Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Karı Koca Arasında Yapılmış Bulunan Satış Vaadinin Tescili Davasında Tanık

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-09-2008, 12:17   #1
Av.S.C

 
Varsayılan Karı Koca Arasında Yapılmış Bulunan Satış Vaadinin Tescili Davasında Tanık

Davanın tarafları evli oldukları dönemde aralarında noterde satış vaadi tanzim etmişler.Bilahare boşanmışlar.Daha sonra satış vaadinin tesçili davası açılmış.Bu davada davalı sözleşmenin konusuz kaldıgını iddia etmiş,davanın reddini savunmuş, fakat yazılı delili olmayıp tanık deliline dayanmıştır.Bu durumda sizce tanıkla isbat mümkünmü? zira taraflar yazılı sözleşme yapmak suretiyle tanıkla isbat şeklini ortadan kaldırmışlarmıdır? Hepinize şimdiden teşekkürler.
Old 04-09-2008, 14:14   #2
avukat1980

 
Varsayılan

Satış vaadi sözleşmesi noter huzurunda yapıldığına göre bunun aksi ancak yazılı delil ile ispat edilebilir diye düşünüyorum.Eğer sözleşme noter huzurunda değilde taraflar arasında adi şekilde düzenlenmiş olsaydı yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilip tanık dinletilibirdi.
Old 04-09-2008, 14:49   #3
Av.S.C

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BURSA
Satış vaadi sözleşmesi noter huzurunda yapıldığına göre bunun aksi ancak yazılı delil ile ispat edilebilir diye düşünüyorum.Eğer sözleşme noter huzurunda değilde taraflar arasında adi şekilde düzenlenmiş olsaydı yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilip tanık dinletilibirdi.
Buradaki sorun o degil,taraflar noterde sözleşmeyi tanzim ettikleri sırada evliler ve bilahare boşandıktan sonra satış vaadinin tesçili davası açılıyor.Bu davada davalı tanık dinletmek istiyor.Fakat mahkeme taraflar yazılı sözleşme yapmak suretiyle aralarındaki tüm ilişkiyi yazılı şekle dökmüşlerdir.Bu nedenlede artık tanık dinletme imkanı ortadan kalkmıştır şeklinde bir ara kararı vererek tanık dinletme talebini reddetmiştir.Benim sorum yazılı sözleşme yapılmış olması tarafların tanıkla isbat hakkını ortadan kaldırırmı?Bu hususta yargıtay kararları ne yönde? ilğinize teşekkürler.
Old 04-09-2008, 14:59   #4
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Davalının savunması, hata, hile, gabin,cebir ve ikrah nedenine dayanarak sözleşmenin geçersiz olduğuna yönelik ise, HUMK 293/5 e göre tanık dinletebilmesi gerekir.

Saygı ile.
Old 04-09-2008, 15:19   #5
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Sn.av-ufuk'un işaret ettiği istisna bir yana,
"Her ne kadar davacı ile davalı rasında sıhriyet ilişkisi bulunduğu ileri sürülmüş ise de, bu nedenle HUMK'nun 293/b.1 gereğince şahit dinlenebilmesi için davanın senede istinaden açılmamış olması ve taraflar arasındaki ilişkinin de yazılı belgeye bağlanmamış olması şarttır."
(11.HD 13.09.1982,3445/3465; YKD 1981/11 s.1551-1553)
(Hukuk Muhakemeleri Usulü, B.KURU, 2001, Cilt:II, s.2393 v.d)

Bu nedenle ; mahkemenin, tanık dinletme talebini reddi olaya uygun düşmektedir kanısındayım. "yazılı sözleşme yapılmış olması tarafların tanıkla isbat hakkını ortadan kaldırırmı?" sorusunun cevabı da "evet" olmalı diye düşünüyorum.
Kolay gelsin
Old 04-09-2008, 15:31   #6
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi

E:2004/11407
K:2005/7991
T:14.07.2005

Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. M. K. ile davalı vek. Av. A. B.'nin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sozlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldu:
KARAR : Dava, davacının keşidecisi, davalının lehdarı bulunduğu 6.2.2001 keşide, 6.6.2001 vadeli 9.000.000.000.- TL' lık bono ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı vekili, bononun davacıya verilen borc para karşılığı alındığını, tanık dinlenmesine muvafakat etmediğini, davacının icrada da borcu kabul ettigini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında akrabalık iliskisı bulunduğundan, tanık dinlemiş ve davacı tarafından ibraz edilen kasetin çözümü de gözetilerek davanın kabulüne bononun iptaline, davacının borclu olmadığının tespitine, % 40 kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükum davalı vekili tarafından temyiz edilmistir.
Senede baglanan hususlarda taraflar akraba olsa bile tanık dinlenemez ( HUMK. 293/4 ). Bu durumda iddianın yazılı delille kanıtlanması gerekir. Mahkemece bu yön gozardı edılerek tanık beyanlarına göre hüküm kurulması ve davacının İcra dosyasındaki borcu kabul beyanı dikkate alınmadan yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 400.00.- YTL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.7.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.



T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi

E:1984/2041
K:1984/2515
T:03.04.1984

1086 s. HUMK m. 290,293

TaF1ar araşındaki tesbit davasının yaPılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi icinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, babası olan davalıya ait traktörün yarı hissesini satın aldığını, fakat bu hissenin trafik kaydını kendi adına yaptırmak isteyince davallının buna yanaşmadığını ileri sürerek, bu traktörün yarı hissesinin kendisine ait olduğunun tespitini istemiştir.
Davalı, oğlu olan davacıyı evlendirirken kız tarafının şart koşması üzerine traktörün yarısının satısına dair senet duzenlendiğini, fakat daha sonra kıza zıyanet aklıgını ve boylece satış senedinin hükümsüz kaldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme davanın reddine karar vermiş ve kararın temyizen incelenmesi davacı tarafca istenmiştir.
Dava konusu aracın davalı tarafından davacıya satılmış olduğuna ilişkin olarak senet duzenlenmistir. H.U.M.K.nun 290 ıncı maddesıne gore, senede baglı olan her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen hususları tanıkla ispatı mümkün değildir. Tarafların baba oğul olmaları da bu kuralı değiştirmez. Buna rağmen dinlenilen tanık sözlerine değer verilerek karar kurulması usule ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenle BOZULMASINA 3.4.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 04-09-2008, 15:40   #7
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
2004/14-558E.
2004/722K.
15.12.2004T

(818 S.K. m.28) (1086 S.K. m.293)

Dava: Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Şişli Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 19.12.2002 gün ve 558-1919 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 27.05.2003 gün ve 2356-4342 sayılı ilamı ile; ( ... Davacı, davalı eşine ait 4 parsel sayılı taşınmazı noterde 28.06.1994 tarihinde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiştir.

Davalı, davacı kocası ile aralarında şiddetli geçimsizlik çıktığını, satış vaadi sözleşmesinin tekrar bir araya gelip evlilik birliğini devam ettirmek amacıyla bedelsiz olarak düzenlendiğini ve gerçek bir satış akdi bulunmadığını savunmuştur.

Mahkemece, satış vaadi sözleşmesinin karı koca olan tarafların bir araya gelmelerini temin etmek amacıyla düzenlendiği ve gerçek bir satışın bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Satış vaadi sözleşmeleri, iki tarafı da borç altına sokan sözleşmelerdir. Borçlar Kanunu'nun 1. maddesinin 1. fıkrası "iki taraf karşılıklı surette rızalarını beyan ettikleri takdirde akit tamam olur" hükmünü içermektedir. Satış vaadi sözleşmeleri Borçlar Kanunu'nun 213/11., Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddelerine göre resmi şekilde yapılacağı belirtilmiştir. Anılan hükümlere göre, bu sözleşmeyi yapanların noter önünde karşılıklı birbirlerine uygun irade beyanlarının birleşmesi, sözleşmede tarafların hak ve borçlarının açıkça belirtilmesi, satışı vaad edilen taşınmazın ve bedelinin gösterilmesi gerekir.

Somut olayda; davacının dayanağı satış vaadi sözleşmesinin 28.06.1994 tarihinde ilgili yasa hükümlerine uygun olarak düzenlendiği anlaşılmıştır. Davalı, satış vaadi sözleşmesinin davacı kocası ile tekrar bir araya gelip evlilik birliğini devam ettirmek amacıyla düzenlendiğini ve gerçek anlamda bir satış bulunmadığını savunmuş ise de, noterlikçe re'sen düzenlenmiş olan bu nitelikteki bir belge HUMK'nun 295. maddesi uyarınca aksi aynı nitelikte bir başka belge ile ispat edilinceye kadar geçerlidir. Satış vaadi sözleşmesinin aksinin davalı tarafça aynı nitelikteki bir başka belge ile ispat edilemediği gözetilmeden, mahkemece davalı tanıkların beyanlarına itibar edilerek yazılı gerekçe ile red kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı Gerektirmiştir ... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: A- Davacının isteminin özeti: Davacı vekili, davalının sahibi olduğu taşınmazı davacıya satış vaadi sözleşmesi ile 500.000.000.-TL karşılığında satmayı vaad ettiğini ve bedelini peşin olarak aldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın hükmen davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

B- Davalının cevabının özeti: Davalı vekili, davacının başka bir kadınla ilişkisi olduğunu ve eve dönme şartıyla daha sonra iptal etmek üzere bu sözleşmenin yapıldığını, ancak davacının sözünü tutmayıp boşanma davası açtığı halde taşınmazı iade etmediğini, sözleşmenin davalının saflığından ve tecrübesizliğinden faydalanılarak değerinin çok altında, hatta hiçbir bedel ödenmeden yapıldığını, bu nedenle davanın reddine karar vermesi gerektiğini savunmuştur.

C- Yerel mahkeme Kararının Özeti: Yerel mahkeme, tanık anlatımlarına göre davacıya S. ile bağlı bulunan davalının, davacının ısrarlı tavırları, satış vaadini daha sonra iptal edecekleri yönündeki teminatı ve yine başka bir hanımla ilişkisi olan davacının eve dönmesini sağlamak amacıyla gerçekte bedelsiz, sözleşmede ise gerçek değerinin çok altında bir değer gösterilmek sureti ile davacıya satış vaadinde bulunduğu, bir yıl içinde geri dönme iradesini davacıya ulaştırmasına rağmen bir sonuç alamadığı, bu nedenle satış vaadi sözleşmesine itibar edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.

D- Temyiz evresi ve direnme: Hüküm, davacı vekilinin temyizi üzerine özel dairece yukarıya aynen alınan gerekçe ile bozulmuş, yerel mahkeme bu bozmaya karşı özetle u...davalının satış vaadi sözleşmesi kurulurken davacı eşi tarafından iradesinin fesada uğratıldığı hususunun HUMK'nun 293/1-5. maddesi nazara alındığında kanıtlandığı" gerekçesi eklenmek suretiyle eski gerekçesini de tekrar ederek kararında direnmiştir.

Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, Borçlar Kanunu'nun 213/11., Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddelerine göre resmi şekilde yapılması gerekir ve buna bağlı olarak HUMK'nun 295. maddesi uyarınca aksi aynı nitelikte bir başka belge ile ispat edilinceye kadar geçerlidir. Ancak somut olayda davalı hile nedeniyle iradesinin fesada uğradığı iddiasında bulunduğuna göre iddiasını ispat etmek için HUMK'nun 293/5. maddesi uyarınca tanık dinletebilir.
O halde yerel mahkemenin direnme kararı bu nedenle usul ve yasaya uygun bulunmaktadır.

Ne var ki, özel dairece davacı vekilinin işin esasına yönelik temyizi bozma nedenine göre incelenmemiş olup, dosyanın davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için özel daireye gönderilmesi gerekir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, direnme uygun bulunduğundan dosyanın işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için 14. HUKUK DAİRESİ'ne gönderilmesine, 15.12.2004 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
Old 04-09-2008, 15:49   #8
halit pamuk

 
Varsayılan

Sanırım herkes aynı şeyi söylüyor. : Tanık dinlenmez.

Alıntı:
Buradaki sorun o degil,taraflar noterde sözleşmeyi tanzim ettikleri sırada evliler ve bilahare boşandıktan sonra satış vaadinin tesçili davası açılıyor.Bu davada davalı tanık dinletmek istiyor.Fakat mahkeme taraflar yazılı sözleşme yapmak suretiyle aralarındaki tüm ilişkiyi yazılı şekle dökmüşlerdir.Bu nedenlede artık tanık dinletme imkanı ortadan kalkmıştır şeklinde bir ara kararı vererek tanık dinletme talebini reddetmiştir.Benim sorum yazılı sözleşme yapılmış olması tarafların tanıkla isbat hakkını ortadan kaldırırmı?Bu hususta yargıtay kararları ne yönde? ilğinize teşekkürler.



bir HGK kararı da ben ekliyeyim yine de

"HUMK. 293/1. maddesi gereğince karı-koca arasında evlilik birliği mevcut iken yapılmış olan hukuki işlemler tanıkla ispat edilebilir. Ancak, HUMK. 290 maddesi gereği senede karşı ileri sürülen hukuki işlemleri senetle ispta zorunluluğu vardır. Senede bağlanmış olan her çeşit iddia, karşı savunma olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler değeri ne olursa olsun tanık ispat olunamaz."
Old 04-09-2008, 16:05   #9
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Davalı savunmasında, hata, hile ikrah gibi nedenlerle sözleşmenin geçersiz olduğu olgusuna dayanıyorsa; karı-koca olunması ayrıntısına dahi gerek olmadan tanık dinletebileceğini düşünüyorum.

Saygı ile.
Old 04-09-2008, 16:54   #10
Av.S.C

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av-ufuk
Davalı savunmasında, hata, hile ikrah gibi nedenlerle sözleşmenin geçersiz olduğu olgusuna dayanıyorsa; karı-koca olunması ayrıntısına dahi gerek olmadan tanık dinletebileceğini düşünüyorum.

Saygı ile.
Karşı taraf sözleşmenin (başkaca bir gayrimenkül aldım bunun yerine ve eski eşime verdim diyor ve bu hususu tanıkla isbatlamaya çalışıyor) bedelsiz kaldıgı,konusuz kaldıgı iddiasında..
Old 04-09-2008, 17:53   #11
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.S.C
Karşı taraf sözleşmenin (başkaca bir gayrimenkül aldım bunun yerine ve eski eşime verdim diyor ve bu hususu tanıkla isbatlamaya çalışıyor) bedelsiz kaldıgı,konusuz kaldıgı iddiasında..

Somut olayda; savunma,satış vaadi sözleşmesinin kuruluş aşamasındaki irade fesadı hallerinden birine dayanmadığından tanık dinletilemez.

Saygılarımla.
Old 05-09-2008, 11:28   #12
Av. Hamza

 
Varsayılan Benim bir sorum var arkadaşlar

satış vaadi sözleşmesi noterde resen düzenlendiği için tanık deliline başvurulamaz. peki baba kız mirasçı kızın vekili baba lehine baba ile noterde resen satış vaadi düzenliyor. cebri tescil davası açılıyor baba tarafından kızına karşı. kız savunmasında muvazaa iddiasında bulunuyor. diyorki, satış gerçek bir satış değil, asıl amaç miras payının devri fakat görünürdeki akit satış vaadi diyor muvazaa iddiasında bulunuyor. vekil muvazaası yönünden de tanık dinletmek istiyor. burada tanık dinletebilirmi? veya ispatı nasıl olacak?
Old 05-09-2008, 11:52   #13
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hamza
satış vaadi sözleşmesi noterde resen düzenlendiği için tanık deliline başvurulamaz. peki baba kız mirasçı kızın vekili baba lehine baba ile noterde resen satış vaadi düzenliyor. cebri tescil davası açılıyor baba tarafından kızına karşı. kız savunmasında muvazaa iddiasında bulunuyor. diyorki, satış gerçek bir satış değil, asıl amaç miras payının devri fakat görünürdeki akit satış vaadi diyor muvazaa iddiasında bulunuyor. vekil muvazaası yönünden de tanık dinletmek istiyor. burada tanık dinletebilirmi? veya ispatı nasıl olacak?

Vekilin işlem yapması ile asilin yapması arasında bu bakımdan bir fark yoktur: Taraflar kendi işlemlerinin muvazaalı olduğunu iddia edemezler. Bu konuda tanık da dinlenemez.
Old 05-09-2008, 13:16   #14
Av. Hamza

 
Varsayılan

Sayın Aladağ çok teşekkür ederim. bunu duymak istiyordum.
Old 05-09-2008, 13:20   #15
Av. Hamza

 
Varsayılan

Sayın Aladağ,
bu konuda bir yargıtay kararı varmı? bulamadım ben
Old 05-09-2008, 13:43   #16
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Taraf muvazaası ile THS'de açılmış bir çok konu ve o konulara eklenmiş içtihat bulunmaktadır. Arama modülünü kullanarak bu konulara ulaşabilirsiniz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İdari yoldan tescili yapılmış taşınmazın zamanaşımı ile iktisabı halit pamuk Meslektaşların Soruları 3 11-06-2008 13:56
taşınmaz satış vaadinin geçersizliği serkan karaoğlu Meslektaşların Soruları 2 17-08-2007 13:29
Karı koca Avukat biri diğerinin sağlık sigortasından faydalanabilir mi? acan49 Meslektaşların Soruları 5 20-07-2007 17:42
karı koca arasında izaleyi şuyu davası açılabilirmi flamelegal Meslektaşların Soruları 4 18-05-2007 11:46
Karı-koca arası ortak malda izale-i şuyu comoka Hukuk Soruları Arşivi 5 16-06-2006 15:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07572389 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.