Müessir fiil sebebiyle yüzde sabit iz ve basit müdahale ile giderilebilecek yaralanmalar

Değerli meslektaşlarım, öncelikle hepinize ilginizden ötürü teşekkür ederim.

Hemen soruma geçeyim. Müvekkilim bir şahsın müessir fiili sebebiyle yaralanıyor. Şahıs bira bardağını müvekkilimin suratına vurarak parçalıyor, dolayısıyla müvekkilimin yüzünde, göz kapağı da dahil olmak üzere dudağından alnına kadar bir çok farklı kesik açılıyor. Tahmin edeceğiniz üzere dikiş tedavisi yapılıyor ve yüzünde çok bariz izler kalıyor. Soruşturma aşamasında hazırlanan adli tıp raporu, yaralanmayı basit bir müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğuna dair düzenlenmiş. Ancak yüzdeki kalıcı izler için hiçbir ibare yok. Dolayısıyla iddianame de basit yaralama yani TCK 86/2 kapsamında değerlendirilmiş suç ve sulh ceza mahkemesinde dava açılmış. Ben aslında 87. maddeye girdiğini beyan edeceğim ve bu maddeye göre verilecek cezanın alt sınırı 3 yıl. Bu durumda davanın asliye ceza mah. görev alanına girmesi gerekir.

Sizce görevsizlik kararının hangi aşamada verilmesi gerekir? Sulh ceza mahkemesi, yeni bir rapor mu isteyecektir izlerin kalıcı olup olmadığı hususunun araştırılması için? Ben ilk etapta böyle düşünüyordum ama şöyle bir kararla karşılaştım:

T.C. YARGITAY

2.Ceza Dairesi
Esas: 2011/1629
Karar: 2012/42892
Karar Tarihi: 04.10.2012

ÖZET: Kasten yaralama eyleminin 5237 sayılı TCK'nun 86/1 ve 87/1-c maddeleri kapsamında olup olmadığının tayin ve takdiri ve bu konuları değerlendirme görevinin üst dereceli Asliye Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
(5237 S. K. m. 86, 87)

Dava ve Karar: Dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Yakınan sanık Ü. Y.'ın Polatlı Duatepe Devlet Hastanesi Genel Cerrahi uzmanından aldırılan 24.01.2007 tarihli raporunda, <sol kaş üzerinde 2,5 mm'lik yüzeysel skar dokusu (sabit iz) mevcut olduğunun bildirilmesi Adli Tıp kriterlerine göre yüzde sabit ize neden olan yaralanmaların kişi üzerindeki etkisinin basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek nitelikte hafif olamayacağı sanığın yakınan sanık Ü. Y.'a yönelik kasten yaralama eyleminin 5237 sayılı TCK'nun 86/1 ve 87/1-c maddeleri kapsamında olup olmadığının tayin ve takdiri ve bu konuları değerlendirme görevinin üst dereceli Asliye Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde, 1412 sayılı CMUK'nun 326/son maddesinin gözetilmesine, 04.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Benim burada anladığım, benim katılma talebimim de değerlendirileceği ilk duruşmada görevsizlik kararı verilmesi gerektiği... Yani rapor basit yaralama dese de cezalandırmanın 86/1 ve 87 hükümlerince yapılacağı kanaatindeyim. Şimdiden değerli görüşleriniz için teşekkür ederim.

Görevsizlik kararı yeni doktor raporunun istenmesinden sonra ve ''kalıcı iz ''niteliğinde olduğunun anlaşılmasıyla verileceğini düşünmekteyim.

Görevsizlik kararı "adli tıp" raporundan sonra verilecektir..

cevaplarınız için teşekkür ederim