|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
03-05-2008, 15:41 | #1 |
|
Vergi Cezası İle İlgili Ödeme Emrine İtiraz
vakit ayırıp yardım edenlere teşekkür ederim.
müvekkil şahıs 2004 yılında müdürü ve hissedarı olduğu şirketin bütün hisselerini noter aracılığyla devir ediyor ve 2007 yılında ticaret sicil gazetesinde yayımlatıyor. Ancak 5 gün önce müvekkil şahıs vergi cezalarıyla ilgili olarak vergi dairesine çağrılıyor ve müvekkil şahsa devir ettiği hiçbir ilişiğinin kalmadığı şirkete ait 51 adet ödeme emrini tebliğ ediyorlar. söz konusu ödeme emirlerinde muhatap olarak şirket ismi yazılı , müvekkil şahısın ismi yazılı değil. 1) müvekkil şahıs adına bu ödeme emirlerine vergi mahkemesinde itiraz edebilirmiyim, itiraz edersem müvekkil aleyhine vekalet ücreti çıkarmı? 2) vergi dairesine söz konusu ödeme emirleri sehven hata ile alınmıştır şeklinde dilekçe yazsam ne olur? |
04-05-2008, 00:34 | #2 | |||||||||||||||||||
|
Sayın Hacıoğlu, Vergi Mahkemesinde itiraza gerek olmadığını düşünüyorum.
|
05-05-2008, 07:57 | #3 |
|
Sayın Mustafa Bey; Ödeme emirleri hangi dönemlere ve hangi vergi türlerine ait?
|
05-05-2008, 08:50 | #4 |
|
ödeme emirleri 2002 yılının 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12 ve 2005 yılına kadar devam ediyor. Vergi türleri 1043,0015,1084,3080 şeklinde sürmektedir. 51 adet ödeme emrinde toplam ceza miktarı 650.00 Ytl. Bugün 7 günlük itirazın son günü ve ben hala ne yapacağıma karar veremedim. Vergi Dairesine bir dilekçe ile ödeme emirleri sehven alınmıştır desem kesin sonuç olur mu? Vergi Mahkemesine itiraz davası açsam her bir ödeme emirne karşı bu sefer 51 adet itiraz dielekçesimi yazacağım?
|
05-05-2008, 11:02 | #5 |
|
acil
yardım eden yok mu
|
13-05-2008, 19:57 | #6 |
|
Sayın Avukat Mustafa Hacıoğlu,
Uzun süredir siteye giremiyordum. Şimdi gördüm, ne yaptınız bilmiyorum ? Müvekkliliniz, Şirkette, söz konusu borçların "2002 yılının 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12 ve 2005" dönemlerinde şirketin kanuni temsilcisi (müdürü)ise, son zamanlarda,sorumlu olduğu döneme ait vergi borçlarından da sorumlu tutan kararlar artıyor. ////// Ödeme emirlerinin müvekkiliniz adına değil de, şirket adına düzenlenmiş olması hatalı tebligat nedeniyle, şimdilik durumunuzu kurtarıyor görünüyor, ama, vergi dairesi bu dava açma süresini kaçırdığınızda, "hoş kaçımasanız da" işlemini yürütecektir. /////////// Önceki hatalı tebligat nedeniyle, Vergi dairesinden müvekkilinizin şahsına ihbarname düzenlenmesini talep edebilirsiniz. /////////////// Sorun sanırım, müvekkilinizin müdür olduğu dönemlerle ilgili vergi incelemesi yapılmış. Vergi Ziyaı Cezalı KDV tarh edilmiş olmalı. ////////// Aslı sorun söz konusu vergi inceleme raporu ve de büyük ihtimalle de, bizim alt inceleme dediğimiz bir konumda ise, atıf yapılan raporu görmek gerekir. ////////////// Çok ayrıntılı ve çok teknik bir konu. //////// 650 ytl. de çok küçük bir tutar. Sanırım tutarda da hata var. En azından gecikmeleri dikkate alınmamış. 5736 sayılı yasadan yararlanmayı da kaçırmış olması durumunu iyice zorlaştırıyor? |
15-05-2008, 11:54 | #7 |
|
Öncelikle elinize ve emeğinize sağlık..
7 Günlük İtiraz süresi içince Vergi mahmekesine yürütmenin durdurulması talepli(51 adet ödeme emri için 1 tane itiraz davası) itiraz davası açtım. Gelen ödeme emirlerinde toplam ceza trilyona yakın(650 ytl hatalı yazım). Ayrıca Vergi dairesinede ayrıca bir dilekçe ile ödeme emrileri şehven alınmıştır şeklinde itiraz ettim. Müvekkilin bir zamanlar ortak ve müdürü olduğu Ödeme emrilerinde borçlu görünen şirkette mevcut hissesi oranında söz konusu cezalardan sorumlu olacağını düşünmekteyim. bu olayla ilgili elinde karar olan var mı? Çok teknik bir konu ancak vergi daireleri son zamanlarda şirketlerin eski ortaklarına bu şekilde ödeme emirleri göndermeye başladı. |
22-05-2008, 18:15 | #8 |
|
Sayın Avukat Mustafa Hacıoğlu,
Büyük ihtimal ile ayrı ödeme emirlerine aynı dilekçe ile dava açtığınız için, dilekçeniz reddedilebilecektir. Bu arada siz de, müvekkilinizin sorumlu olduğu dönemdeki borcun asıl kaynağının belgelerini edinmeye çalışabilirsiniz. O zaman daha çok yardımcı olabiliriz. |
27-05-2008, 16:14 | #9 |
|
açmış olduğum dava ehliyet yokluğundan reddedildi. gerekçe: Söz konusu ödeme emrilerinde muhatap olarak şirket ismi yazılı olduğundan müvekkil şahsın herhangi hukuki durumu ilgilendirmediğinden dava ehliyet yokluğundan reddedildi. ödeme emirlerinde muhatap olarak şirket ismi yazılı olduğundan müvekkil şahsın herhangi bir borçluluk durumu yok olduğunu düşünüyorum.
|
22-10-2008, 23:12 | #10 |
|
Sayın Avukat Mustafa Hacıoğlu
Benimde başımda şu an ,sizin olayınıza benzer durum var.Müvekkilime yüklü miktarda vergi ziyaı ile ilgili ödeme emri tebliğ edilmiş ama şirket adına gönderilmiş.Araştırmalarımda müvekkilin bu şirketle ne ticaret odasında ne de vergi dairesi kayıtlarında bir bağlantısı çıkmadı.hiç bir şekilde ortak değil. Vergi mah. dava açsam muhtemelen ehliyet yokluğundan red edilecek. Vergi dairesine itiraz edip tebligatın şirkete yapılması gerektiği ve usulsuz olması dolayısıyla ödeme emirlerini iade edicem.Ama yine de endişeliyim. Sizin olayınızda ki son durum hakkında bilgi verirseniz çok sevinirim. İyi çalışmalar |
23-10-2008, 14:07 | #11 |
|
Burada vergi dairesinin amacı zamanaşımı süresini kesmek ve şirketten tahsil olunamayan alacakların şirket ortaklarından tahsili sürecini başlatmaktan ibaret olsa gerek.Zira vergi dairesi yetkilileri tebligatı usulsüz olup olmadığını bilebilecek bilgi ve donanımda görevlilerdir.
Her iki olayda da usulsüz tebligat yapılan kimsenin vergi mahkemesinde ödeme emrine karşı dava açmak ehliyeti yoktur. Tamam dava ehliyetiniz yok. Bu doğru . Ama birde şu açıdan düşünelim: mahkeme davayı ehliyet yönünden red ettiğinde aslında tebligatın usulsüz olduğunu, dava açmak hak ehliyetinin tebligatın asıl muhatabına ait olduğunu da karara bağlıyor. Yani mahkemenin red kararı bir anlamda tebligatın muhatabı açısından usulsüz tebliğin tespiti anlamı taşıyor değil mi? Kaldı ki vergi idaresi adı üzerinde kamu idaresidir. Usulsüz tebligat işlemi kapsamında idareye tebligat evrakının bir dilekçe ile iadesinde ve dahi bu işlemi gerçekleştiren memurlar hakkında şikayet ve yine idare aleyhinde dava yoluna başvurulması yönünde de bir engel yok diye düşünüyorum. Son bir not . Bi öngörü de bulunalım. Bence usulsüz tebligatın asıl muhatabı da şanslı. Zira: a.Vergi dairesi tebligatın usulüne uygun yapılmış olduğunu varsayarak takip işlemlerine devam edecek. Yani VUK'da öngörülen ilanen tebligat usulünü es geçecek. b.Bu durumda tebligatın asıl muhatabı hakkında gerçekleştirilen işlemler ilanen tebligat yolu denenmeden hatalı tebligata dayalı olarak devam ettirilmiş olacak. c.İleri de şirketin gerçek yetkilisi tebligatın usulsüzlüğüne dayanarak ödeme emrine yeni muttali olduğundan bahisle ödeme emrine karşı dava açmak olanağına kavuşacak. d.Hatta şirket hakkındaki takip semeriz kalıp ortaklara yönelinmiş ise öncelikla şirket hakkındaki yürütülen işlemler usulsüz olduğundan idarenin şirket ortaklarına gönderdiği ödeme emrileri VUK madde 10 ve AATUHK 35. madde de öngörülen koşullar yerine getirilmeden yapıldığından geçersiz olacak. diye düşünmekteyim. Kolay gelsin |
23-10-2008, 14:39 | #12 |
|
Sayın Av.Mehmet Toprak çok teşekkür ediyorum ilginize
|
25-10-2008, 16:44 | #13 |
|
Sayın. av. Şadiye Gürpınar,,
Mesajınızı yeni gördüm. Olayda belirttiğim gibi müvekkil adına vergi mahkemesinde açmış olduğum dava reddedildi. Buradan çıkan sonuç ortada bulunan vergi icra dosyalarında müvekkilin şahıs olarak hukuki durumunu etkileyen bır durum olmadığıdır. Ben de vergi dairesinini müvekkile tebliğ ettiği ödeme emirlerini dilekçe ile vergi dairesine iade ettiğimi içeren diilekçemi sunmuştum. Başkaca da bir şey yapmadım. Şimdiye dek herhangi bir kötü durumla karşılaşmadık. Galiba vergi dairesi müvekkili nasıl borçlu hale getirebilirimi düşünüyor Siz olayınızda neler yaptnız? |
27-10-2008, 14:17 | #14 |
|
Sayın Av.Mustafa Hacıoğlu
Ben de sizin izlediğiniz prosedüre başladım.Evrakları vergi dairesine şirketin müdürü ve yetkili temsilcisine tebliğ etmeleri için dilekçeyle iade ettim.Aslında dava ehliyet yokluğundan red edilecek diye dava açmayacaktım.Ama Av. Mehmet Toprak böyle bir kararın lehimize olacağından bahsetmiş o yüzden vergi mah. de dava açmaya hazırlanıyorum.Birde benim müvekkilin hiç bir alakası yok bu olayla evrakta sahtecilik ve dolandırıcılıktan şirket ortakları hakkında suç duyurusunda bulunacağım. Sizin olayınızda herhangi bir gelişme olmamış buna şimdilik sevindim İyi çalışmalar diliyorum. |
28-11-2009, 12:27 | #15 |
|
saygıdeğer meslektaşlarıma bu konuda ben de danışmak isterim. yeni üye olduğum için sorumu doğru yerde sorup sormadığımı bilemiyorum.lütfen yanlış ise beni uyarınız.
Konuya geleyim. Müvekkili olduğum ltd. şti. hali hazırdaki müdürü ve ortağına vergi dairesinden ceza ihbarnamesi usulüne uygun olarak tebliğ edildi. bu ihbarnamede bir de denetçi raporu mevcut ve bu raporda 2004 yılına ait kayıtlarda sahte fatura alınarak düşük kdv ödenmesi tespit edilmiş, vergi usulsüzlüğü ve vergi ziyaından dolayı vergi cezası çıkartılmıştır. Şimdi şirket fiili olarak faaliyette olmayıp müvekkilim şirketi usulsüzlük dönemindeki şahıstan 2005 yılının sonunda devralmış. 2004 yılına ait usulsüzlüklerden herhangi bir bilgisi yok. ancak şirket ortağı ve müdürü olduğu için ve şirket tüzel kişiliğine ceza çıkarıldığı için kendisine ceza ihbarnamesi teb.edilmiş. bu hususta ne yapabilirim? vergi borcunda şirketin hali hazırdaki ortaklarının sorumlu olduğu genel kanaat iken vergi cezalarında( para cezası şeklinde) sorumluluk kime ait? o dönemki şirket ortağına mı yoksa yeni ortak mı sorumlu olur? usulsüzlük döneminde müvekkilimin şirketle her hangi bir bağı yok. sonradan devralmış şirketi ve vergi dairesinin denetiminde eski döneme ait boyle bir usulsüzlük ortaya çıkarılmış.Denetçi raporunda da devir tarihleri ve önceki ortak ve sonraki ortaklar açıkça belirtilmiş. ne şekilde hareket etmeliyim? bu konuda lehe olacak danıştay kararları mevcutsa iletebilir misiniz? teşekkür eder, değerli bilgilerini paylaşmanızı rica ederim. saygılar. |
01-12-2009, 17:27 | #16 |
|
[quote=Av.s.kucuk]saygıdeğer meslektaşlarıma bu konuda ben de danışmak isterim. yeni üye olduğum için sorumu doğru yerde sorup sormadığımı bilemiyorum.lütfen yanlış ise beni uyarınız.
Konuyu mali hukuk çalışma grubuna yöneltmeniz daha doğru olabilirdi. Cezalı tarhiyat şirket adına uygulanmış. Bu noktada şirket adına cezalı tarhiyata ilişkin dava açılmalıdır. Bu dava öncesinde de karşı tarafın vergi tekniği raporunu görmek gerekir. Şimdiki ortağın durumuna gelince; Rapora ek tutanaktaki ifade şimdiki kanuni temsilciye mi, önceki kanuni temsilciye mi ait? Kanuni temsilci değişikliğinde izlenmesi gereken usul, yol izlenmiş mi? Konunun çok ayrıntılı ve teknik olarak incelenmesi sonucunda görüş bildirilmesi daha doğru olur. |
16-05-2011, 20:47 | #17 |
|
Sayın Av. Şadiye Gürpınar ve Mustafa Hacıoğlu
Yukarıda yıllar önce izlediğiniz prosedür işe yaradı mı. Müvekkilime imza ve temsil yetkisi olmadığı halde yönetim kurulunda olduğu a.ş. adına düzenlenen ceza ihbarnameleri gelmiş, bende bir dilekçeyle vergi dairesine göndermeyi düşünüyorum. Aynı zamanda dava açmalı mı açmamalı mı karar veremedim hala. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Pazartesi | Av.H.Sancar KARACA | Site Lokali | 112 | 08-11-2010 20:43 |
acil/iş sözleşmesinin feshi ve kıdem sorunu/ acil | avenginakbaba | Meslektaşların Soruları | 5 | 18-01-2007 09:46 |
Kritik pazartesi | Seyda | Hukuk Haberleri | 1 | 06-11-2006 12:36 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |