Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Daniştay Karari Ariyorum

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-05-2014, 10:00   #1
Av. Sultan AKIN

 
Varsayılan Daniştay Karari Ariyorum

Sayın meslektaşlarım,

Danıştay 7 Daire 13/11/2007 tarih 2005/1204 E. 2007/4633 K.
Danıştay 4 Daire 03/12/1998 tarih 1997/4444 E. 1999/4757 K.

sayılı kararlarını arıyorum. Yardımcı olanlara şimdiden teşekkürler.
Old 06-05-2014, 10:05   #2
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Sultan AKIN
Sayın meslektaşlarım,

Danıştay 7 Daire 13/11/2007 tarih 2005/1204 E. 2007/4633 K.
Danıştay 4 Daire 03/12/1998 tarih 1997/4444 E. 1999/4757 K.

sayılı kararlarını arıyorum. Yardımcı olanlara şimdiden teşekkürler.


T.C. Danıştay
4.Dairesi
Esas: 1997/4444
Karar: 1998/4757
Karar Tarihi: 03.12.1998

ÖZET: Davacı adi ortaklık adına, kira ödemesi nedeniyle muhtasar beyanname verilmediğinden bahisle re'sen tarhiyat yapılmış ise de, adi ortaklığın işyeri olarak kullandığı yerin 1991 yılından itibaren bir başka firma tarafından kullanıldığının anlaşıldığı, muhtasar beyanname ile bildirilecek bir ödeme yapıldığı konusunda idarece herhangi bir tespit bulunmadığı dolayısıyla kurumun beyanname verme zorunluluğunun söz konusu olamayacağı gibi Vergi Usul Kanunu'nun ilgili Madde hükmü uyarınca re'sen takdire gidilmesi de mümkün değildir.


(213 S. K. m. 30) (193 S. K. m. 70, 94, 98)

İstemin Özeti: 1995 yılı muhtasar beyannamesini vermediği ileri sürülen adi ortaklık adına re'sen takdir olunan matrah üzerinden gelir (stopaj) vergisi kalınmış, fon hesaplanmış, ağır kusur ve usulsüzlük cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; beyanname verilmediğinden dönem matrahının tespiti için re'sen takdire gidilmesinin yerinde olduğu, ancak nakden veya hesaben yapılmış bir kira ödemesi olup olmadığı hususunda bir tespit yapılmadan sadece genel ifadeler kullanılarak matrah takdir edilemeyeceği gerekçesiyle vergi ve cezanın kaldırılmasına, karar vermiştir. Davalı İdare, yapılan tarhiyatın yerinde olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 94 ve 98. maddelerinde, gerçek gelirlerini beyan etmeye sorunlu ticaret ve serbest meslek erbabının 70. maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yaptıkları nakden veya hesaben ödemelerinden istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapacakları ve bu tevkifatın ertesi ayın 20. günü akşamına kadar ilgili vergi dairesine bildirilmesinin mecbur olduğu belirtilmiştir. Davacı adi ortaklık adına, kira ödemesi nedeniyle muhtasar beyanname verilmediğinden bahisle re'sen tarhiyat yapılmış ise de, adi ortaklığın işyeri olarak kullandığı yerin 1991 yılından itibaren bir başka firma tarafından kullanıldığının anlaşıldığı, muhtasar beyanname ile bildirilecek bir ödeme yapıldığı konusunda idarece herhangi bir tespit bulunmadığı dolayısıyla kurumun beyanname verme zorunluluğunun söz konusu olamayacağı gibi Vergi Usul Kanunu'nun 30/1. Madde hükmü uyarınca re'sen takdire gidilmesi de mümkün değildir. Bu nedenle temyiz isteminin reddine oybirliği ile karar verildi.
Old 07-05-2014, 12:00   #3
Av. Kübra İSLAMOĞLU BAYER

 
Varsayılan

7. Daire kararı Sinerji ve Kazancı'da mevcut değil. Ancak tespit edebildiğim kadarıyla 346 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin taahhütname verilmesi zorunluluğuna ilişkin kuralların iptaline dair bir karardır.

Ayrıca şöyle bir metin bulunmuştur:

Danıştay 7. Dairesinin 13.11.2007, E: 2005/1204, K: 2007/4633 kararın gerekçesinde;

“Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, “Vergi Ödevi”, başlıklı 73’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında, herkesin kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlü olduğu belirtilmek suretiyle, vergi ödeme yükümlülüğünün, Anayasal bir görev olduğu hükme bağlanmıştır. Modern toplumlarda, söz konusu yükümlülük, ortak yaşamın gerektirdiği bir takım giderlerin paylaşılması gerektiği bilinciyle birlikte, aynı zamanda; bir hak olarak kabul edilmektedir.

Mevcut Türk Hukuk sisteminde, kişilerin bir takım haklarının kısıtlanması veya belli ödevlerinin yerine getirilmesinin, hak kaybına yol açacak şekilde bazı şekil şartlarına bağlanmasını öngören düzenlemeler, Anayasanın belirlediği sınırlar dahilinde, ancak, yasalarla yapılabilmektedir.

Bu sebeple; kanuni zorunluluktan kaynaklanan bir yükümlülüğün ve kanuni ödevlerin yerine getirilmesinin, kanuni müeyyidelere katlanılması sonucunu doğuracak şekilde, belirli şartlara bağlanması yolundaki bir düzenlemenin tebliğ ile yapılması söz konusu olamaz. Aksı düşüncenin, yani, Anayasanın belirlediği sınırlar dahilinde kanunla düzenlenmesi gereken bir konunun tebliğ ile düzenlenmesinin, kuvvetler ayrılığı rejimine ters düşeceği gibi, fonksiyon gaspına yol açacağı kuşkusuzdur. ”
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Daniştay Karari Ariyorum.acil!! guyar Meslektaşların Soruları 2 29-07-2013 13:06
DaniŞtay Karari Ariyorum mdelen82 Meslektaşların Soruları 0 10-05-2011 14:26
Daniştay Karari Av.Mehmet_Ali Meslektaşların Soruları 2 28-05-2009 19:46
daniştay karari Av.Mehmet_Ali Meslektaşların Soruları 1 31-03-2009 23:29
DaniŞtay Karari Ariyorum OLCAYK Meslektaşların Soruları 1 25-02-2009 12:29


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05141401 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.