YaŞ KÜÇÜltme-bakaya Kalma

Merhaba arkadaşlar, acil yorumlarınızı beklemekteyim. Öncelikle yaş büyültme-küçültme davalarının sonuçlanması ne kadar zaman almaktadır.
Müvekkil üniversiteye kazanmış olup okul kaydı için askerlik belgesi almaya gittiğinde bakaya kaldığı söylenerek askere alınmaktadır. Nüfusta kayıtlı olan yaşının yanlış olması nedeniyle, yani yaşının gerçekte daha küçük olması nedeniyle askere alımını iptal ettirmek, durdurmak istemektedir. Aynı zamanda şuanda askerdedir, askerliği başlatılmıştır.Bu durumda yaş küçültme davası açılıp müspet sonuçlandığı varsayılırsa, şuan için askerliğinin durdurulması söz konusu olabilir mi? Teşekkürler.

Ne yazıkki yaş küçültme davaları Yargıtay'ın, kimse doğumundan önce nüfusa kaydettirilemez görüşü doğrultusunda reddedilmektedir. İlk bakışta bu görüş 1985 yılında doğan bir kişinin 1980 yılında nüfusa kaydettirilmiş olamayacağı örneği ile mantıklı gelse de, ülkemizde küçük yaşta ölen büyük kardeşin nüfusunun yeni doğan kardeşe verilmesi gibi gerçeklikler göz önüne alındığında çürümektedir. En son 1 yıl önce bu gerekçe ile açmış olduğum bir yaş küçültme davası inceleme yapılmaksızın ilk duruşmada reddedilmişti. Dosyayı temyiz etmedim. Dolayısı ile Yargıtay'da bir görüş değişikliği olup olmadığı hususunda net bilgi sahibi değilim.

1111 sayılı askerlik kanununun 81. maddesi gereği, askerlik çağına girdikten sonra yapılan/yapılacak olan yaş tashihlerinin askerlik durumuna hiç bir tesiri olmaz. AYİM b u yönde açılan davaları red ediyor. İşiniz çok zor. kolay gelsin.ÖZETİ:1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun 81 nci maddesine göre askerlik çağına girildikten sonra yapılacak yaş tashihinin ilgili yükümlünün askerlik durumuna bir etkisi olmadığından; davacının askerlik çağına girdikten sonra sonuçlanan yaş tashihi kararı dikkate alınmadan, idarece askere sevki yolunda tesis edilen işlemde hukuka aykırı bir yön toktur.


Davacı vekili 03 Ağustos 1999 tarihinde kayda geçen dilekçesinde özetle; 12.05.1979 doğumlu olan müvekkilinin doğum tarihinin doğru olmadığı gerekçesi ile askerlik çağına girmeden 05.08.1997 tarihinde dava açtığını, yargılama sonunda yine askerlik çağına girmeden 23.12.1998 tarihinde verilen kararla yaşının 18.09.1991 olarak düzeltildiğini, askerliğinin tecili için yaptığı başvurunun reddedildiğini, davalı idarenin askerlik çağının başlangıç tarihinde yapıldığını, davacının askerlik çağına girmeden çok önce açıldığını ve sona erdiğini, yargılamanın uzun sürmüş olmasının sonuçlarının kişilere yüklenemeyeceği işlemin hukuka ve mevzuata aykıır olduğunu belirterek öncelikle yürütmenin durdurulmasını ve işlemin iptalini talep ve dava etmiştir.

Davacının yürütmenin durdurulması yönündeki talebi AYİM. 2.Dairesinin 15.09.1999 gün ve E: 1999/513 sayılı kararı ile reddedilmiştir.

Dava dosyasında mevcut belge ve bilgilerin tetkikinde; 12.05.1979 doğumlu olan davacının, nüfus kayıtlarında mevcut doğum tarihinin doğruyu göstermediğinden bahisle Edirne 2.Asliye Hukuk Mahkemesinde 05.08.1997 tarihinde dava açtığı, dava devam ederken 11 Ağustos 1998 tarihinde son yoklamasının yapıldığı, anılan Mahkemesinin 23.12.1998 gün E: 1997/308, K: 1998/639 sayılı ve 22.03.1999 tarihinde kesinleşen kararı ile davacının yaşının 18.09.1981 olarak değiştirilerek nüfus tesciline karar verildiği, davacının bu Mahkeme kararını ibraz ederek verdiği 06.04.1999 tarihli dilekçe ile Şubesine başvurduğu, buna rağmen 21.07.1999 tarihili Askere Sevk için Çağrı Pusulasının 27.07.1999 tarihinde davacınnı babasına tebliğ edildiği, bunun üzerine işlemin iptali istemiyle iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

1111 Sayılı Askerlik Kanununun 2 nci maddesinde “Askerlik çağı her erkeğin esas nüfus kütüğünde yazılı olan yaşına göredir ve yirmi yaşına girdiği sene OCAK ayının birinci gününden başlayarak 41 yaşına girdiği sene OCAK ayının birinci gününde bitmek üzere en çok yirmibir sene sürer” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 81 nci maddesi “Askerlik çağına girdikten sonra yaşlarını değiştirenlerin yaşlarında yapılan değişikliğin askerliklerine tesiri yoktur. Ancak son yoklama görmemiş olanlardan nüfus kütüğünde yazılı yaşları, şahıslarına uygun görülmeyenlerin yaşlarının tashihini nüfus kanununa göre ait olduğu mahkemeden istemek üzere askerlik meclisleri veya askerlik daire ve şube reisleri ve mahallinin en büyük mülkiye memur tarafından müddei umumiye müracaat olunur ve bilmuhakeme takdir olunacak yaşa göre askerlikleri yaptırılır” hükmünü amirdir.

Davacı tashih edilmemiş yaşına göre 12 Mayıs 1979 doğumlu olup, 1111 Sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca 20 yaşına girdiği (13.05.1998) 01 Ocak 1998 tarihinde askerlik çağı başlamaktadır. Yaş tashihi davası, davacının askerlik çağına girdiği 01 Ocak 1998 tarihinden çok sonra 23.12.1998 tarihinde sonuçlanmıştır.

1111 Sayılı Kanunun 81 nci maddesi, askerlik çağına girdikten sonra yapılacak yaş tashihlerinin, ilgililerin askerliklerine tesir etmeyeceğini açıkca vurgulamış bulunmaktadır. Bunun tek istisnasını, askerlik meclisleri veya askerlik daireleri ya da askerlik şubesi başkanları veyahut mahallin en büyük mülkiye memuru tarafından yaşın şahsa uygun düşmediği gerekçesiyle Cumhuriyet Başsavcılığına başvurulmak suretiyle yaş tashihi davası açılmasının oluşturduğu, davalı yönünden böyle bir halin söz konusu bulunmadığı, anlaşılmıştır.

Davacı hakkında tesis edilen işlem tüm unsurlarıyla hukuka ve mevzuata uygun olduğunun kabulü gerekmiştir.

Bu itibarla, yasal dayanaktan yoksun DAVANIN REDDİNE




Dergi No:14
Karar Dairesi:AYİM. 2.D.
Karar Tarihi:08.12.1999
Karar No: E. 1999/513
Karar No: K. 1999/737

1111 sayılı askerlik kanununun 81. maddesi gereğince, yaşı kültseniz bile askerlik durumuna etkisi olmaz kanısındayım, AYİM'inde görüşü böyle.KolAY gelsin.