Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Barolar Birliğinden ''Zorunlu Açıklama''!!!

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-02-2007, 17:11   #1
Av.G.K.

 
Karar Barolar Birliğinden ''Zorunlu Açıklama''!!!

Sayın Meslektaşlarım,

Bu gün itibari ile Barolar Birliği Yönetimi ''Avukatlık Yasa Taslağı Önerileri''ile ilgili trajikomik bir ''zorunlu açıklama''!!!yayınlamıştır....Açıklama şu şekildedir:
''ZORUNLU AÇIKLAMA

25.12.2006 tarih ve 134 sayılı duyurumuz ekinde barolarımızın ve meslektaşlarımızın değerlendirmesine sunulan "AVUKATLIK YASASI DEĞİŞİKLİK TASLAĞI'NDA YERALMASI DÜŞÜNÜLEN YENİ İLKELERE İLİŞKİN TASLAK METİN ÖNERİLERİ"nin hukuksal niteliğinin yanlış anlaşıldığı görülmekletedir.

Metnin başlığından ve aşağıdaki duyurumuzdan anlaşılacağı gibi barolarımıza ve meslektaşlarımıza sunulan, bu önerilerin Avukatlık Yasası Değişiklik Taslağı'nda değerlendirilmesi konusundaki görüşlerini ve başka önerilerini bildirmeleridir.

Bu nedenle, söz konusu "taslak metin önerileri"nin, son şeklini almış ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulmuş "yasa tasarısı", "yasa teklifi" gibi değerlendirilmesi yerinde değildir.

Meslektaşlarımızın değerlendirme ve önerilerini yaparken bu durumu dikkate almaları gerektiğini saygılarımızla duyururuz.

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ''


Gerek bu forumdan gerekse diğer plartformlarda bizlerin, Barolar Birliğinin açıklamış olduğu ''Avukatlık yasa tasarısı önerileri''ile ilgili eleştirilerimiz avukatlıkların haklarını korumakla görevli meslek örgütünün yöneticilerinin avukatlar arasında sınıfsal ayırım yapmaya,avukatlık mesleğini genç meslektaşlar için uygulanamaz hale getirmeye ve büyük hukuk bürolarının tekelleşmesine yol açmaya yönelik düşünce ve eylemlerine yönelik idi,yoksa hiçbir meslektaşımızın birlik yönetiminin bu absürt önerilerinin Avukatlık yasasında yer alacağına ihtimal verdiğini sanmıyorum....Tepkilerimiz nedeni, Barolar Birliği yönetiminin avukatların çoğunluğunun yararına çalışma yapmaktansa meslektaşlarımızın büyük coğunluğuna zarar verebilecek eylemlerde bulunması olmasına karşılık Barolar Birliğinin Bu zorunlu!!açıklaması Birlik yönetiminin anlayış olarak avukatlara ne kadar uzak olduğunu ispat eder nitelikte olduğunu düşünüyorum.

Av.Gökhan Karakaş.
Old 07-02-2007, 10:54   #2
av.sally

 
Varsayılan

Neymiş ÖNERİYMİŞ!!!Yapmayın Allah aşkına yaptıkları düpedüz yeni meslektaşları yıldırmak için geliştirilmiş ,aman ha avukat olmayında ne olursanız olun tarzında bir ÖNERİ!Barolar Birliğini saygınlığa davet ediyor ;bizim karşımızda değil bizimle beraber, bize köstek değil destek olarak yanımızda görmek istiyoruz.Bu kadarı da fazla artıkkk...
Old 07-02-2007, 12:17   #4
av.levent öge

 
Varsayılan

barolar birliği çalışmanın henüz taslak aşamasında olduğunu,yasalaşmadığını bildirerek bir yerde "biz düşünce suçlusuyuz" demeye getiriyor.
Old 07-02-2007, 12:54   #5
Av.Orhan

 
Varsayılan

4 Sene hukuk fakültesinde okudum. Yaklaşık 7 senedir mesleğin içindeyim. Yani "taslak önerisi" ile "yasa tasarısı" "yasa teklifi" arasında ki farkları idrak edebilecek hukuki formasyona sahip olduğumu düşünüyorum. Hukuk Fakültesini bitirmiş her arkadaşımın da bu formasyona sahip olduğundan eminim. Onun için TBB'nin açıklaması sanırım Hukukçu olmayanlara ilişkin bir açıklama.

Açıklamanın lafzından ne demek istediğini anlıyorum da vermek istediği mesajı anlayamadım.

"Yapmış olduğumuz yasa taslak önerisine yöneltilmiş olan eleştiriler haksızdır. Zira bu asla yasa tasarısı/teklifi safhasına gelmeyecek bir "taslak önerisidir". Biz yaptık ama siz canınızı sıkmayın, yapmadılar demesinler diye yaptık yoksa boyle yasa tasarısı mı olur, olacak olsa bunu meslek kuruluşunuz olarak biz nasıl yaparız. vs. vs. vs."

mesajı mı verilmeye calışılıyor.

Anlayanlar anlamayanlara anlatabilir mi ?
Old 07-02-2007, 17:22   #7
Av.Yasemin

 
Varsayılan

Barolar birliği kimin birliği diyorum artık kendime,bütün meslektaşlarıma. Ben hiç bir şekilde benim icra ettiğim mesleğin birliği olduğuna inanmıyorum.Sanırım Türkiye de bir örneği daha yok ki bir meslek örgütü meslektaşlarının aleyhine çalışsın.T.B.B. yönetimini aynen Sayın Meslektaşım Engin Akbaba ya katılaraktan istifaya davet ediyorum.
Sayın T.B.B. Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri oturduğunuz makam meslektaşlarınızla aranızdaki uçurumu bu denli genişletecek kadar yüksek mi? Mesleğimizin ve meslektaşlarımızın sorunları oradan bakınca sizlere küçük mü görünüyor ki sürekli yenilerini ekleme gayreti içerisindesiniz?
Mesleğimizin yararına çalışan "bizim" kuruluşumuz olmanın gereğini yapmaya davet ediyorum sizleri. Saygılarımla...
Old 08-02-2007, 12:32   #8
mehmetseyrek

 
Varsayılan

Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan
“AVUKATLIK YASASI DEĞİŞİKLİK TASLAĞI'NDA YERALMASI DÜŞÜNÜLEN YENİ İLKELERE İLİŞKİN TASLAK METİN ÖNERİLERİ” ne ilişkin ilk değerlendirmeler


Bu öneriler bir bütün olarak incelendiğinde;

a.) Yabancı avukatlık bürolarına Türkiye’de ayrıcalıklı çalışma olanağı yaratıldığı,

b.) Sınavın kaldırılmasıyla birlikte avukat sayısının hızla artacak olmasından yararlanılarak “ücretli avukat” kavramı oluşturulduğu, böylece ortaya çıkacak binlerce işsiz avukatı boğaz tokluğuna çalıştıracak bir patron avukat zümresinin yaratılmak istendiği,

c.) Bu ücretli avukatların Baro kayıtlarının dondurulması suretiyle Baroların birer patronlar kulübü haline gelmesinin amaçlandığı,

d.) Böylelikle mesleki dayanışmanın yok edildiği bir ortamın arzulandığı,

e.) Avukatlık bürolarına şube açma yetkisi tanınarak telleşmenin özendirilmeye çalışıldığı,

f.) Hukuk sigortası ile birlikte düşünülmesi gereken sorumluluk sigortasının bu haliyle ancak büyük sermayenin tahsil edemediği alacaklarının “avukatın görev ihmali” gerekçesiyle bu sistemden karşılanmasının dolayısıyla avukatlara ödettirilmesinin yolunun açıldığı

Anlaşılmaktadır.

Tasarı bu haliyle kısa bir süre önce Avukatlık Sınavının kaldırılması için üstün çaba harcayan hükümetin, sermayenin isteği doğrultusunda böyle bir düzenlemeyi gerekli gördüğü ve bunun için TBB’ni taşeron olarak kullandığı kuşkusunu uyandırmaktadır. TBB yönetiminin bakış açısı göz önüne alındığında, yönetimi ikna etmek için “Onursal Avukatlık” “Sözleşmelerin Baroya onaylatılması” gibi düzenlemelerin ve her konuyu TBB’nin çıkaracağı yönetmeliklere bırakmanın, ağızlara çalınan bir parmak bal olduğu açıktır. Sözleşme onayından Baronun alacağı paylardan TBB’ye de pay ayrılacağının yönetmeliğe geçirileceğinden hiç kimse kuşku duymamalıdır. Aynı şekilde, “Meslek İçi Eğitim” için TBB nezdinde bir Eğitim Merkezi kurulacağından ve bu eğitimin ücretli olacağından da kimse kuşku duymamalıdır.

Bu tasarı küreselleşmeci sermaye ile AKP hükümeti ve TBB’nin elbirliğiyle bağımsız savunmayı, meslek dayanışmasını ve avukatın hukukçu kimliğini yok etmek üzere avukatlık mesleğine saldırı hazırlığıdır.

Maalesef içinde bulunduğumuz ortamda bu saldırıyı önleme şansımız zayıftır. Baroların yapısı bellidir.. Onlara muhalif görünen çevrelerin avukatlık mesleğine bakışları da en az onlarınki kadar sakattır. İsteyen herkesin avukat olmasını savunarak avukatlığı piyasa koşullarına bırakmak isteyen görüş ise sözde radikal görünerek binlerce işsiz avukatı patron avukatlara kul etmeye ve Baroları patronlar kulübüne dönüştürmeye çalışanların değirmenine su taşımaktadır.Baroların belli bir kotası olması konusundaki görüşlerimizi daha önce belirtmiştik.Bu konu yeterince tartışılmadı ve yandaş bulmadı.


Tasarıya ilişkin hukuksal değerlendirmeler:

9. Maddeye ilişkin “ilke” ve değişiklik önerisi:

Böyle bir düzenlemeden nasıl bir yarar beklendiği anlaşılamamaktadır. Üstelik, “Îlke” adı altındaki önerme ile yasa değişikliği önerisi arasında hiçbir ilişki yoktur. Yasa önerisinde “Üyeliğin dondurulması” diye yeni bir kavram icat edilmektedir ki bu son derecede sakıncalı, kayıt dışı avukatlığı özendirici bir düzenlemedir. Bu yolla, Avukat kimliğine sahip ve meslek kurallarına uymakla yükümlü kişilere Baroya üye olmadan (dondurma ile üye olmama arasında ciddi bir fark yoktur) ve vergi mükellefiyeti oluşturmadan avukatın hak ve yetkilerini kullanma yolu açılmaktadır. Unutulmamalıdır ki avukatlık sadece dosyaya vekaletname koymakla yürütülen bir meslek değildir.

163. Maddeye ilişkin “ilke” ve değişiklik önerisi:

Böyle bir düzenleme her şeyden önce sözleşme özgürlüğüne ve meslek sırrının korunmasına aykırıdır. Avukatla iş sahibi arasındaki ilişkiyi üçüncü kişilerin öğrenmesi avukatın bağımsızlığını zedeleyecektir.

Böyle bir düzenleme ile avukatın ücret alacağının güvenceye alınmasının amaçlandığı izlenimi yaratılıyor ise de bu doğru değildir. Asıl amaç, Barolara yeni bir gelir kaynağı yaratmaktır. Çünkü avukat ile iş sahibi arasında ücret sözleşmesi yok ise avukatın hak ettiği ücretin nasıl belirleneceği, 2001 değişikliği sırasında 164. maddede düzenlenmiştir.

Bu düzenleme ayrıca hak arama özgürlüğüne de aykırıdır:
a.) İvedi durumlarda taraflar arasında yazılı bir sözleşme yapılması olanaksız olabilir (Taraflar ayrı şehirdedir, davanın özelliğine göre süre kısıtlıdır vb). Bu durumda salt yazılı sözleşme yapılamadığı için vekille temsil edilmeyen taraf açısından hak kayıpları doğabilecektir.

b.) Vekaletnamenin kabulünün bir örneğinin Baroya verilmesi şartına bağlı olması hak aramayı ve savunma hakkının kullanılmasını kısıtlar niteliktedir. Bu yönüyle Anayasanın 36 maddesine aykırıdır.

Bu arada Baro merkezi dışındaki yerlerde bu hükmün uygulanması pek çok sorun doğuracağı gibi Baroların iş yükünü de artıracaktır.

Uygulamada vergi daireleri, bu hükmü avukatın ücretini peşin aldığı biçiminde yorumlayacaklardır.


43. Maddeye ilişkin “ilke” ve değişiklik önerisi:

Bu düzenleme ile avukatlara aidat borcunu ödememek, topluluk sigortası primini ödememek gibi mesleğin icrasını engelleyen yeni bir yükümlülük getirilmektedir. Avukatın gelirinin artırılmasını güvenceye almak yerine ödeme yükümlülüklerini artıran ve güvenceye alan bir düzenleme meslek örgütüne yakışmamaktadır.

“Onursal Avukat” unvanına ilişkin “ilke” ve değişiklik önerisi:

Bu düzenleme ile ayrıcalıklı avukat türü yaratılmakta, reklam yasağı delinmekte ve kayıt dışı çalışma özendirilmektedir.


45. Maddeye ilişkin “ilke” ve değişiklik önerisi:

Olumlu gibi görünen bu düzenleme sorunlara yol açacaktır. Bugün yasanın açık hükmüne karşın Baroların büyük çoğunluğu 120 saatlik staj eğitimini bile yaptıramazken yılda 50 saatlik meslek içi eğitimin nasıl yapılacağı hiç düşünülmemiştir. Burada yine “üyeliğin dondurulması” tehdidinin yer alması düşündürücüdür.

43. Maddeye ilişkin “ilke” ve değişiklik önerisi:

Bu düzenleme tümüyle, avukatlıkta tekelleşmeyi, avukatlıkta patron-işçi ayrımını yerleştirmeyi ve avukatlığı bir ticari faaliyet olarak yerleştirmeyi amaçlamaktadır.

Ücretli Avukatlığa ilişkin “ilke” ve değişiklik önerisi:

Bu öneri, Anayasanın herkesin kanun karşısında eşit olacağına ilişkin hükmüne aykırı olup serbest avukatla aynı yükümlülükleri üstlenen ücretli avukatların Baro üyeliklerinin dondurulması, Baro levhası dışında adeta ikinci sınıf avukatlar levhasını andıran bir sicile kaydolmaları ve hele Baro Genel Kurullarına katılamamaları, gerek söz konusu Anayasa hükmüne, gerekse avukatın ve savunmanın bağımsızlığına aykırıdır.

Yabancı Avukat Ortaklıklarına ilişkin “ilke” ve değişiklik önerisi:

Bu öneri ile yabancı Avukatlık Ortaklıklarına Türkiye’de sınırsız ve Türk yurttaşı avukatlara göre ayrıcalıklı çalışma olanağı getirilmek istenmektedir. Sözde konulan kayıt ve kısıtlamalar göstermeliktir. Örneğin ortak sayısına, Türk ortakların sahip olacakları asgari pay oranına ilişkin hiçbir kayıt konulmaksızın en az iki Türk ortak bulundurma zorunluluğu hiçbir anlam taşımamaktadır.
Old 08-02-2007, 12:37   #9
mehmetseyrek

 
Varsayılan

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ YÖNETİMİ AVUKATLARLA ALAY EDİYOR



TBB, bir süre önce duyurduğu ve avukatlardan büyük tepki alan "Avukatlık Kanunu Değişikliği Önerisi" ile ilgili olarak aşağıdaki açıklamayı yaptı. Bu açıklama düpedüz bizim zekamızla, hukuk bilgimizle alay etmektir.

Bırakın hukukçuyu, okuma yazma bilen herkes, kanun tasarısı ya da kanun teklifinin ne demek olduğun, TBB'nin kanun teklif etme ya da tasarı sunma yetkisinin olmadığını bilir. Barolar Birliği, hazırladığı mesleğe ihanet metninin TBMM'ye sunulmuş bir tasarı olmadığını açıklayarak (!) tepkileri yumuşatmaya çalışıyor. Bir meslek örgütünün bırakın bu önerileri hazırlamayı, aklından bile geçirmesi mesleğe saygısızlıktır.

TBB son açıklamasında geri adım atmıyor. Yanlış yapmışız demiyor. Sadece ortaokul yurttaşlık bilgisi dersinde edinilen bir bilgiyi bizimle paylaşıyor.
Uygun ortam ve koşullar oluştuğunda yeniden karşımıza çıkacağından kuşku duymadığımız bu "tasarı"ya karşı uyanık olalım.
Old 08-02-2007, 16:41   #10
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Üyeler

Sayın mehmetseyrek'in 8 numaralı mesajına katılıyorum. 9 numaralı mesajına da herkesin katılacağından eminim.
Alıntı:
9 numaralı mesaj :
Uygun ortam ve koşullar oluştuğunda yeniden karşımıza çıkacağından kuşku duymadığımız bu "tasarı"ya karşı uyanık olalım.

Saygılarımla
Old 08-02-2007, 17:50   #11
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan

Sevgili Meslektaşlarım;

TBB "Avukatlık Yasa Taslağı Önerileri" başlığı ile uyuyan bir devi uyandırmak üzeredir.

Uyuyan dev "AVUKATLAR TOPLULUĞU" üzülerek belirteyim henüz tam olarak uyanmamıştır. UYANMAK ÜZEREDİR.
Umarım dev hem uyanır, hem de ayağa kalkar...

2001 yılında yayınlanan Avukatlık Yasası bünyesinde çok ciddi eksiklikler, hatalar taşımaktadır. Ancak, tartışma yasanın yanlış maddeleri üzerine değil, tümünü ortadan kaldırır hale gelmiştir.

Anayasa Mahkemesi HAKEM KURULUNU İPTAL ETMİŞTİR. Aradan geçen süreye karşın hiç bir çalışma yapılmamıştır.

Şirketlerin zorunlu avukat tutma sınırındaki rakam 50.000.-YTL den 250.000.- YTL ye çıkmıştır. Barolar bu maddenin takipçisi olamamıştır.(Bir gazeteci bu maddeyi kullanamaz haline getirmiş, barolar seyretmiştir.)

Başka hiç bir meslek avukatlık ile yapılamaz iken öğretmen ve millekvekillerine yasa ile dünyanın hiç bir yerinde görülmeyen ayrıcalık sağlanmıştır.

Bazı genç meslektaşlarımız CMK ve ücretli avukatların oy kulanmama üzerine olan kısmı tartışmaktadır.Sn Seyrek in belirttiği gibi TASARI, TASLAK her ne ise tamamı yok sayılmalıdır.

Sn Gemici, Sn Ahu meslektaşlarım açıklama yapabilirler ABD de Almanya da bir eyalette avukatlık yapan diğer eyalette avukatlık yapamaz. Hal böyle iken yabancı büroların Türkiye de büro açmaları ULUSAL ONURUMUZA da bir saldırıdır.

Barolar ve TBB tüm bu süreçte YAŞANANLARA seyirci kalmışlardır. Son 6 ayda önce Baro Başkanlığı maddesi tüm başkanların ve TBB istemi ile değişmiş, sonra sınav kaldırılmıştır.

TBMM içinde, yasa koyucular önünde kendi başkanlık sürenizin uzatılması için el pence divan, yalvar yakar durursanız, başka bir zaman ve yerde vücudunuz sizi taşıyamaz, dik duruş gösteremezsiniz.

Son sözüm de kendimizedir.
Karanlığa kızmak olmaz...
Işık olmalıyız.
Avukatlar tarihin en karanlık döneminde ışık olmuşlar, karanlıkları aydınlatmışlardır.

Ama ne acıdır ki;
Mum dibini aydınlatamamaktadır.....
Old 08-02-2007, 18:03   #12
hukukcu_birol

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avsevil
Neymiş ÖNERİYMİŞ!!!Yapmayın Allah aşkına yaptıkları düpedüz yeni meslektaşları yıldırmak için geliştirilmiş ,aman ha avukat olmayında ne olursanız olun tarzında bir ÖNERİ!Barolar Birliğini saygınlığa davet ediyor ;bizim karşımızda değil bizimle beraber, bize köstek değil destek olarak yanımızda görmek istiyoruz.Bu kadarı da fazla artıkkk...

Ben bir hukuk fakültesi öğrencisi olarak bu barolar birliğinin ne yapmaya çalıştığını anlamış değilim..
Ne yani bizler avukat olduğumuzda barolar birliği bizim yanımızda olması gerekirken karşımızda mı olacak?

Yada bu yıl Adalet Bakanlığı hukuk fakültesi mezunu şoför alımına başladı.
Bizlerin avukat değilde şoför olmamız için mi çalışıyorlar?

Bir meslek dalıyla bu kadar oynanılmaz.Bizlerde ne yapacağımızı şaşırdık artık.
Allah sonumuzu hayır etsin...

Saygılarımla...
Old 08-02-2007, 21:54   #13
avsoner

 
Varsayılan

Yıllarca karikatür sanatına ilgim olmuştur..Bundan bir kaç yıl önce yine avukatların saygınlığı ve onuru ile oynandığında aklıma bir avukat tipi yaratmak gelmişti..Bu Türkiye'nin ilk hukukçu halk kahramanı olacaktı..hacizlerde,karakollarda,duruşmalarda zor durumda kalan,taciz edilen,hakarete ya da saldırıya uğrayan avukatların yardımına koşacaktı ve kendi yöntemiyle cezalandıracaktı..çünkü o sırada sahipsiz avukatları ancak bir hayal kahramanı koruyabilirdi..adını "BAROBEY" koyduğum kahramanın sahipsiz olmasına rağmen verdiği mücadele keyifliydi..şimdi geldiği gezegendeki kendine düşman olan ( TBB ve 55 BARO BAŞKANI)na karşı savaşmak zorunda..TBB ve 55 baro başkanı benim son zamanlarda gördüğüm en komik şeyler..bir şeyler yapıyorlar,yapıyorlar sonunda yaptıkları bir şeye benzemiyor,sonra onu toplamaya çalışıyorlar,toplayamıyorlar falan... medyanın da gazıyla tüm toplum önünde küçük düşüyoruz...TBB ve 55 Baro başkanı karakteri avukatların son 5 yılına damga vuran uygulamalara imza atarak bu topluma avukatlar katildir,avukatlar hırsızdır,avukatlar ağlaktır, avukatlar ahlaksızdır dedirtmişlerdir...yazık..."BAROBEY" SİZİNLEDİR ARKADAŞLARIM VE DEĞERLİ,ŞEREFLİ AVUKAT MESLEKDAŞLARIM...
Old 10-02-2007, 04:36   #14
Av.Ali HALLAÇ

 
Varsayılan TBB Açıklaması Utandırıcı.Özür dilesinler !

TBB'nin açıklaması,getirdikleri yasa önerisinden daha utandırıcı ve meslektaşlar için yaralayıcı.
Bunu nasıl tercüme edelim:"Bu aslında bir yasa teklifi değildir,sadece öneridir !"
Kime öneriyorsunuz ? Bize mi?
Kendi kendisini imha etmeye çalışan bir meslek olur mu ? Oluyor işte.
TBB Bu ayıp önerilerinden dolayı avukatların tümünden özür dilemelidir.
Avukatların gelirini arttırıcı,yaşam düzeyini,verimliliğini yükseltici, avukata gelen işi çoğaltıcı önerilerle uğraşmalıdır.
Old 10-02-2007, 04:50   #15
Av.Ali HALLAÇ

 
Varsayılan İşte gerçekçi öneriler !

Avukatlık Yasısında 2001 yılında yapılan değişikliklerin bir bölümü gerçekten devrim niteliğindedir.Ama yeterli değildir.Aradan geçen 5 yıl içindeki uygulamalar bu değişikliklerin yeterli olmadığını göstermiştir.Çünkü çağ hızla değişmektedir.Avukatlık Yasaları da çağdaş olmalıdır.
Avukatlık Ücreti ve sözleşmeleri ile değişiklikler,avukatın delil toplama hak ve yetkisi ile ilgili 2.madde,reklam yasağı ile ilgili hükümler yeni açılımlar getirmiştir.
2001 yılında yasanın yapılması sürecinde TBMM Adalet Komisyonu ve basın organlarında yapılan tartışmaları hatırlıyorum.TBMM'deki avukat üyeler,basının ve bir takım çevrelerin etkisinde kalarak avukatların hak ve yetkileri konusunda biraz çekingen davrandılar.Kamer Genç çıkıp:"Avukatlara kıyak yapıyorsunuz!" diyerek,çok önemli değişikliklere engel oldu.
Avukatların hak ve yetkileri,en temel insan hakkı olan savunma hakkı ile doğrudan ilgilidir.Çağdaş,özgür,geçim sıkıntısı içinde olmayan avukat daha başarılı olur ve müvekkilinin haklarını daha iyi savunabilir.Ama avukatın hak ve yetkilerini çağdaş ve yüksek bir biçimde düzenlerken,bu hak ve yetkilerin kullanılmasında da özenli olması sağlanmalıdır.Yani meslek etik kurallar titizlikle uygulanmalıdır.
Av.Ali Hallaç
Mersin Toplumcu Hukuk Derneği
www.merthd.org.tr
Not:Yoğun ve sıkıcı olmasın diye yasa değişiklik önerilerini başka yazıda sunacağım.
Old 10-02-2007, 05:51   #16
Av.Ali HALLAÇ

 
Varsayılan işte somut öneriler ! TBB'ye ithaftır !

1-Av.K.2.maddesinde yazılı olan Avukatın delil toplama hak ve yetkisi Av.2 maddesinin 3 fıkrasının 2 cümlesi ile kısıtlanmıştır.
Bütün meslektaşlar aynı sıkıntıyı yaşamaktadırlar.
"kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla" dediğiniz zaman hemen devreye "derin devlet girer", "özel yaşamın dokunulmazlığı" girer,"devlet sırrı" girer,"ticari sır" girer,daha aklınıza gelen gelmeyen şeyler girer.

Avukatın o bilgiye ulaşmaması için de bürokrat elinden geleni yapar.

Avukatın ilgili bilgi ve belgeye hiç veya zamanında ulaşmaması nedeniyle hak kaybı ve zarar meydana gelebilir.

Bu nedenle,ilgili kurum veya kuruluşta avukata bu bilgi veya belgeyi sunmaya görevli memurun sorumluluğu ve yaptırımı bu maddede düzenlenmelidir.

2-Son yıllarda avukata gelen iş sayısında önemli bir düşüş görülmektedir.Ekonomik sıkıntılar,avukat olmayan iş takipçileri,adli yardım ve CMK uygulamaları,hatta bazı adliye memurlarının iş sahiplerine yaptıkları gönüllü(!) danışmanlık,avukatlık mesleğine karşı güven azalması,yasalarda yapılan değişikliklerin fiili olarak avukatı kısmen dışlaması vb. nedenlerle mahkeme ve icra dairelerinde avukatla iş takibi sayısını önemli ölçüde azaltmıştır.

Bu nedenle:
a-Özel ve tüzel kişilerin , hukuk(avukatlık) sigortası poliçesi yaptırması ve belli bir limit dahilinde,avukatların ücretlerini sigorta şirketine makbuz(fatura) keserek tahsil etmeleri uygulaması başlatılmalı ve zorunlu hale getirilmelidir.(Trafik Sigortası gibi)

b-Adli yardım ve zorunlu müdafilik sisteminin bugünkü uygulaması savunma mesleğinin değerini düşürmüştür.Ucuz avukat,beleş avukat deyimleri lugatımıza girmiştir.

Sosyal Devlet ilkesi gereğince gerçekten adli yardıma muhtaç olanlar dışındaki hiçbir kitleye veya kişiye beleş savunma imkanı konusunda avukatlardan fedakarlık beklenmemelidir.

Unutulmamalıdır ki, "adil yargılanma hakkı" ancak "nitelikli savunulma hakkı " ile bir anlam kazanır.

c-Tüm dava ve icra takiplerinde avukatla takip etme zorunluluğu getirilmelidir.(a ve b'deki sigorta ve adli yardım hükümleri ile birlikte düşünülmelidir.)

d-Tüm kurum ve kuruluşlarda vekaletname ile iş takibi yetkisi münhasıran avukatlarda olmalıdır.

e-Tüm sermaye şirketleri ve vakıflara danışman avukat bulundurma zorunluluğu getirilmelidir.

Bunlar uçuk-kaçık öneriler değildir.Bir çok Avrupa ülkesinde başarı ile uygulanmaktadır.

İşte tartışılacak konular bunlardır.Avukatlık Ücreti ve ücret sözleşmesi ile ilgili başka öneriler de vardır.

Türk Avukatları, çağdaş dünyanın en ileri düzeydeki hak ve yetkilerine layiktirler.Bir de TBB bunu anlasa..
Old 11-02-2007, 10:50   #17
Av. Ramazan Çakmakcı

 
Varsayılan Kazanılmış haklarımız konusunda tartışmaya girilmemelidir.

Bu taslak Avukatlık Kanununda ve diğer tüm kanunlarda yeralan ve yüzyıllardır süren mücadeleler neticesinde verilerek kazanılan temel savunma ve avukatlık haklarımızı ve avukatlık ünvanımızda somutlaşan temel mesleki kimliğimize ağır bir saldırıdır.
Bu taslak ile kamu avukatına veya özel şirket veya firma avukatlarına dokunulmuyor. Bu taslağın hedef aldığı kitle avukatlar yanında çalışan avukatlarıdır. Taslağın bu açıdan iyi okunması gerekmektedir.
Taslak onbinlerce avukatın milyonlarca müvekkili ile olan vekalet ilişkisini ortadan kaldırmakta, avukatlık ünvanını elinden almakta ve seçme ve seçilme haklarına engel olmaktadır.
Avukatlık Kanununun getirdiği tüm haklardan mahrum kalınacağı gibi avukatların kendi örgütü ile de bağları koparılmaktadır. Örgütlü bir hukuk kurumu olan baroların da bu şekilde güçleri azaltılarak, içeriği hak arama özgürlüğünden ziyade işadamları derneği görünümüne sokulmaya çalışılmaktadır.
Taslağın diğer hükümleri yabancı avukatlık bürolarına sağlanan imkanlar, Baroların ücret sözleşmeleri konusundaki konumları vb. hususlarda ayrı ayrı eleştirilebilir.
Ancak benim görüşüm; taslak hakkında Barolarca görüş bildirilmemesi ve topyekün reddedilerek geri çevrilmesi yönündedir. Zira bu taslak hakkında görüş yazmak, maddeler üzerine fikir beyan etmek taslaktaki görüşlerin meşrulaştırılmasına yol açabilecektir.
Kazanılmış haklarımız hususunda tartışmaya girilmemelidir.
Taslak ile hukuk fakültesinde aldığımız eğitimimiz, yıllardır kazandığımız ve tanındığımız avukatlık birikimimiz ve ünvanımız silinmeye çalışılmaktadır.
Avukatlık Kanunu 112. maddesine göre ücret ve huzur hakkı alan TBB yönetiminin bu nedenle mi taslakta kamu avukatları veya özel şirket avukatlarını diğer ücretli avukatlardan ayrı tuttuğu sorgulanmalıdır.
Yıllardır kazanılan mesleki birikimlerimiz, sosyal çevremizle olan ilişkilerimiz, adli idari vb. tüm merciler nezdindeki konumumuz bu taslak ile küçümsenmektedir.
Avukat; işini bilen müvekkilini bulan, parası olan, adam çalıştıran biri olarak tanımlanmakta ve mesleki kimliğimizin içi boşaltılmaktadır.
Bu taslak doğrudan işveren avukatlar lehine düzenlenmiş ayrımcı bir taslaktır. İş hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukukunun tanıdığı hiçbir temel işçi hakkı dahi avukat yanında çalışan avukata tanınmamaktadır.
Taslak kanunlaşırsa ücretli avukatlar kime neyi nasıl anlatacaklardır. Eşlerine çocuklarına mahallesindeki bakkala, adliyedeki mübaşire, polise, gardiyana ne diyecektir. Avukattım artık şimdi değilim mi diyecektir.
Cezaevlerinde, karakollarda, adliyelerde ve hayatın diğer tüm alanlarında yaşanan milyonlarca hukuksuzluğa karşı çıkan onbinlerce avukatın elinden yetkileri neden alınmak istemektedir. Hak arama özgürlüğünün kazanılmış mevzilerinden onbinlerce avukatı saf dışı bırakılmasına yönelik düşüncelerin kendi örgütümüz tarafından dile getirmesi dehşet vericidir.
Saygılarımla
Old 11-02-2007, 15:54   #18
Av.Can

 
Varsayılan

Sn.Av.Ali Hallaç bırakınız özür dilemeyi cengaverce savundular geçen hafta katıldığım bir toplantıda. mücadele edilecek başka çaremiz yok.
Old 12-02-2007, 21:41   #19
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Duyurunun dili bir felaket. Duyurudaki maksadın bu kadar zorlanarak dile getirildiği bir başka metin okumadım. İfademden de anlaşılacağı üzere kötü ifadenin etkisinde kaldım ve ben de şu an derdimi anlatamaz hale geldim. Çok yazık.
Old 14-02-2007, 22:37   #20
carnerion

 
Varsayılan Uyan! Ey Avukat Milleti

"Özrü kabahatinden beter" diye heralde buna denir. Yazık çok yazık.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İstanbul Valisinden İlginç Açıklama Av.Suat Ergin Anayasa ve İdare Hukuku Çalışma Grubu 2 07-01-2007 00:57
Hakikate Muvafık Olmayan Açıklama -yök Uzlaşan Hukuk Soruları Arşivi 0 22-10-2004 15:20


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08821106 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.