Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

10. CD 27.12.1996 tarihli Yargıtay Kararı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-03-2011, 13:14   #1
Adalet Bakanı

 
Varsayılan 10. CD 27.12.1996 tarihli Yargıtay Kararı

10. CD. 27.12.1996 Tarih 14495- 14591 sayılı karar ihtiyacım var. Elinde olan meslektaşlarımın paylaşmaları dileği ile,

İyi Çalışmalar
Old 21-03-2011, 16:38   #2
tiryakim

 
Olumlu Konu

Alıntı:
Yazan Adalet Bakanı
10. CD. 27.12.1996 Tarih 14495- 14591 sayılı karar ihtiyacım var. Elinde olan meslektaşlarımın paylaşmaları dileği ile,

İyi Çalışmalar

Sayın Bakanım ;
Aradığınız içtihat Sinerji de ve Corpus ' da bulunmamaktadır.
Eğer Aradığınız içtihatın konusunun ne olduğunu söylerseniz yardımcı olmaya çalışırım.

Teşekkürler...
Old 21-03-2011, 18:09   #3
Adalet Bakanı

 
Varsayılan

uyuşturucu maddenin "başkasına verilmesi" konusu ile ilgili bir karar.

TCK 188/3 teki suçun unsurlarından biri olan "başkalarına vermek" eylemi nedeniyle yaptığım bir araştırma için gerekli. Ben de o programlardan ve internetten Hukuk Türk isimli siteden araştırma yaptım ancak bulamadım.
Old 21-03-2011, 19:45   #4
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Adalet Bakanı
10. CD. 27.12.1996 Tarih 14495- 14591 sayılı karar ihtiyacım var.


Maalesef kazancıda da yok
Old 21-03-2011, 21:35   #5
tiryakim

 
Olumlu 188/3 - başkalarına veren

Alıntı:
Yazan Adalet Bakanı
uyuşturucu maddenin "başkasına verilmesi" konusu ile ilgili bir karar.

TCK 188/3 teki suçun unsurlarından biri olan "başkalarına vermek" eylemi nedeniyle yaptığım bir araştırma için gerekli. Ben de o programlardan ve internetten Hukuk Türk isimli siteden araştırma yaptım ancak bulamadım.

T.C. YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas: 2006/10-124
Karar: 2006/165
Karar Tarihi: 20.06.2006
ÖZET: Uyarlama yargılamasında verilen kararlar, temyize tabi kararlardır. Farklı bir yargılama yöntemi kabul edilmediğine göre, hükümlü örnekseme yoluyla sanık gibi yargılanacaktır.Bu durumda sanığa tanınmış tüm haklardan yararlanması doğaldır. Temyiz kanun yoluna başvurulmasını benimsedikten sonra <aleyhe bozmama> ilkesinin uygulanmamasının hiçbir haklı nedeni olamaz. Aleyhe temyiz edilmeyen bir hüküm temyiz edilmeden önce neyse öyle kalmalıdır.
(1412 S. K. m. 326) (5252 S. K. m. 9) (5237 S. K. m. 7, 52, 54, 61, 62, 188) (765 S. K. 19, 36, 59, 81, 403) (5271 S. K. m. 309)
Jak'
<FONT size=3 face=Tahoma><FONT size=3 face=Tahoma>ın eroin ticareti suçundan dolayı 765 sayılı TCY'nın 403/5-6, 59 ve 81/2. maddeleri uyarınca 7 sene 9 ay 10 gün ağır hapis ve 1.526.333 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, hakkında TCY'nın 31 ve 33. maddelerinin uygulanmasına, emanette kayıtlı uyuşturucu maddelerin TCY'nın 36. maddesi gereğince müsaderesine ilişkin Beyoğlu Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen 03.12.1988 gün ve 132-324 sayılı hükmün kesinleşmesinden ve 5237 sayılı Türk Ceza Yasası'nın yürürlüğe girmesinden sonra Beyoğlu C.Başsavcılığı tarafından lehe yasanın saptanarak uygulanması istemi ile başvuruda bulunulması nedeniyle Beyoğlu Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'nce evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda 12.09.2005 gün ve 313-256 sayı ile; eylemden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasa hükümlerinin daha lehe sonuç doğurduğu kabul edilmek suretiyle, Jak'ın uyuşturucu madde satmak suçundan 5237 sayılı TCY'nın 188/3-4 ve 62. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis ve 1 YTL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Yasa'nın 53. maddesinin a, b, c, d ve e bentlerinde belirtilen haklarından cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, uyuşturucu maddenin 5237 sayılı TCY'nın 54. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmiştir.
Hükümlü tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Onuncu Ceza Dairesi 01.03.2006 gün ve 20009-3119 sayı ile;
<5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9/3. maddesine aykırı olarak; para cezasının, 5237 sayılı Kanun'un 52. maddesi uyarınca belirlenecek tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle tayini yerine, 765 sayılı TCK'nın 403 ve 19. maddeleri uyarınca belirlenmesi suretiyle, önceki ve sonraki Kanunlar birlikte uygulanarak karma uygulama yapılmış ise de, sonuç adlî para cezasının, miktar itibariyle sanığın lehine olması karşısında, temyiz edenin sıfatına göre, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya içeriğine göre araştırma ve incelemeyi gerektiren başka neden bulunmaması, hükmün kurulması sırasında öngörülen cezanın alt sınırdan tayin edilmesi, artırım ve indirim nedenlerinin uygulanmasında sabit ve lehe oranların uygulanması, kararın içeriği itibariyle 5237 sayılı TCK'nın lehe olan hükümlerinin derhal uygulanabileceği haller içinde bulunması ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9/1. maddesi hükmüne uygun olarak karar verilmiş bulunması karşısında, tebliğnamedeki duruşma açılmaksızın karar verilmesi nedeniyle hükmün bozulması yönündeki bozma nedenine iştirak edilmemiştir.
Yargılama sürecinin kanuna uygun olarak yapıldığı; eyleme uyan suç tipi ile artırma ve indirme nedenlerinin tartışılarak cezanın doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, hükümlünün yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak onanmasına> karar vermiştir.
Yargıtay C. Başsavcılığı ise 07.04.2006 gün ve 183335 sayı ile;
<1-... Hükümlünün, uyuşturucu madde (eroin) ticareti yapmak suçunu oluşturan eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 188/3-4 ve 765 sayılı Türk Ceza Yasası'nın 403/5-6. maddelerindeki suç unsurlarında değişiklik bulunmamaktadır. Ancak hapis cezalarının süresi ile para cezalarının miktarları ve uyuşturucunun eroin olması nedeniyle artırım oranları yönünden farklılıklar olup 188/3. maddesinin <(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, beş yıldan on beş yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.> hükmü uyarınca, uyarlama kararında, 765 sayılı Yasa'dan farklı olarak oluşturulan bu alt ve üst sınır arasında mahkemenin takdir hakkını kullanıp bireyselleştirme yaparak para cezasının belirlenmesi gerektiğine göre; 5252 sayılı Yasa'nın 9/1. maddesinin kapsamı dışında katacağı anlaşılan uygulama nedeniyle duruşma yapılarak karar verilmelidir.
2- İnfaz aşamasında duruşma açılarak ya da açılmaksızın verilen uyarlama kararları, hükümlü lehine kazanılmış hak oluşturmaz.>görüşü ile itiraz yasa yoluna başvurarak Özel Daire onama kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderilmekle Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
Hükümlü Jak'ın eroin ticareti suçundan dolayı 765 sayılı TCY'nın 403/5-6, 59 ve 81/2. maddeleri uyarınca 7 sene 9 ay 10 gün ağır hapis ve 1.526.333 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin hükmün kesinleşmesinden ve 5237 sayılı Türk Ceza Yasası'nın yürürlüğe girmesinden sonra lehe yasanın saptanıp yeniden bir hüküm kurulması yolundaki başvuru nedeniyle evrak üzerinde inceleme yapan Yerel Mahkeme, 5237 sayılı TCY'nın daha lehe sonuç doğurduğunu kabul etmek suretiyle hükümlü hakkındaki cezanın değiştirilmesine, hükümlünün 5237 sayılı Yasa'nın 188/3-4 ve 62. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis ve 1 YTL adlî para cezası ile cezalandırmasına karar vermiştir.
Hükümlünün temyiz yoluna başvurması üzerine Özel Daire, hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı Yasa, adlî para cezasının 765 sayılı Yasa hükümlerine göre verilmesi suretiyle karma uygulama yapılmasını isabetsiz bulmuş ise de, sonuç adlî para cezasının miktar itibarıyla sanığın lehine olması karşısında, bu aykırılığı temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni saymayıp eleştiri konusu yapmış, ayrıca uyarlama hükmünün evrak üzerinde inceleme gerçekleştirilerek verilmesi uygulamasını da yerinde görüp hükmü onamıştır.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise, somut olaydaki uyarlama yargılamasının duruşma açılarak yapılması gerektiğini, ayrıca, nin uyarlama yargılamasında verilen kararlar bakımından geçerli olmadığını ileri sürerek itiraz yoluna başvurmuştur.
Görüldüğü üzere, Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlıklar;
1- Somut olaydaki uyarlama yargılamasının evrak üzerinden yapılmasının mümkün olup olmadığı,
2- 1412 sayılı CYUY'nın 326/son maddesinde öngörülen ilkesinin, uyarlama yargılaması sonunda verilen kararlar bakımından da geçerli olup olmadığına ilişkindir.
Uyuşmazlık konusu hukuki sorunları sırasıyla inceleyecek olursak;
1- 5252 sayılı Türk Ceza Yasası'nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Yasa'nın başlıklı 9. maddesinin üçüncü fıkrasında; denilmiş, böylelikle, lehe yasanın saptanmasında başvurulacak yöntem düzenlenmiştir.
Bu hüküm uyarınca, sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Yasası'nın, önceden kesin yargı haline gelmiş olan ve 765 sayılı Türk Ceza Yasası'na göre kurulmuş bulunan bir hükümde değişiklik yapılmasını gerektirip gerektirmediğini saptamak ve gerektiğinde yeni bir hüküm kurmakla sınırlı uyarlama yargılaması, önceki hükümde sabit kabul edilen olaya, önceki ve sonraki Ceza Yasalarının ilgili tüm hükümlerinin birbirlerine karıştırılmaksızın uygulanmasını ve her iki yasaya göre ayrı ayrı sonuçlar belirlenmesini gerektirmektedir.
Bu belirleme, herhangi bir inceleme, araştırma, kanıt tartışması ve takdir hakkının kullanılmasını gerektirmeyen; eylemin suç olmaktan çıkarılması, ceza sorumluluğunun kaldırılması ya da önceki hükümle belirlenen cezanın bir değerlendirme ve takdiri gerektirmemesi gibi hallerde, evrak üzerinde yapılabilecektir.
Ancak; sonraki yasa ile suçun unsurlarının veya özel hallerinin değiştirilmiş olması, cezanın, 5237 sayılı TCY'nın 61. maddesi gözetilerek tayin ve takdirinin gerekmesi, artırım ve indirim oranlarının belirlenmesinin takdiri gerektirmesi, seçimlik cezalardan birinin tercihinin söz konusu olması, seçenek yaptırımların ya da cezanın kişiselleştirilmesini gerektiren hallerin değerlendirilmesinin gerekmesi gibi durumlarda, duruşma açılarak değerlendirme yapılmalıdır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde,
Hükümlünün sabit eylemi uyuşturucu maddelerden eroin satışı yapmaktır. Bu eylemin yaptırımı 765 sayılı TCY'nın 403. maddesinin 5. fıkrasında 4 yıldan 10 yıla kadar ağır hapis ve uyuşturucu maddenin her gram ve küsuru için elli bin lira ağır para cezası olarak saptanmış, 6. fıkrasında da uyuşturucu maddenin eroin olması, cezanın bir misli artırılmasını gerektiren bir ağırlatıcı neden olarak düzenlenmiştir. Bu suç, benzer unsurlarla 5237 sayılı TCY'nın 188. maddesinin 3. fıkrasında da düzenlenmiş ise de, yaptırımı 5 yıldan 15 yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para cezası olarak öngörülmüş, 4. fıkrada ise suça konu uyuşturucunun eroin olması, cezanın yarı oranında artırılmasını gerektiren bir neden olarak kabul edilmiştir. Önceki ve sonraki yasalarda cezaların aşağı ve yukarı hadlerinin birbirinden çok farklı süreler olarak saptanmış bulunması, uyuşturucunun cinsinden dolayı yapılacak artırım oranlarının da farklı misillerle belirlenmiş olması karşısında, somut olayda cezanın 5237 sayılı TCY'nın 61. maddesindeki ölçütler de gözetilerek tayin ve takdiri gerekmektedir. O halde, lehe yasanın saptanması ve sonuç cezanın belirlenmesi işlemlerinin, duruşma açılıp, davanın diğer süjelerinin de takdirin belirlenmesi ve kullanılması sürecine katkıları sağlanmak suretiyle gerçekleştirilmesi gerekir. Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığının bu hususa ilişen itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyelerinden Ali Kınacı;
1- 5252 sayılı Kanun'un 9. maddesinin birinci fıkrasına göre, <1 Haziran 2005 tarihinden önce kesinleşmiş hükümlerle ilgili olarak, Türk Ceza Kanunu'nun lehe olan hükümlerinin derhal uygulanabileceği hallerde, duruşma yapılmaksızın da karar verilebilir>
2- 5252 sayılı Kanun'un 9. maddesi kapsamında, lehe yasanın belirlenmesi ve sonraki yasa lehe ise bu yasaya göre uyarlama hükmü kurulması için hangi durumlarda duruşma yapılması gerektiği Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 27.12.2005 tarih ve 162-173 sayılı kararında ayrıntılı olarak belirtilmiş ve özet olarak denmiştir. Aynı kararda takdir hakkının kullanılması biçiminde açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, uyarlama sonucu hüküm kurulurken; temel ceza alt sınırdan saptanmış, artırma ve indirim oranlan hükümlünün en lehine olarak uygulanmış ise duruşma yapılmasına gerek yoktur.
3- İtiraza konu olan uyarlama hükmünü bu açılardan incelemek gerekir:
a) İtiraza konu olan uyarlama hükmü kurulurken;
aa) Temel hapis cezası alt sınırdan belirlenmiştir,
bb) Temel para cezası 765 sayılı TCKya göre tayin edilerek karma uygulama yapılmış ise de, belirlenen miktar 5237 sayılı TCK'nın 188/3 ve 52. maddeleri uyarınca alt sınırdan belirlenecek miktarın (5 gün x 20 YTL = 100 YTL 'nin çok altındadır.
cc) Hapis cezası maktu olan oran üzerinden (yan oranda) artırılmıştır.
dd) Para cezası ise, maktu olan yarı oranda artırılması gerekirken, eksik artırılmıştır.
ee) Takdiri indirim yapılırken sanık lehine olarak üst sınırdan indirim yapılmıştır.
Buna göre; temel cezanın belirlenmesi sırasında teşdit uygulanmamış; artırma ve indirim yapılırken hep sanığın en lehine olacak şekilde hareket edilmiştir.
b) Araştırmayı ve kanıt toplanmasını gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
c) Bu açıklamalara göre; uyarlama yargılamasının duruşmalı olarak yapılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, ibrazın reddi gerekir.
4- 5237 sayılı TCK'da temel cezanın alt ve üst sınırlar arasında gösterilmesi durumunda, uyarlama hükmü kurulurken alt sınırdan ceza belirlenmiş olsa bile duruşma yapılmasının zorunlu olduğuna ilişkin görüşün kabul edilmesi mümkün değildir. 5237 sayılı TCK'da yer alan tüm suçlar için öngörülen temel cezalar alt ve üst sınırlar arasında düzenlendiğinden, bu görüşün benimsenmesi 5252 sayılı Kanun'un 9. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkralarının uygulanmasını olanaksız kılacağı gibi Ceza Genel Kurulu'nun sözü edilen kararı ile de çelişecektir, >görüşü ile,
Diğer 7 Kurul üyesi ise; görüşüyle karşı oy kutlanmışlardır.
2- <Lehe temyiz davasında cezanın aleyhe değiştirilmemesi> ilkesinin, uyarlama yargılamasında verilen kararlar bakımından da geçerli olup olmadığı sorununa gelince;
Bu konuda sağlıklı bir hukuki çözüme ulaşılabilmesi için öncelikle, kesinleşmiş hükümlerde lehe yasanın uygulanması için yapılan yargılamanın niteliğinin belirlenmesi, ardından da ilkesinin tanımlaması yapılıp, iç hukukumuzdaki düzenlemesi ve evrensel ceza yargılamasındaki uygulamasının incelenmesi, ceza yargılamasının hangi aşamalarında uygulanabileceğinin irdelenmesi gerekir.
Ceza yasalarının zaman bakımından uygulanmasına ilişkin kurallar, 1 Haziran 2006 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Yasası'nın başlıklı 7. maddesinde, aynı tarihte yürürlükten kalkmış olan 765 sayılı Türk Ceza Yasası'nın 2. maddesine benzer biçimde düzenlenmiştir.

Her iki düzenlemede de, maddi ceza hukukuna ilişkin kuralların yürürlüğe girdiği andan itibaren işlenen suçlara uygulanmasını öngören ve ceza hukukunun en önemli ilkelerinden olan, <İleriye etkili olma prensibi>ne ve ayrıca bu ilkenin istisnasını oluşturan, fail lehine yasanın geçmişe etkili olması, kısaca veya ilkesine yer verilmiştir. Bu ilke uyarınca, suçtan sonra yürürlüğe giren ve fail lehine hüküm içeren yasa, hükümde ve infaz aşamasında dikkate alınmalı, uygulanmalıdır. Hemen belirtilmelidir ki, sonradan yürürlüğe giren yasanın, suçun unsurlarını değiştirmesi, suça etkili halleri yeniden düzenlemesi, ceza miktarlarını öncekinden farklı alt ve üst sınırlar arasında belirlemesi gibi nedenlerle, önceki suç bakımından doğurduğu farklı ve lehe sonucun bir mahkeme kararı ile saptanması gerekir. Bu durumda,
Old 22-03-2011, 21:19   #7
Adalet Bakanı

 
Varsayılan

Olur mu hiç üstadım. Bugünlerde içtihat kapıları bana kapalı. Yüksek yargıyla aram yok.
Old 22-03-2011, 21:22   #8
Adalet Bakanı

 
Varsayılan

aradığım karar bu değildi ama bu karar da arşivde bulunması gereken bir karar. paylaşımınız için teşekkürler
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargıtay 2.ceza dairesinin 2004/6067, 2005/25165 16.11.2005 tarihli kararı Mustafa Sırakaya Hukuk Soruları 6 13-03-2013 12:01
1982 tarihli bir yargıtay kararı arıyorum Hukuka Saygı Meslektaşların Soruları 4 26-10-2009 13:45
İbraname İle İlgili 2008 Tarihli Yargıtay Kararı Arıayorum agumusay Meslektaşların Soruları 6 25-11-2008 15:56
04.10.2007 tarihli Yargıtay Kararı arıyorum. Adli Tip Meslektaşların Soruları 1 09-07-2008 12:51
Yargıtay 2.HD. 2003/14228 E. 2003/15127 K. sayılı ve 10.11.2003 tarihli kararı Turkmen Meslektaşların Soruları 1 15-03-2007 11:10


THS Sunucusu bu sayfayı 0,12248802 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.