Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

insan hakkı-etik-ahlak

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-08-2009, 10:02   #1
Emel BODUR

 
Varsayılan insan hakkı-etik-ahlak

ETİK, İNSAN HAKLARI, AHLÂK ÜÇGENİ

Genel ahlâk, belli bir anda ve belli bir toplumda benimsenen etik düşüncelerin asgarisi olup iyi ya da kötü davranışları belirlemektedir. Devlet sosyal dengelerin kurulması için bir takım kurallara uyulmasını ister ve toplum da bu kurallara uyar. İşte toplumca benimsenen bu kaideler, genel ahlâk olarak ifade edilir. Anayasa Mahkemesinin ifadesiyle genel ahlâk deyimi, belli bir zamanda, belli bir toplumun büyük çoğunluğunca benimsenmiş bulunan ahlâk kurallarıyla ilgili hareketleri gösteren ve kolayca anlaşılan bir anlam taşımaktadır. Ahlâk kuralı ise, toplum düzeninin sağlanması için insanların uymakla yükümlü olduğu kurallardır. Ahlâk kuralları yazılı olmayıp toplumdan topluma değişmektedir. Bunlara uyup uymamak daha çok kişinin vicdanıyla ilgilidir ve uyulmaması sonucu uygulanacak yaptırım ayıplama, kınama ve hatta toplumdan dışlama olur. Ahlâk kurallarının özelliklerine geldiğimizde ise toplumdan topluma değiştiğini ve birey tarafından toplumda hazır olarak bulunduğunu görüyoruz. Genel ahlâk ve ahlâk kuralı arasındaki ilişkiye baktığımızda ise ahlâk kurallarının genel ahlâk içinde değerlendirilmesi için üç öğe içermesi gerekmektedir. Birincisi zaman öğesidir ve bu bağlamda ahlâk kurallarının değişebilirliği söz konusudur. İkinci öğe, ahlâk kurallarıyla ilgili hareketlerin niceliği, yani toplumun büyük çoğunluğunun göz önüne alınmasıdır. Üçüncü öğe ise subjektif bir unsur olan benimsemedir.Buna göre, ahlâk kurallarının toplumun büyük çoğunluğu tarafından benimsenmiş olması gerekmektedir.Aslında bu üç öğeye Anayasa Mahkemesinin tanımından çıkan bir dördüncü öğe eklenebilir ki bu da anlaşılabilirlik öğesidir.

Etik, pratik felsefenin bir konusu olup, doğruyu, yanlışı, iyiyi ya da kötüyü tanımlamaya çalışan bir felsefe dalıdır. Pratiktir; çünkü insanların ne şekilde davranmaları gerektiğiyle ilgili somut ve kanıtsal bilgiler sunar. İyi davranış, kötü davranış nedir? İyi veya kötü nedir? Bu sorular her ne kadar kulağa teorik gelse de sık sık karar vermek zorunda kaldığımız durumlarla karşılaştığımız da bir gerçektir. Mesela, yolda bulduğumuz bir cüzdan bizde kalabilir mi, yoksa karakola mı bırakmalıyız? İzin almadan arkadaşımızın kalemini kullanabilir miyiz şeklinde günlük yaşantımızda kafamızı kurcalayan birçok soruyla uğraşırız ki işte bunlar etik'in konusunu teşkil eder. Bugün etik'in, meta-etik, normatif-etik, uygulamalı etik olarak üç alt dalı olduğu kabul edilmektedir.

İnsan hakları kavramına baktığımızda ise tüm insanların hiç bir ayrım gözetmeksizin yalnızca insan oluşlarından dolayı eşit, özgür ve onurlu yaşama hakkına sahip olmalarıdır. İnsan hakkı kavramı toplum içinde olmaktan gelir ve birlikte yaşamanın gerektirdiği bir şeydir. Örneğin, ıssız bir adada yaşayan bir kişinin hakkından söz edilemez. İnsan hakları kavramı, yaşama, özgürlük, eşitlik, çalışma, eğitim, sağlık, yerleşme ve seyahat özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü gibi hakları içerir. Bu haklar yalnızca insan olmakla kazanılan haklardır, evrenseldir ve en önemlisi ahlâksal niteliktedir. İnsan hakları devletten daha önemli olup asla geri alınamaz. İnsan hakkı insan olmakla elde edilir ve insanın kişiliğini, değerini korumayı ve geliştirmeyi amaçlar. Hakka insan hakkı niteliği kazandıran değer insan onurudur, bunu güvenceye alan tüm haklar da insan haklarıdır. Çeşitli kavramlar arasında en kapsamlı ve en yaygın kullanılan bu kavram, pozitif hukuk denilen yani yazılı hukuktaki başta Anayasadaki haklarla sınırlı değildir. Bu haklar olması gereken, evrensel olan, herkese tanınması gereken, hukuk tarafında itina ile güvence altına alınan haklardır. Kişinin insan haklarına başvurması, hukuksal haklarının yetersiz kaldığı anlarda söz konusu olmalıdır. Bunun için insan hakları hak alanındaki son çaredir ve daha üst bir hak başvurusu yoktur. İnsan haklarına çeşitli uluslar rası kuruluşlar da vermiştir. Örneğin Avrupa Birliği kuruluşundan itibaren insan hak ve özgürlüklerini temel alan bir zihniyetin ürünü olmuştur.[1]Bununla birlikte Avrupa Toplulukları Adalet Divanı İnsan haklarına önemli yer vermiştir.

Etik ile ahlâk arasındaki ilişkiye baktığımızda ise etik'in ahlâkı belirli yöntemlerle inceleyen bir bilim dalı olduğunu söyleyebiliriz. Bu ifadeden de anlaşıldığı gibi ahlâk ile etik aynı etkiyi yaratmaz. Yani etik, ahlâk algısının ağırlığından ve geleneksel vicdani bağlayıcılığından kurtaran, sorumluluğu azaltan tüy gibi bir şeydir. Bir insana ahlâksız demekle etik yoksunu demek arasında kastedilen şey aynı olsa bile uyandırdığı etki aynı değildir. Örneğin; ahlâksız olmak yerine etik anlamda zayıflamış olmak daha çekicidir. Ahlâk, içinde yaşadığımız topluma göre değişir ve genelde çoğunluk tarafından herhangi bir gerekçe gösterilmeden kabul edilir.'Doğru' olduğu hissedilenler ahlâka uygun olarak kabul edilir. Buna karşılık etik, ahlâkın üzerinde yeniden düşünmedir, kuralları mantıklı olarak yorumlamaya çalışır ve ahlâkı belirli yöntemler vasıtasıyla inceler.

Genel ahlâkın insan hakları üzerindeki işlevi baktığımızda ise bir sınırlandırma görmekteyiz. Gerçekten, genel ahlâk kavramının, bir sınırlama nedeni sayılması, toplumun oluşması ve sağlıklı bir biçimde işlemesinde salt maddi değerlerin değil, manevi değerlerin de pay sahibi olmasından kaynaklanmaktadır ve bu manevi değerler toplumdan topluma değişmektedir. Dolayısıyla bir sınırlama nedeni olarak ele alındığında, insan hakları için tehlike oluşturmaya meyyallidir. Peki ya genel ahlâk ilkesine dayanarak insan hakları nereye kadar sınırlandırılabilir? Bu konuda 1961 Anayasası, öze dokunma yasağı getirmişken, 1982 Anayasası, sınırlamaların demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olamayacağını belirtmiştir.[2]Anayasa Mahkemesi ise, kişinin sahip olduğu hakların özüne dokunup, tümüyle kullanılamaz hale getiren kısıtlamaların, demokratik toplum düzeninin gerekleriyle bağdaşmadığını kabul etmiştir.

Toparlayacak olursak; ahlâki değerler toplumun etik açısını ifade ederler ve çok önemlidirler.Bu yüzden söz konusu değerler, genel ahlâk biçiminde formüle edilir ve insan haklarını sınırlandırır.Fakat şunu da dikkate almak gerekir ki, kişiden kişiye, toplumdan topluma ve zamandan zamana değişen ahlâk ilkelerinin bu amaçla kullanılması yasama organı ve siyasi iktidara geniş takdir yetkisi verir ve bunun için bu durum suistimale açık bir ortam yaratarak insan haklarını tehlikeye düşürebilir.Örneğin; Anayasa Mahkemesi 1989 yılında, Türk Ceza Kanununun şu anda yürürlükte olmayan 438.maddesi ile ilgili bir kararında, ırza geçme ve kaçırma suçlarında, mağdurun fuhşu meslek edinen kadın olması durumunda, üçte iki ceza indirimini öngören yasa hükmünü, genel ahlâk kavramına sığınarak anayasaya uygun bulmuştur.Ahlâkın insan hakları üzerindeki etkisini bir kenara bırakırsak; ahlâkın felsefesi olarak etiği ele alabiliriz.Etik'in ahlâktan daha yumuşak olduğundan bahsetmiştim.O halde, şunu da net olarak belirtebiliriz ki etik ahlâk yerine kullanılmaya devam ettikçe ahlâksızlık normalleşecektir.Yani etik'e göre daha net olan ve insan haklarını da sınırlandıran ahlâk; olmazsa olmazımızdır ama olmasa da rahat olacağımızdır.




[1] DEDEOĞLU Beril,Dünden Bugüne Avrupa Birliği,1. Bası,Boyut yayıncılık A.Ş. İstanbul, Ekim 2003
s.134 - Füsun TÜRKMEN

[2] www.jura.uni-sb.de/turkish/NBulut.html.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hukuk ve Ahlak Av. Şehper Ferda DEMİREL Hukuk ve Felsefe 53 13-03-2015 03:13
Hukuk Fakültelerinde Mesleki Ahlak Dersleri Okutulmalıdır Av.Mehmet Saim Dikici Hukuk Sohbetleri 30 28-10-2010 12:05
etik meslek te mi ,meslektaşta mı ? mubah Hukuk Sohbetleri 2 29-06-2009 15:25
Etik Değerler Ve Avukatlar Av. Hulusi Metin Konumuz : Hukukçular 6 27-07-2008 20:59
Bir Hukuk Normu Olarak Genel Ahlak Gemici Hukuk ve Felsefe 12 13-01-2007 22:03


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04231691 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.