10-02-2007, 23:26 | #1 | |||||||||||||||||||
|
Soru : Futbol Maçında Futbol Topunun Zilyetliği Kime Aittir?
Aslında şu örnek biraz daha kritik gibi duruyor: Topun tribüne gitmesi ile birlikte (evine götürmek amacıyla)topu kapmak için hamle yapan 15 seyirciden birisinin topu kaparak evine götürmesi halinde, diğer 14 kişinin durumu ne olacak? |
10-02-2007, 23:29 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
Evet ne olacak diğer 14 kişinin hali. Bilen yok mu? Aydınlansak |
10-02-2007, 23:30 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu konuda açılacak davada görevli mahkeme neresidir? |
10-02-2007, 23:50 | #4 | |||||||||||||||||||
|
Büyük ihtimalle hırsızlık suçuna eksik teşebbüşten yargılanırlar, futbolcunun topu tribüne maçı uzatmak için attığı ifadesinden sonra ve eksik teşebbüsün unsurları oluşmadığından beraatine topu eve götüren ile topu tribüne atan futbolcunun ise hırsızlık suçundan 6 ay hapislerine karar verilir. eksik teşebbüs kalmöadı artık değil mi |
11-02-2007, 01:46 | #5 |
|
Futbol Maçında Futbol Topunun Zilyetliği
Ben düşüncelerinize katılamıyorum.
Top her zaman sizin (veya vuran futbolcunun) gitmesini istediğiniz yere gitmez bu durumda hırsızlık değil hürriyeti tahdit oluşur |
11-02-2007, 03:22 | #6 |
|
Hakem parayı attığında topu seçen takım kaptanı topun zilyedidir. Seçme özgürlğü kendisine verilmiş ve o "top" demiştir. Başlama düdüğüne kadar top onun veya takımından birinin mutlak zilyedliğindedir. Hakka dayanan zilyedliktir. İddia başlama düdüğü ile birlikte topu hiç kaptırmadan oynamak ve nihai olarak rakip takımın kalesine atmaktır. Rakip takım topu kapmak için hamle edecektir. Bu işin kuralıdır. Kuralın olduğu yerde hırsızlık söz konusu olmaz. Hatta seyircilerin tribüne gelen topu hatıra olarak almaları da teamüldür ve teamül yerleşmiş bir kuraldır ve yine hırsızlık olmaz. Stadın dışına çıkan topun peşinden kimse gitmez. Bu top malikin iradesiyle terk edilmiştir. Terk edilmiş malı sahiplenme de hırsızlık olmaz.
|
11-02-2007, 09:57 | #7 |
|
Bu ne futbol merakıdır, bu ne ilgidir anlayamadım. Madem öyle buyrun:
Bir kokteylde masaların üzerinde duran leblebi, fındık, fıstıktan oluşan tabaklardan arada bir avuç alıp mideye indirmek neyin nesidir? İkramın hukuki niteliği nedir? Siz bir kaç avuç aldıktan sonra ev sahibi gelip tabağı önünüzden alırsa ne olur? Madem top oynuyoruz. |
11-02-2007, 13:33 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
Kokteylde ev sahipliği yapan kişi, ivazsız bağışta bulunmaktadır leblebi ve fıstıklar için. ( Belki de gizli bir ivaz düşünceside bulunabilir ama bu içsel bir sorun olduğu için henüz niyetleri okuma aşamasına en azından biz gelmediğimiz için bunu tartışmıyacağız.) Bir avuç alıp mideye indirenin durumu ise ivazssız bağışı kabul eden durumundaki kaz verecek kimsedir. Yani kaz gelecek yerden tavuk esirgememek gerektiğinden hareketle varıyoruz bu sonuca. Böylece ikramın hukuki niteliği ile ikramı kabul edenin hukuki ve sosyal durumunu irdelikten sonra gelelim ev sahibinin tabağı önümüzden alması sorununa. Buraya kadarki açıklamardan anlaşıldığı üzere, tarafların bağış yapan ve bağış kabul eden kişiler olduğu noktasında tereddüt kalmamıştır. Tabağın geri alınması hareketinin hukuki tavsifi sorunun çözümlenmesi noktasında önem arz etmektedir. İhtilafta aslında bu noktada gelip düğümlenmektedir. İlk olarak tabağın içindeki fıstık fındık ve leblebi türünden kuruyemişleri ile birlikte önünüzden alınması hele bunun sormadan yapılması çok ayıptır. Burdaki ayıp kavramı bizim hukukumuzdaki gizli ve açık ayıpla pek tanımlanamaz. Daha ziyade sosyal anlamda ayıptır. Sosyal ayıpların ise hukukumuzda bir yaptırımı öngörülmemiştir. Burdaki yaptırımlar genelde hukuksuz olarak yapılır. İkincisi ise yani tabak önünüzden alınmakla oluşan durumda "bağıştan dönme" kavramı ile karşı karşıyaya kalmaktayız. Bağıştan dönmenin ise hukuki sonuçları borçlar kanunda yazılıdır. Bu konuda Borçlar HÇG üyelerince gerekli ve özenli açıklamaların yapılmasını rica etmemiz gerekmektedir. Tabi en önemlisi de madem top oynuyoruz fifa bu işe ne diyor? TFF nin bir diyeceği var mı? En azından olabilir mi? Yani leblebilerle topun alakası nedir? Leblebi taneleri topun minyatürü olduğu için mi fifayı ilgilendiriyor? görüldüğü gibi çözümlenmesi gerekn çok sorun var. Bu sebeplerle çok çalışmak gerek çoookk.. Saygılarımla arz ederim. |
11-02-2007, 14:54 | #9 |
|
Hakemin topu eline alıp eve götürmesinde bence emniyeti suistimal(güveni kötüye kullanma) suçu oluşur.Görevli mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesi olacaktır.Yani stadın olduğu yerdeki mahkeme.Hakemin evinin olduğu mahkeme değil.Çünkü hakem staddan topla birlikte çıkmakta ve suç o anda tamamlanmaktadır.
Ev sahibinin leblebileri almasına gelince.Bağışlama aktinin tek taraflı ve zımnen feshi anlamına gelmektedir.Saygılarımla bilvekale arz ederim. |
11-02-2007, 15:13 | #10 |
|
bir futbol maçında hiçbir futbolcu topun zilyedi değildir.öyle olsaydı topu ayağından çalan defansa karşı zilyetlikten doğan davaların açılabilmesi gerekirdi.
|
11-02-2007, 16:29 | #11 |
|
Sayın Turan, çok teşekkür ederim. Çok güzel anlatmışsınız. Bir sorum daha olacak izin verirseniz. Leblebi, fındık,fıstık olayımızda iki misafir tabağı paylaşamazsa, birisi tabağın bir ucundan diğeri öbür ucundan çekiştirirken ev sahibi gelip tabağın öbür ucundan da kendisi çekiştirirse bu durumda, leblebi, fındık ve fıstığın zilyetliğini nasıl ifade edebiliriz. İkinci sorum: Tabak kırılır, leblebi, fındık ve fıstıklar toz toprak içinde kalırsa bağışın akıbeti ne olur? Bu durumda TFF başkanı Bakanlık tarafından teftişe tabi tutulup, hakkında dolandırıcılık, emniyeti suistimal, hırsızlık ve bilumum suçtan dolayı şikayette bulunulabilir mi? Hani TFF Başkanını görevden almak için Fifa korkusu var ya, ne bilim belki hapse atarak görevden alırsak Fifa bir şey demez! )
En derin saygılarımla arz ederim. |
11-02-2007, 16:39 | #12 |
|
Başlangıçta az biraz küçümseyerek, hafif ölçekli kızarak izlediğim forum çok hoşuma gitmeye başladı iyi mi? Futbol, fındık, fıstık, leblebi ve hukukla ortaya karışık fikir/mizah cimnastiği! Hayırdır inşallah ve lütfen devam!
|
11-02-2007, 17:18 | #13 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Leblebi, fındık, fıstık olayımızda iki misafir tabağı paylaşamazsa, birisi tabağın bir ucundan diğeri öbür ucundan çekiştirirken ev sahibi gelip tabağın öbür ucundan da kendisi çekiştirirse bu durumda, paylaşılamayan zilyetlik oluşur. Buna elbirliği zilyetliği de diyebiliriz. Hatta öyle dememiz gerekir. Eskiden biz buna iştirak halinde zilyetlik diyorduk. Elbirliği ile zilyetlik miras yolu ile oluşmadığına göre nasıl oluşmuştur sorunu bizi sarsacaktır. Sözleşmeden de kaynaklanmadığı malum. Şu halde fiili elbirliği zilyetliği şeklinde bir zilyetlik kavramının artık hukukumuza germesini önermemiz gerekir. Yahut bekleyelim görelim taktiğini izleyerek zamanla kimin parmağı yorulursa o tabağı bırakacağından zilyet tabak kimin elinde kalırsa o olur deriz bizde böylece işi sürüncemede bırakarak sorunu çözmüş oluruz. Gerçi vatandaş davalar geç bitiyor diye biraz serzenişte bulunur, kimi şair Karakoç’a gidip bu dava dedemden kaldı Hakim bey şeklinde şiirlerle adliyenin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif edici mahiyette olabilecek söylemlerde bulunabilir ama duymazlıktan geliriz olur biter. Tabi bu durumda davacı uyanık davranıp hakkım zamanında teslim edilmedi, dava makul bir zamanda bitmedi diyerek insan hakları mahkemesine başvurabilir. Onu da kınarız hep birlikte. Utanmıyor musun devletini elin ecnebisine şikayet etmeye filan diye o da utanır vazgeçer. Böylece birinci ve en zor soruyu iyi kötü cevapladıktan sonra gelelim ikinci soruya. Tabak kırılır, leblebi, fındık ve fıstıklar toz toprak içinde kalırsa bağışın akıbeti ne olur? Doğrusu bağışın akıbeti çok kötü bir sonla noktalanmış olur. Bağışa konu menkul mal yerlere saçılıp yenilmez hale geldiği için, artık bu bağış geçersiz bir bağış olur. Çünki ortada bağışa konu mal kalmamıştır. Hani topla yıka ye denecek cinsten de değilki napalım. Tabi burada kırılan tabağın durumu da önemli. Tabak antika bir tabak mıydı yoksa sıradan çin malı porselen miydi? Kütahya porselen olup içi çini desenleri ile süslü kıymetli bir tabak mıydı? Neydi bu tabağın durumu? Bu konuda elimizde yeterli veri bulunmadığına göre ihtimallere göre cevaplamak gerekir. Şöyle ki; tabak değersiz çin malı ise kastı aşan şekilde mala zarar vermek suçu olmayacağından beraat etmelidir çekiştiriciler. Ama takabk kıymetli bir antika tabaksa bu durumda antika eseri kırıldı bahanesi eli yurt dışına kaçırmaya tam taşebbüs suçundan TFF başkanı hakkında suç duyurusunda bulunulabilir. Bakanlık müfettişleri de derhal olaya el koyar. Kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulu bu konuda tabağın maddi ve manevi değeri ile eserin antika olup olmadığını sonradan kırılan parçaların estetik operasyonla nasıl bir araya getirilebileceğini belirler. Bundan sonra TFF başkanı hakkında bağımsız yargıda bağımsız bir dava açılır. Davaya açan savcı iddianamesine dikkat etmeli suya sabuna dokunmamalıdır. Hatta senin arkandayız gittiği yere kadar gidin gibisinden beyanatlara kulak asıp gaza gelmemelidir. Sonuçta kırılan bir antik tabak, kasten işlenme ihtimali gözükmektedir. Gerekli cezanın verilmesini kamu adında iddia ederim diyerek kısa bir iddianame yazmalıdır. Mahkeme ise bence bu durumda mahkumiyet vermelidir. İçi futbol topunun minyatürünü oluşturan fındıklardan ibaret antika tabağı kasten kırmak suretiyle antika eseri yurt dışına kaçırıp haksız menfaat temin etmek için çete oluşturmak, oluşmuş çeteye yardım ve yataklık etmek suçlarına tam teşebbüsten. Başka türlü TFF başkanından kurtulamayız. Çünkü Zidanenin de arkadaşı imiş ki artık ebed müddet başımızda demektir. Gerçi olsa bize neyse. Ha Hasan ha saçı dökülmüş Hasan. ( Bu eskiden başka türlü ifade edilirdi:J Takdir sayın mahkemenin olmak üzere en derin saygılarımla arz ederim. Bilirkişi |
11-02-2007, 18:37 | #14 |
|
bence topun bir sahibi var. bu durumda topun zilyetliğini tartışmaşılması gereksiz. Zira topun sahibi, zilyetliği devretme iradesi içersinde değil.
Sonuçta bi top. topa zilyet olmak o kadar önemli mi? |
11-02-2007, 20:17 | #15 |
|
Sayın Turan,
Olağanüstü anlatımınız karşısında bu maç bitmesin duygusuna kapıldım. Bu maç nolur bitmesin ve hatta iyi olan kazansın. Şimdi aklıma yine acayip sorular gelmeye başladı ama sizi daha fazla yormak istemiyorum. Haftaya devam ederiz. Belki TFF başkanını da almış olurlar, kurtuluruz zevattan. En hakiki saygılarımla arz ederim. |
11-02-2007, 20:44 | #16 |
|
Sayın M.Saim Dikici,
Lütfen sorularınızdan mahrum bırakmayınız? Zira maçın sonucunu merakla bekliyorum! |
11-02-2007, 20:45 | #17 |
|
Sayın M.Saim Dikici,
Bilmukabil, saygılar sunar kabulünü arz ederim. |
13-02-2007, 22:03 | #18 |
|
burada maliğin ev sahibi takım olduğunu ifade etmiştim ama Sn.Alelade bir hukukçunun belirttiği gibi eğer zimmetlenme durumu varsa dolaysız zilyet olarak malzemeciyi kabul etmek lazım.Ancak sadece top için değil takımın formaları tekmelikler, tozluklar, konçlar vs için de malzemeci dolaysız zilyet futbolcular ise zilyet yardımcısıdırlar.
En muhterem saygılarımla emir-tensip ve müsaadelerinize arz ederim. |
13-02-2007, 23:02 | #19 |
|
Leblebi,Fındık,fıstık ve tabaktan oluşan ihtilafa konu olayda bileği güçlü misafirlerden bay Hasan, kokteyl tertip eden ev sahibi Saçsız Hasan'ı bir eliyle iterek düşürmüş, diğer eliyle de tabağın karşı ucundaki misafir Az saçlı Hasan'ın elinden tabağı çekerken alttan da ayağı ile müsait mahale tekme sallamıştır. Can havliyle kendini geriye atan Az saçlı Hasan'ın kafasına binanın balkonundaki saksı düşmüş ve kafatasında bir kaç kırık ve eser miktarda hafıza kaybı oluşmuş, diğer yandan mal sahibi Saçsız Hasan'ın pantolonu yırtılmış ve içini korku sarmıştır...
Leblebi, fındık ve fıstığa bu şekilde tek başına hükmeden Hasan tabaktan atıştırarak evden çıkarken kapıda rastladığı Muslukçu Bekir'e fındık fıstık ve leblebi ile dolu değerli porselen tabağı 300 YTL'ye satmıştır. Pantolonu yırtılan ev sahibi Saçsız Hasan kapıya koşar adımla çıktığında porselen tabağı Muslukçu Bekir'in elinde görmüş ve hışımla zor kullanarak tabağı onun elinden alıp, kapıyı üzerine kapatmıştır. Olayı komşulardan Bakkal Hüseyin ve Kaportacı Nuri de görmüştür. - Muslukçu Bekir ev sahibini gasp nedeniyle şikayet etmiştir. - Ev sahibi Muslukçu Bekir'i hırsızlıkla suçlamış ve şikayette bulunmuştur. - Misafir az saçlı Hasan ev sahibini bina sahibinin mesuliyeti kapsamında kusursuz sorumluluk nedeniyle dava etmiştir. Soru 1: Böyle bir durumda aynı semtte Federasyon binası bulunduğu bahanesiyle TFF Başkanı hakkında envai türlü ceza davası açılabilir mi? Soru 2: Fındık, fıstık, leblebiyi boş verin ama tabak hakkında menkul davasının akıbeti ne olur, bari onu söyleyin! En derin kaygılarımla... |
14-02-2007, 22:18 | #20 |
|
Öncelikle bu az saçlı Hasan çok saçlı Hasan mücadelesinde bence faul yapılmıştır. Merkez hakem heyeti uyuyor mu ? Kardeşim onlar uyuyorsa Şansal büyükA da mı yok. Hadi o yok adamın kodumu oturtanını seven Erman abimiz nerde? Kaseti ger sarın bakiim tekrar. Evet az saçlı Hasan bir ev sahibi olarak centilmenlik dışı davranmıştır. Deplasmandaki Hasan ise ondan geri kalmamıştır. Şimdi bu durumda güçlü olan kazanır orman prensibi gereğince uzun saçlı Hasan tabağı ve leblebileri kazanmıştır. Yediği için afiyt olsunmu diycez Tabiiki diycez. Vardı da biz yemedik miki kimse bize afiyet olsun demedi.Neyse dağıtmayalım (zaten bu öyle değildi oxfordla alakalı idi vardı da okumadıkmı idi) derken tekmeyi sallyarak faul yapan uzun saçlı hatta arkadan saçları ağlı olan hasan kırmızı kart görerk saha dışına gönderilirken elinden tabağı almak kimsenin aklına gelmedi. Yan hakemde uyuyor abi. Dedik kaç defa yan hakemsayısını 4e çıkartın diye. Neyseki durumu muslukçu fark etti. Bu muslukçu kesin hırsız abi. Ne yapacaksın sen muslukçu kıymetli porseleni. Kıymetli porselenle musluğun alakası ne? Kime hava atcan. muslukçular federasyonu başkanlığına mı adaysın? Zaten son muslukçular federasyonu başkanının toplantıda diğer muslukçulara söylediği sözler unutulmuş değildir. demiştiki: ey muslukçular bundansonra herkes haddini bilsin. sizler birer muslukçusunuz. ben ise Başkan muslukçuyum demişti. Herkes gözlerinde soru işareti oluşmuş halde musluk fed başkanını alkışlamıştı. Olayı gören kaportacı Nuri özünde temiz bir çocuktur. Yamuk yaptığını kimse görmedi. Ama bu olayda tanıklığına güvenilmez. çünki muslukçu ile aralarında akrabalık ilişkisi vardır. Muslukçu kopurtacı nurinin yengesinin teyzesinin gelininin torunun oğludur. Bakkal Hüseyin ise genelde bişey görmez. Çünki gözleri bozuktur. Gördüm diyorsa inanmayın.
Gelelim hukuki sorularımıza.. Aslında gelmesek iyi idi. Ne güzel gidiyorduk. neyse geldik sanırım. Cevap 1: Böyle bir durumda aynı semtte Federasyon binası bulunduğu bahanesiyle TFF Başkanı hakkında envai türlü ceza davası açılamaz. Niye mi? Çünki o Platininin arkadış. Haza bütün AB kapımıza toplanır de ondan. Cevaap 2:Fındık, fıstık, leblebiyi boş veremiyiz. O kadar fındık üreticisine karşı ayıp olmaz mı boşvermek. Hem okadarda reklam yaptılar dimi? Yersen yani.! Ama tabak konusu önemli tabi. Tabak muslukçuya yolsuz zilyetliğin devri işlemi ile geçmiştir.b Muslukçu iyi niyetli mi kötü niyetli mi onabakmalı. İyiniyetli muslukçuyu kanun korur. Ama var ya bence bu muslukçu iyi niyetli değil. Bana öyle geldi ya. En içten sevgilerimle arz ederim ( sevgi günü ya , saygı yerine sevgiyi kullanıyoz) |
15-02-2007, 00:05 | #21 |
|
Gayet güzel gidiyorduk. Niye taş koyuyorsunuz sayın Jan Dark kardeşim?
Maksat muhabbet olsun, arada az da olsa hukuki terim kullanıyoruz değil mi ama... Soru sahibi zaten görünmüyor. Sahipsiz topik misali ihata bulmuş gibi seviniyoruz... Saygılarımla ile biten cümlelere atfen ince zeka ürünü "Kaygılarımla" kelimesinin patent sahibi saygıder Av. Armağan Konyalı' dır, hakkını teslim etmeliyiz. Ama kaygılanmayınız, henüz bu topikte kaygılanacak mertebeye ulaşamadık... Daha çok sorumuz olacak. ) |
15-02-2007, 00:07 | #22 |
|
Sayın Turan teşekkür ederim. Çok güzeldi. Sevgi ve saygılar.
|
15-02-2007, 00:17 | #23 |
|
Sayın Av.M.Saim Dikici,
Sayın Turan'ın beni doğru şekilde anlayacağını umut ediyorum: Ben yoldaşlıktan çekildim sadece yoksa taş koymak değil amacım. Sizlere son mertebeye kadar hayırlı yolculuklar dileğiyle, hukuk kılavuzunuz olsun. Ayrıca korkum soru sahibinden değil de her an bütün gazabıyla zuhur edecek Admin veya site yönetiminden birine tesadüf etmekten! Saygılar ve yolunuz açık olsun! |
15-02-2007, 12:32 | #24 |
|
Kendi adıma eleştirinize hak veriyorum. Yazdıklarımı silebiliriz. Saygılarımla.
|
15-02-2007, 12:43 | #25 |
|
Yeni Borçlar Kanununu tasarısında futbol topu hususunda yeni ve özel bir düzenlemeye yer verilecekmiş
Bilginize |
15-02-2007, 12:51 | #26 | |||||||||||||||||||||||
|
|
15-02-2007, 13:21 | #27 |
|
Bence TOP ortada!
|
16-02-2007, 23:02 | #28 |
|
Ev sahibi takım topun malikidir zilyedliğide ona ait olmalıdır
|
17-02-2007, 12:10 | #29 |
|
O top bizim bahçeye düşse, ben de alıp bıçağı ortadan ikiye kessem kaç yıl yatarım?
|
17-02-2007, 12:30 | #30 |
|
Kasten top kesmeden müebbet hapis istemiyle yargılanacağınızı düşünüyorum.Ayrıca bıçak kullanmakta nitelikli haldir
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hukukçular ve THS üyeleri hangi futbol takımını tutuyor? | Seyda | Site Lokali | 27 | 21-05-2012 20:40 |
Futbol Maçında Futbol Topunun Zilyetliği | gerçek_adalet | Hukuk ve Felsefe | 16 | 06-05-2007 00:44 |
Futbol Lisansı - Yaş Düzeltme - Yaş Küçültme | Av.Nermin | Meslektaşların Soruları | 1 | 07-02-2007 13:59 |
Arapça futbol terimleri:) | KaanK | Site Lokali | 0 | 30-12-2006 14:46 |
Futbol Maçında Hayati Tehlike Arzeden Kasdi Hareket ve Cezai Sorumluluk | özgür | Meslektaşların Soruları | 1 | 01-11-2006 09:22 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |