Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Duruşmaya katibini sokan hakime ceza

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-07-2009, 10:26   #1
Emin Cihan UYSAL

 
Varsayılan Duruşmaya katibini sokan hakime ceza

Konya’nın Bozkır İlçesi’nde, girmediği duruşmaya bakması için bir memuru gönderdiği iddia edilen hakime, Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesi’nde 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi.

Bozkır Adliyesi’nde Hakim Seray Gümüş (30), 2007 yılının kasım ayında Sulh Hukuk Mahkemesi’nde bir veraset davasına girmedi. Adliye’de görevli katip Mehmet Ali Candan’ı, yerine duruşmaya çıkardığı ve duruşma zabıtlarını sonradan imzaladığı iddia edilen Gümüş hakkında şikáyet üzerine resmi evrakta sahtecilik iddiasıyla dava açıldı. Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Gümüş’e 3 yıl 9 aya indirdi. Hakimin yerine duruşmaya giren Katip Mehmet Ali Candan ise, aday memur olması ve işi bilmediği gerekçesiyle beraat etti.

Kaynak : http://www.hurriyet.com.tr/gundem/12002166.asp?gid=229

Olayların ne şekilde cerayan ettiğini net olarak bilme imkanımız olmadığından, temyiz aşamasında kararın hukuka uygunluğu açıklığa kavuşacaktır. Umarım hakime hanım, haberde bahsedilen suçu işlememiş olsun. Ama şunu belirtmeliyim, çok üzücü bir haber..
Old 04-07-2009, 15:40   #3
Nur Deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan salimengin
Şaka gibi....

Ne Şakası?

Ben halen bu şakayı sınıflandıramadım..
Old 04-07-2009, 22:05   #5
limpid

 
Varsayılan

pess diyorum daha da bir şey diyemiyorum son nokta bu olsa gerek
Old 05-07-2009, 16:48   #6
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Hakimsiz icra ceza duruşmaları gördüm ben, hem de çok, takır takır kararlar veriliyordu
Old 05-07-2009, 18:26   #7
Av.Nadir GÜLGEÇ

 
Varsayılan

Uygulamadaki ismiyle veraset ilamı, Medeni Kanunumuzda 598. maddede "mirasçılık belgesi" başlığı adı altında düzenlenmiştir.
Kanundaki düzenlemeye de dikkat edilirse, uygulamadaki ismi veraset ilamı olmasına rağmen gerçekte, bu belge bir ilam değildir. Bu nedenle de duruşma açılarak verilmesi gerekmez. Mahkeme (hakim), kendisine yapılan müracaat üzerine duruşma açılmasına gerek olmaksızın, müracaat edene, sunmuş olduğu belgeleri dikkate alarak böyle bir belgeyi verir. Uygulamada, delil olarak nüfus kaydı ve tanık deliline dayanılmaktadır. Nüfus kaydı resmi delil niteliğinde olduğundan, tanık delili olmasa dahi, sadece nüfus kaydına dayanılarak böyle bir belge verilir. Müracaat edenin tanık göstermesine gerek yoktur. Ancak uygulamada, resmi belgelerin ispat gücü hiçe sayılarak, daima tanık istenmektedir. Bu, hukuka aykırı bir uygulamadır; anlamı, "resmi belgeye güvenmiyorum" demektir ve zaman kaybına neden olmaktadır. Eğer, veraset belgesi talep edilirken, nüfus kaydında yazılandan farklı bir talepte bulunuluyorsa, örneğin nüfus kaydında görülenlerden başkalarının da mirasçı olduğu iddia ediliyorsa veya atanmış mirasçı olarak talepte bulunuluyorsa, o takdirde başka delillere başvurulabilir.
Yukarıdaki habere konu olan dava halen sona ermediğinden, bu davaya ilişikin olarak yorum yapmamız yanlış olur. Ancak veraset belgesi verilmesi işine ilişkin olarak uygulama ile ilgili şahsi yorumum şu şekildedir: Türkiye'de mahkemelerimizin ve hakimlerimizin iş yükü herkesin malumudur. Bu iş yoğunluğunun yanında, hukuk tarafından emredilmediği halde, bir de uygulama ile getirilen külfetler söz konudur. Bunlardan bir tanesi de veraset belgesi verilirken duruşma açılmasıdır. Veraset belgesi verilmesi işi tarafları olan bir yargılama işi değildir. Hele hele, uygulamada ilam olarak adlandırılmasına rağmen, ilam hiç değildir. Bir belgenin ilam olabilmesi için, taraflara tebliğ veya tefhimi ve kesinleşme süreci gibi bazı aşamalardan geçmesi gerekir. Oysa ki, veraset belgesinde ilam için gerekli olan niteliklerden hiç birisi yoktur. Bu adı üstünde sadece bir belgedir ve geçersizliği her zaman ileri sürülebilir (TMK m 598/3). Özellikle geçersizliğinin her zaman ileri sürülebilmesi, onun ilam olmadığının en önemli hukuki dayanağıdır.
Bu nedenle, bu belge verilirken hakimin duruşma yapmamış olması veya duruşma yapılmış gibi gösterilen belgeleri sonradan imzalamış olması her hangi bir suç oluşturmaz: Hukuk tarafından yüklenmeyen bir külfetin, yerine getirilmiş gibi gösterilmesi suç oluşturmaz.
Uygulamadan farklı olarak, olması gereken de şudur: Veraset belgesi almak için müracaat eden kişi, belgelerini mahkemeye verir, mahkeme görevlileri, dosyayla ilgili gerekli hazırlıkları yapar ve dosyayı hazır olarak hakime sunarlar, hakim de duruşma yapmaksızın, mahkeme salonunda veya odasında dosyayı inceler, dosyada herhangi bir eksiklik görmezse ve miras hisseleri doğru hesaplanmışsa, hazırlanmış olan belgeyi imzalar. İşlem tamam olur. Veraset belgesini katibin hazırlamış olması (duruşma yapılmış gibi gösterip bazı tutanaklar düzenlenmiş olması) ve bu belgeye hakimin daha sonra imza koymuş olması bir eksiklik değildir. Hakimin belgeye imza koyması, belgenin, onun tarafından düzenlendiği anlamına gelir. Hakim imzayı koyduktan sonra, belgedeki yazıları kim hazırlarsa hazırlasın, bu belge hakimin (mahkemenin) belgesidir. Tekrar tekrar ifade edeyim ki, bu belge bir ilam değil, sadece ve sadece, (aksi her zaman ispat edilebilen) bir belgedir. İlam olmadığı için de, ilam için aranan duruşma vs. gibi unsurlar hiç bir zaman aranmaz. Bu nedenle de belge içeriğini hakimden başkasının hazırlamış olması sonucu değiştirmez.
Old 05-07-2009, 21:29   #8
mehmet yusuf

 
Varsayılan

valla yorum getiremiyorum.ögrenciyim uygulamanın şimdiden böyle sacma yönlerini görmeüş olmam acıkcası beni biraz çekincelere sevkediyor..
Old 05-07-2009, 23:07   #9
Nur Deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mehmet yusuf
valla yorum getiremiyorum.ögrenciyim uygulamanın şimdiden böyle sacma yönlerini görmeüş olmam acıkcası beni biraz çekincelere sevkediyor..

Pes etmeyin, her cürümün bir ceremesi vardır.
Old 06-07-2009, 09:50   #10
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

İcra Mahkemelerindeki duruşmalara da, avukatların yetişemediği durumlarda takip elemenları girebilsin! Hakimler ve avukatlar, daha sonra dosyaların içeriklerini hakimevlerinde biraraya gelerek değerlendirsin

--------------------------------

"Hayatın kendilerine borçlu olduğunu düşündükleri için başkalarının omuzlarında taşınmak isteyen insanlar vardır. Bunlar, hayatın yükünü birlikte kaldırmamız ve birlikte çekmemiz gerektiğini anlamamış olanlardır." Henry Ford II
Old 06-07-2009, 10:10   #11
Av.Barış

 
Varsayılan

Valla ne diyeceğimi şaşırdım.Ben burada da bu türden şeyleri çok gördüm ve görmeye devam ediyorum.Yazık mmı olmuş desem ibretlik mi kesin birşey diyemeyeceğim!
Old 06-07-2009, 11:49   #13
Atahun

 
Varsayılan

Sayın Hakimimiz sanıyorum bayan. Bayan bir adliye çalışanını duruşmaya çıkarsaydı belki dikkat çekmeye bilirdi.

Davranış biçimini onaylamıyorum ancak; kimbilir hangi ruh hali ile böyle hareket etti.
Old 06-07-2009, 14:49   #14
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Forum konusuna tepki vermekten ziyade öncelikle Av. Nadir GÜLGEÇ meslektaşımın yerinde açıklamasını okumalarını tavsiye ederim.

Meslektaşım yerinde açıklamalar yapmasına rağmen bu açıklama okunmadan abartılı tepkiler yağıyor, hele ki hukukçu olmayanların anlamadan yorum yapmalarını anlamak elde değil.

Şimdi anlamadan tepki gösterenlere şunu soruyorum, veraset belgesini hakimin vermesi ile devlet memuru katibin vermesi arasında ne fark vardır?

Bu belgeyi hakim verince daha mı özenli hale geliyor?

Belgeyi katip verince, vasfından birşey mi eksilecek?

Usulen değil esasen soruma cevap vermelerini beklerim.

Adli sicil belgesini hakimler vermiyor, neden bu kadar şaşırmıyoruz?

Kolay gelsin...
Old 06-07-2009, 15:08   #15
Nur Deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku

Meslektaşım yerinde açıklamalar yapmasına rağmen bu açıklama okunmadan abartılı tepkiler yağıyor, hele ki hukukçu olmayanların anlamadan yorum yapmalarını anlamak elde değil.

Hukukçu olmayanlarda, mahkeme başkanının karar vermesini ister.

Hukukçu olmayanlar da mahkemelerde hakim görmek ister.

Burdaki sorun hakimin duruşmaya yerine katibini sokması. Değilse verilmiş kararın katip elinden alınmasında elbette bir sakınca yok.

Duruşmaya başkanlık etmek kimin görevidir?
Old 06-07-2009, 15:14   #16
NurTuna

 
Mesaj

Burada öncelikli konu, açılmış olan duruşmaya hakim yerine bir memurun çıkmış/çıkarılmış olduğudur.
Yargılama sonunda gerçekliği anlaşıldığı takdirde, iş disiplinini, Adalet sistemine hak arayanın bakışını ve Mahkemelerin hukuksal yapısını sarsan bir konu olduğu açıktır.
Old 06-07-2009, 15:24   #17
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

Veraset Belgesinin mahkeme katibinin vermesi ile hakim vermesi arasındaki farkın tartışilması gerek sanirim.
Hatırlarsınız basında çıkmıştı.İzmirde rüşvet olayına karışan hakime teşebbüste kaldıyla 10 ay hapis ile bu türden bir olayda 3 yıl 9 ay ..
Old 06-07-2009, 16:01   #18
Atahun

 
Varsayılan

Sayın Balku; Hukukçu olmayan üye olarak ben, yukarıdaki gazete haberinden anladığım kadarıyla hakim hanım'a, "veraset belgesini niye kendin vermedin?" diye değil, "Duruşmaya kendi yerine katip çıkarmaktan ve duruşma zabıtlarını, duruşmaya katılmış gibi sonradan imzalamaktan" dava açılmış. Sizin de okuduğunuz gibi iddia bu şekilde... Biz de yorumlarımızı bu çerçevede yaptık. Yani "anlamadan" yapılmış bir yorum yok.

Umarım olay yazıldığı şekilde değildir.
Old 06-07-2009, 17:11   #19
Av.Nadir GÜLGEÇ

 
Varsayılan

"Benim oğlum bina okur, döner döner bida(*) okur."

(*) bida: bir daha, tekrar.


Deyim, yerinde sayanlar için söylenir. Konuyu, hukuki boyutuyla ve Türkiye gerçeklerini gözönünde tutarak irdeleyip ona göre yorum yazmak daha uygun olur diye düşünüyorum.
Old 06-07-2009, 20:25   #20
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nadir GÜLGEÇ
"Benim oğlum bina okur, döner döner bida(*) okur."

(*) bida: bir daha, tekrar.


Deyim, yerinde sayanlar için söylenir. Konuyu, hukuki boyutuyla ve Türkiye gerçeklerini gözönünde tutarak irdeleyip ona göre yorum yazmak daha uygun olur diye düşünüyorum.
E, siz neden yazmadınız o yorumu?
Old 06-07-2009, 21:24   #21
Nuriye Değer

 
Varsayılan

Hakimin ilk görev yeri galiba. Öncekileri taklit etmiş olmalıdır.
Uygulamada veraset davalarında hakim dilekçeyi havale eder. Tensiple birlikte hüküm verilir.
Duruşma tutanağında , davacı dilekçesini tekrar eder.nüfus kaydı okunur.Duruşmaya son verilir.
Bu tutanaklar hazır düzenleniyor. Hatta sadece esas numarası değiştiriliyor.Matbu düzenlenmiş evrak hakim ve katip tarafından imzalanıp dosyaya ekleniyor.
Gerekçeli karar yazılıp imzalanıyor.
Veraset ,teknik anlamda dava ise de esas olarak aksi sabit oluncaya kadar geçerli bir belgedir.
Bu olay sonrasında hakimler gün verip duruşma açacaklar.Davacı ve vekiller artık veraset duruşmasına girecekler.
Veraset davası hasımsız davadır. İddia ve savunma yoktur.Talepte bulunulur.İstisnai olarak tanık dinleniyor. Bazen feraiz için bilirkişiden rapor alınıyor.
Hakime yazık olmuş.
Old 07-07-2009, 17:47   #22
Av.Nadir GÜLGEÇ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
E, siz neden yazmadınız o yorumu?


Sayın Meslektaşım,
Ben yorum yazdım. Gözünüzden kaçtığı için bu soruyu soruyorsanız, diyeceğim bir şey yok. Yorumumu beğenmediğiniz için bu soruyu soruyorsanız buna da saygı duyarım. Zira, beğenmek zorunda değilsiniz.
Old 07-07-2009, 20:39   #23
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Yorum yapan değerli üyeler ve meslektaşlarım, bu bir gazete haberi! Yani hakimin duruşmaya katibini çıkardığı iddiasına bile inanmadım. "İki tane baklava (ç)aldı diye ceza verilen çocukları" günlerce çevirip çevirip yayınlayan bu gazeteler değil miydi? Biz sonradan öğrenmedik mi aslında o suçsuz günahsız(!) çocukların önce dükkanın tüm masalarını, tezgahlarını yıkıp daha sonra bıçak zoruyla o "iki" baklavayı aldıklarını... Hakimin ne yaptığını yada ne yapmadığını bu gazete mi açık ve net bir şekilde ortaya koyuyor? Yoksa bu haber gerçeğin kırpılmış, birbiri üzerine serpiştirilmiş yada bir önden bir sondan birleştirilmiş hali mi? Tekrar söylüyorum: eminim bu gazete haberinde bir iş var!
Old 07-07-2009, 21:10   #24
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avferidun
Yorum yapan değerli üyeler ve meslektaşlarım, bu bir gazete haberi! Yani hakimin duruşmaya katibini çıkardığı iddiasına bile inanmadım. "İki tane baklava (ç)aldı diye ceza verilen çocukları" günlerce çevirip çevirip yayınlayan bu gazeteler değil miydi? Biz sonradan öğrenmedik mi aslında o suçsuz günahsız(!) çocukların önce dükkanın tüm masalarını, tezgahlarını yıkıp daha sonra bıçak zoruyla o "iki" baklavayı aldıklarını...
Pardon ben sonradan öğrenemeyenlerdenim..Nerden öğrendiğinizi de yazsaniz dükkanın tüm masalarını ve tezgahlarını yıkıp baklava çaldıklarını makbule geçer.
o olayda tartışılan çete kurararak hırsızlık yaptıklarından dolayı cezanın artmasıydı.

Baklava çalan çocuklar da hapse atılmıştı 10 Ağustos 1997'de Elmacı pazarındaki Güllüoğlu Baklava Salonu'nun kapı kilidini kırarak içeri giren ve olay tarihinde 18 yaşında olan Metin Subaşı, 17 yaşında olan Ali Keklik ve Ali Avcı ile 16 yaşındaki Levent Hamurcu, bir gün sonra polis tarafından yakalanmış, Gaziantep 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde çete kurarak hırsızlık yaptıkları iddiasıyla yargılanan dört çocuk, 16 Aralık 1997'de 9'ar yıl ağır hapse mahkum edilmişti. Çocuklar duruşmada, "İşyerinin yanından geçerken vitrinde gördüğümüz baklavalardan, fıstıklardan canımız çekti" diye ifade vermişlerdi. Baklava hırsızları, Şartla Salıverme Yasası ile serbest kaldı. Metin, eve döndüğünde babası elleriyle baklava yedirdi.
http://yenisafak.com.tr/arsiv/2003/mayis/20/gundem.html
Old 07-07-2009, 21:31   #25
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Tebrikler sayın meslektaşım!
Onların tamamı ve son dönemde aklımda kalan birer örnekti; adli bir vakayı gazetelerin nasıl çarpıttığına dair... Ama siz gazetelerin olayları çarpıttığı kısmına değil de olayın ayrıntılarına takıldığınız için sizi kutlarım!
Tamam! Sizin "sonradan öğrenmediğiniz olay" örneğimi geri alıyorum. Ama ben hala haberin doğru olamayabileceği konusunda ısrarlıyım.
Old 07-07-2009, 21:58   #26
funda.0633

 
Varsayılan

Acımasız yorumlar yapılmış ama önyargıyla bakmamak lazım..ilk önce şunu söylemek istiyorum..Hakime hanımı tanırım..İşini severek yapar ve titiz olmaya çalışır..Tüm sulh hukuk hakimleri böyle yapıyor inanın..ama şansızlık işte.bu meslek böyle.pamuk ipliğine bağlısın ve her an herşey olabilir.Arkadaşımıza geçmiş olsun diyorum..
Old 07-07-2009, 22:19   #27
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nadir GÜLGEÇ
"Benim oğlum bina okur, döner döner bida(*) okur."

(*) bida: bir daha, tekrar.


Deyim, yerinde sayanlar için söylenir. Konuyu, hukuki boyutuyla ve Türkiye gerçeklerini gözönünde tutarak irdeleyip ona göre yorum yazmak daha uygun olur diye düşünüyorum.

Alıntı:
Yazan Av.Nadir GÜLGEÇ
Sayın Meslektaşım,
Ben yorum yazdım. Gözünüzden kaçtığı için bu soruyu soruyorsanız, diyeceğim bir şey yok. Yorumumu beğenmediğiniz için bu soruyu soruyorsanız buna da, saygı duyarım. Zira, beğenmek zorunda değilsiniz.

Sayın Gülgeç,
Konu ile ilgili yorumunuzu okudum. Yorumunuzu beğenmediğim ve hukuki bulmadığım gibi, sizin yukarıya alıntıladığım, bu forumda yorum yapanlara yönelik "yorumların nasıl yapılmasını uygun gördüğünüze" ilişkin görüşlerinizi de yadırgadığım için o mesajı yazdım. "Yerinde sayma" konusunu ise hiç açmayayım.
Görüşlerim şöyledir:
1- Olay gerçektir. Bunu adalet.org sitesinde aynı haberin yer alması ve yapılan yorumlardan anlayabiliyoruz. Ancak haberde davaya ilişkin ayrıntıların bulunmadığı ve yargılama sürecinin henüz sonuçlanmadığı gözden kaçırılmamalıdır.
2- Sayın Gülgeç'in de aralarında bulunduğu bazı meslektaşlar, veraset ilamının (mirasçılık belgesinin) niteliğini tartışarak sonuca ulaşmaya çalışmışlar. Oysa habere göre davada "resmi belgede sahtecilik" suçuna konu edilen belge, duruşma tutanağıdır.
3- Ülke şartlarının, iş yoğunluğunun vb. nasıl olup da herhangi bir "resmi belgede sahtecilik" suçunu görmezden gelmemizi gerektirdiğini, bu tür bir yorumun nasıl hukuki olabildiğini anlayamıyorum. Anlayan varsa lütfen bana da anlatsın, yerimde sayarak dinlerim.
Saygılarımla.
Old 07-07-2009, 22:32   #28
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Olayın iç yüzünü ve tüm detaylarını bilmeden yorum yazmak doğru olmayabilir. özellikle bir hakim'e bu tür bir suçlama isnat edilmesi oldukça düşündürücüdür ve ayrıntılarda hiç bilemeyeceğimiz farklı hususlar ortaya çıkabilir.

İhtiyatlı yaklaşmak gerekir.

Ben de Hakim için çok üzüldüğümü belirtmek istiyorum.
Old 08-07-2009, 07:42   #29
üye27169

 
Varsayılan

Bu durumun neden bu kadar dikkat çektiğini ve Türkiye genelinde bu işlerin bu şekilde yürüdüğü bilindiği halde neden bu hakimin günah keçisi yapıldığını anlayamadım ve hakim için üzüldüm doğrusu.
8 yıl kadar önce bende Sulh Hukuk mahkemesinde görev yaptım ve Veraset,Vasi tayini davalarının duruşmalarını ben yaptım.Hatta beraber çalıştığım hakim bunları bana bıraktığı için veraset kararlarının çoğunu günü gününe duruşmasız verdim.
Bazı yorumlar gerçekten acımasız ki; Türkiye genelinde duruşmaların, özellikle basit yargılama yapan mahkemelerin duruşmalarının hakimsiz yapıldığını ve bütün kararlarında katipler tarafından yazıldığı biliniyordur sanırım.
Teoride yanlış gözükebilir ama pratikte yapılan budur
Old 08-07-2009, 21:47   #30
funda.0633

 
Varsayılan

Işıl hanım..size sonuna kadar katılıyorum..sistem bu şekilde işlemese ve hakime hanım bu şeklide davransa tama m diyeceğim..Adliyelerde savcıların katibe ifade aldırtmasından ne farkı var aslında bunun..Evet teoride yanlış ama pratikte böyle..aslında anlatılacak çok şey var ama hadi neyse...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hakime Hanım duyurucu1 Hukuk ve Türkçe Çalışma Grubu 25 23-09-2013 08:49
Kadınları Depresyona Sokan Erkek Tipleri:) Kemal Yıldırım Site Lokali 13 13-01-2010 13:54
tasiyici annelik iki tarafi borc altina sokan,borclar hukuku anlaminda bir sozlesmemi hakay Hukuk Soruları 3 29-06-2007 09:25
Adana AĞir Ceza Mahkemesİnde DuruŞmaya Gİrebİlecek MeslektaŞ v.o. Şehirlerarası Nöbetçi Avukat 3 23-12-2006 23:30


THS Sunucusu bu sayfayı 0,15134001 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.