Tefrik-zamanaşımı-islah

Arkadaşlar merhaba;
1-açmış olduğum dava eser sözleşmesine dayalı bir alacak davası.
2- Müvekkilimin davalıya 1999–2003 ve 2003–2007 yılları arasında olmak üzere yazılı olmayan eser sözleşmesine dayalı olarak yapmış olduğu işler var.
3- Ben her iki yapmış olduğu iş içinde toplam 10 000 YTL olmak üzere pilot dava açtım. Dosya henüz bilirkişi aşamasında olmadığı için alacak kalemleri tespit edemiyorum.
4-Şimdi de 19993–2003 yılları arasında yapmış olduğu iş bu yılın sonunda zamanaşımına girecek.
5-Bu durumda; talep kısmındaki 10000 YTL'lik talebimin, 5000 YTL'sini 1999–2003 yıları arasında yapmılmış olunan işe, 5000 YTL’sin ide 2003-2007 yılları arasında yapılmış olunan işe hasrederek, 1999-20003 yılları arasında ki yapmış olduğumuz alacak kalemine ilişkin talebimimiz fazlaya ilişkin haklarımızı saklı kalmak kaydıyla 30 000YTL olarak ıslah edip, dava sonlandıktan sonra 2003-2007 yılları arası yaptığımız iş için ücret bilirkişilerce tespit edildikten sonrada aynı dosyada 2.kez ıslah yapamayacağımdan bu alaca kalemimi içinde ek dava açma yoluna gidebilirim diye düşünüyorum. Ne dersiniz?

asıl önemli hususu ; ıslah dilekçemde hem alacak kalemlerinin tefrik etmeme hemde müddeabihih arttırmış olmamam iki kez ıslah ediyorum anlamına gelirmi ?

Merhaba.. Öncelikle ikinci sorunuza yanıt vereyim. Aynı dilekçede hem dosyanın tefrikini isteyip tefrik istediğiniz kısım için müddeabihi artırmak istemeniz (bana göre) iki ayrı ıslah işlemi sayılmaz. Bilindiği gibi Islah müessesesini düzenleyen 83 vd. maddelerine göre; davanın kısmen ıslahı mümkün olduğu kamilen (tamamen ıslahı da mümkündür) Yani talebinizi külliyen değiştirebilirsiniz. Bu durumda aynı dilekçe ile dava dosyasının tefrikini istemeniz ve tefrik ettiğiniz kısım için miktar yönünden ıslah yapmanız aynı ıslah işlemi içinde değerlendirilip -evleviyetle (argumentum a fortiori) kabul görmesi gerekiyor. (Fazlanın için de azın da olduğunu kabul etmek gerekir).

İlk sorduğunuz soruda 1999-2003 yılları arasındaki iş için olan talebinizin zamanaşımına uğrayacağını söylemişsiniz. Yargıtay kararlarındaki genel eğilim, müddeabih yönünden fzlaya ilişkin haklar saklı tutularak açılan davada zamanaşımı süresinin dolmasından sonra yapılan ıslahın geriye doğru etki göstermeyeceğine ilişkin olsa da farklı yönde görüş belirten yargıtay kararlarıda mevcut.. Islah edilen davanın ilk davanın kopmaz bir parçası olduğu ve ıslah edilen miktarın dava tarihinden itibaren geçerli kabul edilmesi gerektiğini öngören görüşler de mevcut. Tefrik etmeden önce bunu da bir araştırın bence...