hükmün açıklanmasının geri bırakılması mı erteleme mi? ACİL

sevgili meslektaşlarım,

bildiğiniz gibi 6008 sayılı terörle mücadele kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair (24/07/2010 yürürlük tarihli kanun) 7. maddesi ile 5271 sayılı yasayanın 231/ 6. fıkrasının sonuna " sanığın kabul etmemesi halinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" hükmü getirmiş yine aynı kanun (6008 s.k) geçici 2. maddesi ile: bu kanun yürürlüğe girdiği (24/07/2010) tarihten itibaren 15 gün içinde haklarında "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" tesis edilmiş olanların mahkemeye başvurmaları durumunda hükmün ( 231/7 gözetilmeksizin) başvuruda bulunan sanık hakkında yeniden kurulacağını" belirtmiştir.

5271 Sy 231/7. maddesi ise: açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkum olunan hapis cezası ertelenemez veya kısa süreli olması halinde seçenek yaptırıma çevrilemez" demektedir.

sorum şudur:
müdaafisi olduğum sanıklardan bir aleyhine ceza kanunu 265/1 maddeden 5 ay hapis cezası verilmiş ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesi uygulanmıştı.

ben ise 6008 sayılı kanunla 5271 sayılı cmk nın 231/6. maddesinin sonuna eklenen fıkrayı aynı kanunun (6008 sy) geçici 2. maddesi uyarınca talep etsem (hükümlü adına) hangisi daha yararıma olacağına dair net bir karar veremedim.

bu iki kurumdan hangisi ( dosya temyizen yargıtay gönderilmiş ve yargıtayca karar onanmış olduğunu düşünerek) daha lehedir.

bu konuda görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
durum, 15 günlük süre olması ve bunun 3 günü geçmiş olması nazara alındığında, acil kodludur.

şimiden teşekkür ediyorum

Kişi, suçsuz olduğu konusunda kendisine güveniyorsa, bu doğrultuda kararın bozulacağına inanıyorsa hükmün açıklanmasını istemeli, bu suretle temyiz hakkına kavuşmalıdır. Diğer açıdan; 5 yıl sonra davanın ortadan kaldırılarak, düşmesi söz konusu olacağından, ayrıca hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasından dolayı HAGB. kurumu usulen erteleme ve tedbire çevrilmeden daha lehedir. Ancak, burada esas olan ilk parağrafta sözünü ettiğim "suçsuzluğa güven" durumudur, diye düşünüyorum.

Bahsettiğiniz konuda malesef vekil olarak tüm ihtimalleri değerlendirerek hareket etmek lazımdır.H.A.G.B değilde örneğin cezanın ertelenmesi veya paraya çevrilmesi durumunda esasen temyize açık bir kararsa ve beraat etmesi kuvvetle muhtemelse bahsettiğiniz düzenleme yararlı olabilir ancak kanaatimce yine de risklidir.Yargıtayın kararı onaması durumunda bu risk ortaya çıkmaktadır.Tüm ihtimalleri düşünmek lazımdır.