Sahte Senet - Menfi Tespit - Takibin İptali

Merhabalar.

Müteahhitlik yapan müvekkil, bir kişinin oturduğu mahalde inşaat yapıyor. Vatandaş da müvekkil ile aralık ayında noter sözleşmesi ile ev alıyor ancak para ödemiyor. Ardından müvekkil paraya sıkışıyor ve bu kişiden 5000 TL para alıyor, bunun karşılığında 7000 TL'lik senet veriyor. (müvekkil senedi imzalarken senet üzerinde vade tarihi, tanzim tarihi, iki tarafı açık olarak tutar ve müvekkilin ismi var) Senedin ödeme gününde müvekkil şehir dışında olduğundan 7000 TL'yi arkadaşına gönderiyor ve arkadaşı kişiye parayı ödeyerek gerçek sandığı senedi geri alıyor. Oysa şahıs, müvekkilin arkadaşının anlamayacağı düşüncesiyle aynı senetmiş gibi seneti düzenleyip imzalayarak müvekkilin arkadaşına veriyor.

Bu süreçten sonra şahıs evi almaktan vazgeçiyor ve taraflar noterde fesihname imzalıyorlar. Fesihnamede ''tarafların birbirinden hak ve alacakları kalmadığı'' belirtiliyor.

Şahıs, sahte senedi müvekkilin arkadaşına verdiği için, gerçek senedi kendisinde tutuyor ve senetteki tutar kısmı açık olduğu için 7000 TL'yi 147000 TL yaparak takibe koyuyor ve ihtiyati haciz alınıyor.

Olaya ilişkin 2 tanık, fesihname ve şahsın müvekkilin arkadaşına verdiği senet var. Ama takibe konu senet üzerindeki imza müvekkilin ama tutar vs. yazılar davalının.

Biz herşeyden önce dün itibariyle suç duyurusunda bulunduk.

Öncelikle bu durumda menfi tespit davası mı açılmalı yoksa takibe itiraz davası mı açmalıyım?
Takibi durdurmak için teminat yatırmak zorunlu mu?
Açılacak davada belirtilen deliller yeterli midir?

Dava açtığınıza dair belgeler ile icra dairesine başvurmanız halinde takibin durdurulması gerekir...

Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 11.03.2013 tarih ve 2013/31 E., 2013/8736 K., sayılı ilamı ile...."Ancak sahtelik iddiasının imza inkarı dışında bir nedene dayanması halinde 6100 Sayılı HMK.nun 209/1 maddesinin amir hükmü gereği icra takibi olduğu yerde durur. Bunun için sahtelik iddiasının ileri sürüldüğü Cumhuriyet Savcılığınca ya da mahkemece ayrıca tedbir kararı verilmesi gerekmez. Borçlu tarafından icra dairesine başvurulması halinde icra müdürlüğünce anılan madde uyarınca sahtelik davası sonuna kadar icra takibinin durdurulması gerekir. İcra müdürünün kararının taraflarca İİK 16/2 maddesi uyarınca süresiz şikayet konusu yapılabileceği tabiidir. Öte yandan borçlu tarafından doğrudan icra mahkemesine başvurulmasına da yasal engel olmadığı gibi, hakim 6100 Sayılı HMK.nun 209/1 maddesini re'sen nazara almalıdır......."