Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Evlilik hediyesi olarak verilmiş gayrimenkul

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-05-2007, 14:42   #1
ays

 
Varsayılan Evlilik hediyesi olarak verilmiş gayrimenkul

Müvekkilim kızı evlenmeden birkac ay once damada bir gayrimenkul bağışlamış daha sonra evlenmisler.Mal bagışı ve evlenme yeni medeni kanundan sonra.Gayrimenkul satış yapılmış olarak gozukuyor.Bizim istegimiz gayrimenkulü geri almak. Damat boşanma davası açmış.Doğal olarak kusurun müvekkilin kızında olduğunu iddia ediyor.Fakat damadın aldattığı ağır kusuru olduğunu ispatlayabiliriz.Boşanma davası bayağı ilerlemiş bir durumda bana geldi.Simdi karşı bir boşanma davası açıp tazminat olarak gayrimenkulü isteyebilir miyiz? Ya da nişanlamada olduğu gibi evliligin sürmesi amacıyla verilen bu gayrimenkulün bu amaç evi alanın kusuru ile bozulduğunu kanıtlayarak geri verilmesini isteyebilir miyiz?Gayrimenkulü almak için başka bir çözüm yolu var mı?
Old 03-05-2007, 17:13   #2
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

Sayın meslektaşımız, aşağıdaki karar akıl yürütmelerinizde yardımcı olur diye düşünüyoruz. İyi çalışmalar...

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 1996/2-748
Karar: 1997/74
Karar Tarihi: 19.02.1997

ÖZET: Davacı kocanın açtığı dava, davalı kadının kocası aleyhine K. Asliye 2. Hukuk Mahkemesinde açtığı 1993/302 Esas sayılı, lehine sonuçlanan istihkak davası kesin hüküm kabul edilerek red edilmiştir. Oysa bu davaların konusu ve hukuki nedeni ayrıdır. Davalı kadın kocası aleyhine açtığı davada mülkiyet hakkına dayanmıştır. Bu davada ise bağış yolu ile davalının mülkiyetine geçen şeylerin, başka bir yasa hükmünce iadesi istenmektedir. O nedenle kesin hükmün varlığı kabul edilemez.

(743 S. K. m. 6, 132) (6762 S. K. m. 244) (818 S. K. m. 244/2, 234/1, 237)

Dava: Taraflar arasındaki "mehir senedinin iptali ve alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; K. Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 20.10.1995 gün ve 1995/6-322 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 5.3.1996 gün ve 1996/1-2117 sayılı ilamı:

(.. Davacı M.A. ve M.A.'nın açtıkları dava Borçlar Yasası'sının 244/2. maddesine uygun bağışlamadan rücu ve bağışlanan malların geri alınması davasıdır. Davalının açtığı K. Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nin 1992/302 esas ve 1993/134 karar sayılı dosyası ise bu davada da dayanılan Mehir senedine dayalı eşya alacağına ilişkindir. Daha başka bir ifade ile o davada halen kendisine ait olan mülkiyet hakkına dayanmıştır. Bu nedenle davaların sebepleri farklı olduğundan davalının açtığı ve kabul edilen eşya alacağı davası bu dava için kesin hüküm kabul edilemez. Toplanan delillere ve boşanma dosyasına göre davacılar yönünden Borçlar Kanunu'nun 244/2. maddesi koşulları daha sonra oluşmuştur. O halde davacılar tarafından bağışlanan eşya ve altınlar yönünden davanın kabulü gerekirken yazılı gerekçelerle reddi bozmayı gerektirmiştir... gerekçelerle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkeme'ce önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Davacı, M.A. ile davalının evlendiği sırada, davacılardan Kayınpeder M.A.'nın davalıya gelini olduğu için dava dilekçesinde niteliklerini gösterdiği, altın ziynetleri ve menkul eşyayı çeyiz olarak verdiği, davacı Memiş'in, karısı davalı aleyhine M.K.nun 132. maddesine göre terk hukuki sebebine dayanarak açtığı boşanma davası sonunda boşandıkları dava dosyasındaki toplanan delillerle gerçekleşmiştir. Evlenme olurken eşlerin yakınlarının evlenenlere ülkenin çeşitli yörelerindeki isimlendirmeye göre takı, çeyiz, mihi adı altında verdikleri eşyalar B.K.nun 234/1 ve 237. maddesinde belirtilen bağışlamadır. Bağışlar yeni evlilerin ev kurmalarını sağlamak için yapılır. Bu suretle bağışlayanın malvarlığında azalma, bağışlananın malvarlığında artma olur. Bunlar alelade iyilikler değildir. O halde mahkemenin direnme kararında, çeyiz olarak verilenlerin, B.K. 234. maddesindeki bağış değildir şeklindeki nitelendirme yerinde görülmemiştir.

B.K. 244/2. maddesinde, bağışlanan bağışlayana veya ailesi için kanunen mükellef olduğu vazifelere karşı ehemmiyetli surette bir riayetsizlikte bulunur ise bağışlayanın yaptığı bağışlamaların iadesini isteyebileceği açıklanmıştır. Kusuru sonucu boşanan eşin kendisine bağışta bulunan kayınbabanın ailesi için kanunen yükümlü olduğu görevlerde ehemmiyetli bir surette riayetsizlikte bulunduğunun kabulü zorunludur. Yerleşmiş sapma göstermeyen yargı kararları bu kabulü doğrulamaktadır (Hukuk Genel Kurulu 30.9.1964 1026/2-601; Hukuk Genel Kurulu 10.10.1962 1903/2-174; 2. Hukuk Dairesi'nin 27.1.1995 781/87; 3. Hukuk Dairesi'nin 10.10.1957 6391/5435). Şu halde davacı kayınpeder M.'nin davalıya yaptığı hediyelerin iadesi davasının dinlenebilirliği vardır.

Davacı, M. yaptığı bağışların kanıtlanması için delil olarak çeyiz senedidir başlıklı 16.3.1990 tarihli yazılı belgeyi vermiştir. Bu belgede her ne kadar davalının hibeyi kabulüne yönelik iradesini ortaya koyan bir söz bulunmamakta ise de davalı kadının kocası aleyhine K. Asliye 2. Hukuk Mahkemesinde 1992/302 esasına kaydedilen açtığı istihkak davasında, kanıt olarak aynı belgeye dayanmıştır. Bu durumda eşyaların davacı M. tarafından davalıya oğlu ile evliliği nedeniyle hibe olarak verildiği o nedenle zilyetliğin geçirildiğinin kabulü gerekir. Davacı ziynetlerin elinden alındığını kanıtlayamamıştır. Hal böyle olunca Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma ilamına uyulmaması usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.

Ne varki, davacılar davalıya, kocanın kardeşlerinin altın bilezik bağışladıklarını öne sürerek bunlarında iadesini talep etmiş iseler de esas bağışta bulunanların açtıkları bir dava söz konusu olmadığından buna ilişkin direnme kararı yerinde görülmüştür. Öte yandan davacı kocanın açtığı dava, davalı kadının kocası aleyhine K. Asliye 2. Hukuk Mahkemesinde açtığı 1993/302 Esas sayılı, lehine sonuçlanan istihkak davası kesin hüküm kabul edilerek red edilmiştir. Oysa bu davaların konusu ve hukuki nedeni ayrıdır. Davalı kadın kocası aleyhine açtığı davada mülkiyet hakkına dayanmıştır. Bu davada ise bağış yolu ile davalının mülkiyetine geçen şeylerin, başka bir yasa hükmünce iadesi istenmektedir. O nedenle kesin hükmün varlığı kabul edilemez (HUMK. Md. 237). Şu durum karşısında Memiş'in davasının kesin hüküm sebebiyle reddi doğru değildir. Fakat dava konusu eşyanın ve ziynetin Muharrem tarafından bağış edildiği anlaşıldığından Memiş hakkındaki davanın reddi sonucu itibariyle doğru bulunmuştur.

Sonuç: Yukarda açıklanan gerekçe ile,

1 - Direnme kararının hüküm bölümünün, 1. maddesindeki eşyalarla ilgili M. hakkındaki davanın reddi sonucu itibariyle doğru olduğundan ONANMASINA,

2 - Hükmün 3. maddesindeki altınların davacı M.'ye ait olmadığından reddine ilişkin kısmında keza onanmasına,

3 - Kayınbiraderlerinin bağışladığı altınların iadesi davasının reddine dair hükmün dördüncü bendi usul ve yasaya uygun olduğundan Onanmasına ve aşağıda dökümü yazılı (180.000) lira bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına,

4 - Diğer yönlerden Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma ilamına uyulması gerekirken direnilmesi usul ve yasaya aykırı olmakla, hükmün onama dışında kalan bölümlerinin BOZULMASINA, 19.02.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 03-05-2007, 18:54   #3
ays

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım ilginizden dolayı teşekkür ederim.Yolladığınız kararda gayrimenkulü evlenmeden geline veren kayınpederin boşnmayla ağır kusur ispat edilirse bağışlamadan dönebileceğini anliyorum.Fakat burada gayrimenkul tapuda satış yapılmış gözüküyor.Bağışlama gizlenen sözleşme .Bağışlama da şekil şartına uyulmadığı için geçersiz kabul edilecek .Bu durumda geçersiz bir hukuki işleme karşı nasıl bu davayı kayınpeder açar?
Old 03-05-2007, 19:40   #4
Hasan Coşkun

 
Varsayılan

burda tipik bir muvazaalı durum var.Taraf muvazaasının yazılı delille ispatı zorunluysa da burda taraflar akraba olduğundan tanık dinletilip muvazaa ispat edilebilir.Her ne kadar satım sözleşmesinin yazılı biçimde yapıldığı dolayısıyla senede karşı senetle ispat edilmesi gerektiği bu durumda tarafalar akraba olsa dahi senetle ispatın aranacağı düşünülebilirse de bu yanlıştır.Çünkü tapudaki satım işlemi geçerliliği açısından yasal zorunluluğa dayanmaktadır ve tarafların akrabalık ilişkisinde senetsiz işgörme olgusunu ortadan kaldırmaz.Böylece tapudaki işlem tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığından,bağışlama işlemi şekil şartına uyulmadığından geçersiz olacak ve tapu iptal edilip eski sahibine dönecektir.Yani bağışlama işlemi zaten geçersiz olduğundan bağıştan rücu koşulları aranmaz,direkt iptal olur.Bu benim görüşüm hakimler ne der bilmem.
Old 04-05-2007, 12:18   #5
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Evlenmeden 3 ay önce müstakbel damada tapuda satış şeklinde görülen bir devrin gerçek bir satış olmadığını, kanıtlayamayacağınızı (hayatın olağan akışına da uygun değil), ancak aile konutu şerhi verdirip devrini önleyebileceğinizi ve karşı davanızda talep edeceğiniz maddi ve manevi tazminatlar bakımından güvence oluşturarak, zararınızı azaltabileceğinizi düşünüyorum.

Saygılarımla...
Old 04-05-2007, 14:32   #6
avsağdıç

 
Varsayılan

bu konuya çok benzer bir olayda bende mevcut arkadaşlar.anadolu'nun köy yerleşimlerinde hala tarla senedi verilerek, mehir bedeli adı altında gayrimenkuller el değiştirebiliyor.bende ki olayda nişan anında kıza 2 adet tarla kayınbaba tarafından mehir bedeli olarak veriliyor.ancak kız düğün olduktan 2 hafta sonra sevdiği başka bir genç ile kaçıyor.resmi nikah yapılmamış.
olayın başka bir boyutuda tarlalara kadastronun yeni gelmiş olması ve kızın babasının olayın üzerinden 3 sene geçmiş olmasına rağmen bu senede dayanarak kadastro görevlilerine tarlanın kızına ait olduğunu söylemesi.
olay bana bu noktada geldi, ben kadastronun tamamlanıp 30 günlük askı süresinde itiraz etmeyi planlıyorum .ancak netice elde edip etmeyeceğim konusunda bir fikrim yok olmazsa galiba tapu iptali istemem gerekir senede ve nüfus kaydına dayanarak.
eğer yanlış düşüünyorsam çünkü daha önce böyle bi olayla karşılaşmadım, bu konu hakkında bilgisi olan arkadaşlara şimdiden teşekkürler..
Old 09-05-2007, 01:11   #7
Nazan Ketizmen

 
Varsayılan evlilik hediyesi olark verilmiş gayrimenkul,

Merhaba Arkadaşlar,Benimde aynı konuda açılmış davam var. Şöyle ki; Muris ikinci evliliğini yaptığı gün evin yarısını tapuda satış göstermek suretiyle eşine devretmiş, geri kalan yarısını ise ölümünden 1 yıl önce ilk eşinden olan 2 kızının miras payları olarak damadına satış göstererek tapuda devretmiş. Murisin ölümünden sonra eşi tapu iptal veya tenkis davası açtı. Bizde damada devretmesinin amacının kızlarının miras payı olarak verdiğini ileri sürdük, aynı şekilde eşine düğün günü tapuda satış yapılan işlem için muvazaa nedeniyle tapu iptal veya tenkis davası açtık, karşı taraf düğün günü tapuda satışın düğün hediyesi olduğunu ileri sürdüler.Davalarımız birleştirilme aşamasında, bu durum karşısında evin yarısı düğün hediyesi olarak kabul edilebilir mi?
Old 09-05-2007, 08:40   #8
Hasan Coşkun

 
Varsayılan

Sayın ketizmen,düğün hediyesi olduğunu savunmuşlarsa bağış olduğunu kabul etmişlerdir.Tapudaki satış işlemi tarafların gerçek iradesini yansıtmadığın bağışlama işlemi ise resmi şekilde yapılmadığından geçersizdir.Tapu iptal edilir,mirasçılar adına tescil yapılır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Gayrimenkul İçin Verilmiş İhtiyati Tedbir Kararı İlgili Meslektaşların Soruları 3 08-06-2009 16:09
Evlilik öncesi ve evlilik sırasında alınan mallar ne olacak? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 2 21-04-2007 21:04
Fiili Olarak Gerçekleşmeyen Evlilik Ve Boşanma Av.Nermin Meslektaşların Soruları 7 15-02-2007 11:39
Evlilik kurumuna bagli olarak baslayan kefalet ve bosanmayla hala devam eden sozlesme umutlaw Meslektaşların Soruları 12 25-08-2006 15:49
Ödeme Yasağı Kararı Verilmiş Çek İlgili Meslektaşların Soruları 5 05-04-2002 08:21


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06083107 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.