Boşanma Davası Sırasında Çocuğun Kaçırılması

KAHDEM Derneği Kurumsal Sitesine gelen mail,yazanın onayı ile alana taşınmıştır.

Alıntı: Öncelikle bu meali bir annenin yürek acısı, özlemi ve haykırışı olarak degerlendirmenizi istiyorum ve umuyorum. Boşanmakta oldugu mahkemece velayeti tarafıma verilen kızım ı mahkemenin tayin ettigi 18-02-2010 tarihinde kacırdı ve bu tarihe kadar benimle goruşturmedi.Eşim ile boşanma sebebimiz şiddettir.Evliligim boyunca kızım ve ben eşimin şiddetine maruz kaldık. Ve 7 ay boyunca xx Kadın Sıgınagı Vakfında kaldık.Orada kaldıgım süre icinde boşanma davası actım. Ve kızımın velayeti bana verildi.Eşim ile devam etmekte olan davalarımız var.Eşim bu davalardan vazgectigim ve evime gondugum takdirde kızımı görebilecegimi soyluyor. KIzımı gorebilmek icin dayak yemeyi kabul etmemmi gerekiyor. Hicbir anne veya cocuk bu şekilde cezalandırmayı kabul etmez ve ayrıca bunu hak etmez.Benda kendi cabalarımla bir sonuc alamadım. eşim adına arama kararı vardı kaldırılmış oldugunu ogrendim eşimin yerinin tespiti icin ne yapabilirim tekrardan arama kararı nasıl cıkartabilirim, cocugu bulmak icin ne yapmalıyım cocuk kacırma davasına ek bir dilekce veya itiraz dilekcesi yazbilirmiyim dosyaya itiraz edebilirmiyim, Benim sizden ricam kızımın yerinin bulunması ve eşimin gereken cezayı alması konusunda ne yapmam gerekiyorsa yapmam gerekenleri bana bildirmeniz. A.D.

Şiddet karşısında kendisini çaresizlik içerisinde hisseden kadınlar mahkeme kararlarına rağmen tekrar tekrar mağdur olabilmektedirler ve bu mağduriyetlerin de çözüm yeri, eğer taraflar arasında uzlaşma imkanı kalmamış ise yine mahkemeler olacaktır. Velayet mahkemece kendisine verilmemiş olan ebeveyn, taraflar arasında uygarca anlaşma yoluna gidilerek adli ve icrai merciler devreye girmeksizin çocukla görüşebilmelidir. Kendisine, mahkemenin tanıdığı süreler dahilinde engel olunmamalıdır. Aynı şekilde, velayet kendisinde olan ebeveyn de, diğer ebeveynin hukuka aykırı bir şekilde çocukla görüşmesine engel olması gibi bir durumun varlığı karşısında mağdur olmamalıdır.

Yaşanan olayda, mahkeme kararı hiçe sayılarak velayeti anneye verilen kız çocuğu baba tarafından kaçırılmıştır. Burada, baba tarafından şiddete maruz kalmış ve gözleri önünde annesi de şiddet görerek psikolojisi -büyük ihtimalle- olumsuz etkilenmiş bir çocuğun anneden mahrum bırakılması söz konusu.

Mahkeme kararına rağmen çocuğu kaçıran ve annesiyle görüştürmeyen, görüşme hususunu yapılan şikayetlerin geri alınması ve eve dönülmesi şartına bağlayan baba elbette ki suç işlemektedir. Daha önce yaşanan olumsuzluklardan dolayı anne tarafından yapılan şikayetler nedeniyle baba hakkında çıkarılan yakalama kararı, ifadesi alındığı için kaldırılmış olabilir ancak burada yeni bir suç unsuru bulunmaktadır. Çocuğun mahkeme kararına rağmen alıkonulması dışında tehdit vb. suç unsurları da var ise yeniden bir girişimde bulunulmalıdır.

Zorlu süreçte yaşanılan sıkıntılardan, adliye ve emniyet birimlerinin kapılarını aşındırmaktan dolayı annede bir yılgınlık mevcut olmuş olsa dahi pes etmeksizin, yeni bir suç duyurusu ile baba ve çocuğun yerinin tespit edilmesi sağlanabilir. Anne, imkanı var ise kendisi de araştırmalar yaparak soruşturma aşamasında yetkililere yardımcı olabilir. Çocuk okul çağında ise, Milli Eğitim Bakanlığı'na başvuruda bulunularak çocuğun hangi yerleşim yerinde okuduğunun -eğer baba çocuğun okula gitmesine mani olmuyorsa- tespiti yapılabilir. Ayrıca mağdur anne kendisini bir avukatla temsil ettirmiyor ise mutlaka hukuki destek almalıdır. Maddi durumu yerinde değil ve kendisine ücretsiz hukuk hizmeti verilebilmesinin şartları var ise bulunduğu il barosuna yapacağı başvuru ile ücret söz konusu olmaksızın hukuk desteği sağlanabilir.

Saygılarımla..