Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

tahliye davasında ihtiyari dava arkadaşlığı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-12-2010, 11:28   #1
mayce

 
Varsayılan tahliye davasında ihtiyari dava arkadaşlığı

Bir işhanının maliki tarafından kiracılarına karşı yeniden inşa sebebiyle tahliye davası açılmış konumdadır.Kiracıların sözleşme zamanları farklıdır. Ancak bu davalar sonucu verilecek kararların çelişik olabileceği iddiasıyla ve ihtiyari dava arkdaşlığı ile davaların birleştirilebileceği kanaatindeyim. Bununla ilgili yargı kararı ve görüşlerinizi bekliyorum. Bu aşamada birleştirme talebimde diğer tüm dosyaların numaralarını belirtmem yeterli olacak mıdır?
Old 04-12-2010, 13:44   #2
tangela

 
Varsayılan

Y6HD

Esas : 1979/10002

Karar : 1980/1528

Tarih : 22.02.1980
BOŞALTMA [TAHLİYE]
DAVA ARKADAŞLIĞI

6570 Sa.Ka.7
1 - Kira sözleşmesinde, kiralayan olarak gösterilen kimseler arasında, müşterek muamele ile bir hak yüklenilmesi ve kendilerinin bu suretle bir yüklenim altına girmeleri, nedeniyle zorunlu dava arkadaşlığı vardır.2 - Kira sözleşmesinde, kiralayanlardan birinin dava açabileceği hususunda bir yetki bulunmadığı, halin gereğinden böyle bir durumun olduğu anlaşılamadığı takdirde, kiralananın boşaltılması davasının bütün kiralayanlar tarafından açılması gerekir.3 - Kiralayanlardan biri tarafından açılan dava incelenemeyeceğinden red edilmelidir.

DAVA VE KARAR:
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan boşaltma davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ KARARI:

Dava işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın boşaltılması isteminden ibarettir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş ve hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar arasındaki kira sözleşmesi, 15.1.1975 başlangıç tarihli bir buçuk ay süreli olup, davalı ile davacı Ünal ve dava harici bulunan Fusün ve Feral tarafından tanzim olunmuştur. Kiralayanlar üç kişi bulunmaktadır. Kira sözleşmesinde kiralayanlardan birinin dava açabileceği hususunda bir hüküm bulunmadığı gibi halin icabından böyle bir durumun bulunduğunda anlaşılamamaktadır. Kiralayanlar arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Bu nedenle de davanın bütün kiralayanlar tarafından açılması icab eder. Dava kiralayanlardan yalnız Ünal tarafından açılmış bulunduğundan davanın reddine karar verilmek gerekirken yazılı şekilde kiralananın boşaltılmasına karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır
SONUÇ:Hükmün açıklanan nedenle (BOZULMASINA), 22.2.1980 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Y6HD 22.02.1980 E.1979/10002 - K.1980/1528


T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/13090
K. 2003/13274
T. 6.11.2003



* EL ATMANIN ÖNLENMESİ DAVASI ( Davanın Terekedeki Hakların Korunması Kavramına Dahil Olması-Bu Sebeble Mirasçıların Yalnız Başına Açabilmesi )
* ECRİMİSİL TALEBİ ( Söz Konusu Talebin Terekedeki Hakların Korunması Kavramına Dahil Olmaması-Bu Sebeble Mirasçıların Birlikte Hareket Etmesinin Zorunlu Olması )
* OBJEKTİF DAVA BİRLEŞMESİ ( Davacının Davalıya Karşı Olan Birden Fazla Talebini Aynı Davada Birleştirmesi )
* ZORUNLU DAVA ARKADAŞLIĞI ( Miras Ortaklığının Tümüne İlişkin Davaların Mirasçılar Tarafından Birlikte Açılmasının Gerekmesi )
* TAPU SİCİLİ ( Tapunun Sınırı Ve Kapsamı Yönünden Kendisinden Beklenen Özeni Göstermeyen Kimsenin İyiniyetli Sayılmaması )
* İŞTİRAK HALİNDE MÜLKİYET ( Pay Sahibinin Yalnız Kendi Payına İsabet Eden Kısım İçin Dava Açamaması-Açtığı Davanın Diğer Mirasçıların Katılması Halinde Dahi Davanın Sağlık Kazanamaması )
* TEREKEYE AİT DAVALAR ( Davaların Bütün Ortaklar Tarafından Açılmasının Gerekmesi )
* MİRAS ORTAKLIĞI ( Ortaklığın Tümüne İlişkin Davaların Mirasçılar Tarafından Birlikte Açılmasının Gerekmesi )
* TARAF EHLİYETİ ( Taraf Ehliyetine Sahip Olmanın Dava Şartı Olması Ve Mahkemece Resen Gözetilmesinin Gerekmesi )
4721/m.640,702, 933,995



ÖZET:

Bir davada tarafların taraf ehliyetine sahip olmaları dava şartlarındandır. Bu nedenle, davanın taraflarından birinin taraf ehliyetine sahip olmadığı mahkemece kendiliğinden ( re’sen ) gözetilir ve dava esasa girilmeden ( mesmu olmadığından ) reddedilir.

Elbirliği ( iştirak ) halindeki mülkiyet kuralları ( TM. mad. 640/702 ) gereğince miras ortaklığının ( terekenin ) tümüne ilişkin davaların, bütün mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir. Davacı mirasçının kendi açtığı davayı tüm mirasçıların birlikte yürütmeleri gerekir. Mahkemece, diğer mirasçıların davaya katılmasını ( icazet vermelerini ) sağlaması veya terekeye temsilci tayin ettirmesi ( TMK. mad. 640 ) için davacıya uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece açıklanan ilkeler doğrultusunda ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.



DAVA :

Dava dilekçesinde 1.000.000.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:



KARAR :

1- MADDİ OLAY

Davacı, murisi ( annesi ) adına tapuda kayıtlı olan Ovacık Köyü 3 nolu parseli işgal eden davalının elatmasının önlenmesi ile 1.000.000.000 lira ecrimisilin tahsilini istemiş, davalı bitişik taşınmazın kadastro tespiti sırasında maliklerinin ters olarak yazıldığı için dava konusu yerin davacının murisi adına tapuda kayıtlı görüldüğünü gerçekte kendi dedesine ait olduğundan bu nedenle tasarruf ettiği için davanın reddini savunmuş olup; mahkemece davalının, davacının murisine ait tapulu taşınmaza haksız olarak el attığından elatmasının önlenmesine, davalının taşınmazı kullanması iyi niyete dayandığından ecrimisil isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından ecrimisile hasren temyiz edilmiştir.

Öncelikle şu hususa açıklık getirmek gerekir: Davacı mirasçının, miras şirketinin haiz olduğu ( terekeye ait ) davanın tamamı için değil de, SADECE KENDİ PAYINA İSABET ETTİĞİNİ İDDİA ETTİĞİ PAYIN ( ecrimisilden hissesine düşecek payın ) ÖDENMESİ İÇİN DAVAYI AÇMIŞ İSE, İŞTİRAK HALİNDEKİ PAYLARDA TASARRUF ( örneğin dava ) CAİZ OLMADIĞINDAN VE DAVA DİĞER MİRASÇILARIN HİSSESİNE DÜŞECEK PAYLARI DA KAPSAMADIĞINDAN, BÖYLE BİR DAVAYA DİĞER MİRASÇILARIN KATILMASI İLE DEVAM EDİLMESİNE OLANAK YOKTUR; YANİ DAVA DİĞER MİRASÇILARIN KATILMASI İLE DE SAĞLIK KAZANAMAZ; DAVANIN HİÇ BİR ARAŞTIRMAYA GEREK KALMAKSIZIN REDDİ GEREKİR.

Aşağıdaki açıklamalar, bir mirasçının terekeye ait ( yani miras şirketi tarafından açılması gereken ) bir davayı bir başına açması durumu ile ilgilidir.

II- TEREKEDEKİ HAKLARIN KORUNMASI

TMK. mad. 640/II hükmüne göre “”Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler”" Aynı maddenin IV. fıkrasına göre: “”Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır”" ( Koşut anlamda TMK. mad. 702/IV )

TMK. mad. 640/IV hükmü, mirasçılardan biri ya da bir kısmının başvurabileceğ i yasal yolları “”terekedeki hakların korunması”" ile sınırlı tutmuştur. Açılan dava veya başvurulan yasal yolun bu nitelikte olmadığı durumlarda ana kural ( TMK. mad. 702/II ) geçerli olup, bir ya da bir kısım mirasçının istemi, sıfat yokluğundan reddedilecektir.

Uyuşmazlık konusu olayda, davacı, murisinden intikal eden taşınmaza ( paydaş bulunmayan ) davalının elatmasının önlenmesi ile birlikte ecrimisil istemiştir. Terekeye dahil bir taşınmaza elatmanın önlenmesi davası “”terekedeki hakların korunması”" kavramına dahil olduğundan mirasçılardan herhangi birisi veya birkaçı tarafından açılabilir. Buna karşın ecrimisil davası, “”terekedeki hakların korunması”" ile ilgili olmayıp terekedeki taşınmazdan yararlanmaya yönelik bulunmaktadır. Böyle bir durumda ana kural gereğince birlikte hareket etme gereği vardır. Bu nedenle, iştirak halinde mülkiyet konusu olan bir mal veya hakka ilişkin ( örneğin uyuşmazlık konusu olan olayda olduğu üzere - ecrimisil - ) davalarının, -bağımsız olarak açıldığı takdirde elbirliği ( iştirak ) halindeki maliklerin ( paydaşların ) hepsi tarafından veya hepsine karşı birlikte açılması zorunludur.

II/1 ) TEREKEDEN ( veya tereke mallarının semerelerinden ) FAYDALANMA BİRLİKTE HAREKET ESASINA DAYANIR.

Mirasçılar, tereke mallarını kullanabilir ve bunlardan yararlanabilirler. Kullanma ve istifade hakkı müşterektir ve tüm mirasçılara aittir. Bu hak, terekenin idaresine ve birlikte hareket esasına dayanır. Bu konuda, mirasçıların anlaşmaları şarttır. Anlaşmazlık halinde, mirasçılara tayin olunacak temsilci, tereke mallarını idare edeceği gibi, mirasçıların kullanma ve faydalanma haklarını da düzenler.

II/2 ) ALACAK HAKLARI ÜZERİNDE TASARRUF

Terekeye dahil alacakları mahkeme ve cebri icra yoluyla takibe, mirasçıların ( ortakların ) hepsi birden yetkilidir. Tasarruf mahiyetinde olan tüm işlemler gibi, dava da ancak ortakların hepsi veya mümessilleri tarafından açılabilir. Nitekim İsviçre Federal Mahkemesi de dava yoluyla bir alacağı takipte, tasarruf mahiyeti görmüştür. Terekeye ait bir alacağın tüm mirasçılar tarafından ileri sürülmesi zorunluğu, mirasçılardan birinin davayı kötü idaresi yüzünden diğer mirasçılara da ait olan bir alacağı yok edebileceği düşüncesinden doğmaktadır ( Ayiter, Nuşin: Elbirliği Ortaklıkları, Ank. 1961, sh. 133 ve orada anılan Federal Mahkeme Kararları ve sh. 140 ).

II/3 ) YAPILMASI ZORUNLU İŞLEMLER

Olağan koruma eylemleri ve buna bağlı olarak onarımlar, mahsullerin toplanması, bozulacak olanların satılması, ivedi olarak yapılması zorunlu bulunan işlerin yerine getirilmesi gibi işlemler, tek bir mirasçı tarafından yapılabilir. Çünkü bunlar, tereke mallarının değerlerinin korunması için yapılan eylem ve işlemlerdir.

II/4 ) TAKSİMİ KABİL OLMAYAN TALEPLER ( örneğin; istihkak, elatmanın önlenmesi, tapu sicilinde hak sahipliğinin saptanması gibi talep ve davalar ) ORTAKLARDAN HER BİRİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEBİLİR. ECRİMİSİL GİBİ TAKSİMİ KABİL DAVALARIN ORTAKLARDAN BİRİSİ TARAFINDAN AÇILABİLECEĞİNİN KABULÜ İSE, DİĞER ORTAKLARI ZARARA SOKMASI OLASILIĞINI GÜNDEME GETİREBİLECEĞİ GİBİ TEREKE MALLARININ DOĞRU BİR ŞEKİLDE PAYLAŞTIRILMASINDA DA SAKINCALAR YARATABİLİR.

III- ELATMANIN ÖNLENMESİ DAVASI İLE ECRİMİSİL DAVASI ARASINDAKİ FARKLAR

Elatmanın önlenmesi davası ile ecrimisil davası çoğu kez birlikte açıldığı halde, ikisi de aynı mahiyette olmayıp çıkış noktaları ve görevleri ( amaçları ) birbirinden farklıdır. Şöyle ki elatmanın önlenmesi davası objektif olarak haksız ihlalin giderilmesinin, ecrimisil ( tazminat ) davası ise haksız eylemin mal varlığından ( terekede ) meydana getirdiği değişikliklerin giderilmesine hizmet eder ( Bkz. Giritlioğlu, Necla: Müdahalenin Men’i ( elatmanın önlenmesi ) Davası, İst. 1984, sh. 55 ve orada anılan FEHR ).

IV- OBJEKTİF DAVA BİRLEŞMESİ

Bu halde davacı, davalıya karşı olan birden fazla talebini ( elatmanın önlenmesi + ecrimisil ) aynı davada birleştirir; yani birden fazla davasını ( aynı davalıya karşı ) aynı dava dilekçesi ile açar, buna objektif dava birleşmesi denir. Davaların birleşmesi taleplerin maddi hukuk bakımından hukuksal niteliğini değiştirmediği gibi kendilerine usul hukuku yönünden de bir ayrıcalık sağlamaz. Bir başka anlatımla, talepler ayrı ayrı bağımsızdır, kendilerine özgü hukuk kurallarına bağlıdır ve bu nedenle de ecrimisil istemi başka bir talebin ( elatmanın önlenmesi ) yukarıda açıklanan hukuksal ayrıcalığından yararlanamaz.

V- TAPU KAPSAM VE SINIRI YÖNÜNDEN GEREKLİ ÖZEN GÖSTERİLMELİDİR.

Bundan ayrı, tapu sicili aleni olup tapu kayıtları iptal edilinceye kadar geçerliliğini korur. Davalının, tapu kaydına göre gerekli özeni göstererek taşınmazını kullanması gerekirdi. Zira tapusunun sınırı ve kapsamı yönünden kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse, TMK. 993-995 anlamında iyiniyetli sayılamaz.



VI-SONUÇ :

Bir davada tarafların taraf ehliyetine sahip olmaları dava şartlarındandır. Bu nedenle, davanın taraflarından birinin taraf ehliyetine sahip olmadığı mahkemece kendiliğinden ( re’sen ) gözetilir ve dava esasa girilmeden ( mesmu olmadığından ) reddedilir.

Elbirliği ( iştirak ) halindeki mülkiyet kuralları ( TMK. mad. 640, 702 ) gereğince, miras ortaklığının ( terekenin ) tümüne ilişkin davaların, bütün mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir ( zorunlu dava arkadaşlığı ).

Davacı mirasçının kendi açtığı böyle bir davayı yalnız başına yürütemez Davayı tüm mirasçıların birlikte yürütmeleri gerekir. Şu var ki, mahkeme davacının açtığı davayı hemen reddetmemelidir. Mahkemece, diğer mirasçıların davaya katılması ( icazet vermelerini ) sağlaması veya terekeye temsilci tayin ettirmesi ( TMK. mad. 640 ) için davacıya uygun bir süre vermelidir ( Karş. 11.10.1982 gün ve 3/2 sayılı Çit. Bir. Kar. ).

O halde mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermekten ibarettir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6.11.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Umarım yardımcı olur.Saygılar
Old 04-12-2010, 21:40   #3
mayce

 
Varsayılan

Örnek davamda ben davalı taraf vekiliyim ve kiralayan tarafla ilgili bir sorun bulunmamakta, ben aynı işhanındaki kiracılara aynı sebeple açılan tahliye davalarının birleştirilmesini talep etmeyi düşünüyorum.
Yine de teşekkürler
Old 14-04-2011, 13:07   #4
princepss

 
Varsayılan

Peki, tahliye taahhüdünden dolayı açılacak tahliye davasında (kiralayan vefat etmiş ve 5 çocuğu var), mirasçılar yine beraber mi dava açmak zorunda? Yoksa, dava, terekedeki hakların korunmasına yönelik olduğundan mirasçılardan biri tarafından da açabilir mi?
Old 14-04-2011, 13:55   #5
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan princepss
Peki, tahliye taahhüdünden dolayı açılacak tahliye davasında (kiralayan vefat etmiş ve 5 çocuğu var), mirasçılar yine beraber mi dava açmak zorunda? Yoksa, dava, terekedeki hakların korunmasına yönelik olduğundan mirasçılardan biri tarafından da açabilir mi?

Mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığı olduğundan, dava veya icra takibinin tümü tarafından açılması gerekir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Erken tahliye nedeni ile tazminat davasında dava ne zaman açılmalıdır? Av. Tuğba Yavan Meslektaşların Soruları 8 23-05-2011 11:05
dava arkadaşlığı AV.MAHİROĞLU Meslektaşların Soruları 1 05-11-2010 11:02
dava arkadaşlığı düzceli81 Meslektaşların Soruları 2 31-10-2010 16:20
Vergi davasında dava arkadaşlığı mümkün mü? avercan38 Meslektaşların Soruları 2 16-11-2009 13:35
İlamsız icrada ihtiyari takip arkadaşlığı, yetki ve borca itiraz sorunsalı Av. Ferhat BÜYÜKADA Meslektaşların Soruları 5 09-09-2009 11:21


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04641294 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.