Velayet

.Medeni kanuna göre ana baba evli ise diger eş vefat ettiğinde çocuğun velayeti sağ kalan eşin olur.

Alıntı: Yazan lifee Müvekkilimin eşi trafik kazasında vefat ediyor.Vefattan sonra babanne 5 aylık çocugu alıyor ve anneye vermiyor.Medeni kanuna göre ana baba evli ise diger eş vefat ettiğinde çocuğun velayeti sağ kalan eşin olur. nasıl bir yol izleyerek anne çocuğu babannaden alabiliriz.şimdiden teşekkürler iyi çalışmalar

Sayın meslektaşım, baba vefaat ettiğine göre, küçüğün velayet hakkı belirttiğiniz gibi sadece annededir. TMK 'nun velayete ilişkin hükümlerinden, üçüncü kişilerin çocuk ile kişisel münasebet kurmalarına dair 325. maddeyi:
II. Üçüncü kişiler ile
MADDE 325.- Olağanüstü hâller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir.
Ana ve baba için öngörülen sınırlamalar üçüncü kişiler için kıyas yoluyla uygulanır.
bu haliyle hatırlattıktan sonra, 326. maddenin son fıkrasında:

III. Yetki
MADDE 326.- Kişisel ilişki kurulmasıyla ilgili bütün düzenlemelerde çocuğun oturduğu yer mahkemesi de yetkilidir.
Boşanmaya ve evlilik birliğinin korunmasına ilişkin yetki kuralları saklıdır.
Çocuk ile kişisel ilişkiye yönelik bir düzenleme yapılıncaya kadar, velâyet hakkına sahip veya çocuk kendisine bırakılmış kişinin rızası dışında kişisel ilişki kurulamaz.

Çocukla hısımların kişisel münasebet kurmalarının annenin rızasına bağlı bulunduğu, annenin rızasının olmadığı hallerde bir düzenleme yapılıncaya kadar kişisel münasebet kurulmayacağı emredici bir hükümle düzenlenmiştir. Yazınızda, babaanne ile küçüğün annesinin, ölüm olayından evvel aynı çatı altında yaşayıp yaşamadıklarını bildirmediğinizden, ayrıksı bir durumun da bulunduğunu bildirmek gerekir. Burada ayrı yaşadıkları kabul edilecek olursa,
Bu durumda:

1 - Çocuğu annenin rızası dışında elinde tutan ebeveynler aleyhine olarak, ÇOCUK TESLİMİNE İLİŞKİN HÜKÜMLER UYARINCA İCRA TAKİBİ YAPILMASI mümkündür. Ne var ki İİK'nun 25. ve devam eden maddelerine göre çocuk teslimini sağlayabilmek, mahkemeden alınacak karara bağlıdır. Ara karar veya nihai mahiyette olacak bir karar ile çocuk anneye teslim edilecektir. Burada, anne, ya çocuğunun kendisine teslimini ya da babaannede olan çocuğun kendisine teslimi ve babaanne ile kişisel münasebet tesisini aile mahkemesinden talep edebilecektir.
Mahkemeden aldığınız kararı, bahsedilen hükümler çerçevesinde takibe konu ettiğinizde, çocuğu teslim etmeyen babaanne, İİK'nun 341. maddesi hükmüne göre 6 aya kadar tazyik hapsine maruz bırakılabilir. Çocuğu teslim ettiğinde hapis kalkacaktır. Buradaki şikayet, İcra Ceza Mahkemesine yapılır.

2 - Velinin rızası dışında babaanneleri tarafından çocuğun velisi olan anneye verilmemesi halinde, yine bir başka yol da, TCK nun velayete ilişkin hükümleri uyarınca CUMHURİYET SAVCILIĞIna yapılacak suç duyurusu ve çocuğun kendisine teslimini talep eden dilekçesi ile müracaatı şeklinde olabilecektir. Burada da:


ÇOCUĞUN KAÇIRILMASI VE ALIKONULMASI
Madde 234 - (1) Velayet yetkisi elinden alınmış olan ana veya babanın ya da üçüncü derece dahil kan hısmının, onaltı yaşını bitirmemiş bir çocuğu veli, vasi veya bakım ve gözetimi altında bulunan kimsenin yanından cebir veya tehdit kullanmaksızın kaçırması veya alıkoyması hâlinde, üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Fiil cebir veya tehdit kullanılarak işlenmiş ya da çocuk henüz oniki yaşını bitirmemiş ise ceza bir katı oranında artırılır.
(3) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.10.md) ....................


TCK'nun yukarıda belirtilen 234. maddesine göre anne, şikayet hakkını kullanıp çocuğunun rızası dışında tutulduğunu ve kendisine yine taleplerine rağmen verilmediğini ispat ederse sanık cezalandırılacağı gibi, böyle bir iddiayı ispat edemese dahi çocuğunun teslimini sağlaması mümkün olacaktır. Teslime ilişkin tedbirleri, Cumhuriyet Savcılığı alacak, icabında çocuk konusunda uzman yardımı da alabilecektir. Fikir vermesi dileğimle selam ve saygılar...

Meslektaşım,
Çok teşekkür ederim tecrübelerinizi ve bilgilerinizi paylaştıgınız için çok faydalı oldu
Saygılar iyi çalışmalar...

Alıntı: Yazan lifee Meslektaşım, Çok teşekkür ederim tecrübelerinizi ve bilgilerinizi paylaştıgınız için çok faydalı oldu Saygılar iyi çalışmalar...

Rica ederim meslektaşım, önemli değil. Hatta şikayet mercii konusunda arkadaşlarımızın tereddüt etmemesi için bir de karar atalım. Selamlar...


T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi

E:2004/1937
K:2004/5080
T:31.03.2004

Çocuk Tes1iminden kaçınma suçundan sanık Mustafa nın İİK'nun 341. maddesi ğereğince 1 ay hafif haPis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
KARAR : İİK'nun 341. maddesinde öngorulen çocuk tesliminden kaçınma suçu takibi sahsi dava ikamesine baglı suclardandır. İcra Ceza Mahkemesınde yapılan duruşmaya şikayetçinin gelmemesi veya bir vekil gondermemesi halinde İİK'nun 349/5. maddesi uyarınca şikayet hakkının düşürulmesine karar verilmesi gerekir. İcra Ceza Mahkemesindeki davanın icab etmedigi halde iddianame ile açılmıs olması sucun mahiyetine ve netıcesine tesir etmeyeceğinden Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz bulunmaktadır.
SONUÇ : Sair yönler incelenmeksizin hükmün bu yönden İİK'nun 366 ve CMUK'nun 321. maddeleri uyarınca istem gibi BOZULMASINA 31.3.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.