Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Sgknin Fazla Ödeme İade Talebİ

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-01-2011, 12:30   #1
Av.TYILMAZ

 
Varsayılan Sgknin Fazla Ödeme İade Talebİ

MÜVEKKİL SGK DAN EMEKLİ OLMUŞ VE EMEKLİ MAAŞINI ALMAYA DEVAM EDERKEN SGK TARAFINDAN EMEKLİLİK HESABININ YENİDEN YAPILANDIRILMASI NETİCESİ KENDİSİNE FAZLA ÖDEME YAPILDIĞI BİLDİRİLMİŞ VE SÖZ KONUSU BEEL FAİZİ İLE BİRLİKTE TALEP EDİLMİŞTİR. MÜVEKKİL İSE YAKLAŞIK 7.000-TL CİVARINDA OLAN BEDELİ İHTİRAZİ KAYIT İLE SGK VEZNESİNE ÖDEMİŞTİR VE AYRICA DİLEKÇE SUNUP SÖZ KONUSU İADE TALEBİNE İTİRAZ ETMİŞTİR. ŞİMDİ İSE İDARENİN 60 GÜNLÜK CEVAP VERME SÜRESİ GEÇMİŞ OLUP DAVA İKAME ETME GEREĞİ DOĞMUŞTUR.
SÖZ KONUSU BEDELİN HAKSIZ YERE TALEP EDİLDİĞİ YÖNÜNDE DAVA AÇIP YATIRILAN BEDELİN İADESİ İSTENECEK.
SÖZ KONUSU DAVAYI HANGİ MAHKEMEDE AÇMAM GEREKMEKTE VE NE DAVASI OLARAK AÇMAM GEREKLİ BU KONUDA BİLGİSİ OLAN MESLEKTAŞIM VARSA CEVAP VERİRSE ÇOK MUTLU OLURUM. ACİL CEVAPLARINIZI BEKLİYORUM. İYİ ÇALIŞMALAR HERKESE
Old 05-01-2011, 14:21   #2
avukatedali

 
Varsayılan

5510 sayılı kanunun 101.maddesi gereğince davada görevli mahkeme İş Mahkemesi'dir.
Old 06-01-2011, 15:39   #3
Av. Evren Apaydın

 
Varsayılan

İş Mahkemesinde, kurum(SGK) borç tahakkuk işleminin iptali ve yapılan fazla ödemenin tahsili konulu bir dava ikame edilebilir.
5510 sayılı Yasa 96/b maddesi uyarınca Kurum kendi hatasından kaynaklanan yersiz ödemeler ile ilgili, Kurumca tespiti yapıldığı tarihten itibaren geriye en fazla 5 yıllık süredeki yersiz ödeme miktarını talep edebilir. Genellikle SGK bu 5 yıllık süre sınırlamasını uygulamamakta, süre sınırlaması olmadan hesaplanan toplam miktar üzerinden borç tahakkuk işlemi yapmaktadır.
Aylığın hesaplanması konusu ise ancak bilirkişi incelemesi ile belirlenebilecektir. Kurumun 5 yıllık süreyi dikkate alıp almadığı hususunu inceleyerek, işlemin iptali ile birlikte fazladan ödemeler hakkında da kısmi bir alacak davası açmanızı öneririm.
Old 16-02-2011, 09:00   #4
av.efsun

 
Varsayılan

Birde şu karara bakmanızı öneririrm!kafam iyice karıştı

T.C. YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/17926
Karar: 2010/3967
Karar Tarihi: 22.03.2010
ÖZET: Yargı yolu yanlışlığı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
(2022 S. K. m. 1, 2, Ek. m. 1) (506 S. K. m. 134) (5510 S. K. m. 101) (2577 S. K. m. 2, 3, 9, 14, 15) (1086 S. K. m. 7, 193) (YHGK. 27.02.2008 T. 2008/21-139 E. 2008/204 K.)
Dava: Davac
ı vekili, 2022 sayılı Kanun hükümlerine göre bağlanan aylığın kesilmesine yönelik Kurum işleminin iptali ile hak edilen aylıkların yasal faiziyle birlikte alınmasını istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.
Hükmün, davalı SGK Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Tolga Özmen tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Karar: 01.01.1977 tarihinde yürürlüğe giren 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında 2022 sayılı Kanunun 2'nci maddesinde, anılan Kanunun 1 ve ek 1'inci maddelerinde öngörülen koşulların varlığı durumunda hak sahiplerine aylıkların Emekli Sandığı aracılığı ile bağlanacağı ve ödeneceği belirtilmiş; 3'üncü maddesinde, bu aylıkların başlangıç tarihinin, ilgililerin Emekli Sandığına yapacakları yazılı başvurularını izleyen aybaşı olduğu açıklanmıştır. 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununun 1'inci maddesiyle; Maliye Bakanlığı'na bağlı olmak ve bu Kanunda yazılı emeklilik işlerini görmek üzere Ankara'da, tüzel kişiliğe sahip Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı kurulmuş ise de, 20.05.2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun 43'üncü maddesiyle, 5434 sayılı Kanunun bazı maddeleri yürürlükten kaldırılmış, devredilen kurumlar ve devre ilişkin hükümler içeren geçici 1'inci maddesiyle de, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı, hiç bir işleme gerek kalmaksızın, bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla, görevleri ile birlikte, 1'inci maddeye dayanılarak kurulan kamu tüzel kişiliğine sahip Sosyal Güvenlik Kurumu'na devredilmiştir.
Diğer taraftan başlığını taşıyan; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 134'üncü maddesinde, bu Kanunun uygulanmasından doğan uzlaşmazlıkların, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görüleceği, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 01.10.2008 günü yürürlüğe giren 101'inci maddesinde de, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan durumlarda, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği hüküm altına alınmıştır.
İdari nitelikteki bir davanın hukuk mahkemesine açılması durumunda izlenecek sürece ilişkin 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanununda bir birini tamamlayan düzenlemeler yer almaktadır. 2577 sayılı Kanunun <İdari Dava Türleri Ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı> başlıklı 2'nci maddesinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve amaç yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları ile idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenlerce açılan tam yargı davaları idari dava türleri olarak sıralanmış; başlığını taşıyan 9'uncu maddesinde; çözümlenmesi Danıştay'ın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girmesine karşın, adli yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi durumunda, bu konudaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabileceği, görevsiz yargı makamına başvuru tarihinin, Danıştay'a, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul dileceği, adli yargı yerlerine açılan ve görevsizlik sebebiyle reddedilen davalarda, görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra, anılan otuz günlük süre geçirilmiş olsa da, idari dava açılması için öngörülen süre henüz dolmamış ise bu süre içinde idari dava açılabileceği bildirilmiştir. Belirtilmelidir ki, hukuk mahkemesince verilecek görevsizlik kararı üzerine yapılacak işlemler söz konusu 9'uncu maddede düzenlendiğinden, bu aşamada 1086 sayılı Kanunun 193'üncü madde hükmünün uygulama alanı bulunmamaktadır. Adli ve/veya idari yargı yerlerine açılan davalarda yargı yolu yanlışlığına ilişkin olarak, taraflarca yargılama sonuna kadar itiraz ileri sürülebileceği gibi, bu hususun mahkemelerce de kendiliğinden gözetilmesi zorunludur. 1086 sayılı Kanunun 7'nci maddesinde; diğer bir mahkeme veya idari makam ya da yargı merciinin görevine giren bir dava veya iş kendisine arz olunan mahkeme tarafından, davanın her aşamasında kendiliğinden görevli olmadığı yönünde karar verilebileceği belirtilerek, yargı yolu itirazında verilecek karar olarak tanımlanmış olmakla, burada ifade edilen karar, yargı yolunu değiştirici niteliktedir. 2577 sayılı Kanunun 3'üncü ve devamı maddeleri dikkate alındığında ise; hukuk mahkemesince görevsizlik kararı verilirken, ayrıca, idari yargı düzenindeki hangi mahkemenin görevli olduğu ve dava dosyasının ilgili mahkemeye gönderilmesi yönünde hüküm kurulması olanaksızdır. Anılan maddelerde idari davalarda izlenmesi gereken dava açma yöntemi belirtilmiş olup, davanın idari nitelikte olduğunun anlaşılması üzerine dosyanın idare mahkemesine gönderilmesine karar verilmekle, başlangıçta adli yargı yerine açılmış olan davanın idari yargı yerine açılması sağlanamaz. İdari eylem ve işlemlere karşı açılacak davalar hak düşürücü süreye bağlanmış olup, 2577 sayılı Kanun hükümlerine bakıldığında, davanın süresinde açılmamasının yaptırımı, usul yönünden karar verilmesidir (2577 sayılı Kanunun 14/3-e ve 15/1-b madde düzenlemeleri). Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 27.02.2008 gün ve 2008/21-139 Esas, 2008/204 Karar sayılı ilâmında da aynı yaklaşım ve görüş benimsenmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında yapılan değerlendirmeye göre; davalı SGK Başkanlığı (devredilen Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı)'na yönelik asliye hukuk hakimliğine iş mahkemesi sıfatıyla açılan ve görülen inceleme konusu davada, taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın çözümünde 506 veya 5510 sayılı Kanunun uygulama yeri bulunmadığından, sözü edilen 134 ve 101'inci madde hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemeleri görevli olmayıp, bu tür davalar idari yargının görev alanı içerisinde yer almaktadır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurularak yargı yolu yanlışlığı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu, işin esasına girilerek, hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
BorÇlusu Ve Borcun Konusu Ayni Olan Kİra Takİbİnde Ödeme Emrİnİn İptalİ Talebİ salman Meslektaşların Soruları 3 06-05-2010 10:49
13 örnek ödeme ödeme emri-alacağın sehven fazla yazılması alphukuk Meslektaşların Soruları 1 06-05-2009 08:49
SSK ve EŞ DEĞER OLMAYAN TIBBİ MALZEMELERDEKİ FAZLA ÖDEME külekçi Meslektaşların Soruları 0 12-03-2007 17:22


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03657007 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.