Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

icra müdürlüğünde borçlu adına düzenlenen serbest meslek makbuzu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-04-2009, 10:22   #1
Av. Tevrat DURAN

 
Dikkat icra müdürlüğünde borçlu adına düzenlenen serbest meslek makbuzu

Arkadaşlar, Bakırköy İcra Müdürlüklerinde icra vekalet ücreti için serbest meslek makbuzu düzenlenmesi isteniyor, çoğu yerde olduğu gibi... Bu konu ile ilgili dava açılıp yürütmeyi durdurma kararı alındığını biliyorum. Bu konudaki mevzuatın son durumu nedir ?
Old 04-04-2009, 22:34   #2
Yerleşik Yabancı

 
Varsayılan

Bir süre önce bu konuda icra müdürlüklleri, sebest meslek makbuzu düzenlenmesini sitiyor ve bunu dosyaya ibraz edilemsi gerekitğini belirtiyorlardı. Uygulama da bu öyndeydi. Ancak daha sonra bu uygulama açılan br dava sonucunda kaldırıldı. Yen uygulama; avukatlar bu çerçevede serbest meslek makbuzu düzenlemek zorundadırlar, ancak bunu icra müdürrüne ibraz etmek yükümlülükleri yoktur. Saygılarımla.
Old 07-04-2009, 09:36   #3
radikal

 
Varsayılan

Serbest Meslek Makbuzu tanzimine ilişkin icra dairesinin yazısı üzerine Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı Gelir Yönetimi Daire Başkanlığının cevabi yazısıdır.

T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelir Dairesi Başkanlığı
Gelir Yönetimi Daire Başkanlığı

SAYI :B.07.1.GİB.0.03.43/4365-197 09.04.2008


Ücretli olarak bir işverene tabi (banka, kurum vb) tabi olan avukatların icra dairelerinden çalıştıkları işveren adına tahsil ettikleri vekalet ücretinin ödenmesinde serbest meslek makbuzu düzenlenip düzenlenmeyeceği, icra dairelerince ödenen vekalet ücretinin borçlunun şirket olması halinde düzenlenecek serbest meslek makbuzunda KDV ve Stopaj uygulanıp uygulanamayacağı hususlarında tereddüde düşüldüğü belirtilerek Başkanlığımız görüşünün istenildiği anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere, 193 sayılı GVK’nun 65. maddesinde “her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest Meslek faaliyeti sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye ve ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.” Hükmü yer almıştır.

Avukatlık Kanunun 164 ile 166’ncı maddelerinde, avukatlık ücreti tanımlanmakta ve kaynakları itibariyle, sözleşmeye bağlı olarak iş sahibinden sağlanan vekalet ücreti ile dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenen vekalet ücreti olmak üzere iki ayrı vekalet ücretinden söz edilmektedir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunun 4667 sayılı Kanunla değişik 164’üncü maddesinin son fıkrasında “.. Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.” denilmektedir.
Dava sonunda kararla tarifeye dayanılarak karşı/alacaklı taraf avukatına ödenen vekalet ücreti,
a-)Mahkeme veya icra veznesinin düzenlediği makbuz imzalanarak nakden,
b-)Bizzat karşı/borçlu tarafın, mahkeme veya icra dairesinin tespit ettiği vekalet ücretini elden (nakden) veya banka havalesi ile ödemesi,
c-) Mahkeme veya icra dairesinin, yargılama giderleri ile birlikte davayı kazanan müvekkile herhangi bir şekilde ödeme yapması ve müvekkilin de karşı/borçlu taraftan alınan vekalet ücretini avukata ödemesi, şekillerinde tahsil edilebilmektedir.

Gelir Vergisi Kanunun 94 üncü maddesinin 1. fıkrasında kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmıştır.
Buna göre dava sonunda mahkeme ilamına göre veya icra takibi sonucu verilen kararla avukatlık tarifesine dayanılarak karşı tarafa yüklenilecek vekalet ücretinin GVK’nun 65 ve 66. md’lerine göre serbest meslek erbabı olan avukatlara ödenmesi halinde, GVK’nun 94’üncü md’si ve 2006/11449 sayılı Bakanlar Kurulu kararı uyarınca sorumlularca %20 nispetinde gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekir.

Diğer taraftan, karşı taraf aleyhine hükmedilen vekalet ücretin ödemelerinin doğrudan avukatlara değil de icra müdürlüklerine yapıldığı durumda icra müdürlüklerine ödeme yapıldığı sırada ödemeyi yapan borçlu tarafından vekalet ücreti ödemesinden gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

Bununla birlikte serbest meslek faaliyeti yapmakla beraber, bu faaliyetini hizmet akdi çerçevesinde (işverene bağımlı olarak) yapanlar, serbest meslek makbuzu düzenlemeyeceklerdir. Ancak bu faaliyet, bir işverene bağlı olmaksızın kişisel sorumluluk atında kendi nam ve hesabına yapılıyorsa serbest meslek makbuzunun düzenlenmesi icap etmektedir.

Davayı kaybeden tarafın, mahkeme veya icra dairesinin tespit ettiği vekalet ücretini alacaklı tarafa doğrudan nakden ödemesi halinde, alacaklıyı temsil eden avukatın ücretli olmaması kaydıyla, ödeme yapan tarafın GVK’nun 94/1 kapsamında sayılan kişilerden olması halinde, yapılan vekalet ücreti ödemesi üzerinden gelir vergisi tevkifatının yapılması gerekir.

İşverene bağlı olarak ücretli çalışan avukatın (ücretli çalıştığını ispat edici vesikalarla icra dairesine kanıtlaması halinde) kurum adına icra dairelerinden tahsil edecekleri vekalet ücreti için serbest meslek makbuzu düzenlemesine gerek bulunmamaktadır. Ancak , ücretli olarak çalışan avukatın kurumunun gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olması halinde icra dairesinden avukatı vasıtasıyla yapmış olduğu tahsilat için borçlu adına fatura düzenlemesi gerektiği tabiidir. Ayrıca, ücretli olarak çalışan avukatın kumrunun gelir vergisi veya kurumlar vergisi mükellefi olmamamsı halinde tahsil edilecek vekalet ücretinin ödendiğine ilişkin icra dairelerince verilecek belge ile gelir kaydedilmesi mümkün bulunmaktadır.

Mahkeme kararı gereğince veya icra kanalı ile avukata ödenen vekalet ücreti serbest meslek faaliyeti kapsamında katma değer vergisine tabi olup, avukat tarafından düzenlenecek serbest meslek makbuzunda ayrıca katma değer vergisi hesaplanacaktır. Ancak, mahkeme kararında “KDV hariç” şeklinde bir ifadenin yer almaması halinde vekalet ücretine katma değer vergisi dahil kabul edilecek ve iç yüzde oranı uygulanmak suretiyle tespit edilen katma değer vergisi avukat tarafından düzenlenecek serbest meslek makbuzunda gösterilecektir.

Öte yandan, mahkemelerce hükmolunacak vekalet ücreti ödemelerinin davayı kazanan gelir ya da kurumlar vergisi mükellefi olan işverenlere yapılması halinde, yapılan bu ödemenin Gelir Vergisi Kanunu uyarınca ticari yada serbest meslek faaliyeti kapsamında olduğundan yapılan vekalet ücreti ödemesi katma değer vergisine tabi olacak, mahkeme kararında “KDV hariç” yada “KDV dahil” ibaresinin yer alıp almadığı dikkate alınarak yukarıda açıklamalara göre işlem yapılacaktır.

Borçlu (ödemeyi yapan) tarafından davayı kazanan adına icra dairelerine vekalet ücreti ödemesi yapılırken vekalet ücreti tutarı üzerinden tevkifat yapılıp yapılmadığının icra dairesince tespit edilerek alacaklı tarafa bildirilmesi gerekmektedir.

Ayrıca avukatın davayı kazanan tarafın ücretlisi olması halinde, ticari veya serbest meslek kazancı kapsamında borçludan tahsil edilen vekalet ücreti, Gelir Vergisi Kanunun 61. 94 ve 103 maddeleri kapsamında ücret olarak avukata ödenecektir.
Gelir İdaresi Grup Başkanı


TEBLİĞ
Maliye Bakanlığından:
VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ
(Sıra No: 356)

A. Şehirler Arasında Karayoluyla Yapılan Yolcu Taşıma İşlerinde Belge Düzeni

173 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin<!--[if !supportFootnotes]-->[1]<!--[endif]--> (C/5) bölümünde, şehirler arası yolcu taşıma işiyle uğraşan otobüs işletmecilerinin; kendi otobüsleri ile yaptıkları veya acenteler (komisyoncular) ya da bağımsız otobüs firmalarına yaptırdıkları yolcu taşıma hizmeti karşılığında düzenlenecek belgeler ile bu belgelerin nasıl ve kimler tarafından düzenlenmesi gerektiği hususları açıklanmıştır.

Diğer yandan, Karayolu Taşıma Kanunu<!--[if !supportFootnotes]-->[2]<!--[endif]--> ve Karayolu Taşıma Yönetmeliği<!--[if !supportFootnotes]-->[3]<!--[endif]--> uyarınca taşımacılık ve acentelik faaliyetlerinde bulunan gerçek ve tüzel kişilerce Ulaştırma Bakanlığından yetki belgesi alınması zorunlu bulunmaktadır.

Yetki belgesi almış otobüs işletmecileri ile acentelerin, 173 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yer alan düzenlemelere ilaveten, Vergi Usul Kanununun Mükerrer 257 nci maddesi ile Bakanlığımıza tanınan yetkiye istinaden bu Tebliğde açıklanan doğrultuda da belge düzenleyebilmeleri uygun görülmüştür.

1. Şehirler Arası Yolcu Taşıma İşiyle Uğraşan Otobüs İşletmecilerinin Kendi
Biletlerini Kullandırmak Suretiyle Yolcu Taşıttırmaları

Şehirler arası yolcu taşıma işiyle uğraşan otobüs işletmecileri, kendi otobüslerinde taşıyacakları yolcular için acentelere kendi biletlerini kullandırabileceklerdir.

Acente, otobüs işletmecisi tarafından kendisine verilen yolcu taşıma biletini, her nüshasına kendi unvanını, adresini, vergi dairesini ve vergi kimlik numarasını içerir kaşeyi basmak suretiyle düzenleyecek ve bunları yolculara, yolcu listelerini de otobüs işletmesine bağlı otobüs yetkilisine verecek ve acentelik hizmet bedeli üzerinden otobüs işletmecisi firma adına fatura düzenleyecektir.

2. Yolcu Taşıma Biletlerinin Düzenlenmesinde Ödeme Kaydedici Cihazların
Kullanılması

Şehirler arası yolcu taşıma işiyle uğraşan otobüs işletmecilerinin yaptıkları yolcu taşıma hizmeti karşılığında, aşağıdaki esaslar çerçevesinde 31 seri no.lu Ödeme Kaydedici Cihaz Genel Tebliğinin<!--[if !supportFootnotes]-->[4]<!--[endif]--> I. bölümünde belirtilen bilgisayar bağlantılı ödeme kaydedici cihazlar kullanılabilecek ve bu cihazlar vasıtasıyla merkez, şube veya acenteler tarafından düzenlenen fişler, Vergi Usul Kanununda yer alan yolcu taşıma bileti olarak kabul edilecektir.

Yolcu taşıma bileti düzenlemede kullanılacak bilgisayar bağlantılı ödeme kaydedici cihazların, 3100 sayılı Kanunun 5 inci maddesine göre Bakanlığımızca onaylanmış bulunması şarttır.

Bilgisayar bağlantılı ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle düzenlenecek yolcu taşıma biletleri “EK”teki şekil ve muhtevaya uygun olacaktır.

Faaliyetlerinde bilgisayar bağlantılı ödeme kaydedici cihazları kullanan ve müşterilerine “EK”teki örneğe uygun yolcu taşıma bileti veren mükellefler, başka bir yolcu taşıma bileti düzenlemeyecektir.

Düzenlenen yolcu taşıma biletlerinin aslı müşteriye verilecek, nüshası ise Vergi Usul Kanununun muhafaza ve ibraz mecburiyetine ilişkin hükümleri uyarınca mükellefçe saklanacaktır.

Ödeme kaydedici cihaz kullanılarak yolcu taşıma bileti düzenlenmesinde ayrıca aşağıdaki esaslara da uyulması gerekmektedir.

a) Yolcu taşıma biletlerinin bizzat otobüs işletmecilerinin merkezi veya bunların şubeleri tarafından düzenlenmesi halinde bilet, otobüs işletmecisi mükellefe ait ödeme kaydedici cihazdan verilecek ve dolayısıyla biletin mükellef bilgileri bölümünde otobüs işletmecisine ait bilgiler yer alacaktır.

b) Yolcu taşıma biletinin acenteler tarafından düzenlenmesi halinde bilet, acentelere ait ödeme kaydedici cihazdan verilecek ve biletin baş tarafında bileti düzenleyen acenteye, mükellef bilgileri bölümünde ise ilgili otobüs işletmesine ait bilgiler yer alacaktır.

c) Acenteler, sahibi oldukları ödeme kaydedici cihazlarla birden fazla otobüs işletmecisinin biletlerini de düzenleyebileceklerdir. Bu şekilde düzenlenen yolcu taşıma biletlerinde, bilet hangi otobüs işletmecisi adına düzenlenmişse belgenin üzerinde (acentenin yanısıra) o otobüs işletmecisine ait mükellef bilgileri olacaktır. Bu takdirde adına bilet düzenlenen otobüs işletmelerine ait mükellef bilgileri ödeme kaydedici cihaza programlanacak ve mali bilgiler bilet sayıları da belirtilmek suretiyle cihaz hafızasında ve raporlarda (X, Z, mali hafıza) her bir otobüs işletmesi itibariyle ayrı ayrı gösterilecektir.

d) Düzenlenen biletlere ilişkin bilgiler, bilgisayar bağlantılı ödeme kaydedici cihaz sistemlerinin özellikleri gereği, aynı anda (online olarak) otobüs işletmecilerine ait bilgisayar sistemlerine gönderilecektir.

e) Yukarıda açıklandığı şekilde ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle yapılacak bilet satışlarından elde edilecek gelir, vergi uygulamaları bakımından adına bilet düzenlenen otobüs işletmecisi mükellefin geliri olarak addedilecektir.

3. Diğer Hususlar

Yolcu taşıma bileti uygulamasında, 173 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen veya bu Tebliğ ile getirilen usullerden herhangi birinin kısmen veya tamamen seçimi mümkün bulunmaktadır.

Bu bölümün 1 ve 2 numaralı maddelerinde yazılı usullerden birini seçenler, otobüsün seyri sırasında yoldan yolcu almaları halinde, otobüs işletmecisi firma tarafından bastırılan yolcu taşıma biletini kullanacaklardır.

4. Ceza

Yukarıda belirlenip açıklanan usul ve esaslara uymadıkları tespit edilenler adına, işledikleri fiile göre 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu ile 3100 Sayılı Kanunda yazılı cezalar kesilecektir.

B. İcra Dairelerince Alacaklı Taraf Avukatına Ödenmesine Karar Verilen Vekalet
Ücretlerinin Belgelendirilmesi

Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, icra dairelerince borçludan alınarak, müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretlerinin belgelendirilmesi hususunda tereddüde düşüldüğü anlaşılmıştır.

Vergi Usul Kanununun Mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak bundan böyle söz konusu avukatlık ücretlerinin belgelendirilmesinde aşağıdaki hususlara uyulması zorunluluğu getirilmiştir.

İcra dairelerince borçludan alınarak müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretinin avukata ödendiği anda, avukat tarafından borçlu adına en az 2 nüsha serbest meslek makbuzu düzenlenecek ve makbuzun avukatta kalan nüshasına da icra dairesince ödemenin yapılmış olduğuna dair bir şerh düşülerek, ödemeyi yapan memur tarafından (sicil numarası da yazılarak) imzalanacaktır.

Yukarıda belirtilen şekilde yetkili memura imzalattırılmadığı tespit edilen her bir serbest meslek makbuzu için ayrı ayrı Vergi Usul Kanununun 352-II/7 nci maddesine göre söz konusu avukat adına usulsüzlük cezası kesilecektir .

C. Uzlaşma Komisyonlarının Yetkisi

Uzlaşma komisyonlarının uzlaşma konusu yapabilecekleri vergi miktarı 352 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği<!--[if !supportFootnotes]-->[5]<!--[endif]--> ile tespit edilmiş olup, bu komisyonlardan il merkezlerinde bulunan Vergi Dairesi Uzlaşma Komisyonlarının yetki sınırları aşağıdaki şekilde yeniden belirlenmiştir.

İl merkezlerinde (büyükşehir belediyesi bulunan illerde büyükşehir mücavir alan sınırları içinde) yer alan vergi dairelerince yapılan tarhiyatlara ilişkin uzlaşma talepleri, aşağıda belirtilen limitlerin aşılması halinde, ilgili vergi dairesi başkanlığı veya defterdarlık bünyesinde oluşturulacak uzlaşma komisyonunca incelenip sonuçlandırılacaktır.


Vergi, Resim ve Harçlar (YTL)
I. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları
12.500
II. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları
7.500
III. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları
5.000
IV. Grup Vergi Dairesi Başkanlıkları
3.000
Defterdarlıklar
3.000

İstanbul ilinin tamamı ile diğer illerin il merkezi dışındaki vergi daireleri (bağlı vergi daireleri dahil) için 352 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile belirlenen tutarlar uyarınca işlem yapılmaya devam olunacaktır.

Bu tebliğin yayımı tarihine kadar uzlaşma günü tayin edilmemiş uzlaşma talepleri hakkında da bu Tebliğ hükümleri uygulanacaktır.

Tebliğ olunur.
Old 07-04-2009, 10:41   #4
alphukuk

 
Varsayılan

İcra müdürünün avukatta kalan smm örneğine şerh düşmesi usulü iptal edildi diye biliyorum ama...
Old 07-04-2009, 12:54   #5
Arif Aydın

 
Varsayılan

2- İcra Dairelerince Alacaklı Taraf Avukatına Ödenmesine Karar Verilen Vekalet Ücretlerinin Belgelendirilmesi

İcra dairelerince borçludan alınarak, müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretlerinin belgelendirilmesine ilişkin usul ve esaslar 356 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde açıklanmıştı.

Anılan düzenlemeyle ilgili verilen yargı kararları gözönüne alınarak, söz konusu belgelendirme işleminin aşağıdaki şekilde yapılması uygun görülmüştür.

İcra dairelerince borçludan alınarak müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretlerinin avukata ödendiği anda, avukat tarafından borçlu adına en az iki nüsha serbest meslek makbuzu düzenlenecek olup, bir nüshası ödemeyi yapan memura verilecek; makbuzun avukatta kalan nüshasına ise icra dairesince ödemenin yapılmış olduğuna dair bir şerh düşülmesi ve ödemeyi yapan memur tarafından imzalanması şartı aranmayacaktır.

Tebliğ olunur.
Old 07-04-2009, 13:01   #6
Arif Aydın

 
Varsayılan

T.C.

DANIŞTAY

DÖRDÜNCÜ DAİRE

Esas No : 2006/2026



Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen :Tekirdağ Barosu Başkanlığı TEKİRDAĞ

Davalı :Maliye Bakanlığı ANKARA

İstemin Özeti :23.2.2006 gün ve 26089 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 356 sıra nolu Vergi usul Kanunu Genel Tebliğinin "B-îcra Dairelerince Alacaklı Taraf Avukatına Ödenmesine Karar verilen Vekalet Ücretlerinin Belgelendirilmesi" bölümünün İptali istemiyle açılan dava sonuçlanıncaya kadar yürütmenin durdurulması isteminden ibarettir.

Savunmanın özeti : 213 sayılı Kanunun 227 nci maddesine göre üçüncü kişilerle muamele ve kayıtların tevsikinin zorunlu olduğu, aynı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin l numaralı bendinde Maliye Bakanlığı'na verilen yetki kapsamında yapılan düzenlemenin yasal olduğu savunulmaktadır.

Tetkik-Hâkimi Hayrettin Korucu'nun Düşüncesi: Dava dilekçesinde ileri sürülen nedenler ve uyuşmazlığın niteliğine göre 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27 nci maddesi hükmü uyarınca yürütmenin durdurulmasına ilişkin istemin kabulü gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı A.Kemal Terlemezoğlu'nun Düşüncesi: Yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi İçin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 inci maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği anlaşıldığından istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.


TÜRK MİLLETİ ADINA


Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü.


2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27 nci maddesinin 2 nci fıkrasında, Danıştay veya İdari Mahkemelerin, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilecekleri belirtilmiştir.

23.2.2006 gün ve 26089 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 356 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin "B-İcra Dairelerince Alacaklı Taraf Avukatına Ödenmesine Karar Verilen Vekalet Ücretlerinin Belgelendirilmesi" başlıklı bölümünün iptali istemiyle açılan davada yürütmenin durdurulması istenilmektedir.

356 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin iptali istenen "B. İcra Dairelerince Alacaklı Taraf Avukatına Ödenmesine Karar Verilen Vekalet Ücretlerinin Belgelendirilmesi" başlıklı bölümünde; Bakanlığa intikal eden olaylardan, icra dairelerince borçludan alınarak, müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretlerinin belgelendirilmesi hususunda tereddüde düşüldüğünün anlaşıldığı, Vergi Usul Kanununun Mükerrer 257 ncİ maddesinin Bakanlığa verdiği yetkiye dayanılarak bundan böyle söz konusu avukatlık ücretlerinin bel gelen dirilmesinde aşağıdaki hususlara uyulması zorunluluğu getirildiği belirtildikten sonra, "İcra dairelerince borçludan alınarak müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretinin avukata ödendiği anda, avukat tarafından borçtu adına en az 2 nüsha serbest meslek makbuzu düzenlenecek ve makbuzun avukatta kalan nüshasına da icra dairesince ödemenin yapılmış olduğuna dair bir şerh düşülerek, ödemeyi yapan memur tarafından (sicil numarası da yazılarak) İmzalanacaktır. Yukarıda belirtilen şekilde yetkili memura imzalattırılmadığı tespit edilen her bir serbest meslek makbuzu için ayrı ayrı Vergi Usul Kanununun 352-II/7 nci maddesine göre söz konusu avukat adına usulsüzlük cezası kesilecektir." düzenlemesine yer verilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Yetki" başlıklı Mükerrer 257 nci maddesinin 4369 sayılı Kanunun 5 inci maddesiyle değişik l inci fıkrasının l inci bendinde; Maliye Bakanlığının; Mükellef ve meslek grupları itibariyle muhasebe usul ve esaslarını tespit etmeye, bu Kanuna göre tutulmakta olan defter ve belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını veya düzenlenmesini uygun gördüğü defter ve belgelerin mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi zorunlu bilgileri belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya; bedeli karşılığında basıp dağıtmaya veya üçüncü kişilere bastırıp dağıtmaya veya dağıttırmaya, bunların kayıtlarım tutturmaya, bu defter ve belgelere tasdik, muhafaza ve ibraz zorunluluğu getirmeye veya kaldırmaya, bu Kanuna göre tutulacak defter ve düzenlenecek belgelerin tutulması ve düzenlenmesi zorunluluğunu kaldırmaya yetkili olduğu, 4008 sayılı Kanunun 7 nci maddesiyle eklenen fıkrada, Maliye Bakanlığının, birinci fıkrada yazılı belge tasdik işlemim; noterlere, kanunla kurulmuş mesleki kuruluşlara veya uygun göreceği diğer mercilere yaptırmaya, ticari kazançları basit usulde tespit edilen gelir vergisi mükelleflerine özel bir defter tutturmaya ve bu konulara ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Mükerrer 257 nci maddede verilen yetkinin kapsamının maddede sayılmış olan konularla sınırlı olduğu, açıkça yetki verilmemiş bir konuda idarenin düzenleme yetkisi bulunduğundan söz edilemeyeceği ayrıca yasada düzenlenmiş olan bir konuda idari düzenleyici işlemle yasadaki düzenlemeye ters düşen farklı bîr uygulama getirilemeyeceği bunun verginin kanuniliği ilkesi ile de bağdaşmayacağı açıktır.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun Makbuz mecburiyeti başlıklı 236 nci maddesinde, Serbest meslek erbabının, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı İçin iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşterinin de bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetinde olduğu, makbuz muhteviyatı başlıklı 237 nci maddede, Serbest meslek makbuzlarına: 1. Makbuzu verenin soyadı adı veya unvanı, adresi, vergi dairesi ve hesap numarası; 2. Müşterinin soyadı, adı veya unvanı ve adresi; 3. Alınan paranın miktarı; 4.Paranın alındığı tarihin; yazılacağı ve bu makbuzların serbest meslek erbabı tarafından İmzalanacağı, serbest meslek makbuzlarının seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirileceği belirtilmiştir.

213 sayılı Kanunun 236 ve 237 nci maddelerinde serbest meslek makbuzlarına ilişkin ayrıntılı düzenlemelere yer verilmiş, serbest meslek makbuzunun hangi şartlarda, kime ve nasıl düzenleneceği açıkça gösterilmiş, ihtiva etmesi gereken bilgiler tek tek sayılmıştır. Buna göre serbest meslek makbuzu ancak müşteri adına düzenlenebilecek ve sadece avukat tarafından imzalanması yeterli olacaktır. Maliye Bakanlığına kanunla açıkça düzenlenmiş olan bu konuda yeni bir düzenleme yapması konusunda yetki verilmiş olduğu düşünülemez.

Bu durumda, serbest meslek makbuzuna ilişkin yasal düzenlemeler arasında yer almayan ve Kanunda belirtildiği şekilde, avukatın müşterisi olmayan karşı taraftan icra kanalıyla tahsil ettiği paralar için serbest meslek makbuzu düzenlenmesi ve bunun icra memuru tarafından imzalanması zorunluluğu getirilmesi ve bu uygulamanın yaptırımı olarak usulsüzlük cezası öngörülmesi, kanunla idareye tanınan yetkinin aşılması anlamına geldiğinden 356 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin dava konusu edilen bölümünde yasaya uyarlık görülmemiştir.

Bu nedenle, 23.2.2006 gün ve 26089 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 356 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin "B-İcra Dairelerince Alacaklı Taraf Avukatına ödenmesine Karar Verilen Vekalet Ücretlerinin Belgelendirilmesi" bölümünün iptali istemiyle açılan dava sonuçlanıncaya kadar yürütmenin durdurulmasına, 25.10 YTL. Harcın yürütmenin durdurulmasını isteyenden alınmasına 20.6.2006 günüde oybirliğiyle karar verildi.



Başkan Üye Üye Üye Üye

M. Engin Kumrulu Serap Aksoylu F.Anıl Genç Ayper Göktuna M.Zeki Çelebioğlu
Old 29-07-2009, 14:42   #7
me_as

 
Varsayılan

SGK icraya vekalet ücretimizi yatırdı. Bu anlatılanlar ışığında SGK'ya keseceğimiz makbuzu kendilerine postalama yükümlülüğümüz olmamalı. Ancak kesilecek makbuz stopajlı olacağından icra dosyasına koymamız yeterli olacakmı?
Old 29-07-2009, 23:24   #8
ozlm

 
Varsayılan

SGK veya stopaj yükümlüsü borçluya serbest meslek makbuzunuzu iadeli taahhütlü göndermeniz gerek. kurumlar stopajı kaynağında kesip serbest meslek makbuzu kendilerine ulaştığında vergi dairesine yatırıyor. yoksa sizin dosyadan ne zaman parayı çekip makbuz keseceğiniz bilinemez.
Old 04-08-2009, 17:09   #9
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan

Konu idarece karmaşıklaştırılmıştır.

DİYARBAKIR BAROSU BÜLTENİ
SAYI 8 ŞUBAT - MAYIS 2004

PROF. DR. NİHAL SABAN İLE VERGİ HUKUKU ÜZERİNE...

ilgili kısmından kısa bir alıntı.

"Avukatların vergi sorunları var. Bu Avukatlık Yasasında yapılan değişiklikle " ..dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir..." biçimindeki düzenleme avukatın vergi yükümlülüğü nedir? Sorusunu gündeme taşıdı Maliye Bakanlığının 16.4.2003/16440 sayılı Türkiye Barolar Bir¬liğine verdiği özelgede Gelir vergisi Kanunu 94'e göre stopaj yapılacağı, Avukatın da Katma Değer Vergisi Ka¬nunu kapsamında hizmet sunma nedeniyle katma de¬ğer vergisine tabi olacağı ve ödemeyi yapan adına serbest meslek makbuzu kesmesi gerektiği ve belgede ayrıca katma değer vergisinin hesaplanması ve gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Buradaki problem alanı öncelikle avukatlık mesleği ile ilgilidir. Avukatın müvekkili dışında karşı taraf hizmet sunması mesleğin yapısı gereği mümkün değildir. Buna bağlı olarak da hizmet sunulmayan taraf açısından katma değer vergisi doğmaz. Maliye Bakanlığı vergi alma adına mesleklerin niteliğini değiştirmeye uğraşıyor.
Bununla bağlantılı Yargıtay 4 Hukuk Dairesi "yargıla¬ma giderleri, aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir ve vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir.... taraf Sıfatı bulunmayan vekil yararına hükmedileceği.."biçiminde karar vermiştir.
Diğer konular ise Barolar Birliği tarafından hazırlanan 2003 yılı tarifesinde katma değer vergisinin ayrıca alınacağı belirlenmiş 2004 için bu düzenleme kaldırılmıştır. Ancak Yargıtay 18 Hukuk Dairesi "bu bedele KDV uygulanmasına" sözcüklerinin metinden çıkarılmasına, 12 Hukuk Dairesi "..Mercice tarifeye göre hükmedilecek avukatlık ücretine KDV ilavesi gerekeceğinden.." biçiminde kararlar vermişlerdir. Bu konuda içtihatların birleştirilmesi gereği vardır."
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Borçlu Adına Serbest Meslek Makbuzu Kesmeye "Dur" Dendi! VARTO'LU Hukuk Haberleri 34 26-04-2012 00:48
SERBEST MESLEK MAKBUZU -Maliye Bakanlığı yazısı ekinheval Hukuk Haberleri 20 14-02-2010 00:59
Serbest Meslek Makbuzu Avukat_A.K. Meslektaşların Soruları 28 08-05-2009 11:55
Serbest Meslek Makbuzu Av.Özlem PEKSÜSLÜ Meslektaşların Soruları 2 08-01-2009 23:49
serbest meslek makbuzu düzenleme nizar Meslektaşların Soruları 3 08-11-2007 18:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07310796 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.