Mirasbırakanın sağlığında açtığı muvazaa davasının mirasçılara etkisi.

Değerli Meslektaşlarım,

Tamamen yabancısı olduğum bir konu ile ilgili olarak, bir yakınımın almak durumunda kaldığım davasına ilişkin değerli görüşlerinize ihtiyaç duymaktayım.

Mirasbırakan, maliki olduğu taşınmaz hissesini, sağlığında kızına tapuda satış göstermek sureti ile bağışlıyor. Daha sonra bundan pişman olup, muvazaa nedeni ile tapu iptali davası açıyor. Davada, haklı olarak tanık dinlenmiyor ve en son davalı kızı yemin ediyor ve dava aleyhe sonuçlanıyor.

Mirasbırakanın diğer çocuklarının, mirasbırakanın sağlığındaki muvazaalı devrine ilişkin açacakları tenkis ve tapu iptali davasında, davanın her türlü kanıtla kanıtlanması mümkün iken, daha önce muvazaanın tarafları (mirasbırakan ve kızı) arasında görülmüş olan dava, kesin hüküm teşkil eder mi?

Bu vakıalar karşısında izlenmesi gereken başkaca alternatif yollar var mı?

Göstereceğiniz alaka için şimdiden teşekkürler.

Sayın Güvenç,

İlgili davanın tarafları farklı olacağından ve mirasçılar muvazaa iddialarını mirasbırakana halef olarak değil de kendi mirasçılık sıfatlarından dolayı açtıklarından kesin hüküm engelinin sözkonusu olmadığını düşünüyorum.

Sn. Akpunar,

Öncelikle meselenin canalıcı noktasındaki tespitiniz için teşekkür ederim. Yargıtayın sizin görüşünüz doğrultusunda olabilecek kararları karşısında, maalesef doktrinde mirasçıların mirasbırakanın muvazaası nedeniyle açabileceği tapu iptal davalarının, mirasçıların mirasbırakanın halefi olması fikrine dayandıran görüşler var. Uygulamayı bilemiyorum ama, dava inşallah sizin görüşünüz doğrultusunda sonuçlanır.

sayın Akpunar'a katılıyorum.Muris muvazaasına dayalı davalarda mirasçılar miras bırakananın halefi sıfatıyla değil , 3.kişi sıfatıyla bu davayı açmaktadırlar. Eraslan ÖZKAYA'nın açıklamaları bu şekildedir. ( İnançlı İşlem ve Muvazaa Davaları 2003 sh: 357)

Onun içindir ki; taraf muvazaası yazılı delille ispat edilebilir , buna karşın muris muvazaasında her türlü delil ile ispat geçerlidir. Muvazaa davasında davacıların farklılığı tenkis davasında hem davacının ve hem de dava sebeplerinin farklılığı nedeniyle ortada kesin hüküm bulunmadığı görüşündeyim.

saygılarımla.