Davaya cevap süresinin kaçıran tarafın durumu

İyi günler;

2008 yılında açılmış bir davadan yeni haberdar olduk. müvekkilin hiç haberi olmamış, tebligatın usulsüzlüğü üzerine gideceğiz ama bir şekilde usulüne uygun bir tebligat olduğu kabul edilirse; bilirkişi raporu, adli tıp kurumu raporu, tanık beyanlarının hepsinin bittiği, sadece davacının bugüne kadar takip ettiği bir davada adli tıp kurumu raporu, bilirkişi raporu, davacının hakikate aykırı beyanları vs ile ildili münkir kabul edilen davalının vekili olarak bu aşamada davaya müdahale konusunda neler yapabilirim ?

saygılar...

Şu ana kadar davacı beyanları ve gelen raporlara karşı hiçbir beyanda bulunulmamışsa bu durum o beyanları ve raporları kabul etmediğinizi gösterir.Bu bağlamda temyizde birşeyler yapılabilir diye düşünüyorum.

Meslektaşıma katılıyorum. Bence etraflı bir beyan dilekçesi ile Tanık Bilirkişi Raporu Dava Dilekçesi gibi belgelere cevaplarınızı/itirazlarınızı sunun. Yeniden BK raporu hazırlatılmasını talep edin (gerekliyse), reddedilsin ve bu durumu temyiz sebebi yapın.

Bir de taraf teşkili sağlanmadan esas hakkında tahkikat yapılması usule aykırıdır. Bu konuya dikkat çekin. Eğer mahkeme usulüne uygun tebliğ ettiğini düşündüğü tebligattan önce tahkikata girişmişse (ki bu durum eski HUMK döneminde çokça yapılan bir hatadır) karar mutlaka bozulacaktır. Savunma hakkınızın kısıtlandığını, bunun bir insan hakkı (Adil Yargılanma Hakkı) ve anayasal bir hak olduğunu ileri sürün.

Mahkeme mutlaka geri adım atacak ve usulsüz yaptığı işlemler için size beyanda bulunmak üzere süre verecektir. vermezse artık işiniz yargıtaya kalmıştır.

Kolay gelsin.

Sayın Çınar daha ayrıntlı ve doyurucu yazmış.Harfiyen uygulayın derim ben de.Talep etmek bizden red etmek hakimden Olmadı diyelim istikamet yargıtay zaten.Sağlam bir temyiz dilekçesiyle elinizden geleni yapmış olursunuz.

Eğer dava dilekçesinin tebliği tebligat yasasına aykırı bir şekilde yapılmış ise, taraf teşkil edilmeksizin yargılama yapılmış ve hüküm verilmiş demektir. Dolayısıyla mutlak bir bozma nedenidir. Yargıtay, savunma hakkınızın kullanılması için hükmü bozacaktır. Ben bizzat yaşadım, Yargıtay 35. maddeye göre yapılmış bir tebligatı muteber saymadı ve en başa döndük. Önemli olan husus, tebligatın usulsüz olması ve sizin bu usulsüz tebliğe hiçbir şekilde muttali dahi olmamış olmanız. Çünkü ıttıla, usulsüz dahi olsa tebliği ıttıladan itibaren muteber hale getirir.

cevap veren tüm meslektaşlara teşekkür ediyorum, benim için gayet faydalı oldu...tebligatın usulsüzlüğü gibi bir durum var ama maalesef o süreçte müvekkilin gelir durumunu araştırır bir polis memurlarınca düzenlenmiş bir tutanak var...müvekkilin bu davadan hiç haberi olmamış gerçekten, tesadüfen öğrendiğine bizzat şahidim ama polis araştırması müvekkilin davadan haberdar olduğu anlamına gelir mi diye düşünüyorum...

bir de ben beyanlarımı ve çelişkileri sunacağım...bilirkişi ve adli tıp kurumu raporlarının tebligatı da sıkıntılı, savunmayı genişletemesem bile hakimin merhametine kalmadan bilirkişi raporuna itiraz edebilir miyim acaba usul kanunu açısından ?