Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

evlilikte katkı payı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-11-2007, 12:11   #1
Av.Serkan Küçükkuru

 
Varsayılan evlilikte katkı payı

10 yıllık evli müvekkilin eşi ile arasında mal rejimi sözleşmesi yoktur.evlendikleri tarihte malvarlığına sahip değillerken şu an kocanın üzerine kayıtlı gayri menkulleri vardır.aralarındaki geçimsizlik nedeni ile fiilen ayrı yaşıyorlar Kadın boşanmak istemiyor ancak kocasının üzerine kayıtlı gayri menkullerinin yarısını istiyor boşanma davası açmaksızın böyle bişey münkünmüdür.
Old 09-11-2007, 12:28   #2
iussy

 
Varsayılan

Katkı payı talebi, malvarlığının elde edilmesinde, taraflardan birinin de katkısının olduğu iddiasının kanıtlanması halinde, kabul ediliyor. Ancak, bildiğim kadarı ile, ayrı yaşama durumunda, boşnama davası açmaksızın nafaka davası açmak mümkün iken, katkı payına yönelik bu şekilde bir uygulama yok.

Ayrıca, mal rejimi sözleşmesi, yeni Medeni Kanun'un yürürlüğe girmesinden önceki dönemi düzenlemekte olup, 2002 yılından itibaren edinilmiş malların varlığı söz konusu ise, bu durumda, müvekkiliniz her halde, hak talep edebilecektir. Üstelik, bu talebin, kocanın banka hesabındaki artışlar açısından bile değerlendirilebilmesi mümkündür.
Old 09-11-2007, 13:56   #3
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/2761
Karar: 2004/5195
Karar Tarihi: 04.05.2004

ÖZET : Dava, evlilik birliği içerisinde edinilen 6 parselde kayıtlı 7 nolu bağımsız bölüm vasıflı taşınmazın tapu kaydının katkı payı oranında iptali ile tescili, olamadığı taktirde tazminat isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu taşınmazın davacının katkısı ile alındığı anlaşılmaktadır. Ancak, davada 7.10.1953 tarih 8/7 Sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca ayın isteme olanağının bulunmadığı açıktır. Ne var ki, davacı ayın isteği yanında tazminat talebinde de bulunmuştur.
Hal böyle olunca, çekişmeli taşınmazın dava tarihindeki değerinin saptanması, davacının taşınmaz alımına katkısının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.


(4721 S. K. m. 218)

Dava: Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, davalı ile 1979 yılında evlendiklerini, ancak, evlilik ilişkilerinin bozulması nedeniyle halen ayrı yaşadıklarını; müşterek hayatın devamı sırasında edindikleri, Aydın merkezdeki 6 parselde bulunan 7 nolu bağımsız bölümü ile Didim'deki 9056 parselde bulunan yazlık meskenin tarafların ortak kazançları ile satın alınmasına rağmen tapuda davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek, taşınmaz tapularının 1/2 oranında iptaliyle adına tesciline olmadığı takdirde taşınmazların değerlerinin 1/2 payının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında Didim'deki taşınmazla ilgili davanın tefrikine karar verilmiştir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, tarafların ortak katılımı ile satın alındığı gerekçesiyle, 6 parseldeki 7 nolu bağımsız bölümün davalı adına olan tapusunun iptaliyle, 1/2 şer paylarla davacı ve davalı adlarına tesciline karar verilmiştir.

Karar, davalı tarafından süresinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 4.5.2004 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili ile temyiz edilen vekili geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Dava, evlilik birliği içerisinde edinilen 6 parselde kayıtlı 7 nolu bağımsız bölüm vasıflı taşınmazın tapu kaydının katkı payı oranında iptali ile tescili, olamadığı taktirde tazminat isteğine ilişkindir.

Mahkemece, iptal isteğinin kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu taşınmazın davacının katkısı ile alındığı anlaşılmaktadır. Ancak, davada 7.10.1953 tarih 8/7 Sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca ayın isteme olanağının bulunmadığı açıktır. Nevar ki, davacı ayın isteği yanında tazminat talebinde de bulunmuştur.

Hal böyle olunca, çekişmeli taşınmazın dava tarihindeki değerinin saptanması, davacının taşınmaz alımına katkısının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

Sonuç: Davalının temyiz itirazları açıklanan nedenlerden dolayı yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 4.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 375.000.000 TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 4.5.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 09-11-2007, 13:56   #4
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Merhaba

Eşler arasındaki mal rejimi ölüm,evliliğin iptali,boşanma veya başka bir mal rejiminin kabulü ile sona erer.

Ayrı yaşamak mal rejimin tasfiye sebebi olarak yasada belirtilmemiştir.Bu nedenle tasfiye istenemez.

Fakat TMK 206 daki "olağanüstü mal rejimi" olasılığı olayda düşünülebilir.

Bu olanaktan yararlanmak için talepte bulunan kadın ,eşinden TMK 216 ya dayanarak ,malların envanterinin resmi senetle yapılmasını isteyebilir.Bu bilginin verilmesinden kaçınmak TMK 2006/4 gereği olağanüstü mal rejimini isteme hakkı oluşturur.

Fakat hatırlatmakta yarar görüyorum ki taraflar diğer taraftan sadece alacak hakkı talep edebilir.Malların yarısını isteme şeklinde,taşınmazların mülkiyeti tasfiyeye konu edilemez.
Old 09-11-2007, 14:05   #5
avfatihemir

 
Varsayılan

Boşanma gerçekleşmeksizin, ifade ettiğiniz şekilde yargı kararı ile mal paylaşımı mümkün değildir.
Katkı payı talebine ilişkin davanın karara bağlanabilmesi için boşanmanın gerçekleşmesi gerekmektedir. Boşanma kararı kesinleşmelidir.
Boşanma davası devam ederken boşanma ihtimali yüksek ise katkı payı davası açmak zaman kazanma açısından faydalı olacaktır. Ancak yukarıda belirttiğim şekilde kesinleşme beklenecektir.
Ancak tabiki taraflar her zaman rızaları ile malları aralarında paylaşabilirler.
Old 09-11-2007, 14:43   #6
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.avfatihemir

Taraflar anlaşarak yeni bir mal rejimini her zaman seçebilirler.Bu durumda önceki mal rejiminin tasfiye edilmesi gerekmektedir.

Tartışmaya konu edilen olayda ise taraflar arasında bir anlaşma yok.Bu nedenle her iki tarafın rızası ile bir sözleşme yapmak ve mal rejimin değiştirilmesi mümkün görülmüyor.

Fakat TMK 206 da belirtilmiş olağanüstü mal rejimi, boşanma olmaksızın tasfiye yapılabilmesine bir istisna oluşturmaktadır.Diğer istisna ise cebri icra halidir.Her iki istisnai durumda da karar bir yargı kararıdır.

Düzenleme şöyledir:

Olağanüstü mal rejimi

I. Eşlerden birinin istemi ile

1. Karar
Madde 206.- Haklı bir sebep varsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine, mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüşmesine karar verebilir.
Özellikle aşağıdaki hâllerde haklı bir sebebin varlığı kabul edilir:
1. Diğer eşe ait malvarlığının borca batık veya ortaklıktaki payının haczedilmiş olması,
2. Diğer eşin, istemde bulunanın veya ortaklığın menfaatlerini tehlikeye düşürmüş olması,
3. Diğer eşin ortaklığın malları üzerinde bir tasarruf işleminin yapılması için gereken rızasını haklı bir sebep olmadan esirgemesi,
4. Diğer eşin, istemde bulunan eşe malvarlığı, geliri, borçları veya ortaklık malları hakkında bilgi vermekten kaçınması,
5. Diğer eşin sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olması.

Eşlerden biri ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun ise, onun yasal temsilcisi de bu sebebe dayanarak mal ayrılığına karar verilmesini isteyebilir.


II. Cebrî icra hâlinde
Old 12-06-2008, 12:33   #7
justice is lost

 
Varsayılan Katkı payı alacağı davasının, evlilik devam ederken de açılabileceği hakkında Y.K.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/12933

K. 2005/917

T. 27.1.2005



Davacı, evlilik birliğinin devamı sırasında kendi katkılarıyla davalının üzerine hisse senedi, devlet tahvili ve hazine bonosu almadığını, bu birikimlerde ½ pay sahibi olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere 1.000.000.000 TL.nin davalıdan tahsilini istemiştir. Tarafların 24.7.1976 yılında evlendikleri ve 2000 yılına kadar bu evlilik birliğini devam ettirdikleri uyuşmazlık konusu değildir. Davalı yanca, terk nedeniyle 3.9.2002 tarihinde açılan boşanma davası 7.10.2003 tarihinde reddedilmiş ve karar Yargıtay 2.Hukuk Dairesince onanarak 24.2.2004 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece boşanma kararı olmaksızın mal rejiminin tasfiyesine gidilemeyeceği gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Tarafların evlilikleri 24.7.1976 yılında olup, eski mal rejimine tabiidirler. 743 sayılı Türk Medeni Kanunun 170. maddesi "Karı koca evlenme mukavelenamesi ile kanunda muayyen diğer usullerden birini kabul etmedikleri taktirde veya kabul edipte, kanunda gösterilen sebeplerden birinin hudusü halinde. Aralarında mal ayrılığı cereyan eder" hükmünü getirmiştir. Davacı ve davalı eş arasında mal ayrılığı rejiminin cari olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Evlilik devam ederken katkı payı için dava açılamayacağına ilişkin bir hüküm yoktur. Hal böyle olunca, mahkemece tarafların tüm delilleri toplanarak davacı kadının dava konusu ettiği hisse senedi, devlet tahvili ve hazine bonosu alımında yaptığı katkı oranını tesbit etmek, katkı oranı kadar taleple bağlı kalınarak tazminata hükmetmekten ibarettir. Diğer yandan davalı kocanın iade borcu, iade anındaki duruma göre belirleneceğinden, yeni medeni kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra edinilen hisse senedi vs. var ise bunların da yeni medeni kanunun ilgili hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmesi gerekir. Mahkemece, aksi yazılı düşüncelerle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Old 17-06-2008, 11:12   #8
Av.Serkan Küçükkuru

 
Varsayılan

aydınlatıcı bilgilerinden dolayı tüm arkadaşlara minnettarım
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Katkı Payı Alacağında Zamanaşımı Av.Sever Köz Aile Hukuku Çalışma Grubu 23 29-05-2013 12:39
Yargı katkı payı yasa tasarısı süleyman zengin Hukuk Sohbetleri 10 23-12-2008 13:30
Katkı Payı-Yetkili Mahkeme-Miras dadaş Meslektaşların Soruları 5 22-10-2007 21:05
katkı payı davası avpınar Meslektaşların Soruları 3 29-08-2007 10:50
maddi tazminat mı-katkı payı mı? seyitsonmez Aile Hukuku Çalışma Grubu 4 12-06-2007 15:39


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09067011 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.