Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Toplumsal Değerlerimiz ve İnsanlık Onuru

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 07-02-2010, 16:08   #1
Gemici

 
Varsayılan Toplumsal Değerlerimiz ve İnsanlık Onuru

Toplumsal Değerlerimiz ve İnsanlık Onuru

Bazı haberleri okurken, aklıma ‘bu haberleri doğru değerlendiriyor muyu(z)m’ türünden sorular takılıyor bazen. Soruyu sormamın gerekçesi şu: eğer olayları dorğru değerlendiremiyorsak, doğru soruları da soramıyoruz demektir. Sonuç: doğru önlem alamayız, bu olayların tekrarlanmaması , hiç olmazsa azaltılması için.

Beni yukarıdaki soruyu sormaya yönelten olay Kâhta’da canlı olarak toprağa gömülen Medine Memi’nin acı dramı. İnsanın tüylerini ürperten ve bu kadar cani ruhluluk olur mu dedirten olaya Dünya basını büyük yer veriyor.

TİMES’ın konu hakkındaki haberinin özeti şu: "MEDİNE’NİN ÖLÜMÜ ÜLKEYİ ŞOK ETTİ"-"Türk kız çocuğu, genç erkeklerle dostluğunun ailesini utandırdığı için çanlı gömüldü. Namus cinayetleri, Türkiye’de ender rastlanan olaylar olmasa da Medine Memi’nin korkunç ölümü, ülkeyi şok etti."

Çağdaşlık iddiasında bulunun, misafirperverliği, tabii güzellikleri ve büyük uygarlıklara yataklık etmesi ile övünen Anadolu ve Türkiye’nin bu imajına büyük bir darbe vuruyor olay. Tek beklentim bu korkunç olayın Dünya basınındaki yankılarının Türkiye’yi insan hakları konusunda uyandırması ve toplumu örf ve adetleri ve değerleri konusunda düşünmeye yöneltmesi. Bu türden bir silkinmenin bugünden yarına olacağını zannetmiyorum, böyle bir gelişim zaman ister çünkü. Zamana eşilk edecek diğer koşullar eğitim ve ülkenin insan haklarına ve insanlık onuruna değer veren kesimlerinin köhnemiş değer ölçülerine ve örf ve adetlere savaş açmaları.

Başta vurguladığım noktaya dönüyorum:
Burada söz konusu olan olayları sadece kadına karşı şiddet ve aile içi şiddet olayları olarak nitelendirmek, bizi olayların toplumsal boyutunu göz ardı etmeye ve çıbanın kökünü görmemeye götürür. Kadına karşı şiddeet ve aile içi şiddet toplumsal bir olaydır, Aile ailedir, aile içinde olanlar kimseyi ilgilendirmez, bu gün döver yarın sever, çocuğunu dövmeyen dizini döver, türünden beylik sözler insanlık onuruna aykırı yaklaşımlardır saptamasında herkesin birlik olması gerekir.

Canavar ruhlu bir dedenin değil, vurdumduymaz bir toplumun kurbanı olan Medine Memi konusuna dönelim:

-Aile reisi olan Dede Fethi Memi’nin ailenin tüm fertlerine şiddet ve baskı uygulamasını kolaylaştıran toplumsal değerlerin hiç mi katkısı yok olaya?
-Tüm şiddet ve aşağılamalara rağmen Dedenin sözünden çıkmayan, onun her dediğini kabul eden ve bu şiddete baş kaldıran küçük bir kıza yardımcı olmayan aile fertlerini bu türden bir kişilik sahibi eden toplumsal değerlerin ve eğitim sisteminin hiç mi suçu yok?
-Dede ile birlikte her cuma günü zikir ayini yapan, ona saygın bir yer veren tarikat mensuplarının hiç mi suçları yok olayda?
-Kızın dışarı bile çıkamadığını, okula gönderilmediğini bilen ve ‘kol kırılır yen içinde, kim ne yaparsa yapsın, kendi bileceği iş’ düşüncesinden yola çıkarak olaya hiç karışmayan ve Dede ve aile ile iyi komşuluk ilişkileri dışında başka bir dertleri olmayan komşuların hiç mi suçları yok?
-İmam olmadığı zaman imamın yerine geçerek namaz kıldıran Dedenin arkasında saf tutan cemaatin hiç mi suçu yok?
-Annesinin, Dedesi tarafından dövülmesine dayanamıyan, dayanamadığı için de polise giderek onu şikayet eden küçük bir kızı geri çevirerek eve gönderen ve hiçbir tedbir almayan polisin hiç mi suçu yok?
-Bir zamanlar Kâhta’nın Bostanlı Köyü’nün Hürriyet Mahallesinda oturan Medine Memi adında bir kızın yaşadığını, Hürriyet Mahallesinda oturmasına rağmen yaşam düşleri dışında hiçbir hürriyetinin olmadığını bilmeyen bizlerin hiç mi suçu yok olayda?

Saygılarımla
Old 07-02-2010, 22:29   #2
GECE

 
Varsayılan

Toplumumuzda "elalem ne der, insan içine nasıl çıkarım, ayıptır" gibi hep birilerine hesap verme güdüsünün insan davranışlarını yönlendiren temel etken olduğunu görüyoruz. Oysa bunların yerini etik, vicdan, bireysel sorumluluk almalıdır. hele erkekler, herşeyi kendine hak görür ama kadın erkeğin yaptığının yüzde birini yaparsa netice: cinayet, dışlanma...İnsanlar her türlü edepsizliği yapar, kimse görmedi ise sorun yok; ama edepsizliklerin mimarı bu kişi, başkasının hatasını pusuya yatmış bir kurt gibi kollar, çünkü eğlence çıkacaktır. Halbuki darda olanın, yanlışa düşenin elinden tutsak; yanlışı birlikte tamir etsek ya da hiç bir şey yapamıyorsak en azından yüzüne vurmasak yanlışlar yanlışları doğurmayacaktır. Sanırım MEVLANA'nın şu sözü durumu özetler: " Sus artık yeter! Sır perdelerini pek o kadar yırtma. Çünkü bize, kırıkları sarıp onarmak, sırları örtmek yaraşır" .
T
oplum olarak yaşanan travmaların herbirinde hemen hepimizin öyle ya da böyle bir payı vardır. Elbette ki güzel değerlerimiz de var ancak içine doğduğumuz çevrenin her kaidesini de mantıksal ve insani değerler süzgecinden geçirmeden; sorgulanamaz birer dogma olarak benimsememeliyiz. Örneğin büyüklere saygı edeptendir, güzeldir de; ancak büyük ne derse sorgusuz sualsiz doğrudur yapılmalıdır anlayışına da bir son verilmeli. örneğin ailenin babası, ailenin onaylamadığı birini kendine eş seçen kızın ailenin namusunu kirlettiğini düşünüyor ve bu kirliliği kan temizler diye düşünüyorsa buna uymak büyüğe saygı değildir; bir yanlışa ortak olmaktır. Toplumsal dogmalar yaşam rotamızda tek pusula olmamalıdır....
Old 08-02-2010, 00:37   #3
Hak Hukuk

 
Varsayılan Töre

Sayın Gemici, gündeme getirdiğiniz için insanlık onuru adına size teşekkür ediyorum.
Eğitimsizlik midir Medine Memi cinayetindeki vahşetin nedeni? Kadına karşı şiddet, aile içi şiddetin nedeni töre midir? Her Cuma peşinden namaza duran cemaat, olup bitenler karşısında hiçbir şey olmamış gibi davranan komşular..Vijdanları yaralayan bu hale nasıl gelindi? Bu vahşeti izah etmeye çabalarken “töre”, “örf adet”, “ cehalet” demek bir işe yarar mı?
Kanaatimce herhangi bir işe yaramaz; çünkü bu duyarsızlığın nedeni töre örf adet, cehalet değildir. Bu vahşetin temel nedeni hukuksuzluktur.Her cuma Dedenin peşinde namaza duran cemaat, olup bitenler karşısında kılını kıpırdatmayan komşular atalarından dedelerinden bugüne kadar hiç hukuk görmediler;hukuk nasıl bir şeydir bilmediler. O cemaat, o komşular nice cinayetlere gasplara dolandırıcılıklara maruz kaldılar kimse onların yardımına gelmedi.Kimse onlara “bu hususta şu hukuk kuralı vardır” demedi.Nice suçlar işlendi etraflarında failleri hep cezasız kaldı. Bu halde umutsuzluk had safhadayken Dede Fethi Memi’ler çıktı ortaya, “buralara hukuk getireceğim” diye. Kendi çıkarlarını koruyan kurallardı hukuk dedikleri şey. Ve bunların adı zamanla töre oldu, örf adet oldu; izahı yapılamayanların adı da cahillik oldu.
Nerede örf adet töreden söz ediliyorsa, orada hukuksuzluk had safhadadır demektir.Ama kendi çıkarlarından fedakarlık yapmaya yanaşmayan feodal Fethi Memi’lerle modern işbirlikçileri , meselenin can alıcı noktasının hukuk olduğunu görmemizi engellediler.Olaya sebep olarak töre örf adet cehalet dediler. Çünkü hukuk gelse çıkarları zedelenir, saltanatları sarsılır. Hukuk getirmek zor bir iştir nihayetinde; töre örf adet eğitimsizlik.. somut bir kavram olan hukuk yerine bu tür belirsiz tabirlerle olaylara yaklaşmak hem itibarın kaybını önler, hem de çıkarlara ortak çıkmasını.
Sorumlu kim! Oraya hukukun gelmesini engelleyen herkes ve tabi –son cümlede belirtmişsiniz: en başta biz hukukçular.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukatlık Onuru ile ilgili anılar Armağan Konyalı Avukatlık Hukuku Çalışma Grubu 3 02-01-2008 22:43
İnsanlık Dışı : Sert G Hamdi Sırrı Duyguseli Hukuk Sohbetleri 0 29-10-2002 12:29
İnsanlık Kalmamış rasel Hukuk Soruları Arşivi 0 28-05-2002 22:43
İnsanlık Kolyesi Av. Hulusi Metin Site Lokali 0 23-05-2002 18:11


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05230689 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.