Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Jandarma cezaevi koruma nöbetinde uyursa hangi suç oluşur? Yargı yolu ?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 20-10-2009, 15:48   #1
Armağan Konyalı

 
Varsayılan Jandarma cezaevi koruma nöbetinde uyursa hangi suç oluşur? Yargı yolu ?


Bir jandarma eri cezaevi koruma nöbetinde uyurken yakalanmıştır. Bu eylem hangi suçu oluşturur?

- Disiplin Suçu mu? (477 sk Madde 56)
- Görevi kötüye kullanma suçu mu? (TCK madde 257)
- Her ikisi de birlikte mi?

Bazı bilgiler:
*Jandarmanın cezaevi koruma görevi mülki görevdir. Mülki görevler sırasında işlenen suçlar adli yargıda görülür.
*Görevi kötüye kullanma suçunda "zarar" unsuru aranmaktadır. Jandarma erinin uyumasından bir zarar oluşmamıştır.

Saygılarımla
Old 20-10-2009, 22:50   #2
rcakmak

 
Varsayılan

T.C. Askeri Yargıtay
1.Dairesi

Esas: 2005/1175
Karar: 2005/1170
Karar Tarihi: 23.11.2005

MEMURİYET GÖREVİNİ İHMAL SUÇU - SANIĞIN JANDARMA TEŞKİLATINDA YER ALMASI - GÖREVİN ASKERİ HİZMETTEN KAYNAKLANMIŞ OLMASI - ASKERİ MAHKEMELERİN GÖREVLİ OLMASI

ÖZET: Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun, 25.6.1992 gün ve 1992/87-90 E.K.sayılı ilâmında ayrıntılı şekilde açıklandığı gibi; 2803 sayılı Jandarma Teşkilât Görev ve Yetkileri Kanununun 4'üncü maddesine göre; J.Gn.K.'lığı, Türk Silâhlı Kuvvetlerinin bir parçası olup, eğitim ve öğrenimin yanı sıra Silâhlı Kuvvetlerle ilgili görevleri bakımından Genelkurmay Başkanlığına, emniyet ve asayiş işleriyle diğer görev ve hizmetlerin ifası yönünden, İçişleri Bakanlığına bağlı bulunmaktadır. Aynı Kanunun 7'nci maddesinde de; Jandarmanın sorumluluk alanlarındaki görevleri genel olarak; mülki, adli, askeri ve diğer görevler olarak kabul edilmiş ve maddenin (e) fıkrasında da; askeri kanun ve nizamların gereği olan görevlerle, Genelkurmay Başkanlığınca verilen görevlerin “Askeri Görev” olduğu belirlenmiş ve 15'inci maddenin (e) fıkrasında da; Jandarma personelinin askeri yargıya tâbi suçlarında, 353 sayılı "As. Mah. Krl. ve Yrg. Usulü K." na göre işlem yapılarak, haklarında 1632 sayılı ASCK ile 765 sayılı TCK' nın hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Tüm bu açıklamalar doğrultusunda; sanık J.Uzm. Çvş.H.Ü.'nün, diğer sanık (şoför) er üzerindeki, araç komutanlığı sıfatından kaynaklanan denetim ve gözetim görevi mülki bir görev olan önleyici kolluk hizmetinden değil; tamamen askeri hizmet gereklerinden ve ast-üst ilişkisinden kaynaklanan bir görev olup, yargılama görevi de askeri yargıya (disiplin mahkemesi dâhil) aittir.



(2803 S. K. m. 4, 7)

Sanık Uzm.J.Çvş. H.Ü.'nün Fethiye-Üzümlü J.Karakol K.lığında görevli iken, 8 Haziran 2003 tarihinde karakol sorumluluk bölgesinde bulunan Arpacık-Tuzla beli mevkiinde emniyet ve asayişi sağlamak; olabilecek hayvan hırsızlıkları ile telefon teli hırsızlıklarını önlemek maksadıyla önleyici kolluk devriye komutanı olarak görevlendirilerek emrine dört jandarma eri verildiği, erlerden J.Ulş.Er S.I.'nın aynı zamanda 748064 plâkalı Ford Transit marka askeri aracın sürücüsü olduğu,

Önleyici kolluk devriyesinin gerekli emir ve talimatları aldıktan sonra, 8 Haziran 2003 günü saat 23.00 sıralarında göreve çıktığı, 9 Haziran 2003 günü saat 05.30'a kadar sorumluluk bölgesinde görev yaptıktan sonra dönüşe geçtikleri, dönüş sırasında araç komutanı olan sanık Uzm.J.Çvş. H.U.'nün uyuduğu, şoför Er S.I. üzerindeki kontrol görevini yerine getirmediği, bir süre sonra şoför J.Er S.I.'nın da direksiyon başında uyuması neticesinde, aracın Çameli-Fethiye yolunun 22'nci kilometresinde yoldan çıkarak uçuruma yuvarlandığı, devriye erlerinden J.Er K.O.'nun uzuv kaybına uğrayacak şekilde ağır yaralandığı, araçta 3.476.910.600 TL'lik mühimce hasar meydana geldiği,

Bu olay nedeniyle sanık Uzm.J.Çvş. H.Ü. hakkında, 9 Haziran 2004 tarihli iddianame ile araç komutanı olarak, şoför J.Ulş. Er S.I. üzerindeki kontrol görevini yerine getirmediğinden bahisle, memuriyet görevini ihmal suçunu işlediği iddiasıyla ve ASCK' nın 144'üncü maddesi delaletiyle, TCK' nın 230/1 'inci maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı; yapılan yargılama sonunda suçun; jandarmanın mülki görevinin yapılması sırasında işlenmiş bulunduğu gerekçesiyle, askeri mahkemenin görevsizliğine karar verildiği anlaşılmıştır. (Bu olay nedeniyle J.Ulş.Er S.I. hakkında da görevde kusurlu davranarak, askeri aracın önemli derecede hasara uğramasına neden olmak suçunu işlediği iddiasıyla, ASCK' nın 137'nci maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle ayrı bir iddianame ile kamu iknası açılmıştır.)

Komutan adına adli müşavir özetle; sanık Uzm. J. Çvş. H.Ü.'ye isnat olunan suça ilişkin eylemin, askeri mahkemenin kabul ettiği gibi, "Önleyici kolluk devriyesine yönelik görevin ifasındaki ihmal" olmadığını, sanığın eyleminin araç komutanlığı sıfatından doğan ve seyir hâlinde bulunan askeri vasıtanın sevk ve yönetiminde bulunan. J.Er S.I.'nın aracın sevk idaresine yönelik hareketlerini kontrol etmek, araç komutanı talimatında belirtilen yükümlülüklerini yerine getirerek, askeri vasıtanın idaresini ve dolayısıyla askeri vasıtada seyahat eden diğer askeri personelin sağlığını korumak görevinin ihmali olduğunu;

Sanığın mevcut yasal düzenlemeler ışığında, araç komutam sıfatıyla "Araç Komutanı Talimatı" nda belirlenen usul ve şartlarla malûm ve muayyen hâle getirilmiş olan suç konusu hizmeti, göreve devam ettiği süre zarfında yerine getirme yükümlülüğü olduğunu; bu nedenle, sanığın araç komutanı sıfatıyla görevde bulunduğu süreçte yüklendiği hizmetin askeri bir hizmet olarak kabulünün zorunlu olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararını temyiz etmiştir.

Tebliğnamede, görevsizlik hükmünün onanması yönünde görüş ve düşünce bildirilmiştir.

Yapılan incelemede;

Sanığın hizmet kağıdı ve Tekerlekli Araç Günlük Görev ve Koruyucu Bakım Formu ile 8 Haziran 2003 günü 23.00'da başlamak ve 9 Haziran 2003 günü 06.00'da sona ermek üzere önleyici kolluk devriyesi olarak görevlendirildiği, göreve çıkmadan önce sanığa, araç sürücüsüne ve diğer devriye erlerine gerekli talimatların verildiği, emniyet ve kaza önleme kurallarına riayet edileceğinin, hız limitlerine riayet edilerek 70 km' lik hız sınırının aşılmayacağının, virajlara 30 km hızla girileceğinin, şoför uykulu olduğunda, araç komutanına bildirip, istirahat ettirildikten sonra hareket edileceğinin imza karşılığı tebliğ edildiği, bilâhare sanığın emir komutasında göreve çıkıldığı, ertesi sabah görev dönüşünde şoförün uyuması nedeniyle aracın kaza yaptığı anlaşılmaktadır.

2803 sayılı Jandarma Teşkilât, Görev ve Yetkileri Kanunu, Jandarmanın görevlerini mülki, adli ve askeri olmak üzere 3 ana grupta toplamış olup, emniyet ve asayiş ile kamu düzenini sağlamayı, korumayı ve uygulamayı, suç işlenmesini önlemek için gerekli tedbirleri almayı ve uygulamayı, mülki nitelikte olarak belirlemiş, emniyet ve asayiş ile ilgili tanımlamayı da, Jandarma Teşkilâtı Görev ve Yetkileri Yönetmeliğinin 3.a ve müteakip maddelerinde açıklamıştır. Bu tanımlamalar ışığında, sanığa Üzümlü Jandarma Karakol Komutanlığınca verilen "önleyici kolluk devriyesi" görevinin "mülki" nitelikte olduğu konusunda bir kuşku bulunmamaktadır.

Ancak;

Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun, 25.6.1992 gün ve 1992/87-90 E.K. sayılı ilâmında ayrıntılı şekilde açıklandığı gibi;

2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kumulunun 4'üncü maddesine göre; J.Gn.K.lığı, Türk Silâhlı Kuvvetlerinin bir parçası olup, eğitim ve öğrenimin yanı sıra Silâhlı Kuvvetlerle ilgili görevleri bakımından Genelkurmay Başkanlığına, emniyet ve asayiş işleriyle diğer görev ve hizmetlerin itası yönünden İçişleri Bakanlığına... bağlı bulunmaktadır.

Aynı Kanunun 7'nci maddesinde de; jandarmanın sorumluluk alanlarındaki görevleri genel olarak; mülki, adli, askeri ve diğer görevler olarak kabul edilmiş ve maddenin (e) fıkrasında da; askeri kanun ve nizamların gereği olan görevlerle, Genelkurmay Başkanlığınca verilen görevlerin "Askeri Görev" olduğu belirlendiği gibi. 15'inci maddenin c fıkrasında da; Jandarma personelinin askeri yargıya tâbi suçlarında, 353 sayılı "As. Mah. Krl. ve Yrg. Usulü K." na göre işlem yapılarak, haklarında 1632 sayılı As.C.K ile 765 sayılı TCK'nın hükümlerinin uygulanacağı gösterilmiştir.

ASCK' nın 12'nci maddesinde; "Bu kanunun tatbikatında (Hizmet) tabirinden maksat, gerek malûm ve muayyen olan, gerek bir amir tarafından emredilen bir askeri vazifenin madun tarafından yapılması hâlidir" denilmiş ve (Vazife) ise, Türk Silâhlı Küvetleri İç Hizmet Kanununun 7’nci maddesinde; "Hizmetin icap ettirdiği şeyi yapmak ve menettiği şeyi yapmamak" biçiminde tanımlanmış olup; aynı Kanunun 42'nci maddesinde de; "Her askerin vazife ve hizmet icabı kullanmak veya muhafaza etmek için kendisine tevdi edilen her çeşit Devlet malının, bakım koruma ve muhafazasından sorumlu olduğu ..." hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan. Genelkurmay Başkanlığınca çıkarılan ve Türk Silâhlı Kuvvetlerinin bir parçası olup, Silâhlı Kuvvetlerle ilgili görevler bakımından Genelkurmay Başkanlığına tâbi bulunan J.Genel K.lığını da bağlayıcı nitelikteki “Askeri Araçların Kullanılma Esasları, Karayolu Ulaştırma Emniyeti ve Askeri Trafik Kontrol Hizmetleri Yönergesine (MY:55-4A)” dayalı olarak J.Genel Komutanlığınca yayımlanan “Jandarma Lojistik Hizmetler Yönergesi (JGY:54:l(A))”nin "Ulaştırma Esasları" bölümünde; Jandarma Birlik ve Kurumlarında, Ulaştırma Hizmetlerinin, Genelkurmay Başkanlığının, içinde (MY:55-4A) Yönergesi de bulunan. Yönergeleri çerçevesinde yürütüleceği belirtilmiş ve gerek araç komutanının, gerekse araç sürücüsünün tüm ulaştırma hizmetleri esnasında nasıl hareket edecekleri talimat olarak madde madde gösterilmiştir.

Dava konusu olaya yukarıda açıklanan yasa, yönetmelik ve yönergelerdeki düzenlemeler açısından yaklaşıldığında ve 353 sayılı Kanunun "Genel Görev" başlığı altındaki "Askeri mahkemeler kanunlarda yazılı olmadıkça, asker kişilerin askeri olan suçları ile... askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" biçimindeki hükmü göz önüne alındığında; genelde asayiş ve emniyetle ilgili bir görevin yapılması sırasında da olsa, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ayrılmaz bir parçası olan J.Genel K. lığının bir mensubu olup, disiplin, eğitim ve öğrenimin yanı sıra ve bunlara bağlı olarak, Devlet mallarının korunması ve gereği gibi kullanılması bakımından, askeri düzen ve kurallara uymakla yükümlü olan ve bu kurallar ve talimatlar çerçevesinde göreve sevk edildiği anlaşılan ve asker olan sanığın dava konusu sucunu, askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işlediği kanaatine varılmıştır.

Sanık J. Uzm. Çvş. H.Ü.'nün, diğer sanık (şoför) er üzerindeki araç komutanlığı sıfatından kaynaklanan denetim ve gözetim görevi, mülki bir görev olan önleyici kolluk hizmetinden değil, tamamen askeri hizmet gereklerinden ve ast-üst ilişkisinden kaynaklanan bir görev olup, yargılama görevi de askeri yargıya (disiplin mahkemesi dâhil) aittir. Bu nedenle, sanığa isnat edilen suçla ilgili olarak görevsizlik kararı tesisinde isabet görülmemiş ve görevsizlik kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Old 20-10-2009, 22:52   #3
hakikiavukat

 
Soru nöbet talimatlarına aykırı hareket

477 s.k. md 56 : nöbete aykırı hareket bir maddi bir zarara sebep olmamışsa.

Askeri Ceza Kanunu md 136/B : Bir zarara sebep olmuşsa .

Şahsi kanaatim ise 477 s.k. md 56 dır. Yaşanmış olaylara bizzat sahit olduğum için bu kanıya varıyorum.Zira 477 s.k. md 47-61 arasında sayılan suçlar disiplin suçudur ve amir isterse kendisi ceza verir isterse suç dosyası oluşturur ve silsile yolu ile yetkili disiplin mahkemesine gönderir.
Old 12-12-2009, 19:28   #4
8xy

 
Varsayılan

sadece uyurken yakalanmış bu hareketinden herhangi bir kamu zararı husüle gelmemişse "nöbet talimatına aykırı kareket" vardır. Bölük komutanının kararıyla oda hapsi cezası verilebilir. veya askeri disiplin mahkemesine sevk edilerek yargılama yapılır ( bölük komutanının keyfine kalmış bir husustur, uygulamada.)
Old 21-12-2009, 20:17   #5
cesur_yürek

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı

Bir jandarma eri cezaevi koruma nöbetinde uyurken yakalanmıştır. Bu eylem hangi suçu oluşturur?

- Disiplin Suçu mu? (477 sk Madde 56)
- Görevi kötüye kullanma suçu mu? (TCK madde 257)
- Her ikisi de birlikte mi?



Disiplin suçu olarak da nitelendirilebilir ,Disiplin tecavüzü olarak da nitelendirilebilir.Disiplin suçu olarak

nitelendirilirse, şahıs disiplin mahkemesine sevk edilir.Yargılama neticesinde ceza alırsa ; cezaevinde

geçirdiği süreler askerlik görevinden düşülmez.Disiplin tecavüzü olarak nitelendirilirse , ceza verip

vermemek disiplin amirinin takdirine bırakılmıştır.Disiplin amiri tuttuğu tutanakla şahsı oda hapsine

yollar.Oda hapsinde geçirdiği süre askerlik görevinden sayılır.Ayrıca ,Disiplin amirinin verdiği oda hapsi cezaları itiraza açık değildir.Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
husumet ve yargı yolu Av. Aylin Kaya Meslektaşların Soruları 5 10-12-2007 18:13
TBB kararlarına karşı yargı yolu emekli hakim Meslektaşların Soruları 1 08-10-2007 17:18
hangi takip yolu? Almıla Meslektaşların Soruları 2 14-06-2007 16:20
Bağ-kur Ve Yargı Yolu glossator Meslektaşların Soruları 1 03-05-2002 16:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03635192 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.