Malpraktis de Kamu ve Özel Hastanenin birlikte sorumlu olduğunda yargı yolu

Merhaba,

Müvekkil geçirdiği kaza sonrası devlet hastanesinde hatalı ameliyat ediliyor, buradaki doktorların yönlendirmesi ve devlet hastanesinde fizyo-terapist olmaması sebebiyle SGK anlaşmalı özel hastanede de fizik tedavi görüyor.

Hatalı Ameliyat üzerine yapılan fizik tedavi durumunu daha da ağırlaşmasına sebebiyet veriyor.

Ameliyat, teşhis ve fizik tedaviye yönlendirme devlet hastanesinde, fizik tedavi özel hastanede yapılıyor.

Bu durumda açılacak tazminat davasında nasıl bir yol izlemek gerektiğini bilemedim, çünkü elimizde meydana gelen zararda kusur ayrıştırması yapmış bir rapor yok. özel hastane için adli yargıda, devlet hastanesi için idari yargıda dava açmak gerek.

Tecrübesi olan meslektaşlar yardımlarını rica ediyorum.

Teşekkürler..

İlginç bir konu, mevzuat araştırması yapmak gerekebilmekle birlikte, olayınızda devlet hastanesinin bir sevk işlemi yok görünüyor, bu durumda özel hastanede yanlış tedavi ve müdahaleler için görevli mahkeme maalesef tüketici mahkemesi oluyor. Ayrıca tüketici mahkemesinde hekimle birlikte özel hastane şeklinde iki davalınız olacaktır.Ameliyat yanlış teşhis ve tedavi için ise devlet hastanesine önce zararın giderilmesi istemi 60 gün bekledikten sonra yalnızca sağlık bakanlığı aleyhine tam yargı davası açılması gerekiyor. Somut olarak birebir aynı dosya almadım ancak sevk işlemi var ise tek başına bütün zararlardan sağlık bakanlığı sorumlu tutulabilir diye düşünüyorum. Hukuki sebepler için ise mevzuat araştırması yapılmalıdır. Ancak ben de konuyu takipteyim, ilgi çekici.

Teşekkürler,

Malpraktis de teselsül hükümleri uygulanmadığı için herkes kusuru oranında sorumlu, hatalı ameliyat bir miktar zarar doğuruyor, fizik tedavi de zararı arttırıyor. Bu sebepten kusur oranları belli olmadan nasıl bir yol izlemem gerektiğini bilemedim.

İkisinde de düşük kısımdan dava açıp rapora göre değer artışı yapmam gerekir diye düşündüm, ancak idari yardı ile adli yardı da alınacak raporlarda farklı oranlar çıkarsa ne olacak onu çözemedim.

Ikıncı tedavide ki kusur oranının tespiti ilk olaydaki kusur oranına bağlı olacak diye düşünüyorum. Yargi yollari ve taraflari farklı olsa da adli yargı idareyi bekletici mesele yapamaz Mi?

Alıntı: Yazan denizizm Ikıncı tedavide ki kusur oranının tespiti ilk olaydaki kusur oranına bağlı olacak diye düşünüyorum. Yargi yollari ve taraflari farklı olsa da adli yargı idareyi bekletici mesele yapamaz Mi?

Görüşünüz çok yardımcı oldu. Adli yargıda zamanaşımı daha uzun olduğundan idare mahkemesinde dava açıp idarenin kusuru belli olduktan sonra adli yargıda da kalan miktar (kusura göre) talep etmek dediğiniz gibi yerinde olacaktır.

Ancak idare mahkemesindeki kusurun adli yargıda da baz alınabilmesi için aleyhine işlem doğuracak kişinin taraf olarak yada ihbar olunan olarak davaya dahil edilmesi ve savunma hakkını kullanması gerekir diyor yargıtay.

Davacı olarak tıp merkezini ihbar olunan olarak ekleyebilir miyim?

İYUK un davanın ihbarına ilişkin hükümleri ve yaptığı atıf nazara alındığında bence mümkün olmalı. çünkü eğer çözüm yol olarak öncelikle idari yargıda dava açacaksanız bu davanın sonucu özel hastaneyi etkileyecek. Ancak şu hususu da değerlendirmek lazım açacağınız dava devlet hastanesine yönelik olacağından özel hastanenin kusuruna ilişkin bilirkişi değerlendirme yapmak zorunda mı? evet yapmak zorunda ise olay bütüncül değerlendirilmek zorunda ve o hastaneden hasta dosyası vs bilgiler istenerek sürece dahil edilmesi gerekli. son olarak şunu ifade edeyim; bu tarz davalarda ceza dosyası var ise ve ATK dan rapor alınmış ise İdare Mahkemesi bu raporu esas alıp karar veriyor tekrar rapora göndermiyor. Yani siz de idare Mahkemesi nden olayı bütünü ile ortaya koyan bir rapor edindiğiniz de adli yargı da kusur araştırması yapmayabilir diye yorum yapıyorum. yine de karar araştırması yapalım. iyi günler.

Suç duyurusu da yapılacak taksirle yaralamadan ancak memurlar için izin alınması, istanbul da savcılık aşamasının ağır ilerlemesi dikkate alındığında idare mahkemesindeki yargılamanın daha hızlı olacağını düşünüyorum.

Son ameliyatı yapan doktor müvekkile, hatalı ameliyat üzerine bir de bu hal ile fizik tedavi alınca daha da kötü duruma geldiğini belirtmiş, eylemleri birbirini tamamlıyor bu durumda.

Alıntı: Yazan olgu Suç duyurusu da yapılacak taksirle yaralamadan ancak memurlar için izin alınması, istanbul da savcılık aşamasının ağır ilerlemesi dikkate alındığında idare mahkemesindeki yargılamanın daha hızlı olacağını düşünüyorum. Son ameliyatı yapan doktor müvekkile, hatalı ameliyat üzerine bir de bu hal ile fizik tedavi alınca daha da kötü duruma geldiğini belirtmiş, eylemleri birbirini tamamlıyor bu durumda.

Merhaba,
Davanızın ne durumda olduğunu, hangi yolları denediğinizi merak ettim.

Valilik devlet hastanesi doktorları hakkında soruşturma izni vermedi. Bölge idare mahkemesi de itirazımızı reddetti soruşturma dosyası kapandı.

İdare mahkemesi dosyayı mal praktis yönünden incelenmesi için adli tıp kurumuna sevk etti
Adli tıp mal praktis yok dedi.

Fakat devlet hastanesi “ şifa ile taburcu “ dediği epikrizden sonra 2 ameliyat oldu müvekkil bunun açıklamasını da komplikasyon olarak değerlendirmiş.
Komplikasyon riski varsa kontrole çağırırsın, kontrol de gerektirmez yazmışlar…

Rapora itiraz ettik, mahkeme zımnen reddetti, iş kazası yönünden değerlendirme aşamasına geçti. Müvekkil memur olup, işyeri çıkışında inşaat malzemelerine takılıp düşüp yaralanmıştı.