Eşinin Kendisini Aldattığını Baştan Beri Bilen Davacı Kötüniyetli Sayılırmı??

Bir müvekkilim eşinin herseferinde evde huzursuzluk çıkartıp onu evden kovması nedeniyle başka bir kadınla birlikte yaşamaya başlamış. Bu durumdan müvekkilimin eşi ilk günden beri haberdar olup müvekkilimin diğer kadınla ilişkisi devam ederken eşinden birde çocuğu olmuş. Müvekkilimin diğer kadınla ilişkisi 10 yıldan bu yana devam etmekte bunu da eşi bilmektedir. Bu süre zarfında Müvekkilim eşinin ve çocuklarının her türlü ihtiyacını da karşılamaya devam etmiştir. Eşi aldatıldığına dayanarak yeni dava açmış ve aldatıldığını yeni öğrendiğini iddia etmektedir ve müvekkilimden yüklü miktarda nafaka ve tazminat istemektedir.
Bu davada davacı eşin diğer kadını en başından beri bildiğini ve boşanma davası açmakta kötü niyetle olduğunu iddia edebilirmiyiz? Bu konuda yargıtay kararı varmı?

Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler

I. Zina
Madde 161 - Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.

Uzun süredir aldatıldığı halde dava açmayan eşin aldatan eşini affettiği sonucu çıkar.Aksi düşünce hayatın olağan akışına aykırıdır.Aldatma dışında başka sebeplere dayanmadıysa davanın reddedileceğini düşünüyorum.

Sayın Aybüke Kağan;

Dava dilekçesinde aldatmanın yanı sıra başka nedenlere de dayanılmış ama bir çoğu farazi durumlar tazminat konusunda aldatma yönündeki kusur göze alınacaktır hakim tarafından. Müvekkilim de boşanmak istiyor ancak davacı tarafça istenen tazminat ve nafaka miktarları çok fahiş bu nedenle aldatıldığını iddia konusunda baştan beri bilgisi olduğundan kötüniyetli olduğunu öne çıkartmayı düşünüyorum.

Sayın Elçin ,
dava dilekçesinde aldatmanın yanı sıra başka sebeplere de dayanıldığından açılan dava zina sebebiyle boşanma davası değil , şiddetli geçimsizlik sebebi ile boşanma davası.
karşı taraf şiddetli geçimsizliği ispatladığı takdirde boşanma gerçekleşecektir.
fakat siz , karşı tarafın kötüniyetli olduğunu ispat eder iseniz , manevi tazminat elde etme hakkınız doğacaktır.
Saygılarımla..

değerli meslektaşım aldatma halihazırda devam etmekte is mk madde 161 deki sürelerden faydalanamazsınız zira o sürelr bir defaya mahsus aldatmalar için öngörülmüştür,aldatmanın sürekli hal teşkil etmesi mutlak boşanma sebebi teşkil edip her zaman dava açılabilir ve evde yaşanan huzursuzluklar,geçimsizlikler,diğer eşin davranışları aldatan eşin kusurunu bertaraf etmeye yetmez sadece tazminattan indirm sebebi olabilir saygılarımla..

zina, fiilin birkez yapılması ile doğar ve fiilin öğrenildiği tarihin üzerinden 6 ay geçmekle boşanma davası sebebi olma kabiliyeti sona erer. buradaki fiil zina eyleminden ziyade devam eden bir durum. ve bu durumu davacı eş de biliyor lakin bu evlilik dışı ilişki zina sebebi ile boşanmadan ziyade evlilik birliğinin temelden sarsılmasına neden olan, şiddetli geçimsizlik de diyebileceğimiz başka bir boşanma sebebi oluşturmaktadır.
bu durumda boşanma gerçekleşecektir.
10 yıldır dava açmayan eş, ki olay da kadın olduğu anlaşılıyor, bu anlatılan davayı geç açmak sebebi ile asla kötü niyetli sayılmayacaktır.
evlilik birliğinde eşlerin sadakat borcunu yerine getirmesinden diğer eş feragat edemez...

Alıntı: Yazan BİHTER ELÇİN Müvekkilimin diğer kadınla ilişkisi 10 yıldan bu yana devam etmekte bunu da eşi bilmektedir.

Süregelen bir aldatma her zaman için boşanma nedenidir. Hele ki başka bir kadınla yaşamaya başlamak bence tazminata sebep olacak bir davranıştır. Aile hukukunda haksız tahrik gibi bir durum da -sizin olayınızda davacı eşin evde huzursuzluk yaratması- söz konusu olamayacağına göre davacı kadının kötü niyetli olduğu iddiasının inandırıcı olacağını sanmıyorum.

Saygılar...

Alıntı: Yazan BİHTER ELÇİN Bu durumdan müvekkilimin eşi ilk günden beri haberdar olup müvekkilimin diğer kadınla ilişkisi devam ederken eşinden birde çocuğu olmuş. Müvekkilimin diğer kadınla ilişkisi 10 yıldan bu yana devam etmekte bunu da eşi bilmektedir.

Kanun açık aslında. Affeden tarafın dava açma hakkı yoktur diyor metinde. Sizin yapmanız gereken davacı eşin affettiğini ıspatlamak. Arada doğan çocuk olması da davacının affettiğine karine olur düşüncesindeyim. Ayrıca bu durumu ıspatlamanız halinde kimse haksız olduğu bir durumdan kazanım elde edemez mantığından hareketle tazminat ve nafaka ödemezsiniz. saygılar

burda söz konusu olan zina değil ve boşanma davası da zina sebebiyle açılmayacak. şiddetli geçimsizlik, iffetsiz bir hayat sürme, sadakat borcuna aykırı davranmak gibi nedenlerle açacaktır. davacvı eşin kötü niyetli sayılması mümkün değildir. ve meslektaşımın dediği gibi tazminat sebebi de olabilir.

Alıntı: Yazan BİHTER ELÇİN Eşi aldatıldığına dayanarak yeni dava açmış ve aldatıldığını yeni öğrendiğini iddia etmektedir ve müvekkilimden yüklü miktarda nafaka ve tazminat istemektedir.

Sayın Engin Akbaba,
Değerli meslektaşımız Bihter Elçinin sorusundaki bu beyana istinaden yorum yapmıştım ayrıca diğer meslektaşlarımızda benimle aynı şeyi anlamıştır sanırım. Soru biraz eksik gibi haksız mıyım?