Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Temlik edilen icra dosyası ve borçlu vekalet ücreti

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-07-2012, 08:56   #1
üye7160

 
Varsayılan Temlik edilen icra dosyası ve borçlu vekalet ücreti

Günaydın arkadaşlar,cevaplar için şimdiden teşekkürler..

Müvekkil alacağının tahsili için takibe koyduğumuz bir dosyamıza haciz ihbarnamesi sonrası yüklü bir miktar para yattı.Parayı çekmek için gittiğimizde dosyanın 2 gün önce bir başkasına temlik edildiğini ve temlik alacaklısınında tüm parayı çektiğini gördük.(Müvekkil tarafımıza bilgi vermemiştir.)
Akabinde borçlu vekalet ücretinin avukata ait olduğu ve temlik edilemeyeceği,bu sebeple icra müdürlüğünün ödeme yaparken bu bedeli kesmesi gerektiğini beyan ederek temlik alacaklısına vekalet ücretinin geri ödenmesi için muhtıra gönderilmesini talep ettik.İcra müdürlüğü muhtırayı göndermesine rağmen temlik alacaklısı bugüne kadar ödeme yapmadı.

1- Temlik alacaklısına karşı aynı dosyadan ödeme emri gönderilmesini isteyebilir miyiz?
2- Memur muamelesini şikayet yoluna gitmek bir çözüm getirir mi?İcra dairesinin karşı vekalet ücreti kesilmeksizin paranın tamamını ödemesinde sorumluluğu olduğu düşüncesindeyim..
3- Müvekkile bu konuyla ilgili nasıl dönebilirim?
4- Bu hususla ilgili başkaca neler yapılabilir?
Old 03-07-2012, 09:49   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın YILDIZ HUKUK;

Alıntı:
1- Temlik alacaklısına karşı aynı dosyadan ödeme emri gönderilmesini isteyebilir miyiz?
Bunun mümkün olamayacağı kanaatindeyim.

Alıntı:
2- Memur muamelesini şikayet yoluna gitmek bir çözüm getirir mi?İcra dairesinin karşı vekalet ücreti kesilmeksizin paranın tamamını ödemesinde sorumluluğu olduğu düşüncesindeyim..
Şikayet edilmesi icap eden bir uygulama söz konusu ancak paranın iadesi noktasında çözüme katkı sağlamayacağı için bence mutlak gerekli değil.

Alıntı:
3- Müvekkile bu konuyla ilgili nasıl dönebilirim?
Müvekkille konuyu -mümkünse- büroda görüşmekte yarar olabilir. Vekalet ücretinin mahiyeti gereği temlik işlemine tabi tutulamayacağından hareketle iadesinin gerektiği, temlik alacaklısına bu nedenle icra takibi başlatmak zorunda kalınacağı -ki bu durum müvekkilinizin arzu edeceği bir şey değildir sanırım- hususları kendisine hatırlatılabilir.

Alıntı:
4- Bu hususla ilgili başkaca neler yapılabilir?
Yapılması gereken, temlik alacaklısı aleyhinde yeni bir icra takibi başlatmaktır diye düşünüyorum.

Saygılarımla..
Old 03-07-2012, 17:08   #3
üye7160

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Sayın YILDIZ HUKUK;

Bunun mümkün olamayacağı kanaatindeyim.


Şikayet edilmesi icap eden bir uygulama söz konusu ancak paranın iadesi noktasında çözüme katkı sağlamayacağı için bence mutlak gerekli değil.

Müvekkille konuyu -mümkünse- büroda görüşmekte yarar olabilir. Vekalet ücretinin mahiyeti gereği temlik işlemine tabi tutulamayacağından hareketle iadesinin gerektiği, temlik alacaklısına bu nedenle icra takibi başlatmak zorunda kalınacağı -ki bu durum müvekkilinizin arzu edeceği bir şey değildir sanırım- hususları kendisine hatırlatılabilir.

Yapılması gereken, temlik alacaklısı aleyhinde yeni bir icra takibi başlatmaktır diye düşünüyorum.

Saygılarımla..

Sayın EKİCİ,

- müvekkil ödeme hususunda kesinlikle yapıcı değil.Malumunuz bilgimiz dışında işlemi gerçekleştirmişti.Zaten iyiniyetli olmayan bir müvekkilden talebimize olumlu yanıt alınamayacağı açık.görüşmelerimiz de olumsuz yönde gelişti.
- Temlik alacaklısı ile bugün görüştüm.(kendiside avukattır.) bir meslektaşının ricasını kırmamak adına dosyaya bile bakmadan temliki gerçekleştirdiğini,ve parayı çeker çekmez kişiye gönderdiğini beyan etti.ilgili asıl avukat ile görüştüğü ve kabul edersek yarısını ödeyebileceklerini,etmezsek tamamını kendisinden almak zorunda olacağımız için mağdur olacağını da ekledi.
-M.M.Ş. ödemeye yönelik çözüm getirmeyebilir ama icra dairesini zorda bırakacağı kesin.Zira dikkatsiz ve bilgisizce yapılmış bir işlem var.Hukuk adına şikayet etmek ve daha dikkatli olunmasına ön ayak olmak amacı ile şikayeti düşünüyordum.
- Temlik alacaklısı müdür beyde kabul ederse tarafıma aynı dosyadan ödeme emri tebliğ edin asıl alacaklı tarafı beni zor durumda bıraktınız diyerek dönmem daha kolay olur dedi.Yarın icra ile görüşeceğiz.
-İcra takibi yapmak zorunda kalsam ilamsız takibe itiraz olması hususunu düşününce çok mantıklı gelmedi.Artık yarın gelişmelere göre hareket edeceğiz.Yardımınız için ayrıca teşekkür ederim.saygılarımla...
Old 04-07-2012, 08:21   #4
av_yaseminceylan

 
Varsayılan

Bu durumda işleme başlamadan önce ihtar göndermek de faydalı olabilir diye düşünüyorum.
Old 04-07-2012, 09:00   #5
önceki beyan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan YILDIZ HUKUK

- Temlik alacaklısı müdür beyde kabul ederse tarafıma aynı dosyadan ödeme emri tebliğ edin asıl alacaklı tarafı beni zor durumda bıraktınız diyerek dönmem daha kolay olur dedi.Yarın icra ile görüşeceğiz.

Sayın meslektaşım, böyle bir kanı varsa, müdürün İİK m.361'i uygulamaması için hiçbir neden yok diye düşünüyorum.

m.361: "... yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır."
Old 04-07-2012, 10:31   #6
üye7160

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan önceki beyan
Sayın meslektaşım, böyle bir kanı varsa, müdürün İİK m.361'i uygulamaması için hiçbir neden yok diye düşünüyorum.

m.361: "... yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır."

SAYIN ÖNCEKİ BEYAN,
bizde buna dayalı olarak muhtıra göndermiştik,ancak sonuç alamadık,bu sebeple bu sabah itibari aynı dosyadan ödeme emri düzenledik,öğleden sonra tebliği yapacağız,bakalım sonuç nasıl gelişecek..teşekkür ederim,saygılarımla..
Old 04-07-2012, 11:30   #7
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan YILDIZ HUKUK
SAYIN ÖNCEKİ BEYAN,
bizde buna dayalı olarak muhtıra göndermiştik,ancak sonuç alamadık,bu sebeple bu sabah itibari aynı dosyadan ödeme emri düzenledik,öğleden sonra tebliği yapacağız,bakalım sonuç nasıl gelişecek..teşekkür ederim,saygılarımla..

Sayın Önceki Beyan'a katılıyorum. Ödeme emri gönderilmeden, doğrudan hacze gidebilirdiniz. Madde metni gayet açık.
Old 04-07-2012, 11:33   #8
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan YILDIZ HUKUK
Günaydın arkadaşlar,cevaplar için şimdiden teşekkürler..

Müvekkil alacağının tahsili için takibe koyduğumuz bir dosyamıza haciz ihbarnamesi sonrası yüklü bir miktar para yattı.Parayı çekmek için gittiğimizde dosyanın 2 gün önce bir başkasına temlik edildiğini ve temlik alacaklısınında tüm parayı çektiğini gördük.(Müvekkil tarafımıza bilgi vermemiştir.)
Akabinde borçlu vekalet ücretinin avukata ait olduğu ve temlik edilemeyeceği,bu sebeple icra müdürlüğünün ödeme yaparken bu bedeli kesmesi gerektiğini beyan ederek temlik alacaklısına vekalet ücretinin geri ödenmesi için muhtıra gönderilmesini talep ettik.İcra müdürlüğü muhtırayı göndermesine rağmen temlik alacaklısı bugüne kadar ödeme yapmadı.

1- Temlik alacaklısına karşı aynı dosyadan ödeme emri gönderilmesini isteyebilir miyiz?
2- Memur muamelesini şikayet yoluna gitmek bir çözüm getirir mi?İcra dairesinin karşı vekalet ücreti kesilmeksizin paranın tamamını ödemesinde sorumluluğu olduğu düşüncesindeyim..
3- Müvekkile bu konuyla ilgili nasıl dönebilirim?
4- Bu hususla ilgili başkaca neler yapılabilir?

3- Müvekkile karşı aranızdaki anlaşma gereği kendisinden alacağınız(veya AAÜT)vekalet ücreti ile birlikte karşı vekalet ücreti(tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla)için icra takibi yapabilirsiniz.
Old 04-07-2012, 11:37   #9
üye7160

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sayın Önceki Beyan'a katılıyorum. Ödeme emri gönderilmeden, doğrudan hacze gidebilirdiniz. Madde metni gayet açık.

Sayın Ergin,
temlik alacaklısı meslektaş olduğundan haciz aşamasını es geçtik haliyle.sulh yolu ile çözümün daha iyi olacağı konusunda temlik alacaklısı ile hemfikiriz.ama bir yandan da ödeme emrini tebliğ edelim istedik..(kendi muvaffakati doğrultusunda)

benim asıl sıkıntım dosyayı temlik eden müvekkilin tek başına bu alacaktan sorumlu tutulması..yani ben hem icra dairesinin hemde temlik alacaklısınında hatalı işlemden dolayı sorumlu olmasını istiyorum.(ki temlik edilemeyen alacağı temlik alanında parayı öderken bu bedeli kesmeyen icranın da sorumlu olacağı açık gibi) bazı arkadaşlar müvekkil dışında kimseye dönemeyeceğimi beyan ettiler.asıl mesele bu ki müvekkilden bedeli almam imkansız..
Old 04-07-2012, 11:48   #10
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan YILDIZ HUKUK
Sayın Ergin,
temlik alacaklısı meslektaş olduğundan haciz aşamasını es geçtik haliyle.sulh yolu ile çözümün daha iyi olacağı konusunda temlik alacaklısı ile hemfikiriz.ama bir yandan da ödeme emrini tebliğ edelim istedik..(kendi muvaffakati doğrultusunda)

benim asıl sıkıntım dosyayı temlik eden müvekkilin tek başına bu alacaktan sorumlu tutulması..yani ben hem icra dairesinin hemde temlik alacaklısınında hatalı işlemden dolayı sorumlu olmasını istiyorum.(ki temlik edilemeyen alacağı temlik alanında parayı öderken bu bedeli kesmeyen icranın da sorumlu olacağı açık gibi) bazı arkadaşlar müvekkil dışında kimseye dönemeyeceğimi beyan ettiler.asıl mesele bu ki müvekkilden bedeli almam imkansız..

Temlik alacaklısı bir avukat olduğuna göre iyiniyetli olduğundan söz edilemez. Ben olsam, gözünün yaşına bakmazdım.

Temlik alacaklısından tahsil etmek mümkün olduğuna göre, diğer sorunuza yanıt vermek gereksiz olacaksa da; diyelim ki hem temlik alacaklısından hem de müvekkilinizden tahsil edemediniz. O zaman Adalet Bakanlığı'na yönelebilirsiniz, diye düşünmekteyim.
Old 05-07-2012, 14:05   #11
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan YILDIZ HUKUK
SAYIN ÖNCEKİ BEYAN,
bizde buna dayalı olarak muhtıra göndermiştik,ancak sonuç alamadık,bu sebeple bu sabah itibari aynı dosyadan ödeme emri düzenledik,öğleden sonra tebliği yapacağız,bakalım sonuç nasıl gelişecek..teşekkür ederim,saygılarımla..


Başka bir konuyu araştırırken konuyla ilgili aşağıdaki HGK kararını buldum.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2009/17-242
K. 2009/290
T. 24.6.2009
• HUKUKİ YARAR ( Davacının İlamsız Takibin Sonuçsuz Kaldığı - Dava Tarihinden Önce Alacağını İade Yükümlülüğü Altında Olduğu/Hukuken Geri Ödemesi Gereken Meblağ Fiilen Davadan Sonra Ödenmiş Olsa Bile Davacının Alacak Davası Açmakta Bulunduğu )
• İLAMSIZ TAKİBİN SONUÇSUZ KALMASI ( Dava Tarihinden Önce Alacağını İade Yükümlülüğü Altında Olduğu - Hukuken Geri Ödemesi Gereken Meblağ Fiilen Davadan Sonra Ödenmiş Olsa Bile Davacının Alacak Davası Açmakta Hukuki Yararının Bulunduğu )
• GERİ ÖDENMESİ GEREKEN MEBLAĞ ( Fiilen Davadan Sonra Ödenmiş Olsa Bile Davacının Alacak Davası Açmakta Hukuki Yararının Bulunduğu )
• İADE YÜKÜMLÜLÜĞÜ ( Davacının İlamsız Takibin Sonuçsuz Kaldığı - Dava Tarihinden Önce Alacağını İade Yükümlülüğü Altında Olduğu/Hukuken Geri Ödemesi Gereken Meblağ Fiilen Davadan Sonra Ödenmiş Olsa Bile Davacının Alacak Davası Açabileceği )
2004/m.40,361
ÖZET : Uyuşmazlık; dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı noktasındadır. Somut olayda, davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine yapılan ilamsız icra takibi sonucunda davacı alacaklıya takip konusu alacak miktarının ödenmesinden sonra, davacı tarafından açılan itirazın kaldırılması davasında verilen kabul kararının Özel Dairece kesin olarak bozulması üzerine yerel mahkemenin kesin bozmaya uyması sonrasında vermiş olduğu itirazın kaldırılması talebinin reddi kararı kesinleşmiş olup, takip sonuçsuz kalmıştır. Artık davacı alacaklının bu takibi devam ettirme olanağı bulunmamaktadır. Davacı, yapmış olduğu ilamsız takibin sonuçsuz kalması nedeniyle dava tarihinden önce alacağını iade yükümlülüğü altındadır. Hukuken geri ödemesi gereken meblağ fiilen davadan sonra ödenmiş olsa bile davacının alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.

DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin 3.AsIiye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 18.02.2008 gün ve 2007/244 E-2008/66 K. sayılı kararın incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 25.11.2008 gün ve 2008/3032-5497 sayılı ilamı ile;

( ... Davacı vekili, davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın müvekkiline ait araca çarpması nedeniyle araçta meydana gelen hasar bedelinin tahsili için yapılan icra takibine davalının itiraz etmesi nedeniyle icra mahkemesinde açılan itirazın kaldırılması davasının alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle reddedildiğini; davalı tarafından icra dosyasına yatırılan 6.046.66 YTL'nin iade edilmesi için icra müdürlüğü tarafından müvekkiline ihbar tebliğ edildiğini belirterek 6.046.66 YTL'nin icra takip dosyasında ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği tarihten itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili, kaza tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, sigortalı aracın çalınması nedeniyle çalınan araçların neden olduğu zararın teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece davacının dava tarihi itibariyle tahsil ettiği alacağını tekrar isteyemeyeceği; ancak para ödendikten sonra alacak istemi ile dava açılabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava davacıya ait araçta meydana gelen hasar bedelinin kazaya neden olan aracın Zorunlu Mali Sorumluluk sigorta şirketinden tahsili talebine ilişkindir. Davacı alacaklı Mersin 6.İcra Müdürlüğü'nün 2005/2547 sayılı takip dosyası ile sigorta bedelinin tahsili amacıyla icra takibi yapmış, borçlu şirketin itirazı üzerine Mersin 2.İcra Mahkemesi'nde itirazın kaldırılması davası açılmış, yargılamanın devamı sırasında alacak tahsil edilmiş, icra mahkemesi tarafından itirazın kaldırılmasında dair verilen karar 12.Hukuk Dairesi tarafından alacağın tahsili gerekip gerekmediği yargılamaya muhtaç olduğu gerekçesi ile bozulmuş; icra mahkemesi tarafından bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir. İcra İflas Kanunu'nun 40/2. maddesinde bir ilam hükmü icra edildikten sonra nakzedilipte aleyhine icra takibi yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kesin bir ilamla tahakkuk ederse, ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski haline iade olunacağı hükmü gereğince icra memurluğu tarafından alacaklı davacıya tahsil edilen miktarın dosyaya geri yatırılması için ihtar gönderilmiştir. İcra memurluğunun 03.04.2007 tarihli ihtar yazısı davacıya 11.04.2007 tarihinde tebliğ edilmiş ve alacaklı bu davanın açılmasından sonra 18.04.2007 tarihinde ihtar edilen miktarı icra dosyasına iade etmiştir. Davanın açıldığı 16.04.2007 tarihinde davacının bu alacağı İİK. 40. maddesi gereğince iade etmek zorunda olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının itirazın iptali veya alacak davası açmakta hukuki yararı olduğu sabittir. Mahkemece tarafların iddia ve savunmaları gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevriImekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Yerel mahkemenin alacak davasını hukuki yarar yokluğundan reddine dair kararının Özel Dairece metni yukarıya aynen alınan ilam ile bozulması üzerine yerel mahkemece, her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği ve davacının dava tarihi itibariyle uhdesinde bulunan meblağın tahsili talebiyle dava açılamayacağı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı noktasındadır.

Açılmış bir davanın esasının incelenebilmesi ( davanın mesmu, yani dinlenebilir olabilmesi ) bazı şartların tahakkukuna bağlı olup, bunlara dava şartları denmektedir. Dava şartlarından bir kısmı olumlu ( varlığı mutlaka gerekli ); diğer bir kısmı da, olumsuz ( yokluğu mutlaka gerekli ) niteliktedir. Hakim, önüne gelen bir davada, dava şartlarının mevcut olup olmadığını resen gözetecektir.

Olumlu dava şartlarından biri de, davacının o davayı açmakta hukuki yararının bulunmasıdır. Açılmasında davacısı yönünden hukuki yarar bulunmayan bir dava, dava şartının yokluğundan dolayı reddedilmelidir.

Hukuki yararın varlığı koşulunun mevcut olup olmadığı, her bir davada o davaya konu olayın somut özellikleri çerçevesinde, hakim tarafından değerlendirilmelidir.

Bir hakkın, mahkeme kararına gerek olmaksızın, başka bir yolla ve aynı ölçüde güvenli olarak elde edilebilmesinin mümkün bulunduğu hallerde, o hakla ilgili olarak dava açılmasında hukuki yarar yoktur. Bazen bizzat Kanun, bir hakkın dava dışı bir yolla elde edileceğini açıkça düzenler ve hak sahibinin ayrıca bir ilam almasına gerek bulunmadığını özellikle vurgular. İşte, bir davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığının, açık ve özel bir kanun hükmüyle belirtildiği bu tür hallerde, davacının o davayı açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığının hakim tarafından resen değerlendirilmesine gerek yoktur. Zira, Kanun Koyucu, ayrıca hüküm alınmasının gerekmediğini belirtmek suretiyle, o hakkın dava konusu edilmesinde hukuki yararın mevcut olmadığını baştan ve bizzat belirlemiş olmaktadır. Özel Daire bozma gerekçesinin dayandırıldığı, İcra ve İflas Kanunu'nun 40. maddesindeki düzenleme de bunlardan biridir.

Mahkeme kararına gerek bulunmadığı Kanunda özel olarak belirtilen hallerden biri de İcra ve İflas Kanunu'nun "Fazla verilen paranın geri alınması" başlıklı 361. maddesidir. Bu hüküm, "İcra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır." şeklinde emredici bir düzenlemeyi içermektedir.

Belirtilmelidir ki; 361. madde hükmü, ilamlı veya ilamsız tüm icra takiplerinde, her ne sebeple olursa olsun, borçludan fazla para tahsil edilen her durumda uygulama yeri ve alanı bulunan, özel bir hükümdür. Buna göre, icra daireleri, hesaplama sonucunda fazladan tahsil edildiği ortaya çıkan tutarları, ayrı bir mahkeme hükmüne gerek olmaksızın, borçluya geri vermekle yükümlüdürler.

Açıktır ki, burada, icra müdürüne kanun tarafından verilmiş, özel bir görev ve daha da önemlisi cebri icra gücünün kullanılması kapsamındaki bir yetki söz konusudur: İcra Müdürü, dayanağı ve şekli ne olursa olsun, girişilmiş bir icra takibinde, borçludan tahsil edilen paranın, tahsili gerekenden daha fazla olduğunu hesap sonucunda belirlediği durumlarda, cebri icra gücünü kullanarak, fazla tahsilatı borçluya geri verecektir.

Somut olayda, davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine yapılan ilamsız icra takibi sonucunda davacı alacaklıya takip konusu alacak miktarının ödenmesinden sonra, davacı tarafından açılan itirazın kaldırılması davasında verilen kabul kararının Özel Dairece kesin olarak bozulması üzerine yerel mahkemenin 23.06.2006 tarihinde kesin bozmaya uyması sonrasında vermiş olduğu itirazın kaldırılması talebinin reddi kararı 24.11.2006 tarihinde kesinleşmiş olup, takip sonuçsuz kalmıştır. Artık davacı alacaklının bu takibi devam ettirme olanağı bulunmamaktadır. Davacı, yapmış olduğu ilamsız takibin sonuçsuz kalması nedeniyle 16.04.2007 dava tarihinden önce alacağını iade yükümlülüğü altındadır. Hukuken geri ödemesi gereken meblağ fiilen davadan sonra ödenmiş olsa bile davacının alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.

Açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 24.06.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.


Old 27-11-2012, 16:54   #12
Av. Kurtar KAYA

 
Varsayılan Alacağın temliki, vekalet ücretini kapsamaz.

T.C. YARGITAY

13.Hukuk Dairesi
Esas: 2010/15034
Karar: 2011/10280
Karar Tarihi: 28.11.2011


ALACAK DAVASI - VEKALET ÜCRETİ ALACAĞININ TAHSİLİ İSTEMİ - BİRLEŞEN DAVA İLE SÖZLEŞMENİN İPTALİNİN İSTENMESİ - KARŞI TARAF VEKALET ÜCRETİNİN TAKAS VE MAHSUP EDİLEMEYECEK HACZEDİLEMEYECEK VE ÜÇÜNCÜ KİŞİYE TEMLİK EDİLEMEYECEĞİ

ÖZET: Dava sonunda kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez. Avukata ait olan, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemeyecek ve haczedilemeyecek olan karşı taraf vekalet ücretinin, üçüncü kişiye temlik de edilemeyeceğinin kabulü gerekir. Müvekkilin, avukatın yasadan kaynaklanan bu alacağını üçüncü kişiye temlik etmesi, açıkça yasaya aykırı olduğundan hüküm ve sonuç doğurmaz.


(1136 S. K. m. 164)

Dava: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı davalı ve davalılar avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili geldi davalı tarafından gelen olmadığından duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı İ. M. avukat olup, davalı K. A.'ın, borçlusu dava dışı M. A. ve İ. V. olan toplam 80.000,00 TL bedelli 4 adet senedin tahsili için 09/12/2004 tarihinde kendisine vekaletname verdiğini, senetlerin tahsili amacıyla Mersin 1. İcra Müdürlüğünün 2007/120 esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattığını, borçluya ait taşınmazın 154.000,00 TL bedelle satılmasından sonra, davalı K. A.'ın, bilgi ve rızası dışında dosya alacağını, <karşı taraf vekalet ücreti>de dahil olmak üzere, diğer davalı R. Z.'e temlik ettiğini, bu durumda davalı K. A.ile imzalanan 05/01/2005 tarihli avukatlık ücret sözleşmesinde kararlaştırılan vekalet ücreti ile, karşı taraf vekalet ücretinin ödemesi gerektiğini ileri sürerek, toplam 22.600.00 TL vekalet ücreti alacağının tahsiline karar verilmesini istemiş, iş bu dava ile birleştirilen Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/279 esas sayılı dosyası ile de, davalılar arasındaki temlikin muvazaalı ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, iptalini talep etmiştir.

Davacı A. S. E., diğer davacı İ. M. tarafından düzenlenen yetki belgesi ile davalı K. A.'ı Vekil olarak temsil ettiğini belirterek, aynı taleplerle dava açmışsa da, yargılama sırasında alacağının tamamını davacı İ. M.'na devretmiştir.

Davalılardan R. Z., Mersin 1. İcra Müdürlüğünün 2005/120 esas sayılı dosya alacağını K. A.'dan iyiniyetle temlik aldığını, kendisine karşı dava açılamayacağını, davalı K. A.ise, davacının vekalet görevini gereği gibi yerine getirmediğini, dosya alacağını temlik etmek zorunda kaldığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, asıl davada, temlik alacaklısı R. Z. aleyhine açılan davanın, <vekalet sözleşmesinin davacı ile davalı K. A.arasında imzalandığı> gerekçesiyle reddine, davalı K. A.aleyhine açılan davanın ise kısmen kabulüne, 19.069.21 TL'nin davalı K. A.'dan tahsili ile davacı İlkay Mahanoğlu'na ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı ve davalılardan K. A.tarafından temyiz edilmiştir.

1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-) Asıl dava, vekalet ücreti alacağının tahsili istemine, birleşen dava ise, bu ücretin dayanağı olan <icra dosyası alacağının temliki> konusundaki, davalılar arasında yapılmış olan <sözleşmenin iptali> istemine ilişkin olup, mahkemece alınan bilirkişi raporu gereğince, gerek müvekkilin ödemesi gereken, gerekse karşı tarafa yüklenen vekalet ücretinin toplamı üzerinden, asıl davada, davalılardan K. A.yönünden hüküm kurulmuş, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir. Oysa ki Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinin son iki cümlesinde, <Dava sonunda kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.> Hükmü mevcut olup, buna göre avukata ait olduğu açıkça belirtilen, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemeyecek ve haczedilemeyecek olan <karşı taraf vekalet ücreti>nin, üçüncü kişiye temlik de edilemeyeceğinin kabulü gerekir. Müvekkilin, avukatın yasadan kaynaklanan bu alacağını üçüncü kişiye temlik etmesi, açıkça yasaya aykırı olduğundan hüküm ve sonuç doğurmaz. Dava konusu olayda da, davalı müvekkil K. A., Mersin 1. İcra Müdürlüğünün 2005/120 esas sayılı dosyasındaki 80.028,00 TL alacağını, <tahakkuk etmiş veya edecek tüm faiz ve tüm ferileriyle birlikte> diğer davalı R. Z.'e temlik etmiş olup, temlik edilen alacak içinde, takibi vekil sıfatı ile yürüten davacı avukata ait <karşı taraf vekalet ücreti>de bulunduğundan, temlik sözleşmesi bu yönüyle geçersizdir. O halde birleşen davada, 26.11.2007 tarihli temliknamenin, <karşı taraf vekalet ücreti> miktarı olan 7.161,68 TL ile sınırlı olmak üzere geçersiz olduğunun tespitine, asıl dava yönünden de aynı nedenle, davacıya ödenmesi gereken 7.161,68 TL <karşı taraf vekalet ücreti>nin, her iki davalıdan müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar göz ardı edilerek, birleşen davanın ve R. Z.'e karşı açılan asıl davanın tümüyle reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

3-) Davalı K. A. tarafından ibraz edilen 9.12.2004 tarihli tahsilat makbuzunda, davacı avukata 1.600,00 TL ödendiği belirtilmesine rağmen, hükme esas alınan 13.10.2008 tarihli bilirkişi raporunda, davacı alacağından mahsup yapılırken, bu miktarın 600,00 TL olarak hesaplanmış olması da, ayrıca usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

Sonuç: 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz edilen hükmün, 2. bent gereğince davacı, 3. bent gereğince de davalı K. A., yararına BOZULMASINA, 825,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, peşin alınan 283,20 TL. temyiz harcının istek halinde davalı K. A.'a iadesine, 21.90 TL kalan harcın davacı İ. M.'ndan alınmasına, 28.11.2011 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 27-11-2012, 16:56   #13
üye7160

 
Varsayılan

Üstad biz bunu biliyoruz da malesef icra daireleri bilmiyor!!! yatan paradan vekalet ücretini kestikten sonra kalanı ödemeyi akıl etmiş olsalardı şimdi dava ile uğraşmıyorduk,neyse ki yukarıda ki gibi bir çok kararı sunduk mahkemeye de lehe karar alacağımız kesin
Old 01-12-2012, 13:32   #14
Av. Kurtar KAYA

 
Varsayılan

Bu konuda İcra Dairesi'ne içtihat sunarak yapmış olduğum başvuru reddedildi, memur işlemini şikayet edeceğim. Elinizde bulunan içtihatları paylaşabilir misiniz?
Old 03-12-2012, 10:17   #15
üye7160

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

12.Hukuk Dairesi
Esas: 2008/17105
Karar: 2008/20117
Karar Tarihi: 17.11.2008


ŞİKAYET DAVASI - VEKALET ALACAĞININ TEMLİK EDİLMESİ - VEKALET ÜCRETİ İLE İLGİLİ RÜÇHAN ALACAĞI HAKKININ ALACAKLININ KENDİ BORÇLUSUNA İLİŞKİN TAKİP DOSYASI İLE İLGİLİ OLDUĞU - ŞİKAYETİN KABULÜ İLE HACZİN KALDIRILMASI GEREĞİ

ÖZET: Vekalet ücreti ile ilgili rüçhan alacağı hakkı alacaklının kendi borçlusuna ilişkin takip dosyası ile ilgili olup bu dosyada şikayet konusu yapılabilir. Burada böyle bir alacak söz konusu olmadığı için şikayetçinin şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar vermek gerekir.

(1136 S. K. m. 164, 166) (818 S. K. m. 162)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikâyetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Avukatlık Kanunu 164/son ve aynı kanunun 166. maddeleri uyarınca karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata ait olup alacaklara nazaran rüçhan hakkına haizdir.

Somut olayda, Erzurum 1. İcra Müdürlüğünün 2007/1762 Esas sayılı dosyasında alacaklı gözüken Mehmet Hakkıoğlu bu dosya alacağını tüm fertleriyle birlikte borçlar kanununun 162. vd. maddelerine uygun olarak şikayetçi M. Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.ye noterden düzenlenen 04.10.2007 tarihli temlikname ile alacağını devretmiştir. Temlik alacaklısı olan söz konusu şirket alacaklı sıfatı ile takibe devam etmiştir. Diğer yandan vekalet ücreti alacağını tahsil etmek amacıyla avukat tarafından müvekkili Mehmet aleyhine Erzurum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/135 Esas 2006/363 karar sayılı ve Erzurum 1. İcra Müdürlüğünün 2007/1762 takip dosyası ile ilgili olarak alacağını 23.11.2007 tarihinde Erzurum 3. İcra Müdürlüğünün 2007/4274 sayılı takip dosyası üzerinden takibe koyduğu görülmüştür. Alacaklı vekil bu alacağı ile ilgili olarak takibin kesinleşmesi üzerine borçlunun temlik ettiği alacağı üzerine 26.12.2007 tarihinde haciz konulmasını talep etmiş ve bu alacağa haciz koydurmuştur.

Oysa ki yukarıda belirtildiği üzere vekalet ücreti borçlusu Mehmet Hakkıoğlu alacaklı olduğu dosyaya ilişkin olarak alacağını 4.10.2007 tarihinde noterden temlik ettiğinden takip dosyasında bu borçlu adına 26.12.2007 haciz tarihi itibariyle bir alacağı kalmadığından, temlik alacaklısının alacaklı olduğu takip dosyası üzerine alacağı temlik edenin borcu sebebi ile haciz konması doğru değildir. Zira yukarıda belirtildiği gibi vekâlet ücreti ile ilgili rüçhan alacağı hakkı alacaklının kendi borçlusuna ilişkin takip dosyası ile ilgili olup bu dosyada şikayet konusu yapılabilir. Burada böyle bir alacak söz konusu olmadığı için şikâyetçinin şikâyetinin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar vermek gerekirken aksine düşüncelerle şikâyetin reddine karar verilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.'un 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 17.11.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 14-01-2013, 09:57   #16
üye7160

 
Varsayılan

Konuya ilişkin son gelişmeyi aktarayım :
İcra Hukuk Mahkemesi malesef borçlunun itirazını kabul ederek aynı dosya ile yapılan takibin iptaline karar verdi.
Bu durumda bize alacak davası açmak dışında pek bir yol kalmadı sanırım
Old 06-05-2015, 09:32   #17
Analiz

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım bir konuda değerli yorumlarınıza ihtiyaç duymaktayım;bu konuya müspet bir cevap alamadığım için ilgili konu başlığı altında paylaşmak istedim.

Taraflar:

A=Tüzel kişiliğe sahip A.Ş.- Alacaklı
B=Özel okul statüsüne sahip LTD.ŞTİ. -Borçlu
M=Müvekkil,gerçek kişi -Temellük Eden

Olay:

A , B'ye çek dolayısı ile icra takibi başlatıyor.Takip kesinleşiyor.Miktar çok yüksek olduğundan,borcu karşılamasa da bir miktar kadar malı muhafaza edip yediemin deposuna kaldırıyor.M , 3-4 adet senet karşılığında A'dan icra takibini temlik almak istiyor.

Sorular:

1-Temlik sözleşmesine A'nın avukatının iş bu icra dosyası dolayısı ile vekalet ücreti almayacağına ilişkin bir kayıt konulabilir mi?Konulabilirse geçerliliği ne olur?
2-Konulabildiği varsayımına göre düşünecek olursak Temlik Sözleşmesini A'nın yetkilisinin imzalaması halinde (avukatın kendisi değil) ,A'nın avukatının icra dosyasından alacağı vekalet ücreti hakkı devam mı eder, yoksa düşer mi?
3-Temlik Sözleşmesinin haricinde bir A'nın avukatından bir ibraneme almak daha mı mantıklıdır?
4-Temlik Sözleşmesine ,M tarafından A'ya verilecek senetler kayıt altına alınmalı mıdır yani yazılmalı mıdır? (Sözleşmenin İVAZ'lı olup olmaması açısından)
5-Son olarak, muhafaza sonucu yediemine bırakılan menkullerin durumu ne olacaktır?Temlik alana geçer mi yoksa Temlik Sözleşmesine onlarında ayrıca temlik alana geçeceğine ilişkin kayıt koymak mı gerekir?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Borçlu Vekilinin icra Dosyasındaki Vekalet Ücreti Av. O. TEKGUL Meslektaşların Soruları 24 27-05-2019 13:02
Borçlu vekilinin icra memurunun işlemini şikayette vekalet ücreti? av.burhankaplan Meslektaşların Soruları 6 09-01-2015 00:07
birden fazla itiraz edilen icra dosyası tek davada açılabilir mi? cunapiedra Meslektaşların Soruları 1 05-06-2012 11:20
İlamdaki vekalet ücreti icraya konurken icra vekalet ücreti talep edilebilir mi? avcihansahin Meslektaşların Soruları 9 12-06-2011 23:30
icra dosyası üzerine haciz konulması.Vekalet ücreti avukat44 Meslektaşların Soruları 2 07-04-2009 17:56


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06913304 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.