Nafaka alacaklarına BK 84. madde uygulanır mı?

Merhaba sevgili meslektaşlarım,
Nafaka alacağı ile ilgili devam etmekte olan bir icra takibim var. Borçlu taksitler şeklinde borcunu ödemeye çalışıyor. Ancak vekalet ücreti ve masraflara BK 84. maddenin uygulanıp uygulanmayacağı hususu kafamı karıştırmakta.Bu konuyla ilgili Yargıtay Kararı vs. bulamadım.Yardımlarınızı bekliyorum.

Alıntı: Yazan ceren ünsal Merhaba sevgili meslektaşlarım, Nafaka alacağı ile ilgili devam etmekte olan bir icra takibim var. Borçlu taksitler şeklinde borcunu ödemeye çalışıyor. Ancak vekalet ücreti ve masraflara BK 84. maddenin uygulanıp uygulanmayacağı hususu kafamı karıştırmakta.Bu konuyla ilgili Yargıtay Kararı vs. bulamadım.Yardımlarınızı bekliyorum.

Ben BK m.84 'ün uygulanmadığını düşünüyorum.Çünkü borçlu hakkında hapis cezası çıkardığımızda bir aylık nafakayı ödediği takdirde ceza düşüyor.Eğer m.84 uygulanıyor olsa cezanın düşmemesi gerekir diye düşünüyorum.

Ama 2009 senesinde açtığım şikayet davasında mahkeme borcun tamamının yatırılmasına karar vermişti. Borçlu ancak öyle çıkmıştı. Hala kafam karışık

Alıntı: Yazan ceren ünsal Ama 2009 senesinde açtığım şikayet davasında mahkeme borcun tamamının yatırılmasına karar vermişti. Borçlu ancak öyle çıkmıştı. Hala kafam karışık

Sayın meslektaşım,

Nafakaya ilişkin ceza davasında, ödenmeyen ay belirtilerek dava açılmalı.

Daha sonra borçlu söz konusu aya ilişkin ödemeyi ana parasını yatırsa dahi, mahkumiyetten kurtuluyor. Bu ödeme infazın bitimine kadar herzaman yapılabiliyor.

malesef bu konuda böyle saçma sapan bir uygulama var. Birikmiş nafaka da adi alacak olarak değerledirildiğinden, ancak farklı şekillerde tahsil edilmesine gidilebiliyor.

Kıymetli meslektaşım Bir adet Karar buldum.Umarım Faydalı Olur.

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/1811
Karar: 2005/5607
Karar Tarihi: 17.03.2005

ÖZET : 818 S.K'na göre, yapılan kısmi ödemelerin talep olmasa dahi öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilmesi gerekir. Davada faiz hesabı yapılarak ve kısmi ödemelerin öncelikle fer'i alacaklardan düşülerek sonuca varılması gerekir. Açıklanan nedenlere uygun olmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması isabetsizdir.

(818 S. K. m. 84) (1086 S. K. m. 428)

Dava: Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Mahkemece, hükme esas alınan ve kalan nafaka alacağının 551.971.315.-TL olduğunu belirleyen bilirkişi raporunda; ödenmesi gereken toplam nafaka miktarından, yapılan ödemelerin düşülmesi sonucunda kalan borcun saptandığı anlaşılmaktadır.

Bilirkişi tarafından nafakanın tahakkuk ettiği tarih ile ödendiği tarih arasındaki dönem için faiz hesabı yapılmadığı görülmektedir. Ayrıca, HGK.'nun 27.09.2000 tarih ve 2000/12-1148 E., 2000/1193 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere Borçlar Kanunu'nun 84. maddesi gereğince yapılan ödemelerin öncelikle "faiz ve masraflara mahsup edilmesi gereklidir. Bu husus tarafların talebi olmasa bile kendiliğinden gözetilir.

Somut olayda, bilirkişinin faiz hesabını yapması ve kısmi ödemelerin yukarıda açıklanan kural doğrultusunda öncelikle fer'i alacaktan düşülerek sonuca ulaşılması gereklidir, Bu durumda, açıklanan esaslara uygun bulunmayan raporlara itibar edilerek hüküm kurulması isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 17.03.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları