Sayın Savcım

Vatandaşın birisi üye olduğu kooperatiften şikayetçiymiş. Kooperatif yönetimi arsa sahibinin binasını tamam edeli 5 yıl olmasına rağmen arsaları devralmamış, tapuya şerh bile verilmemiş. Sonra öğrenmiş ki kooperatif yöneticisinin eniştesi arsa sahibinden arsaları inşaatları devralıp 3. Kişilere satmaya başlamış. Vatandaş gitmiş bir avukatın yanına olanları anlatmış. Avukat ticaret sicile bakmış, tapu kayıtlarına bakmış anlatılanlar doğru. Çağırmış vatandaşı, hem hukuk hem ceza işi bu, masrafı da bu kadar, ücretim de bu kadar demiş. Vatandaş sevinmiş, madem ceza yönü var, orasını halledelim, devletim bırakmaz mazlumun hakkını kimsede demiş. Zaten hukuk davasına gücüm kalmadı, neyim varsa bu kooperatife verdim diye eklemiş. Olanları açıkça dilekçe haline getirip vermiş vatandaşa. Vatandaş savcılık yolunu tutmuş…

Aradan bir zaman geçmiş. Avukat adliyede o vatandaşı görmüş. Sormuş ne oldu senin şikayetin. Vatandaş ağzını açmıyor, boğazında bir yumru oturmuş, tek kelime etmeye kalksa ağlayacak belli. Avukat çıkmış savcılık bürosuna bakmış dosyaya. Bir soruşturma dosyası ki içinde üç sayfa şikayet dilekçesi var. Onun üstüne hiçbir resmi yazı konmamış, kırmızı kapaklıyı açınca kendi yazdığı dilekçeyi görmüş avukat, onun da boğazına bir yumru oturmuş, nasıl oturmasın dile kolay 10 AYLIK şikayet dilekçesinin üzerine tek kalem kıpırdamaz mı 10 AYDA

Bahsedilen olaylar büyük bir şehirde değil, sakin bir ilçede yaşanmıştır. İsim vermiyorum ki suç işleyecek olanlar akın etmesin bu korunmasız ilçeye. Saygılarımla

İsterse büyük kentte olsun eğer bir kamu görevlisi vatandaşın dilekçesine 10 aydır işlem yapmıyorsa bırakın savcı olmayı Cumhurbaşkanı bile olsa mutlaka şikayet hakkını kullanınız.
Eğer olay doğru ise durum çok vahim.Artık ceza davalarının çoğu 10 ayda bitiyor.İşte bütün bunlar için bile yargı reformu gerekmezmi arkadaşlar ?

1-Danıştaya temyiz incelemesine giden dosyalar 3 yıldan önce dönmüyor.
2-kadıyı kime şikayet ediceksin?.
3-Yargı reformundan kastınızı anlayamadım???
saygılarımla...

Konuyu ikiye ayırarak düşünmek gerek:
1- C.Savcısının görevini ihmal etmesi
2- C.Savcısının iş yoğunluğu nedeniyle işini zamanında yapamaması

Birinci hal için C.Savcısına kızılır.
İkinci hal için kendi kendimize kızılır.

İkinci hali ikiye ayırmak gerekir:
1- İş yoğunluğuna göre kadroyu arttırmıyoruz
2- İş yoğunluğunu arttıracak kadar suç işliyoruz.

İkinci halin ikinci ayırımını birinci hale eklediğimizde görevi ihmal suçunu işlemiş olan C.Savcısına biraz daha fazla kızmamız gerekir.

ben bütün vatandaşlarımıza sesleniyorum. lütfen daha az suç işleyelim. hatta nöbetçi faiillik getirelim ki soruşturmalar zamanında tamamlansın. savcı sayısının artırılmaması gayet normal. çünkü bu ülkenin adaletten daha ciddi ihtiyaçları var. şikayeti işleme konulmayan müşteki kendisine bir çeki düzen vermeli. hangi resmi hizmet zamanında yapılmış ki adalet zamanında tecelli etsin. bu demek değildir ki geç tecelli eden şey adalet değildir. bakınız yargıtayımız pek çok kararı hukuka uygun olduğu için onaylıyor. saygılarımla.