Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

memurluğa geçen avukatın geçmiş dosyalardan vekalet alacağı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-01-2011, 17:44   #1
Av. Zeynep KILIÇ KAYA

 
Varsayılan memurluğa geçen avukatın geçmiş dosyalardan vekalet alacağı

Sayın meslektaşlarım müvekkilim(aynı zamanda meslektaşım) serbest avukatlık yaptığı dönemde takip etmiş olduğu dosyalar(idari başvurular-Valilik aşamasında) mevcut olup , dosyalarla ilgili tüm işlemleri takip ettikten sonra memurluğa geçmiştir. memurluğa geçtikten sonra , dosyalar müvekkilleri lehine karara(valilikçe) çıkmış ve müvekkilim, müvekkilleri lehine olan sözleşmeleri imzalamış olup, müvekkilleri alacağa hak kazanmıştır. Ancak Müvekkilleri, meslektaşımıza sırf avukatlık ücreti ödememek bahanesi ile azletmişlerdir. azletme nedeni olarak ise , daha sonra vekalet alacağına ilişkin olarak açmış olduğumuz davalarda, memurluğa geçişini neden olarak göstermişlerdir. Meslektaşımız tüm işlemleri yapmış olup en son para ödeme aşamasında memurluğa geçmiş olması vekalet alacağına hak kazanmayacağı anlamını taşır mı? bu konuda görüş ve karar bildirirseniz memnun olurum . iyi çalışmalar
Old 25-01-2011, 13:49   #2
harkan

 
Varsayılan

tabi ki taşımaz, dosya kapsamından anlaşılacağı üzere avukatın verdiği emek karşılığında kendisine uygun bir vekalet ücreti takdir edilmelidir, bu arada müvekkil ile aralarında yazılı bir sözleşme olup olmaması da önemlidir, aksi düşünce hem avukatlık mevzuatına hem de mk 2 ye aykırı olur
Old 25-01-2011, 15:24   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Zeynep KILIÇ
Sayın meslektaşlarım müvekkilim(aynı zamanda meslektaşım) serbest avukatlık yaptığı dönemde takip etmiş olduğu dosyalar(idari başvurular-Valilik aşamasında) mevcut olup , dosyalarla ilgili tüm işlemleri takip ettikten sonra memurluğa geçmiştir. memurluğa geçtikten sonra , dosyalar müvekkilleri lehine karara(valilikçe) çıkmış ve müvekkilim, müvekkilleri lehine olan sözleşmeleri imzalamış olup, müvekkilleri alacağa hak kazanmıştır. Ancak Müvekkilleri, meslektaşımıza sırf avukatlık ücreti ödememek bahanesi ile azletmişlerdir. azletme nedeni olarak ise , daha sonra vekalet alacağına ilişkin olarak açmış olduğumuz davalarda, memurluğa geçişini neden olarak göstermişlerdir. Meslektaşımız tüm işlemleri yapmış olup en son para ödeme aşamasında memurluğa geçmiş olması vekalet alacağına hak kazanmayacağı anlamını taşır mı? bu konuda görüş ve karar bildirirseniz memnun olurum . iyi çalışmalar

"Para ödeme aşaması"nı biraz açar mısınız?
Old 25-01-2011, 17:53   #4
Av. Zeynep KILIÇ KAYA

 
Varsayılan

Şöyle; Diyarbakır' da 5233 sayılı yasa(terör ve terörle mücadeleden doğan zararların karşılanması hk.) kapsamında Diyarbakır Valiliğine yapılan başvurular sözkonusu. Müvekkilim, müvekkillerinin zararlarının karşılanması için Valiliğe başvuru yapmıştır. daha sonra başvuru neticesinde keşiflere katılmıştır. Başvurular hakkında gerekli bilgi ve belgelri hazırlayarak komisyona sunmuş ve başvuruların kabul edlip edilmeyeceğine ilişkin toplantılara katılmıştır. Müvekkilimin müvekkilleri hakkında yaptığı başvurular kabul edilmiştir. Valilik başvuruyu kabul ettikten sonra her bir başvurucu için Sulhname hazırlamaktadır. Sulhname , başvurucular tarafından kabul edildikten sonra ise 6-7 ay sonra sulhnamedeki tutarı ödemektedir. Valilik müvekkilin yaptığı başvurulrı kabul ederek sulhname teklif etmiştir. müvekkilim sulhnameleri müvekkillerine sorarak imzalamıştır(yalnız müvekkil sulhnameye imzaladığı tarihte memuriyete geçmiştir).Daha sonra da ödemeler yapılmıştır. ödemeler yapılmadan 1 ay evvel, başvuru sahipleri müvekkile ödemeleri gereken vekalet alcağında problem çıkarmış(örneğin %10 yerine %6 ödemeyi teklif etmiş )müvekkil kabul etmeyince de , valiliğin ödeme yapacağı dönemden 15 gün önce müvekkili azletmişlerdir.(normal süreçte müvekkil azledilmese başvuruculara ödenecek tazminat müvekkil hesabına yatırılacak iken , başvurucular adına yatırılmıştır.)Bu nedenle müvekkile vekalet alacağı ödenmediğnden dava açtık. Ancak başvurucular , müvekkilin sulhnameyi imzaladığı tarihte memuriyete geçtiğini, bu nedenle vekalet alacağına hak kazanmadığını iddia etmektedir. konuyu dağıttım sanırım biraz ayrıca taraflar arasında yapılmış bir vekalet alacağına ilişkin sözleşme bulunmamaktadır.
Old 25-01-2011, 18:15   #5
avukatkenan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Zeynep KILIÇ
Şöyle; Diyarbakır' da 5233 sayılı yasa(terör ve terörle mücadeleden doğan zararların karşılanması hk.) kapsamında Diyarbakır Valiliğine yapılan başvurular sözkonusu. Müvekkilim, müvekkillerinin zararlarının karşılanması için Valiliğe başvuru yapmıştır. daha sonra başvuru neticesinde keşiflere katılmıştır. Başvurular hakkında gerekli bilgi ve belgelri hazırlayarak komisyona sunmuş ve başvuruların kabul edlip edilmeyeceğine ilişkin toplantılara katılmıştır. Müvekkilimin müvekkilleri hakkında yaptığı başvurular kabul edilmiştir. Valilik başvuruyu kabul ettikten sonra her bir başvurucu için Sulhname hazırlamaktadır. Sulhname , başvurucular tarafından kabul edildikten sonra ise 6-7 ay sonra sulhnamedeki tutarı ödemektedir. Valilik müvekkilin yaptığı başvurulrı kabul ederek sulhname teklif etmiştir. müvekkilim sulhnameleri müvekkillerine sorarak imzalamıştır(yalnız müvekkil sulhnameye imzaladığı tarihte memuriyete geçmiştir).Daha sonra da ödemeler yapılmıştır. ödemeler yapılmadan 1 ay evvel, başvuru sahipleri müvekkile ödemeleri gereken vekalet alcağında problem çıkarmış(örneğin %10 yerine %6 ödemeyi teklif etmiş )müvekkil kabul etmeyince de , valiliğin ödeme yapacağı dönemden 15 gün önce müvekkili azletmişlerdir.(normal süreçte müvekkil azledilmese başvuruculara ödenecek tazminat müvekkil hesabına yatırılacak iken , başvurucular adına yatırılmıştır.)Bu nedenle müvekkile vekalet alacağı ödenmediğnden dava açtık. Ancak başvurucular , müvekkilin sulhnameyi imzaladığı tarihte memuriyete geçtiğini, bu nedenle vekalet alacağına hak kazanmadığını iddia etmektedir. konuyu dağıttım sanırım biraz ayrıca taraflar arasında yapılmış bir vekalet alacağına ilişkin sözleşme bulunmamaktadır.

Aralarında yazılı sözleşme olmaması müvekkilinizin alacağı bulunmadığı anlamına gelmemekte olup yalnızca alacağı miktarın oranı noktasında sıkıntı yaratacaktır. zira vekaletname ya da vekil sıfatıyla tutanaklarda imzasının bulunması alacak hakkını belgeler..Bu durumda yargılamayı gerektireceğinden yargılama aşamasında mahkemelerin takdiri de %10 dan aşağı olmamaktadır.En azından benim gördüklerim bu yönde..İmzalanırken memur olması noktasını anlamadım yalnız..Memurluk avukatlıkla birlikte yapılamayacak işlerden olduğunu sanıyorum bu nokta biraz karışık
Old 25-01-2011, 18:21   #6
Av. Zeynep KILIÇ KAYA

 
Varsayılan

sulhnameleri imzaladığı tarihte memuriyete geçmiştir. her ne kadar kurumda kadrosu memurluk ise de kurumun hukuki işlemlerini yürütmüştür. Şuan da da aynı kurumun avukatlığını yapmaktadır.
Old 25-01-2011, 18:33   #7
avukatkenan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Zeynep KILIÇ
sulhnameleri imzaladığı tarihte memuriyete geçmiştir. her ne kadar kurumda kadrosu memurluk ise de kurumun hukuki işlemlerini yürütmüştür. Şuan da da aynı kurumun avukatlığını yapmaktadır.

İlgili mevzuatı tam olarak bilmiyorum ancak ben ilk başta avukatlığı bıraktığını başka bir memuriyete geçtiğini sanmıştım..Müvekkiliniz avukat olarak hala baroya kayıtlı ve kurum adına da olsa fiilen avukatlık yapıyor ve bence bu yeterli..tek sıkıntı kurumla arasında doğacak ilişkidir..Kurumla avukatlık sözleşmesi yaptıktan sonra almış olduğu bir iş ve vekalet olmadığını düşünerek vekalet ücreti noktasında bir sıkıntı yaşanmaz..
Old 25-01-2011, 18:41   #8
Av. Zeynep KILIÇ KAYA

 
Varsayılan

müvekkilim Sulhnameyi imzaladığı dönem avukat değil kısa bir süre kurumda memur olarak çalışmıştır. Daha sonra aynı kurumun avukatlığına geçmiştir.
Old 25-01-2011, 18:45   #9
avukatkenan

 
Varsayılan

[quote=Av. Zeynep KILIÇ]müvekkilim Sulhnameyi imzaladığı dönem avukat değil kısa bir süre kurumda memur olarak çalışmıştır. Daha sonra aynı kurumun avukatlığına geçmiştir.[/quo

Dediğiniz dönemde barodan kaydını sildirmiş mi peki?Olasılıklara göre cevapların değişebileceğini tahmin ediyorum..Zira böyle bir durumun mevcudiyeti halinde müvekkilinizin alacağı vekaletsiz iş görme hükümlerinden kaynaklanan alacağa dönüşme ihtimali doğacaktır..
Old 25-01-2011, 23:14   #10
Av. Zeynep KILIÇ KAYA

 
Varsayılan

Memurluk yaptığı dönemde barodan kaydı silinmistir
Old 26-01-2011, 07:58   #11
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Zeynep KILIÇ
Sayın meslektaşlarım müvekkilim(aynı zamanda meslektaşım) serbest avukatlık yaptığı dönemde takip etmiş olduğu dosyalar(idari başvurular-Valilik aşamasında) mevcut olup , dosyalarla ilgili tüm işlemleri takip ettikten sonra memurluğa geçmiştir. memurluğa geçtikten sonra , dosyalar müvekkilleri lehine karara(valilikçe) çıkmış ve müvekkilim, müvekkilleri lehine olan sözleşmeleri imzalamış olup, müvekkilleri alacağa hak kazanmıştır. Ancak Müvekkilleri, meslektaşımıza sırf avukatlık ücreti ödememek bahanesi ile azletmişlerdir. azletme nedeni olarak ise , daha sonra vekalet alacağına ilişkin olarak açmış olduğumuz davalarda, memurluğa geçişini neden olarak göstermişlerdir. Meslektaşımız tüm işlemleri yapmış olup en son para ödeme aşamasında memurluğa geçmiş olması vekalet alacağına hak kazanmayacağı anlamını taşır mı? bu konuda görüş ve karar bildirirseniz memnun olurum . iyi çalışmalar

Alıntı:
Yazan Av. Zeynep KILIÇ
Şöyle; Diyarbakır' da 5233 sayılı yasa(terör ve terörle mücadeleden doğan zararların karşılanması hk.) kapsamında Diyarbakır Valiliğine yapılan başvurular sözkonusu. Müvekkilim, müvekkillerinin zararlarının karşılanması için Valiliğe başvuru yapmıştır. daha sonra başvuru neticesinde keşiflere katılmıştır. Başvurular hakkında gerekli bilgi ve belgelri hazırlayarak komisyona sunmuş ve başvuruların kabul edlip edilmeyeceğine ilişkin toplantılara katılmıştır. Müvekkilimin müvekkilleri hakkında yaptığı başvurular kabul edilmiştir. Valilik başvuruyu kabul ettikten sonra her bir başvurucu için Sulhname hazırlamaktadır. Sulhname , başvurucular tarafından kabul edildikten sonra ise 6-7 ay sonra sulhnamedeki tutarı ödemektedir. Valilik müvekkilin yaptığı başvurulrı kabul ederek sulhname teklif etmiştir. müvekkilim sulhnameleri müvekkillerine sorarak imzalamıştır(yalnız müvekkil sulhnameye imzaladığı tarihte memuriyete geçmiştir).Daha sonra da ödemeler yapılmıştır. ödemeler yapılmadan 1 ay evvel, başvuru sahipleri müvekkile ödemeleri gereken vekalet alcağında problem çıkarmış(örneğin %10 yerine %6 ödemeyi teklif etmiş )müvekkil kabul etmeyince de , valiliğin ödeme yapacağı dönemden 15 gün önce müvekkili azletmişlerdir.(normal süreçte müvekkil azledilmese başvuruculara ödenecek tazminat müvekkil hesabına yatırılacak iken , başvurucular adına yatırılmıştır.)Bu nedenle müvekkile vekalet alacağı ödenmediğnden dava açtık. Ancak başvurucular , müvekkilin sulhnameyi imzaladığı tarihte memuriyete geçtiğini, bu nedenle vekalet alacağına hak kazanmadığını iddia etmektedir. konuyu dağıttım sanırım biraz ayrıca taraflar arasında yapılmış bir vekalet alacağına ilişkin sözleşme bulunmamaktadır.

Sayın Kılıç,
Avukatlar, avukatlığı bırakabilirler, başka bir işe (örneğin memurluğa, hakimliğe vb.) geçebilirler, hatta ölebilirler. Ama üstlendikleri işi kendileri ya da yetkilendirdikleri bir başka avukat aracılığı ile tamamlamışlarsa, avukatlık ücretine hak kazanırlar.
Sorunuzda, müvekkiliniz avukatın memurluğa geçişinin, avukatlık ücretinin ödenmemesi için bahane olarak kullanıldığı anlaşılıyor. Oysa sulhnamelerin imzalanması ile iş tamamlanmıştır. Müvekkiliniz avukatın o sırada memur olması, kendisi ile memurluk yaptığı idare arasındaki bir sorundur; iş sahiplerini ilgilendirmediği gibi, işin tamamlanmasını (paranın ödenmesini) de engellememiştir.
Ayrıca anladığım kadarı ile, azilnamede bir azil nedeni gösterilmemiş, daha sonra vekalet ücreti davasında bu hususlar ileri sürülmüştür. Oysa azilnamede bir azil nedeni gösterilmemişse, azil haksızdır; sonradan bir azil nedenine dayanılamaz. Kaldı ki, dayanılan azil nedeni de yukarıda açıkladığım üzere, haksızdır.
Müvekkiliniz avukat, vekalet ücretine hak kazanmıştır.
Old 26-01-2011, 09:15   #12
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
yalnız müvekkil sulhnameye imzaladığı tarihte memuriyete geçmiştir

Memurların serbest avukatlık yapması Devlet Memurları Kanunu’na aykırıdır.
Avukatların memurluk yapması Avukatlık Kanunu’na aykırıdır.

Memurluğa geçen avukatın müvekkilleri avukatı azletmekte haklıdır: Kurallara göre avukat olması mümkün olmayan birinin avukatlıktan azledilmesi kurallara uygundur. Hatta denebilir ki azil işlemine bile gerek bulunmamaktadır: Memurluğa geçen avukat avukatlığı bıraktığına göre vekalet ilişkisi kendiliğinden sona ermiştir. Avukat olmayan birinin banka hesabına para yatırılması paranın kuyuya atılması demektir.

Olaydaki avukatın memur olmadan önce elindeki işleri başka bir avukata devretmesi ve barodan kaydını sildirmesi gerekirdi.

Avukat işi bitirmeden avukatlıktan ayrılmıştır. Kurallara uygun davranmayan avukatın şimdi iyi niyet kurallarına dayanması adalete uygun olmaz kanısındayım.


AVUKATLIK KANUNU
Avukatlıkla Birleşemeyen İşler
Madde 11 - Aylık, ücret, gündelik veya kesenek gibi ödemeler karşılığında görülen hiçbir hizmet ve görev, sigorta prodüktörlüğü, tacirlik ve esnaflık veya meslekin onuru ile bağdaşması mümkün olmıyan her türlü iş avukatlıkla birleşemez.

Avukatın Hak Ve Ödevleri

Genel Olarak
Madde 34.- Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.

Yalnız Avukatların Yapabileceği İşler
Madde 35 - Kanun işlerinde ve hukukî meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adlî işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek,yalnız baroda yazılı avukatlara aittir.
Baroda yazılı avukatlar birinci fıkradakiler dışında kalan resmî dairelerdeki bütün işleri de takip edebilirler.
Old 26-01-2011, 10:13   #13
dogukansavas

 
Varsayılan

Şimdi müvekkiliniz barodan kaydını sildirdiği anda artık vekalet ilişkisi kanımca taraflar arasında son bulmuştur. BK m.33'te yer alan işin gereğine göre devam etmesi ise ancak gaiplik, ölüm, iflas ve fiil ehliyetinin kaybedilmesine bağlıdır. O halde aslında BK m.38'i olayda rahatça işletebilirsiniz. Kanımca burada zımni bir icazet verilmiştir zira taraflar vekilin kendilerini zarara uğrattığını, bu parayı kabul etmeyeceklerini vs. söylememektedirler. Olayda açık bir BK m.38 uygulaması mevcut kanaatimce.
Old 26-01-2011, 11:40   #14
avukatkenan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Sayın Kılıç,
Avukatlar, avukatlığı bırakabilirler, başka bir işe (örneğin memurluğa, hakimliğe vb.) geçebilirler, hatta ölebilirler. Ama üstlendikleri işi kendileri ya da yetkilendirdikleri bir başka avukat aracılığı ile tamamlamışlarsa, avukatlık ücretine hak kazanırlar.
Sorunuzda, müvekkiliniz avukatın memurluğa geçişinin, avukatlık ücretinin ödenmemesi için bahane olarak kullanıldığı anlaşılıyor. Oysa sulhnamelerin imzalanması ile iş tamamlanmıştır. Müvekkiliniz avukatın o sırada memur olması, kendisi ile memurluk yaptığı idare arasındaki bir sorundur; iş sahiplerini ilgilendirmediği gibi, işin tamamlanmasını (paranın ödenmesini) de engellememiştir.
Ayrıca anladığım kadarı ile, azilnamede bir azil nedeni gösterilmemiş, daha sonra vekalet ücreti davasında bu hususlar ileri sürülmüştür. Oysa azilnamede bir azil nedeni gösterilmemişse, azil haksızdır; sonradan bir azil nedenine dayanılamaz. Kaldı ki, dayanılan azil nedeni de yukarıda açıkladığım üzere, haksızdır.
Müvekkiliniz avukat, vekalet ücretine hak kazanmıştır.

Sayın armağan bey konuyu güzel irdelemiş bence..Sulhnameler imzalandığında avukat olmayan müvekkilinizin alacağı vekalet ücreti alacağından çıkıp vekaletsiz iş görmeye dönmüştür.
Old 26-01-2011, 14:55   #15
Av. Zeynep KILIÇ KAYA

 
Varsayılan

Cevaplarınız için tşk ederim. Sayın Konyalı' nın değindiği hususlar elbette tartışılabilir. Ancak Sayın Aladağ' ın yorumlarına da katılmamak mümkün değil. Her ne kadar müvekkil sulhname imzalandığı tarihte memurluğa geçmiş ise de zaten işin hepsini takip edip tamamlamıştır. Müvekkili sırf vekalet alacağından mahrum etmek için azilnameler yapılmıştır. Bu durum MK 2. maddesine aykırılık teşkil etmez mi? Ayrıca azil nedeni gösterilmemiştir olu müvekkil işlemlerin büyük kısmını avukat iken yapmıştır. Bunun dışında memurluğa memurluğa geçmeden evvel başka bir avukata yetki belgesi de vermiştir(vekaletnamelerde yetkili kılmaya yetkilendirilmiştir)
Old 26-01-2011, 18:06   #16
hciyiltepe

 
Varsayılan 657 Sayili Kanun

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Memurların serbest avukatlık yapması Devlet Memurları Kanunu’na aykırıdır.
Avukatların memurluk yapması Avukatlık Kanunu’na aykırıdır.

Memurluğa geçen avukatın müvekkilleri avukatı azletmekte haklıdır: Kurallara göre avukat olması mümkün olmayan birinin avukatlıktan azledilmesi kurallara uygundur. Hatta denebilir ki azil işlemine bile gerek bulunmamaktadır: Memurluğa geçen avukat avukatlığı bıraktığına göre vekalet ilişkisi kendiliğinden sona ermiştir. Avukat olmayan birinin banka hesabına para yatırılması paranın kuyuya atılması demektir.

Olaydaki avukatın memur olmadan önce elindeki işleri başka bir avukata devretmesi ve barodan kaydını sildirmesi gerekirdi.

Avukat işi bitirmeden avukatlıktan ayrılmıştır. Kurallara uygun davranmayan avukatın şimdi iyi niyet kurallarına dayanması adalete uygun olmaz kanısındayım.


AVUKATLIK KANUNU
Avukatlıkla Birleşemeyen İşler
Madde 11 - Aylık, ücret, gündelik veya kesenek gibi ödemeler karşılığında görülen hiçbir hizmet ve görev, sigorta prodüktörlüğü, tacirlik ve esnaflık veya meslekin onuru ile bağdaşması mümkün olmıyan her türlü iş avukatlıkla birleşemez.

Avukatın Hak Ve Ödevleri

Genel Olarak
Madde 34.- Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.

Yalnız Avukatların Yapabileceği İşler
Madde 35 - Kanun işlerinde ve hukukî meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adlî işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek,yalnız baroda yazılı avukatlara aittir.
Baroda yazılı avukatlar birinci fıkradakiler dışında kalan resmî dairelerdeki bütün işleri de takip edebilirler.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu m.36
"Avukatlık hizmetleri sınıfı, Özel kanunlarına göre avukatlık ruhsatına sahip, baroya kayıtlı ve kurumlarını yargı mercilerinde temsil yetkisini haiz olan memurları kapsar."

Bu maddeninde dikkate alınmasında yarar görüyorum. Avukatların, kurumların Avukat kadrolarında çalışmak kaydıyla memur olmalarında bir sakınca bulunmamaktadır. Bununla birlikte bir Avukat kurumların örneğin, şef, şube müdürü, uzman vb kadrolarında memur statüsünde çalışamaz.
Old 27-01-2011, 11:50   #17
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Ben
Memurların serbest avukatlık yapması Devlet Memurları Kanunu’na aykırıdır.

Alıntı:
Yazan hciyiltepe
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu m.36
"Avukatlık hizmetleri sınıfı, Özel kanunlarına göre avukatlık ruhsatına sahip, baroya kayıtlı ve kurumlarını yargı mercilerinde temsil yetkisini haiz olan memurları kapsar."
657 sk 36.maddesi durumu kurtarmaz. 657 sk'nun hiç bir maddesi kamu avukatlarına serbest avukatlık yapma hakkı tanımamaktadır.
Old 01-02-2011, 09:44   #18
hciyiltepe

 
Varsayılan Kurum Avukatı

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı

657 sk 36.maddesi durumu kurtarmaz. 657 sk'nun hiç bir maddesi kamu avukatlarına serbest avukatlık yapma hakkı tanımamaktadır.

İletide benim belirttiğim husus Avukatların, serbest avukatlık icra etmeleri değil kurumların Avukat kadrolarında çalışmak kaydıyla memur olmalarında sakınca olmadığıdır. Saygılarımla...
Old 01-02-2011, 12:14   #19
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Zeynep KILIÇ
Sayın meslektaşlarım müvekkilim(aynı zamanda meslektaşım) serbest avukatlık yaptığı dönemde takip etmiş olduğu dosyalar(idari başvurular-Valilik aşamasında) mevcut olup , dosyalarla ilgili tüm işlemleri takip ettikten sonra memurluğa geçmiştir. memurluğa geçtikten sonra , dosyalar müvekkilleri lehine karara(valilikçe) çıkmış ve müvekkilim, müvekkilleri lehine olan sözleşmeleri imzalamış olup, müvekkilleri alacağa hak kazanmıştır. Ancak Müvekkilleri, meslektaşımıza sırf avukatlık ücreti ödememek bahanesi ile azletmişlerdir. azletme nedeni olarak ise , daha sonra vekalet alacağına ilişkin olarak açmış olduğumuz davalarda, memurluğa geçişini neden olarak göstermişlerdir. Meslektaşımız tüm işlemleri yapmış olup en son para ödeme aşamasında memurluğa geçmiş olması vekalet alacağına hak kazanmayacağı anlamını taşır mı? bu konuda görüş ve karar bildirirseniz memnun olurum . iyi çalışmalar

Sayın nmeslektaşım,

Avukatlık kanunun 171.madde "Avukat, üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder." demektedir.

Madde 174 - Üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat hiçbir ücret istiyemez ve peşin aldığı ücreti geri vermek zorundadır.

Burada memurluk durumu haklı sebep midir? Bence değildir. Bu anlamda ücret alamayacağını düşünüyorum.

Ancak olayın başka bir açısı da, yapılan hizmet sözleşmesinde üstlendiği göre, dava açmak mı yoksa dava açmanın yanı sıra davanın devamında icra takibi yapmak mı? Bu da kanaatimce tartışılması gereken bir konu. Zira davanın sonuçlandırılmış olması, avukatın icra takibi de yapmasını zorunlu kılan bir unsur olmadığını düşünüyorum.
Old 01-02-2011, 13:15   #20
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Avukatlık ücreti işin tamalanması ile değil; işin başlaması ile de doğabilir...

Azlin haklı olup olmamasının temel maddesi Avukatlık Kanunun 34. maddesidir:

"Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler."

Meseleye bu madde açısından bakarsak; avukat iş sahibine karşı kusurlu eylemi ile bir zarara uğratmamıştır.


Yargıtay bir kararında şöyle ifade etmiştir.

"Haklı olarak görevinden alındığı halde, kötüniyetli olmayan ve görevinden alınmasına neden olan davranışı vekil edene zarar vermeyen avukatın, vekillik etme görevinden alınma anına kadarki emeği ve bilgisinden vekil edenin karşılıksız olarak yararlandığı gözönünde bulundurularak bu emeğe karşılık olmak üzere hakkaniyete uygun bir vekillik ücretinin ödenmesi gerekir."

Not: Bu kararın özetini hazırladığım makale için not almışım ancak esas ve karar numarasını eklemişim, bulduğumda eklenecektir.

Bununla beraber, bakılması gereken diğer yasa maddesi Avukatlık Kanunun 174. maddesidir:

"Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez."

Meselede avukatın ihmali ve kusurunu ben göremedim, memur olacağını müvekkile bildirmemesi sonuç açısından ne kadar ihmaldir tartışılır.

Sonuç olarak, kanaatimce, avukat ücrete hak kazanmış olup, azil konusuz kalmıştır.

Kolay Gelsin....
Old 02-02-2011, 16:29   #21
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Zeynep KILIÇ
Şöyle; Diyarbakır' da 5233 sayılı yasa(terör ve terörle mücadeleden doğan zararların karşılanması hk.) kapsamında Diyarbakır Valiliğine yapılan başvurular sözkonusu. Müvekkilim, müvekkillerinin zararlarının karşılanması için Valiliğe başvuru yapmıştır. daha sonra başvuru neticesinde keşiflere katılmıştır. Başvurular hakkında gerekli bilgi ve belgelri hazırlayarak komisyona sunmuş ve başvuruların kabul edlip edilmeyeceğine ilişkin toplantılara katılmıştır. Müvekkilimin müvekkilleri hakkında yaptığı başvurular kabul edilmiştir...Ancak başvurucular , müvekkilin sulhnameyi imzaladığı tarihte memuriyete geçtiğini, bu nedenle vekalet alacağına hak kazanmadığını iddia etmektedir...

Yargıtay 13.Hukuk Dairesi, 10.04.2006 T., Esas: 2006/528, Karar: 2006/5252: "...Avukatlık kanununun 174. maddesine göre, avukatın haksız olarak azli halinde ücretin tamamı azil edilen vekile verilir ancak, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise, yani azil haklı ise avukatlık ücretinin ödenmesi gerekmez. HGK.'nın 23.9.1987 gün 87/3-188 esas 87/657 karar sayılı ilamında da açıklandığı gibi, haklı olarak azledildiği halde, azle yol açan davranışının davalı aleyhine herhangi bir sonuç doğurmayan ve azle neden olan davranışı iş sahibine zarar vermeyen avukatın, azil tarihine kadar sarf ettiği emek ve mesaisine karşılık adalete uygun bir avukatlık ücretinin ödenmesi hakkaniyet gereği olarak kabul edilmelidir.

Mahkemece, davacı avukatın azil tarihine kadarki emek ve mesaisi ile yapılan işin önemi ve işin bulunduğu aşama göz önünde bulundurularak, hakkaniyete uygun olarak takdir edilecek uygun bir miktarın davacı ücreti olarak davalıdan tahsiline karar verilmelidir. Yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir..."

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 23.09.1987 T., Esas: 1987/3-188, Karar: 1987/657: "Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İstanbul Birinci Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 24.12.1984 gün ve 1980/309-1984/657 sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Üçüncü Hukuk Dairesi'nin 17.3.1986 gün ve 1825-2699 sayılı ilamı ile;
( ... Davacının, Kocaeli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1977/68 esas sayılı dosyasına vermiş olduğu 08.05.1978 tarihli dilekçesinin, icapsız ve müvekkili davalının menfaatine zarar verebilecek sonuçların doğmasına neden olabilecek bulunması nedeniyle güven sarsıcı bir davranış olarak nitelendirilip azlin haklı bir nedene dayandığının kabulünde bir isabetsizlik bulunmamakta ve bu yöne ilişkin itirazlar varit görülmemiş ise de, davacının azline neden olan dilekçenin mahkemece değerlendirilmediği ve davalının aleyhine bir sonuç doğurmadığı gözönünde bulundurularak davacının azil tarihine kadar takip ettiği diğer dava ve işlerin herbirinde sebkeden emeği dikkate alınarak hakkaniyete uygun bir ücretin saptanması yasaya uygun olacaktır. Çünkü Avukatlık Kanununun 174. maddesinin 2. fıkrasında haksız azledilen avukatın ücretinin tamamına hak kazanacağı belirtilmiş ise de, haklı olarak azledildiği halde kötüniyetli olmayan ve azle neden olan davranışı iş sahibine hiç bir zarar vermeyen avukat konusunda yasada bir hüküm bulunmamaktadır. Böyle bir durumda hiçbir zarara uğramayan müvekkil, avukatının azil anına kadar sarfettiği mesaisinden ve bilgisinden karşılıksız olarak yararlanmış olacaktır. Ortada müvekkili zarara sokmaya matuf bir kötüniyetli davranış da bulunmadığına göre, müvekkilin yararlanmış olduğu avukatın mesaisine karşılık edilir bir karşılık ödemesi gerektiği kabul edilmelidir.

Bu karşılığın ne miktarda olacağı ilgili dosyaların incelenerek her birinde sözü edilen mesai ve yapılan işlemin önemi ile işin hangi aşamada bırakıldığı dikkate alınarak hesaplanmalıdır... ), gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve usulün 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/son maddesi gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Avukatlık Kanununun 174. maddesinin 2. fıkrası hükmünce Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez. Olayda davacı avukatın haklı nedenlerle azledilmiş bulunduğu yerel mahkemece ve Özel Dairece kabul edilmiş bulunmaktadır. Davacı avukat davalının aynı vekaletname ile muhtelif davalarını takip etmektedir. Bu davalardan azle yol açan dava Kocaeli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1977/68 esas sayısında kayıtlı olup az önce metni aynen alınan yasa hükmü gereğince davacı 1977/68 esas sayılı dosyada avukatlık ücretine müstehak değildir. Diğer davalara gelince; 1977/68 esas sayılı dosyada azlin haklı nedene dayandığı benimsendiğine göre, aynı vekaletname ile takip olunan diğer davalarda da azil hukuki sonuç doğurur, başka bir anlatımla azli o davalardaki vekalet ilişkisine de sirayet eder. Bu davalar yani 1977/68 esas sayılı dava dışındakiler için ücrete gelince; ilke olarak haklı azil halinde avukatlık ücreti istenilemez ise de, 1977/68 sayılı dosyada davacı avukatın azle yol açan davranışının davalı müvekkili aleyhine herhangi bir sonuç doğurmadığı, sözü edilen davanın müvekkil lehine sonuçlandığı bir gerçektir. Hal böyle olunca diğer davalar için sonuçlanmamış olsa dahi azil tarihine kadar davacı avukatın sarfettiği mesai dikkate alınarak adalete uygun bir avukatlık ücreti takdiri bu olayın özelliği itibariyle hakkaniyete uygun düşecektir. O halde mahkemece azle yol açan, esas 1977/68 sayılı dava için davacının ücrete müstehak olmadığı dikkate alınarak diğerleri için verilecek avukatlık ücretinin miktarı, ilgili dosyalar incelenerek her birinden azil olana kadar olan mesai ile yapılan işin önemi ve işin bulunduğu aşama gözönünde bulundurularak hakkaniyete uygun olarak hesaplanmalı ve sonucu uyarınca bir karar verilmelidir.

SONUÇ : Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 23.09.1987 gününde oyçokluğu ile karar verildi."

Saygılar...
Old 02-02-2011, 21:23   #22
Av.Fatih KISA

 
Varsayılan

Bana göre de; Avukatın memuriyete girip, avukatlık sıfatını kaybettiği tarihe kadar olan ücret alacağı Avukatlık Yasası'na göre (Çünkü memuriyet artık avukatlık yapmaya izin vermediği için dosyadan el çekmek haklı ve zorunlu bir nedene dayanıyor) bundan sonra yaptığı iş ve işlemler için ise vekaletsiz iş görme hükümlerine göre ücret isteyebilir.

Ancak, avukatın memuriyete geçtikten sonra; halen avukat olduğu döneme ait işleri takip etmesi hem memuriyeti yönünden hem de şu anda avukat olması nedeniyle Baro yönünden disiplin soruşturmasını gerektirir. Etik olarak yaptığını doğru bulmuyorum.
Old 02-02-2011, 21:31   #23
Av. Zeynep KILIÇ KAYA

 
Varsayılan

Müvekkilim memuriyete geçtikten sonra dosyalarla ilgili olarak artık yapılabilecek birşey kalmamıştır yani dosyalar sonuçlanmıştır. Yaptığının etik olup olmadığı tartışılabilir ancak sonuçta sarfettiği emek sözkonusu ve tüm işlemleri yapmışken harcadğı emek ve mesaisinin sırf bu nedenle gözardı edilmesi hakkaniyete uygun olmaz diye düşünüyorum. Cevap ve yorum yazan tüm meslektaşlarıma tekrar teşekkür ederim iyi çalışmalar
Old 03-02-2011, 13:31   #24
parezger

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Zeynep KILIÇ
Cevaplarınız için tşk ederim. Sayın Konyalı' nın değindiği hususlar elbette tartışılabilir. Ancak Sayın Aladağ' ın yorumlarına da katılmamak mümkün değil. Her ne kadar müvekkil sulhname imzalandığı tarihte memurluğa geçmiş ise de zaten işin hepsini takip edip tamamlamıştır. Müvekkili sırf vekalet alacağından mahrum etmek için azilnameler yapılmıştır. Bu durum MK 2. maddesine aykırılık teşkil etmez mi? Ayrıca azil nedeni gösterilmemiştir olu müvekkil işlemlerin büyük kısmını avukat iken yapmıştır. Bunun dışında memurluğa memurluğa geçmeden evvel başka bir avukata yetki belgesi de vermiştir(vekaletnamelerde yetkili kılmaya yetkilendirilmiştir)


Merhaba Zeynep Hanım;
Benim önerim müvekkiliniz başka bir avukata yetki belgesi vermişse aynı avukata alacağını da devretse ve yetkili kılınan kişi adına bir alacak davası yada alacağın tespiti davası açılsa daha pratik olur kanaatindeyim.

Avukatlık kanununun ilgili olabilecek maddeleri aşağıdaıdr:

Madde 171 - ( Değişik fıkra: 02/05/2001 - 4667/83. md.) Avukat, üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder. Avukata verilen vekaletnamede başkasını tevkile yetki tanınmış ise, yazılı sözleşmede aksine açık bir hüküm olmadıkça, işi başka bir avukatla birlikte veya başka bir avukata vererek takip ettirebilir. Vekaletnamede, bunun düzenlendiği tarihten sonra açılacak veya takip edilecek bütün dava ve işlerde vekalete ve başkasını tevkile genel şekilde yetki verilmişse, avukat, bu tarihten sonraki dava ve işlerde müvekkilinden ayrıca vekalet almaya lüzum kalmaksızın işi başka bir avukatla birlikte veya başka bir avukata vererek takip ettirebilir.
İkinci fıkradaki hallerde, avukatın müvekkile karşı sorumluluğu devam eder. Birlikte takibettiği veya işi tamamen devrettiği avukatların kusurlarından ve meydana getirdikleri zarardan dolayı müvekkile karşı hem şahsen hem de diğer avukatla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. Şu kadar ki, bu hüküm, 12 nci maddede yazılı bir iş sebebiyle başka bir yerde çalışmak zorunluğunda olduğu için işi tamamen başkasına devreden avukatlar hakkında uygulanmaz.
Avukat tarafından işe başka avukatlar teşrik edilmiş ise, avukat bundan dolayı ayrı bir ücret istiyemiyeceği gibi, işi birlikte takip eden avukat da müvekkilden herhangi bir ücret istiyemez. İş tamamen başka bir avukata bırakılmış ise, tevkil eden ve tevkil olunan avukatlar ücret sözleşmesindeki miktarı aşmamak şartiyle, harcadıkları mesaiye karşılık olan ücreti müvekkilden istiyebilirler. Ancak, tevkil eden avukat müvekkilden peşin ücret almışsa, harcadığı mesaiye karşılık olan miktarın fazlasını tevkil ettiği avukata ödemekle yükümlüdür.



Madde 164 - (Değişik madde: 02/05/2001 - 4667/77. md.)

Avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder.

Yüzde yirmibeşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir.

İkinci fıkraya göre yapılacak sözleşmeler, dava konusu para dışındaki mal ve haklardan bir kısmının aynen avukata ait olacağı hükmünü taşıyamaz. (Değişik cümle: 13/01/2004 - 5043/5. md.) Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. (Değişik cümle: 13/01/2004 - 5043/5. md.) Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Azledilen Vekalet İlişkisinde Vekalet Ücreti Alacağı Av. Tuncer Öztürk Meslektaşların Soruları 17 02-10-2015 16:18
Birikmiş vekalet ücreti alacağı hukukav Meslektaşların Soruları 2 27-10-2010 14:51
Vekalet Ücreti Alacağı borasarica Meslektaşların Soruları 1 15-12-2009 18:58
Müvekkil alacağı temlik etti, vekalet ücreti alacağı için ne yapmalıyım? ACİL!!! avdyg Meslektaşların Soruları 18 02-07-2009 10:26
Müvekkilden Vekalet ücreti alacağı Pınar Meslektaşların Soruları 1 18-03-2009 14:39


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10005498 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.