08-01-2007, 18:58 | #1 |
|
Bye Bye Türkçe
Kitabın internet sitesi aşağıdadır.26 yaşında profosör olan lisede öğrendiği türkçe fen dersleri ile abd'de üniversitede 2 sınıf birden atlayan Sayın oktay Sinanaoğlu yazdığı kitap ve internet sitesi ile Türkçemiz adına savaşa başladı.Destek olalım.
Oktay Sinanoglu Türkçemizin vahim durumunu anlatiyor: "Insanlar istedikleri dili ögrensinler, ama egitim bir ülkenin kendi diliyle yapilir. Az bilenlerin hiç bilmeyenlere ögrettigi bilim, bilim degildir." diyor. Örnekler veriyor, milletlerin yabanci dille egitim yaparak kimliklerini, bagimsizliklarini nasil kaybettiklerini, ama buna karsilik sömürgecilerin nasil kazandigini anlatiyor. Ve bunlari anlatan deha, yillarini Amerika'nin en büyük üniversitelerinde hocalik yaparak, dünyada konferanslar vererek geçirmis bir kisi. Yabanci dil ögrenmenin bu kadar revaçta oldugu, dil bilmeyenin ikinci sinif vatandas muamelesi gördügü bir ülkede bu tür konusma önce ters gibi geldi, sonra Alman, Fransiz, Italyan, Ispanyol, hatta Isveç üniversitelerini düsündüm. Hiçbirinde kendi dillerinden baskasi kullanilmiyordu. Bilim dilini(!) seçen bir biz kalmisiz, anlasilan.Baska dilden okutulan bir bilim dali ülkenizde kullanilamadigi gibi yabanci ülkelerde de ise yaramayacak, çünkü o dili daha iyi konusanlar sizi geçecekler. O zaman ülkede bilim adami yetismeyecek, ülkeyi baska ufuklara tasiyan kimseler de... Çünkü dil kullandirmak ülkenin sömürgelestirilmesidir. Yabanci dili iyi konusanlar isletmeci, borsaci olur. Bilim ve digerleri o dili kendi öz dili olarak konusanlara kalir. Bunlar Sinanoglu'nun ileri sürdükleri. Sinanoglu'nun en ilginç yaklasimlarindan biri de kendi ülkesinin yabanci dille egitim yapan bir üniversitesiyle ilgili anisiydi. Orta Dogu Teknik Üniversite'sinde kuramlari ile ilgili olarak verdigi konferansta ünlü bir profesörün yanina yaklasip kulagina "Burasi ODTÜ, lütfen Türkçe degil, Ingilizce konusun." dedigini anlatiyor.Oktay Sinanoglu sabaha kadar konustu. Ülkesinin gelecegi için, Türk insaninin gelecegi için. Çünkü dili kullanmamanin bir buçuk nesil sonra o milleti yok ettigini gözleriyle görmüstü ve bunun Türkiye'ye uygulanmasini istemiyordu. Sabah kiminle konussam bana Sinanoglu'ndan söz ediyordu. Amerika'da ve dünyada bilim dalinda büyük hizmetler veren, Nobel'e aday olan Meydan Larousse'da söz edilen bir adam kendisini bilimden sonra ülkesinin gelecegine adamisti.Bugün herkes onun söylediklerini ve bundan sonra yapacagini söyledigi savasi tartisiyor. Artik hiçbir sey eskisi gibi olmayacak.Ülkenin durumu karanlik ama en azindan onun gibiler, düsünenler, savasçilar var. http://www.byebyeturkce.com/ |
31-01-2007, 14:16 | #2 |
|
Konu Türkçeden ve Oktay Sinanoğlu gibi bir profösörden açılmışken Bye Bye Türkçe adlı kitabından, Türkçemizi kurtarmak için önerdiği yolları bir kaç maddeyle yazayım. (kendi kitabından kendi sözleriyle aktarıyorum):
1- Kamuoyu yabancı dil yalnız böyle öğrenilir diye aldatılmıştır. Konunun vehametini kavrayanlar çevrelerindeki herkese, velilere, eğitimcilere, halka gerçeği anlatsınlar. Hazırlık sınıfı diye bir uygulamanın başka ülkelerde olmadığını, bunun bir israf olduğunu duyursunlar. 2- Hangi yabancı dillerin hangi mesleklere faydalı olduğu, ne tarz öğrenilmesi gerektiği tespit edilsin. Mesela, gezim (turizm) rehberliği, konukevi (otel) yöneticiliği yapacak kişilerin İngilizce fizik, matematik terimleri bilmeleri gerekmediği gibi, bilimcilerinde sokak İngilizcesini bülbül gibi bilmesi değil, kendi mesleklerini takip edecek kadar yabancı bilim dilini bilmesi yeterlidir. Asıl bilmesi gereken matematiktir. 3- İnsanlar yeni seçilen bakanlar, vb. yalnızca yabancı dil bilmeleriyle methedilmemeli, matematik, bilgisayar yazılım dilleri, iktisat, felsefe, Türk lehçeleri, mühendislik vb. bilgi ve yetenekleri için övülmeli. 4- Hukukçularımız yabancı dille eğitimin anayasaya aykırı olduğu açısından (eğitim resmi dilden olur)gereken mercileri uyarmalı, hatta toplu davalar açmalıdırlar. 5- Orta ve yüksek öğretimin tümünde yabancı dille eğitim devlet tarafından yasaklanmalıdır. Hatta yabancı misyoner okullarında bile eğitim dili tümüyle Türkçe olmalı, yabancılar bu okullarında ayrı yabancı dil dersinde takviyeli, yeni ve hızlı yabancı dil öğrenme yöntemleriyle faydalı olmalıdırlar. Eğer bu değişikliğe yanaşmazlarsa gerçek gayeleri daha açığa çıkacaktır. Özel veya devletin tüm okullarında yabancı diller ayrıca verimli yöntemlerle öğretilmeli, yaz kursları açılmalı, kamuoyu düzeltilmeli, hazırlık sınıfı uygulaması kesinlikle kaldırılmalıdır. Eğer devletin fazladan bir iki yıl eğitim yapmak gibi imkanı bolsa (!) ve illada her ülkeden iki yıl daha çok okunacak diyorsa hazırlık yılında her öğrenci, seçeceği meslek ne olursa olsun, matematik, bilgisayar kullanım ve yazılımını öğrenmelidir. İşte o zmaan her ülkenin gerisinde değil önünde oluruz. Çünkü öğretilen İngilizce sadece züppelik, "rock and roll"culuk dilidir. Gerçek bilim dili matematiktir. 6- Partisinin sağ veya sol edebiyatı ne olursa olsun iktidardakiler ve hükümetleri geçerken Türkiye, Türk Dünyası ve Türk halkının bekâ ve çıkarını ön plana almalıdır. Bu anlamda milli olmalıdır. Peki öyle oldukları nereden belli olacak? Anlamanın kolayı var. Türkiye ve Türk Dünyasının baş sorunu eğitim ve eğitim dili sorunudur. Bu konuya eğilmeye, kesin önlemler almaya yanaşmayan bir iktidar milli olamaz; lafları ve giysileri ne olursa olsun. 7- Konuşurken İngilizce laflar katmak övünülecek bir şey değil, ayıplanacak bir şey olmalıdır. Böylelerine bu kibarca hissettirilmelidir. 8- Belediyeler, sorumlu kuruluşlar, işyeri yada dükkanları güzel Türkçe isimler koymaya teşvik etmeli, yarışmalar açmalı, törenlerle ödüller dağıtmalıdırlar. Buna rağmen aşağılık duygusu hastalığından veya Türk diline gizli düşmanlıktan kurtulamayanların ruhsatları verilmemeli veya yenilenmemeli, yabancı dilden adlarla mânen her gün yara bere içinde bırakılmamız önlenmelidir. 9- Keza milli iktidarın yetkili mercileri basın-yayında dergi, gazete, TV, radyo isimleirnin Türkçe olmasını Madde8 deki gibi sağlamalıdır. 10- Dergilere abone olanlar yayımcılara toplu, çok imzalı mektuplar yazmalı, isim Türkçeleştirilmediği taktirde abone olmayacaklarını bildirmelidirler. Keza, ilan verenlerde ilan yoluyla olan parasal kaynağı keseceklerini bildirmelidirler. 11- Dış kaynakların 1970lerde başlattığı masum görünüşlü, sessiz fakat son derece etkili bir yöntemde "TShirt" dedikleri mintan seferberliğidir. Gençlerin üzerindeki üstleri İngilizce yazılı çoğuda açık-saçık anlamlı (hatta Amerikan bayraklı!) bu gömlekler önemli bir beyin yıkama aracıdır. Esnaf, küçük imalatçı kurumlar bu konuda toplantı yapmalı, yetenekli çizimcilerimize güzel Türkçe yazılı resimler çizdirsinler, bunlarda başarıyla milli kültüre, Türk okul ve evrenkentlerine (üniversite) özendirecek satışlar olsun. Para kazanırken milli bilince, dile zararı değil, faydası dokunsun. |
31-01-2007, 15:01 | #3 |
|
Ah güzel Türkçemiz ve vah yabancı ve yabancı dil hayranlığımız
Merhaba,
Öncelikle Sayın Ümit Dalkılıç'a bu konuyu açtığı için teşekkür ederim. Açıkçası o açmasa yakın zamanda ben açacaktım. Prof.Dr. Oktay Sinanoğlu'nun kitaplarıyla yanlış hatırlamıyorsam, 2002'nin sonbaharında tanıştım. Tabi sadece 'Bye Bye Türkçe' değil, 'Hedef Türkiye' ve 'Ne Yapmalı' diğer kitapları. Tanıştığıma da çok memnun oldum. Şöyleki, bu insan bana yepyeni bir bakış açısı kazandırdı. Bu zamana kadar doğru bildiğim-yada bana doğru diye gösterilen- bir çok tabu diyebileceğimiz düşünce ve kanaati toptan yıkmış ve yerine mantıklı önermeler ve temellerle yepyeni bir fikir dünyası koymuştur. Ülkesini seven, geçmişiyle ve milletiyle gurur duyan yada duymak isteyen ve bir vatandaşın ülkesinin ve kendisinin uluslararası alanda onuruna nasıl sahip çıkması gerektiğini öğrenmek isteyen herkesin okuması gereken bir kitaplar. Bu konuda, özellikle dilin ne kadar önemli olduğunu sıklıkla vurgulamaktadır. Hazırlık sınıfının hukuk fakültelerinde son derece gerekli olduğunu düşünen Sayın Meslektaşlarımıza özellikle duyurulur ki, nasıl bir yanlışlık yaptıklarının farkına varsınlar. Saygılarımla... |
11-08-2008, 13:48 | #4 |
|
bye bye türkçe
bende bye bye türkçeyi okudum ama gerçekten düşünceyi geliştiren bir kitap herkese tavsiye ederim
|
22-08-2008, 01:14 | #5 |
|
Ben de okudum Oktay Sinanoğlu'nun birkaç kitabını ve hayat hikayesini,
Tek tüfek olmuyor işte, istediğiniz kadar dünyanın en genç profösörü olmuş olun, bir sömürge benzeri yapının içerisinde iseniz ve artık o dünyada globalizm denen bir akım varsa ve yaşadığınız yüzyılın adı yoksa, Türkçe de değişecektir. Mesela teknoloji dediklerimiz de bize yamuk yaptılar, bir mesaj yazacak olsanız cep telefonu ile bilmem kaç karakterden sonra ikinci mesaja geçilir, bilmem kaç kontorun hesabını yapan mesela bir türkçe öğretmeni, kendince kısaltmalar yapabilir ve bu konuşma diline yansıyabilir. Bu sadece bir örnekti. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Düzeltme İşareti | Av. Muzaffer ERDOĞAN | Hukuk ve Türkçe Çalışma Grubu | 9 | 15-03-2007 14:06 |
Bye Bye Türkçe | alisinkay | Kitap | 2 | 12-09-2006 10:46 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |