Alman vatandaşından, Almanya'da tahsilat

Alman uyruklu, Türkiye'de yazlığı olan bir şahıs, müvekkilime yüklü bir tazminat davası açtı. Süresi içinde teminat itirazında bulunduk, ancak mahkeme itirazımızı reddetti. Dava sürerken davacı evini de satıp Türkiye'den ayrıldı. Daha sonra, dava reddedildi ve hakim tarafımıza vekalet ücreti takdir etti. İlamı icraya koyduk ve davacının vekiline tebligat yaptık. Vekil icra emrini tebellüğ etti ve takip kesinleşti. Davacının Almanya'daki adresini de tespit ettim. Şu anda bu noktadayım, uluslararası sözleşmeleri de biraz araştırdım, sorunu çözecek bir yol bulamadım. Bu konuda bilgisi olan arkadaşlar benimle paylaşırsa mutlu olurum. Herkese iyi çalışmalar...

Sayın İhsan Yıldırım,

Türk Hukukuna göre alınmış bir ilama dayanarak Almanya'da cebri icrada bulunabilmek için, o ilamın Almanya'da tanınması ve tenfizi gerekiyor. Tanıma ve tenfiz için borçlunun ikamet ettiği yerin aslıye mahkemesi (Landgericht) yetkili. Alman Hukuk Sistem'ine aykırı ilamların ve bunların dışında kalan bazı ilamların tanınması ve tenfizi mümkün değil, ama sizin anlattığınız olayda böyle bir durum söz konusu değil bence.

Prosedür:
Hangi asliye mahkemesinin yetkili olduğunu 'Google' arama motoruna 'Gerichtssprengel' kelimesini verdiğinizde açılan sayfada karşınıza çıkan 'PLZ' hanesine borçlunun bulunduğu yerin posta kodunu ve 'Ort' hanesine yerin ismini vererek öğrenebilirsiniz. Verilen dilekçenin Almanca olması gerekir. Ayrıca ilamın ve Almanca tercümesinin dilekçeye eklenmesi gerekir. Türk mahkemesinin ilamın icraya konulabileceğine dair belgesi ve bu belgenin tercümeside dilekçeye eklenmeli.

Belirtilen koşullar gerçekleştiğinde mahkeme ilamın tanındığına ve tenfiz edilebileceğine dair bir karar alır. Mahkeme esas üzerinde herhangi bir araştırmada bulunmaz. Borçlunun bu karara Eyalet Yüksek Mahkemesi(Oberlandesgericht) nezdinde, bir aylık süre zarfında, itiraz etme hakkı var. Böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkemenin itirazı neticelendirmesine kadar beklemekten başka yol yoktur. Borçlu itiraz etmediği takdirde alacaklı bir aylık sürenin sonunda Eyalet Yüksek Mahkemesinden, itiraz edilmediğine dair bir belge isteyebilir. Bu belgeye dayanarak asliye mahkemesi ilamın tanındığına ve tenfiz edilebileceğine dair bir karar verir.

Alacaklının yapacağı iş ilamı yetkili icra memuruna vererek alacağın tahsilini istemektir bundan sonra.
Tanıma ve tenfiz kararı aldırmada avukat mecburiyeti yok. Alacaklı kararın tebliği için avukat olmayan başkasını da tayin edebilir. Bu kişinin mahkemenin yetkili olduğu bölge içinde(Gerichtssprengel) ikamet etmesi gerekir.

Avukat tutulduğu takdirde, alacaklının kendi avukatının ücretini ödemesi gerekir. Hem avukat ücreti hemde mahkeme masrafları sonradan borçludan tahsil edilir. Daha doğrusu bu masrafları davayı kaybeden taraf öder.

Saygılarımla

Üstadımız Gemici gerekli sağlam bilgileri vermiş. Bu noktada ben daha önce THS'den almış olduğum bilgileri size aktarıyorum. Ben Berlin'de yaşıyorum. Borçlunuzun burda olması ihtimaline karşılık dilerseniz yardımcı olabilirim.

Türkiye`deki Alacağın Yurtdışında Takibi

Konu: Yurt Dışına Gönderilecek İcra Tebliğleri

Konuyla ilgili Adalet Bk.lığının Genelgesi:
Son zamanlarda icra memurluklarının', yurt dışında ve özellikle Almanya Federal Cumhuriyetinde bulunan borçlu yurttaşlarımız aleyhinde haciz kararı vererek, alacağın borçlunun aylığından haczen kesilmesini istedikleri görülmektedir.
Bilindiği üzere Devletimizle, yurttaşlarımızın bulunduğu bir kısım Avrupa devletleri arasında, ancak nafaka alacakları gibi sınırlı konularda ilâmların infazına ilişkin sözleşmeler mevcuttur.
Alacak konusunun nafaka olması halinde dahi; icra memurluklarımızın haciz kararı vererek bunun icrasını istemeleri mümkün değildir. Cebri icra yetkisi egemenlik haklarının kullanılmasının bir sonucu olduğundan, icra memurluklarının bu yetkisi ülke sınırları içerisinde geçerlidir.
Bu sebeple, alacağın türü ne olursa olsun, icra memurluklarının bu hususla ilgili kararlarının Bakanlığımıza gönderilmesine son verilerek, alacaklıların boş yere tercüme masrafları yapmaları önlenmelidir.

Alacak konusunun nafaka olması halinde ise; "nafaka alacaklarının yabancı ülkelerde tahsiline ilişkin 17 Nisan 1974 tarih ve 46-3-11831 sayılı genelgemiz" uyarınca işlem yapılacaktır. Sözleşmede öngörülen beş belgeden üçü tipleştirilerek çevirileriyle birlikte genelgemiz ekinde gösterilmiştir. Ancak genelgemizde de belirtildi"- gibi belgelerin düzenlenmesiyle icra memurlukları değil, bizzat Cumhuriyet Savcılıkları ilgileneceklerdir.


Aynı şekilde yurt dışındaki borçlulara tebliği istenilen ödeme ve icra emirlerinde, mal beyanında bulunulmadığı takdirde uygulanacak cezaları gösteren ifadeler yer almaktadır. Bu ifadeler, ceza kanunlarının mülkiliği ve egemenlik ilkeleri açısından tebliğ istenen devletlerin itirazlarını mucip olmakta ve tebliğ yapılamamaktadır. Bu nedenle; 9 Nisan 1981 gün ve 9131 sayılı genelgemizde de açıklandığı şekilde, yurt dışında bulunan borçlulara tebliğ edilecek ödeme veya icra emirlerinden ceza tehdidini ihtiva eden unsurlar çıkarılarak tebliğ belgeleri buna göre düzenlenecektir.
Bilgi edinilmesini ve keyfiyetin yargı çevrenizde bulunan icra memurluklarına da duyurulmasını rica ederim.
(H.İ.G.M 21.4.1982 4-69-9401)

Gemici arkadaşıma teşekkür ediyorum. Bilgiler oldukça işime yarayacak.İyi çalışmalar...