı borcu ile ile ilgili.

T.C. YARGITAY
23.Hukuk Dairesi
Esas: 2011/144
Karar: 2011/407
Karar Tarihi: 19.09.2011
 
ALACAK DAVASI - DAVACININ KOOPERAT
İF ÜYELİĞİ HUSUSUNDA GEREKLİ ARAŞTIRMA VE İNCELEME YAPILARAK ÜYELİĞİN AÇIKÇA VEYA ZIMNEN GERÇEKLEŞİP GERÇEKLEŞMEDİĞİNİN KESİNLİĞE KAVUŞTURULMASI GEREĞİ - HÜKMÜN BOZULDUĞU
ÖZET: Olayda davacının, kooperatif üyeliği hususunda gerekli araştırma ve inceleme yapılarak üyeliğin açıkça veya zımnen gerçekleşip gerçekleşmediğinin kesinliğe kavuşturulması gerekmektedir. Bu aşamadan sonra, davacı üyeliğinin kabul edilmesi halinde, ödenecek tazminat, Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre belirlenmelidir.
(1163 S. K. m. 23) (1086 S. K. m. 83)
Dava ve Karar: Davac
ı vekili, davalı kooperatifin, 15.01.1995 tarihli genel kurul kararı gereğince B blok 2. bodrum katındaki dükkanların proje tadilatı yapılarak müvekkiline <şartlı üyelik şeklinde fırın satış protokolü> başlıklı sözleşme ile satıldığını, satış bedelinin kooperatife ödendiğini, tadilat projesi ile fırına dönüşen bu yerin ince işleri ve ekipmanlarının müvekkilince tamamlandığını, davalının ruhsat alamadığı için faaliyete geçirilemediğini, yönetmelik değişikliği nedeniyle fırınların ayrık nizamda müstakil binalarda kurulması gerektiğinden bu yerde fırın ruhsatı alınamayacağını, 25.03.2001 tarihli genel kurul kararı ile verilen yetki uyarınca B blok arsasının 09.07.2001 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile müvekkiline satıldığını ve bedelinin ödendiğini ancak davalı tarafından edimlerin ifa edilmediğini, tapunun devredilmediğini ileri sürerek, müvekkilinin kooperatif üyesi olduğunun ve üyeliğinin devam ettiğinin, davalının edimlerini ifa etmediğinin, üyelik hakkının dava tarihindeki piyasa değerinin, müvekkilinin uğradığı gelir kaybının tespitini, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak konusuz kalan aidat bedeli olan 62.000,00 TL kısmi üyelik alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesini, ihtarname tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı vekili, 28.07.2008 tarihli ıslah dilekçesi ile müvekkilinin yaptığı 58.721,15 TL tutarındaki ödemelerin dava günü itibariyle TEFE oranında karşılığı olan 141.269,55 TL ile 42.660,00 TL faydalı masraf bedeli toplamı 183.929,55 TL'nin ihtarname tarihinden itibaren işleyecek faizleri ile birlikte davalıdan alınarak taraflarına ödenmesini talep etmiştir.

Davalı vekili, genel kurul kararlarının, yapılan sözleşmelerin geçersiz olduğunu, davacı tarafından yapıldığı ileri sürülen ödemelerin kooperatif hesaplarında araştırılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının üye olduğu ve yapılan sözleşmeler doğrultusunda yaptığı 58.721,15 TL'lik ödemenin kooperatif kayıtlarında aynen bulunduğu, davacının bağımsız bölüm alacağı inancı ile davalı kooperatife para yatırdığı, bağımsız bölümü alamadığı için aynı yerdeki arsayı alma beklentisi ile para yatırmaya devam ettiği, davacının yapmış olduğu ödemenin TEFE oranı itibariyle dava tarihinde 141.269,55 TL'ye tekabül ettiği, davacıya satılan bölümün fırın olarak kullanılamamasının mevzuat değişikliğinden kaynaklandığı, davalının kusur ve kastının bulunmadığı, davacı tarafından yapılan masrafın davalı kooperatif tarafından kullanılamayacağı ve davalı için faydalı masraf olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 141.269, 55 TL'nin 62.000,00 TL'lik kısmına dava tarihinden geri kalanına ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak sureti ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.

2) Dava, kooperatif ortaklığına dayalı istemlere ilişkindir. Mahkemece, davacının kooperatif üyesi olduğu sonucuna varılarak yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.

Oysa 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23.madde hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumda olduklarından, yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça veya zımnen benimsemiş olması gerekmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın, ortaklık aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra ortaklık aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğuna engel değildir. Dava dosyasında, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa kabul konusunda genel kurul tarafından yönetim kuruluna açık yetki verildiğine dair genel kurul kararına veya bu uygulamanın genel kurulca benimsendiğine ilişkin bilgi ve belgeye rastlanmamıştır.

Diğer yandan, Mahkemece, davacının kooperatifin normal statüde üyesi olduğu sonucuna varılmış ise de, Mahkeme'nin bu kabulü yeterli araştırma ve incelemeye dayanmamaktadır. Davacının üye olarak gösterildiği fırın satış protokolü, davacı ve yönetimce feshedilmiş olup, dosya kapsamında, bu belge dışında, davacı üyeliğine işaret edebilecek bilgi ve belge tespit edilememiştir. Kooperatif üyeliği, kooperatif yetkili organlarının açık kabulü ile gerçekleşebileceği gibi, bu hususta açıkça bir karar alınmasa da, kooperatifin bu kişi ile üye sıfatıyla yazışmalar yapması, onu genel kurullara çağırması, ödemeleri kabul etmesi ve inşaatlarda kullanması gibi olgularla zımnen de gerçekleşebilir.

Bu durumda, davacının, kooperatif üyeliği hususunda gerekli araştırma ve inceleme yapılarak üyeliğin açıkça veya zımnen gerçekleşip gerçekleşmediğinin kesinliğe kavuşturulması gerekmektedir. Bu aşamadan sonra, davacı üyeliğinin kabul edilmesi halinde, ödenecek tazminat, Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre belirlenmelidir.
Davalı kooperatif elinde arsa veya konut kalmaması halinde üyesine ödenecek tazminatın hesaplanması şekli, Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre aşağıdaki şekilde formüle edilmiştir.

1- Önce, ortaklara tahsis edilen konut veya arsanın dava tarihi itibariyle rayiç değeri saptanmalıdır.

2- Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin, ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar (Toptan Eşya Fiyat Endeksi Artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak, güncel değeri bulunmalıdır.

3- Bundan sonra, yukarıda (1) numaralı bentte bulunan değerden (2) numaralı bentte bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın, bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettikleri ortaya çıkarılmalıdır.

4- Bunu takiben, davacı eksik ödeme yapan ortağın ödentileri (2) numaralı bentteki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı da güncelleştirilmelidir.

5- Bu hesaplamalardan sonra, normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın yukarıda (2) numaralı bentte bulunan ödemelerinin güncel değeri karşılığı, yine yukarıda (3) numaralı bentte bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre, davacının (4) numaralı bentte eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yarar sağlaması gerektiği, orantı kurallarına göre belirlenmelidir.
Yani sonuç olarak, (4) numaralı bentte bulunan miktar, (3) numaralı bentte bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan miktarın (2) numaralı bentte bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktara (4) numaralı bentte bulunan davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktar, davacı ortağın bu davada kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar miktarını belirleyecek ve mahkemece tespit edilecek miktara hükmedilecektir. Mahkemece yeterli inceleme yapılmadan, davacının üye kabulü ve yukarıdaki ilkeler dikkate alınmadan yapılan hesaplama sonucu verilen hüküm tesisi eksik incelemeye dayalı olup, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, 19.09.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 10-05-2012, 16:52   #7
empas

 
Varsayılan Teşekkür

Ne yaman içtihatların peşine düşmüşüm meğer.

İlgilenen arkadaşlarıma içtenlikle teşekkür ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06060910 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.