Yeterli delil ve İşkence

Öncelikle konuyla ilgili yorumda bulunan bütün meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim.Ben ağır ceza mahkemesinde görülen bir dosya da sanık müdafiiyim.Sanığın üzerine atılı suç Olası kastla birden çok kişiyi öldürmeye tam teşebbüs etmek.İddianameye göre sanık olay gecesi koğuşta nöbetine gitmesi için koğuşcu tarafından uyandırılıyor uyandırıldığında da koğüuşta yatan bir başka askerle aralarında ışık söndürme konusunda tartışma çıkıyor ve koğuş nöbetçisinin tanıklığıyla sanığın bu tartışmadan sonra bu askerlik bitmiyor öldürecem kendimi diyor ve dolabına önceden koyduğu bombayı çıkarıp koğuşun içine atıyor.Ve sanık bu yüzden az önce belirtiğim suçtan halen tutuklu.Sanık en başta komutanlarından gördüğü ve iki gün süren baskı ve işkenceden sonra dayanamayıp suçu kabul ediyor.Daha sonra çıktığı ilk askeri mahkemede kendisinin koğuş nöbetçisi tararfında uyandırıldığını ve kalkıp lavaboya gittiğini lavabodayken bombanın patladığını ve hemen koğuşa geldiğini ve koğuş nöbetçisine ne oldu dediğini o da sanığa herhalde dışardan bomba attıklarını söyleyerek yaralılara yardım etmişlerdir.Ayrıca hem koğuş nöbetçisi hem de sanık da hiç bir iz dahi olamamıştır ama koğuştaki uyuyan sekiz kişi yaralanmıştır.Şimdi birincisi bombanın sanığın dolabında ne işi var,ikincisi madem ki intihar etmiş ve bomba patlamış niiçin tek bir iz dahi kendisinde yoktur.Üçüncüsü olay yeri tespit tutanağında bombanın pimi dışarda bulunuyor.Ve son olarak iddiaaya tek ve sadece koğuş nöbetçisinin tanıklığından başka delil yoktur.Ki başta koğuş nöbetçisi şüpheli olarak işlem görmüş.Benim siz meslektaşlarımdan ricam bana nasıl bir savunma yapacağım konusunda yardımcı olmaları ve konu ile ilgili yargıtay kararları varsa bildirmeleridir.

1-El bombası ile intihar etmek isteyen kişi bombayı ortaya atmaz, koynuna sokar;
2-Koğuş nöbetçisi de baskı ve tehdit altında mı şahitlik yapmaktadır?
3-Bombayı kurcalarken olaya koğuş nöbetçisi sebebiyet vermiş olmasın?
4-Dışarıdan bir saldırı sözkonusu da, komutanlık eksi sicil kaygısıyla erleri feda ediyor olmasın?

(Yargılama sürecinde gerçeğin ortaya çıkması temennisiyle.. Saygılar.)

Konu bence ilgisiz kalmaya devam etmeli, ya da sorunun şekli değişmeli...

Sayın Meslektaşım eleştirimi mazur görün ama "nasıl savunma yapacağım" soruları bana biraz tuhaf geliyor, sanıkla biz görüşmedik, tutanakları biz okumadık, iddianameyi görmedik, sevk maddeleri nelerdir bilmiyoruz, kısacası dosyaya hakim olmadan savunmanıza nasıl yardım edilebileceğini ben bilmiyorum...

Özür diliyorum...

Ben olayı sadece genel itibariyle anlatmaya ve sadece değindiğim konularda fikrinizi sordum.Elbette savunmayı ben hazırlayacam ve bu konuda yeterli bilgi ve donanıma sahibim.Burada dosyayı tüm evrakları ile beraber detaylı bir şekilde anlatıp ondan sonra hadi bana savunma hazırlayın demek elbette yanlış böyle bir durumda benim yaptığım bilgi ve fikirleri paylaşmak ve tartışmak değil Bu tamamen mesleğe aykırı bir durumdur.Bu nedenle yanlış anlaşıldıysam özür dilerim fakat konunun ilgisiz kalması gerektiği yönündeki düşünceyi de şiddetle kınıyorum.

Sayın Av.Tevfik TATAR,

THS'ye yeni üye olduğunuz için bilemeyebilirsiniz; ancak bir soru sorup forum açtıktan sonra, ertesi gün aynı soruyu tekrar soramıyoruz. Sorunuzu 1 gün içinde yanıt gelmeyebilir. Ancak daha sonra THS'ye giren üyelere aynı mesajınız zaten "Yeni Mesaj" olarak görüneceği için, yine de yanıt veren olabilecektir. Ancak siz hemen cevap beklediğiniz için, her gün aynı soruyu sorarsanız, yöneticiler olarak biz mükerrer mesajınızı silmek zorunda kalacağız; ya da benim şimdi yaptığım gibi (Yanıtlar silinmesin diye) ilgili foruma taşıyacağız. Biraz bizi de düşünürseniz seviniriz. Yüzlerce mesajı okuyup denetlemek, yanıt vermek ve başka forumlara taşımak yeterince zamanımızı almaktadır.

Forum açarken de konuya uygun başlık yazılmasına özen gösterilmeli ki, sadece başlığı görüp konuya ilgi gösteren üyelerimiz de mevcuttur. Ancak sizin yazdığınız ikinci mesajdaki gibi "İlgisiz Kalan Konu" gibi bir başlık sadece polemik yaratır.

Saygılarımla

Değerli meslektaşım ve forum yöneticisi gösterdiğiniz ilgi ve töleranstan dolayı teşekkür ederim.Size tamamiyle hak veriyor ve bu durumun bir daha yaşanmayacığını bildirir tüm meslektaşlarıma saygılarımı sunarım

Öncelikle değerli meslektaşlarıma yapacağı yorumlar için teşekkür ederim.Yorumunuzu isteyeceğim konu hakkında yeterli ve doyurucu bilgiye ulaşamadım.Bu yüzden öncelikle konuyla ilgili kaynak bilgi bilen meslektaşlarım varsa bunları da eklemelerini rica ediyorum.Olayı kısaca özetlemek gerekirse Sanığın üzerine atılı suç Olası kastla birden çok kişiyi öldürmeye tam teşebbüs etmek.İddianameye göre sanık olay gecesi koğuşta nöbetine gitmesi için koğuşcu tarafından uyandırılıyor uyandırıldığında da koğuşta yatan bir başka askerle aralarında ışık söndürme konusunda tartışma çıkıyor ve koğuş nöbetçisinin tanıklığıyla sanığın bu tartışmadan sonra bu askerlik bitmiyor öldürecem kendimi diyor ve dolabına önceden koyduğu bombayı çıkarıp koğuşun içine atıyor.Neticede koğuşta uyuyan sekiz kişi 20 gün istirahat geçirecek şekilde yaralanıyor.Burada iki tane sorum olacak.Birincisi olası kast durumunda teşebbüs hükümleri uygulanabir mi? İkincisi fail aynı suç işleme kararının icrası kapsamında tek bir fiille birden çok kişiyi yaraladığı için TCK 43/2 maddesi uygulanabilir mi? Her ne kadar 43/3 maddesinde kasten öldürme suçlarında bu maddenin uygulanamayacağı belirtilmiş ise de burada kast değil olası kast vardır.Bu nedenle 43/2 maddenin uygulanması gerektiği kanaatindeyim.Çünkü kast ile olası kast arasında hem suçun cezası hem de suçun manevi unsuru açısından büyük fark vardır.Konu ile ilgili yorumlarınızı bekliyorum. </I>

Sayın Av.Tevfik Tatar,

Son sorunuz, ilk sorunuzun devamı niteliğindedir. Bu nedenle yeni bir forum açmanıza gerek yoktur. Bu nedenle mesajınızı buraya taşıdım.

Saygılarımla

Tartışma konusu olayda,sanığın olay anı ve öncesinde ceza ehliyetini etkileyebilecek ( kaldıracak ) psikolojik ve ruhsal etkiler altında olup olmadığının,özellikle psikoz v.b akıl sağlığını geçici surette de olsa ortadan kaldırıcı bir yoğun etki altında olup olmadığının araştırılması ve tesbiti gerekir,düşüncesindeyim. Olayın anlatımı,failin, olay öncesine dayalı yoğun bir psikolojik rahatsızlık geçirmekte olduğunu,belki de cezai ehliyetini 5237 S TCK m 34 anlamında etkileyebilecek ve tartışmaya açacak bir hususiyet arzettiğini düşündürüyor. Ayrıca olayın, anlatımınıza göre yeni TCK m 29 da tarif edilen haksız tahrik etkisi altında işlenip işlenmediği tartışılabilir.
Kasıtla işlenebilen tüm suçlar olası kasıtla da işlenebilir. Bu nedenle teşebbüs mümkündür. Ancak,olayda olası kasıtla öldürmeye teşebbüs değil,olası kasıtla yaralama suçu vasfı daha baskın görünüyor,olası kasıtla da olsa,öldürmeyi değil,yaralamayı öngördüğünün kabulü daha mümkün görünüyor.