x numaralı mahkeme-tekmili birden beş perde

“X” NUMARALI MAHKEME-Tekmili birden beş perde

Duyurucu1 “X”numaralı ağır ceza mahkemesinde.Avukatlar hazır.Dışarda seyirciler.İçeri girmek için hazır.Duyurucu1 içeride heyetin gelmesini bekliyor.

PERDE -1;

Önce Savcı, seyircilerin kapısından mahkeme salonuna geldi. Yüksekçe yerine oturdu. Beklemeye başladı.Avukatları vakur bir ifade ile süzüyor.Avukatlar kendi aralarında konuşuyorlar.Ancak savcı ile konuşan yok.Savcı da avukatlar ile konuşmaya zaten tenezzül etmiyor.O kendi bilgisayarı ile uğraşıyor.Sonra heyetten bir üye geldi yerine oturdu.Beklemeye başladı.Sonra başkan geldi.Yerine oturdu.Zabit katibi hazır.Ancak heyet üyelerinden biri eksik.Başkan yanındaki üye ile fiskos bir şeyler konuştu.Sonra başkan ve üye ayağa kalkarak salonu terk ettiler

”Başkan,heyet oluşmadığı için duruşmaya başlamamıştı.”

Sonrada savcı cübbesini çıkarıp salonu,avukatların ve seyirsilerin kapısından terk etti.Avukatlar “ne oluyor?”diye soran gözlerle olayı algılamaya çalışırken mübaşir açıklama getirdi.”Heyetten bir hakim eksik olduğu için mahkeme toplanamadı.Eksik hakimin gelmesini bekliyoruz.”

(Aradan iki tık bir fıklık zaman geçti)

PERDE-2:

Duruşmaya geç gelen üye de geldi.Ve heyet yerini aldı.Zabıt katibi de hazır.Avukatlar da hazır.

Bu defada savcı yok.Çünkü bu mahkemede heyet duruşma salonunu terk ettiğinde savcı hakimlerle beraber onların odalarına geçmiyor.Salonun avukatlara ve seyircilere ayrılan kapısından salonu terk ediyor.Yukarda kendi ofisine gidiyor.Bu nedenle heyetin toplandığından haberi olmadığı için yerini alamadı.

Duyurucu1’in ilk hayreti ve tespiti;”X mahkemesinde Savcı salona mahkemenin genel kapısından giriyor ve yerine oturuyor.”Bu belki normal olanıdır.Ama mahkemelerdeki genel uygulama göz önüne alındığında X mahkemesindeki bu uygulamayı Duyurucu1 yadırgadı.Mahkeme başkanını bu uygulamasından dolayı alkışladı.Ayağa kalktı “Bravo başkan!Helal sana” diye bağırıp alkışlamaya hazırlanıyordu ki avukatın biri Duyurucu1’in bu sıra dışı niyetini sezmiş olmalı ki ,onu cübbesinin eteğinden çekip yerine oturtturdu.

“Sus!Otur yerine!”dedi.

Duyurucu1,fiskos modunda”Ama ben başkanı alkışlayacağım”dedi.

“Sus!”dedi avukat.”Hakimlerin her olumlu davranışını alkışlama.Zaten X mahkemesinde olan uygulama, olması gereken.Tüm mahkemelerin yapması gereken.Sen kalkmış olması gerekeni alkışlayacaksın.Bu olmaz.Aslolan tüm mahkemelerin böyle davranması.”

Duyurucu1 yerine oturdu. Kaldığı yerden izlemeye başladı.

Savcıya haber salındı.Savcı bir tık kadar zaman sonra geldi.Yüksekçe yerine oturdu.Duruşma başladı.

İLK İKİ PERDEDEN ÇIKAN NETİCE;1)Mahkeme başkanı doğrusunu yaptı.Heyet üyeleri tamamlanmadan duruşmaya başlamadı.Mahkeme başkanı doğrusunu yaptı savcı gelmeden duruşmaya başlamadı.
2)Savcı doğrusunu yaptı.Mahkeme salonuna genel kapıdan girip çıktı.
**

PERDE-3;

Tutuklu sanıklar jandarma gözetiminde getirildi.Demir kafese kondu.Tanıklar dinlendi.Talepler yapıldı.
Başkan;”Efendim beş dakika müzakere için ara veriyoruz”dedi.

Aaa.Duyurucu1 gözlerine inanamadı.Heyet kalktı.Peş peşe makamından indi ve mahkeme salonuna açılan başkanın odasına çekildiler.Savcı oturduğu yerde oturuyor.Müdafiler oldukları yerdeler.Müşteki ve avukatları oldukları yerdeler.Tutuklu sanıklar jandarma gözetiminde kafes içindeler.Herkes yerli yerinde oturuyor.Hatta seyirciler dahi yerlerinde oturmuş sessizce olan biteni izliyorlar.

Duyurucu1 bir kez daha hayretler içinde kaldı.Önce” rüya görüyorum” sandı.Sonra baktı hayır rüya değildi.Hatta rüya olup olmadığını test etmek için kimseye çaktırmadan sağ bacağına bir çimcik dahi attı.Çimcikleyince acıyı hissetti.Bunun üzerine kesin olarak gördüklerinin gerçek olduğu yargısına vardı.

Hayret ki ne hayret.Gerçektende heyet müzakere için salonu terk etmişti.

Oysa X mahkemesinin duvar komşusu Y mahkemesinde de bir hafta önce Duyurucu1’in duruşması vardı.Orada işler farklı oluyordu.Heyet müzakere kararı verince mübaşir başkanın bilgisi ve talimatı doğrultusunda salonda bulunan herkesi dışarı çıkarmıştı.Avukatlar mırıldana mırıldana salonu terk etmişlerdi Seyirciler salonu terk etmişlerdi.Sanıklar da jandarma tarafından salondan çıkarılmışlardı.

Heyet salondaydı.Zabıt katibi salondaydı.Mübaşir salondaydı.Ve işin ilginci, savcı salondaydı.Savcı doğrusunu yapmış ve salonu terk etmemişti.Zaten X mahkemesinde de,Y mahkemesinde de savcı doğrusunu yapmış ve salonu terk etmemişti.Hatta bütün savcılar doğrusunu yapıyorlardı.Yanlış yapan Y mahkemesinde mahkeme başkanı ve heyeti ile avukatlardı.Başkanın müzakere için salonda bulunan savcı hariç herkesi dışarı davet etmesi yada yaptırması yanlıştı.Müzakereyi savcının huzurunda ,zabit katibinin huzurunda mübaşirin huzurunda yapması yanlıştı.Avukatlarında mahkeme salonunu terk etmesi yanlıştı.Savcı doğrusunu yapmış korkmadan makamını korumuştu.Dışarı çıkmamıştı.Ama diğer mahkemelerde olduğu gibi Y mahkemesinde avukatlar kuzu kuzu ikiletmeden salonu terk etmişlerdi.Bir avukat çıkıpta “Sayın başkan ben de sayın savcı gibi salonu terk etmiyorum.”dememişti,diyememişti.Çünkü avukatlar hayetten korkuyorlardı.Öyle ya heyetle ters düşerse bakarsın davaları hakkında ters karar verirlerdi.Ama barolarının bir yöneticisi de gelip o mahkemede oturarak avukatlara önder olmamıştı.Heyet “Avukatlar dışarı çıksın müzakere yapacağız”dediğinde, “Öhö..Öhö..sayın heyet. Ben salondan çıkmıyorum.”diyememişti.Dese arkasında bir yığın avukatı da “Öhö..öhöö vede öhö..öhöö sayın heyet.Biz dahi baromuzun başkanının arkasındayız.O öhö derse biz üç kere öhö diyoruz”diyen avukatı öksürerek bulacaktı.Ama nerde?..Böyle babayiğit baro başkanı ve yöneticisi bulmak nerde?..Hele Mersin gibi sıcak bir memlekette?!Mahkemede heyet başkanının “avukatlar dışarı!”emrine karşı gelecek vede öksürecek baro başkanı bulmak nerde?”

Neyse Duyurucu1 böyle derin düşünceler içerisindeyken X mahkemesinin başkanının salona açılan kapısı açıldı.Herkes ayağa kalktı.Savcı kalkmadı.Savcı yine doğrusunu yaptı.Zaten Savcı hakimler G.D dediklerinde de doğrusunu yapıyor ve ayağa kalkmıyorlardı.Neyse..Heyet peş peşe mahkeme makamlarına çıkıp oturdular.

Savcı gene doğrusunu yapmıştı.Ayağa kalkmamıştı.Avukatlar gene yanlışını yapmıştı ayağa kalkmışlardı.Ama avukatlar ne yapsın.Bireysel olarak mücadeleye kalktıklarında gücleri hakime yetmiyordu.Oysa bu mahkemede tek hakim değil üç tane hakim vardı.Bu nedenle üç hakime karşı tek avukatın ayağa kalkmamak suretiyle kendisinin de savunma makamı olduğunu ve yargının kurucu unsurları olan üç unsurdan biri olduğu mesajını verme mücadelesinde başarı elde etmesi olanaksızdı.Baro desen zaten avukattan yana değil.Bu nedenle avukatlar da seyircilerle birlikte korkularından ayağa kalktılar.

**
PERDE-3:

Başkan önce bir iki öksürdü.Sonra ara kararlarını tek tek yazdırdı.Tabi karar başkan tarafından yazdırılırken herkes yine ayakta.Savcı yine doğrusunu yaptı ve ayağa kalkmadı.İşin ilginci savcı sadece “gereği düşünüldü” denilen ara kararlarda değil,mahkemenin nihai karında da ayağa kalkmadı.Savcı işte orada yanlış yaptı.Mahkemelerin nihai kararları Türk Milleti adına verilen kararlar olması hesabıyla o aşamada savcının da ayağa kalkması gerekirdi.Savcı oturmakla yanlış yaptı.Mahkeme başkanı da savcıya ayağa kalkması konusunda ikaz etmeyerek yanlış yaptı.

PERDE-4:

Başka dosyalara geçildi.Duruşma devam ederken savcının cep telefonu çaldı.Bazen avukatların da duruşmada yada mahkeme salonunda cep telefonu çalabiliyor.Avukat unutkanlık nedeniyle bazen salona girmeden cep telefonunu “sessiz” moduna almayı unutmuş olabiliyor.Telefonu çaldığında da hemen özür dileyerek telefonunu ya kapatıyor yada “sessiz” moduna getiriyor.Doğrusu bu.Ana savcı ne yaptı.Telefonu açtı ve makamını terk ederek mahkeme başkanının salona açılan odasına gitti.Ardından da kapıyı kapatarak cep telefonu ile konuşmaya başladı.Savcının yaptığı yanlış oldu.

Mahkeme başkanı ne yaptı?Savcının bu davranışını olduğu gibi tutanağa geçti ve duruşmaya savcının gelmesine kadar ara verildiğini yazdırdı.Başkanın davranışı doğru idi.Gerçektende savcı olmayınca yada müdafii olmayınca duruşmaya devam edilemezdi.Çünkü o zaman mahkeme oluşmuyordu.Yargılamanın sujeleri eksik kalıyordu.Mahkeme başkanı doğru yaptı.

Sonra savcı geldi yerine oturdu.Mahkeme başkanı da savcının gelip yerini aldığını ve duruşmaya kaldığı yerden devam edildiğini yazdırdı.

Böylece,X Mahkemesinde garipliklere daha doğrusu alışılmayan ama olması gerekenlere bir yenisi daha eklendi.

PERDE-5:

Tutuklu sanığın müdafii ,sanığı için tahliye talep etti.Savcı bu talebe katıldı.Sanığın tahliyesi yönünde mütalada bulundu.Hatta müşteki vekili dahi bir fırsatını bulup söz alarak sanığın tahliyesi doğrultusunda görüş sundu.Ancak X mahkemesi yine müzakereye çekildi.Beş dakika sonra aynı seremoni ile gelip yerlerine oturdular.Ve “Sanığın tutukluluk halinin devamına “karar verdiler.Bu da Duyurucu1’in hayretler içinde kalarak izlediği bir sahne oldu.Bir savcı tahliye talep etsinde heyet bu talebe katılmasın ve “tutukluluk halinin devamı”kararı versin?Hiç görülmüş duyulmuş değildi.Normalde savcı tahliye talep etmişse mahkemeler tamamına uyarlardı.Ama bu mahkeme, savcının talebine uymadı.İnsiyatifi savcıya kaptırmadı.Bu da duyurucu1 için ilklerden biri oldu.

Bravo X ağır ceza mahkemesi.!Demek ki ülkemde her şeye rağmen hakimler var.Bravo başkan. :

Düşüncelerime tercüman olduğunuz için çok teşekkürler.İnanın ben de aynı durumda çok kaldım.Hatta ilk seferinde mübaşir 10 dakika ara dediğinde benim başka bir duruşmam yok.Bekleyeceğim demiştim.Baktım gülerek bakıyor.Anladım çıkmam gerektiğini.Şimdi otomatikman çıkıyorum.Sayın savcı otururken tabi.Avukatların Yargılamanın saç ayaklarından biri olduğunun unutulmaması dileğiyle...

Hukuku hukukçu gibi doğru uygulayan bu mahkeme ve hakimin ismini bence gizlemek doğru değil.

sayın duyurucu1;

uzunca bir süredir güzel ve sürükleyici hikayelerinizden bizi zaten mahrum ettiniz bari bu hakimin isminden de mahrum etmeyin

saygılar...