Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Geçmişe dönük iştirak nafakası talep edilebilir mi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 28-11-2011, 23:27   #1
parezer3447

 
Varsayılan Geçmişe dönük iştirak nafakası talep edilebilir mi

Değerli meslektaşlarım,
müvekkilin evlilik dışı ilişkisinden doğma 9 yaşında çocuğu bulunmakta ve baba 3 ay önce nüfus müdürlüğünde tanıma beyanında bulunmuştur. müvekkil çocuğun tüm ihtiyaçlarını tek başına 9 yaşına kadar maddi imkanları ölçüsünde karşılamıştır. Şimdi bu durumda acaba geriye dönük iştirak nafakası talep etmek mümkün mü?

Bir de dava harç oranı nasıl tespit ediliyor.
Bilgi ve fikirleriniz için şimdiden teşekkür ediyorum
Old 29-11-2011, 09:53   #2
üye38190

 
Varsayılan

Sizin olayınızda iştirak nafakasının geçmiş yıllara dönük olarak talep edilemeyeceğini düşünüyorum. Olayda zaten babanın tanıma talebi mevcut. Yani esasında çocuğu olduğundan geçmişte haberi yok. Ancak ileriye dönük talep edilmesinde bir sıkıntı yok gibi. Tabii ki eğer babanın durumdan geçmişte haberi varsa ve annenin bilgi vermesine rağmen tanımak istememişse durum değişir.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No.
2004/14860
Karar No.
2005/176
Tarihi
10.01.2005

İLGİLİ MEVZUAT
4721-TÜRK MEDENİ KANUNU (MK)/166.3

KAVRAMLAR
BOŞANMA
İŞTİRAK NAFAKASI
HAKİMİN TARAFLARIN ANLAŞMALARINA MÜDAHALESİ

ÖZET
TARAFLARIN HAKİM HUZURUNDA MÜŞTEREK ÇOCUK İÇİN İŞTİRAK NAFAKASI TAKDİR EDİLMEMESİ YOLUNDAKİ BEYANLARI BOŞANMA HÜKMÜNÜN KESİNLEŞMESİNDEN SONRA, VELAYET KENDİSİNE VERİLEN TARAFIN İLERİKİ YILLARDA İŞTİRAK NAFAKASI İSTEMESİNE ENGEL OLMAZ. TARAFLARIN ANLAŞMALARINDAKİ BU YÖNE İLİŞKİN MÜDAHALE YERİNDE DEĞİLDİR

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesine dayanmaktadır. Tarafların hakim huzurunda müşterek çocuk Cangiray için iştirak nafakası takdir edilmemesi yolundaki beyanları boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra, velayet kendisine verilen tarafın ileriki yıllarda iştirak nafakası istemesine engel olmaz. Tarafların anlaşmalarındaki bu yöne ilişkin müdahale yerinde değildir. Koşulları oluştuğundan boşanmaya karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.01.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 21-01-2019, 10:34   #3
Av. Suat

 
Varsayılan

3. Hukuk Dairesi 2016/8447 E. , 2017/16464 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile 1997 yılında evlendiklerini, 08.10.1996 doğumlu müşterek bir çocukları olduğunu, davalının tehditleri nedeni ile o tarihte 3,5 yaşında olan çocuğu ile birlikte memleketi olan ...'ya gittiğini, davalının çocuğun velayetinin kendisine verilmesi ayrıca mal varlığında istemde bulunmamak şartı ile kendisini anlaşmalı boşanmaya zorladığını, bu şekilde boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin davalı babaya bırakıldığını, ancak çocuğun kendisi ile yurt dışına çıktığını, davalının yurt dışına çıktıkları 14/02/2000 tarihinden beri çocuk ile maddi ve manevi olarak ilgilenmediğini, müşterek çocuğun velayetinin kendisine verilmesi ve aylık 1000 TL iştirak nafakası talebi ile ... 2. Aile Mahkemesinin 2012/652 Esas sayılı dosyası üzerinden ayrıca dava açtığını, yaklaşık 13 yıl davalının desteği olmadan çocuğun giderlerini karşıladığını beyan ederek, fazlaya ait hakları saklı kalmak şartı ile çocuk için geçmişe yönelik yapılan masraflara karşılık olmak üzere 20.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, kendisinin müşterek çocuğun ihtiyaçlarına destek olduğunu ancak belgelerini muhafaza etmediğini, velayeti kendisinde olan çocuk için davacının para talep etme hakkı olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, ... 2. Aile Mahkemesinin 2012/652 Esas sayılı dosyası bekletici mesele yapılmış ve ... 2. Aile Mahkemesince Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen karar ile 22/07/2012 tarihinden itibaren müşterek çocuk için aylık 250,00 TL iştirak nafakası takdir edildiği dikkate alındığında bu nafaka miktarından hakkaniyet kuralları uyarınca indirim yapılarak aylık 200,00 TL’den on yıllık nafaka tutarının davalının, 2002-2012 yılları arasında yapmadığı katkı payı olarak hükmedilmesi gerektiği kanaati ile davalıdan, karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL alacağın alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
TMK'nun 327/1 maddesine göre, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından sağlanır.
Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder (TMK.md.328/1).
Somut olayda davacı, velayeti davalı babaya verilmiş müşterek çocuğa yaptığı masraflar için geriye dönük nafaka talep etmektedir. Davacı, müşterek çocuğun velayeti babasına verilmiş olmasına rağmen ahlaki bir görevi ifa ederek çocuğuna bakmıştır.
6098 Sayılı TBK'nın 78/2. maddesinde (818 Sayılı BK'nın 62/2. m) ahlaki bir ödevin yerine getirilmiş olmasından kaynaklanan zenginleşmelerin geri istenemeyeceği hükme bağlanmıştır.
Bu bağlamda; davacının, çocuğu için yaptığı masraflar TMK'nın 327/1.maddesi gereğince; ahlaki bir görevin yerine getirilmesi mahiyetinde olup, TBK'nın 78/2 gereğince geri istenmesi mümkün değildir. Mahkemece, bu husus gözönüne alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 23.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
geçmişe dönük ssk- bağkur tespiti Av. çağlar bildirici Meslektaşların Soruları 2 21-01-2015 11:53
mal ayrılığı sözleşmesi geçmişe dönük etki yapar mı ekin Meslektaşların Soruları 4 20-02-2011 15:43
ölüm aylığında geçmişe dönük birikmişler -betül- Meslektaşların Soruları 2 23-09-2010 12:10
faturada geçmişe dönük faiz av.ibrahimardıç Meslektaşların Soruları 4 11-02-2010 12:14
18 yaşındaki çocuk için iştirak nafakası talep edilebilir mi a.lawyer Meslektaşların Soruları 1 03-11-2008 16:08


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03632212 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.