Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yargıtay Kararı arıyorum!

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 15-12-2012, 14:36   #1
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan Yargıtay Kararı arıyorum!

Şirket ortağının (Limited) şahsi hesabından, ortağı olduğu Şirket adına 3. kişilere yaptığı ödemelerin geçerli olduğuna ilişkin Yargıtay kararı arıyorum. Çok acil!

Aslında durum şöyle;
Müvekkil Şirket adına menfi tespit davası açtık.
Karşı yana yapılan ödemelerin bir kısmı Şirketin imzaya yetkili ve %50'sinden fazla pay sahibi olan şahıs tarafından yapılmış. Fakat bilirkişi raporunda bu ödemeler hiçbir şekilde hesaba katılmamıştır. Gerekçe olarak da ödemeleri yapan şirket ortağının gerçek şahıs olduğu ve bu davada davacı olmadığı şeklinde bir gerekçe gösterilmiştir. Şirket ortağı tarafından 3. kişilere, Şirket adına yapılan ödemelerin geçerli olması gerektiğini düşünüyorum, bu şekilde karar arıyorum fakat öyle bir durum ki benzeyen bir karar bulamadım. Ortak ile şirket arasındaki iç ilişkiye ilişkin bu durumun bilirkişi hesabında bu şekilde tespit edilmiş olması bence hatalı... Gerekli görülürse isticvap edilerek de şirket yetkilisinin bu konuda dinlenilmesini talep edeceğim... Ancak şu anda acil karara ihtiyacım var.
Old 16-12-2012, 11:05   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan

Alıntı:
Av.Duygu Işık

Alıntı:
Şirket ortağı tarafından 3. kişilere, Şirket adına yapılan ödemelerin geçerli olması gerektiğini düşünüyorum,

Sayın Işık,
Bilindiği üzere,
1/7/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanun'un 43/19 hükmü ile TTK.m.615 yürürlükten kaldırılmıştır.

TTK.m.615
ESKİ METİN - MADDE 615- (1) Ortaklar veya onlara yakın kişiler tarafından şirkete verilen ve öz kaynakların yerini tutan nitelikteki ödünçler, bir sözleşme veya beyan dolayısıyla sırada en sonda yer alanlar da dâhil olmak üzere diğer tüm alacaklardan sonra gelir.
(2) Aşağıdakiler, öz kaynakların yerini tutan ödünç niteliğinde sayılır:
a) Esas sermayenin ve kanuni yedek akçelerin, aktifler tarafından artık karşılanamadığı bir anda verilen ödünçler.
b) Ortaklar veya onlara yakın kişiler tarafından, şirketin finansal durumu itibarıyla öz kaynak koymalarının uygun olduğu bir anda, bunun yerine verilen ödünçler.
(3) İflasın açılmasından önceki bir yıl içinde, öz kaynakların yerini tutar nitelikteki ödünçlerin geriye ödenmesi amacıyla yapılan ödemeler, bu ödemelerin alıcısı tarafından geri verilir.

MADDE 615 - (...) Madde 615, 30.6.2012 tarih ve 28339 sayılı R.G' de yayımlanan 26.6.2012 tarih ve 6335 sayılı Kanun'un 43/19. maddesi hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmıştır.)

Elimizde olan
BK.m.127

TTK.m.573/2, 603 (Ek ödeme yükümlülüğü),606 (Yan ödeme yükümlülüğü),

Mola...

Saygılarımla
Old 16-12-2012, 11:21   #3
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Anlamak için

Şirket borcunun ödenmesi:

1.Şirket ortağının şirkete borç para vermesi (TTK.m.615 Yok!; m.603,606)

2.Şirket ortağının şirkete ait bir borcu ödemesi

a.Şirketçe alınan karar doğrultusunda

b.Kendiliğinden (TBK.m.127)
i.Yapılan ödemeye ilişkin açıklama
ii.Yapılan ödemeye ilişkin alınan makbuz
iii.Ödemenin şirket kayıtlarında muhasebeleştirilmesi

Yine mola...
Old 17-12-2012, 10:11   #4
Av.MFD

 
Varsayılan

YARGITAY 11. Hukuk Dairesi

E:2004/10822 K:2005/7674 T:14.07.2005
ÖZET:

-Sermaye şirketlerinden olan limited şirketlerde ortaklar açısından sınırlı sorumluluk ilkesi geçerlidir. Ortakların sorumluluğu sadece ortaklığa karşıdır ve esas sermaye payı ile sınırlıdır. Bu ilkenin istisnalarından biri kamu borçlarından sorumluluktur. Limited şirket ortakları, şirketten tahsil imkanı olmayan kamu borçlarından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumludur. Ortakların bu borcu sermaye borcundan ayrı, bağımsız bir borçtur.
-Kamu borçlarından limited şirket ortakları sermaye miktarı ile değil, sermaye payları oranında sorumludur.
Limited Şirketlerde Ortakların Sorumluluğu Kural Olarak Sadece Şirkete Karşı ve Esas Sermaye Payı ile Sınırlıdır; Şirketten Tahsil Edilemeyen Kamu Borçları ise Sermaye Borcundan Ayrı Bağımsız Bir Borçtur
(6762 s. Yasa m. 529,530,531) (6183 s. Yasa m. 35)

Taraflar arasında görülen davada Erzincan Asliye 1. Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21.05.2004 tarih ve 2002/465 – 2004/243 sayılı kararının Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M.L. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ve davalıların tasfiyesine karar verilen Y. Mobilya İnşaat Turizm Tarım Tekstil İthalat ve İhracat Tic. ve Paz. Ltd. Şti.’nin ortaklan olduğunu, anılan şirketin fesih davasının devam ettiği dönemde ve dava sonuçlandıktan sonraki aşamada ödenmesi gereken 16.185.356.000.-Lira şirket borçlarının davacı tarafından ödendiğini, davalı ortakların bu ödemelere katılmadıklarını ileri sürerek, anılan meblağın hisseleri oranında davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının şirketin sorumlu müdürü ve hissedarı olduğunu, basiretli bir tacir gibi davranmayıp şirkete zarar verdiğini, şirkete ait malvarlığının davacıda kaldığını, şirketin iki aracının davacı tarafından satıldığını, davacının tüm ödemeleri şirketin mallarını, demirbaşlarını satmak suretiyle yaptığını, davacının müvekkillerinden herhangi bir alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, tarafların ortağı bulunduğu şirkete ait olan araçlardan birinin dava dışı 3. kişi adına, diğerinin ise halen şirket adına kayıtlı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, tasfiyesine karar verilen dava dışı limited şirketin borçlarını ödeyen ortağın payına düşen kısmı aşan miktarın diğer ortaklardan paylan oranında tahsili istemine ilişkindir.

Bir sermaye şirketi türü olan limited şirketlerde ortaklar açısından sınırlı sorumluluk ilkesi geçerlidir. Ortağın asıl borcu, taahhüt ettiği sermayeyi ödemektir. Sermaye borcunu tam olarak yerine getiren ortağın sorumluluğu sona ermektedir. Türk hukukunda ortaklar, limited şirketin borçlarından şahsen sorumlu değildirler. Başka bir ifade ile, limited şirket, iki veya daha fazla gerçek ve tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulup, iktisadi konularda faaliyet gösteren, ortaklık borçlarından sadece ortaklığın malvarlığı ile sınırlı olarak sorumlu bulunduğu, esas sermayesi muayyen ve bu sermaye ortakların sermaye paylarının toplamına eşit olan ortaklıktır. Ortakların sorumluluğu sadece ortaklığa karşıdır ve esas sermaye payı ile sınırlıdır.
İlke olarak kanun, ortaklarla limited şirket alacaklıların arasında bir ilişki kurmamış, alacaklılara gereğinde ortaklara başvurma imkanını tanımamıştır. Bu ilkenin üç istisnası vardır. Birincisi, TTK’nun 532/f. 3 maddesindeki açığı kapama yükümü, ikincisi selef sıfatıyla sorumluluk (TTK. 529, 530 ve 531 maddeleri) ve üçüncüsü ise kamu borçlarından ortakların sorumluluğudur.
Somut olaya gelince; davacı, davalılarla ortak bulunduğu dava dışı limited şirketin bankaya olan kredi borcu, çek bedeli borcu, vergi borcu, SSK borçlan ile ticaret sicil harçları olmak üzere, toplam 16.185.356.000.-Lira borcunu ödediğini iddia etmiştir. Mahkemece, davalıların hisseleri oranında hesaplama yapan bilirkişi raporu benimsenip davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, davalıların ödenmemiş sermaye borçlan olduğu da iddia edilmediği gibi bu husus kanıtlanmış da değildir.
Bu durumda, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, ödeme kalemlerinden olan kredi borcu ile çek bedeli borcuna ilişkin olarak davacının ödediği şirket borcu için ortaklara husumet yöneltilemeyeceği gözetilip, davanın bu kalemlere yönelik olarak husumet yönünden reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir.



2- Diğer kalemlere yönelik temyiz itirazlarına gelince; Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 4369 Sayılı Yasa ile değişik 35′inci maddesi, limited şirket ortaklarının, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağını ve bu kanun hükmüne göre takibe tabi tutulacağını hükme bağlamıştır. Ortağın anılan bu borcu, onun limited şirkete karşı taahhüt ettiği veya ödediği sermaye borcundan ayrı, bağımsız bir borçtur. Sorumluluk, sermaye payı oranıyla sınırlıdır. Fakat, bahse konu borcun doğabilmesinin ön koşulu, amme borcunun limited şirketten tahsil imkanının bulunmamasıdır.
Başka bir anlatımla, amme borcunun muhatabı şirketten tahsili yoluna gidilmesine rağmen, bunun tahsilinin mümkün olmaması halinde ortakların sorumluluğu söz konusu olur. Kamu borcundan dolayı ortakların sorumluluğu, belli koşulların varlıda sermaye miktar ile değil, sermaye paylan oranında olup, davacı ortağın ödediğini iddia ettiği bu kalemlere ilişkin borcun tamamının amme alacağı olup olmadığı, borcun kaynaklan, ödemeler anındaki limited şirketin mali durumu, aktif ve pasifleri, uyuşmazlık konusu borçların ödendikleri tarihlerde borçların asıl muhatabı şirketten tahsil imkanı olup olmadığı, davacının bu borçlan hangi koşullarda ödediği, dava hakkı ve rücu koşullarının bulunup bulunmadığı üzerinde hiç durulmamıştır. O halde, mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde araştırma yapılması, gerektiğinde şirket kayıtlarında bilirkişi incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeyle hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
3- Bozma neden ve şekline göre, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:
Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 14.07.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargıtay Kararı Arıyorum !! oceans17 Meslektaşların Soruları 9 25-01-2013 10:31
yargıtay kararı arıyorum yargıtay 10.ceza dairesi müebbet Meslektaşların Soruları 4 16-12-2010 14:00
Yargıtay Kararı Arıyorum... butterfly Meslektaşların Soruları 0 23-10-2010 19:19
Yargıtay Kararı arıyorum tahsindemirtas Meslektaşların Soruları 2 22-10-2010 11:04
Yargıtay kararı arıyorum Av.Serbay Meslektaşların Soruları 6 20-10-2010 16:11


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05142903 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.