Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Reddedilen tanıma davası yeniden açılabilir mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-08-2010, 13:20   #1
ipek aslı

 
Varsayılan Reddedilen tanıma davası yeniden açılabilir mi?

Arkadaşlar merhaba;
Yabancı mahkeme tarafından verilen boşanmaya ilişkin kararın tanınması için Türk mahkemelerinde dava açıldı. Fakat dava kesin mehile rağmen delil (yabancı mahkemeden verilen boşanma ilamının aslı) ibraz edilmediği için reddedilmiştir. Bu durumda yeni deliller ibraz etmek suretiyle aynı dava yeniden açılabilir mi?
Şimdiden herkese teşekkür ederim...
Old 25-08-2010, 13:33   #2
Levent Cirit

 
Varsayılan

Davanız usülden reddeldiğinden yeniden açabilirsiniz kanaatindeyim.
Old 25-08-2010, 16:46   #3
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Levent Cirit
Davanız usülden reddeldiğinden yeniden açabilirsiniz kanaatindeyim.

Ben de tam tersine, davacının iddialarını kanıtlamak için mahkemece verilen kesin süreye uymaması nedeniyle verilen red kararının usule ilişkin olmayacağını ve kesin hüküm oluşturacağını düşünüyorum.
Old 25-08-2010, 16:58   #4
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Cengiz Aladağ'a aynen katılıyorum. Verilen karar davanın esastan reddidir.

T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas : 2001/5561
Karar : 2001/8425
Tarih : 01.01.2001


Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı, fazla çalışma ve yıllık izin ücreti, bayram ve hafta tatili gündeliklerinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Hüküm süresi içinde, davalı avukatınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı işçi davalı apartman işyerinde çöpcü olarak çalışırken, hizmet aktinin böldürmüş ve haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihtar tazminatları ile yıllık ücreti için, fazla mesai ve tatil çalışmaları karşılığı işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

Davalı işveren temsilcisince davacının daha önce aynı konuda dava açtığını davanın reddedildiğini savunarak kesin hüküm itirazında bulunmuştur.

YARGITAY KARARI

Mahkemece, önceki 1997/387 Esas sayılı dava dosyasında dava konusu ve sebebi ile tarafların aynı olması kabul edilmesine rağmen, esastan bir karar verilmediği, kesinleşen kararın usule ilişkin olduğu, kesin hükmün teşkil edemeyeceği gerekçesi ile kesin hüküm itirazı reddedilmiş ve kıdem ve ihtar tazminatları diğer alacakları hüküm altına alınmıştır.

Daha önce açılan dava sonunda verilip kesinleşen kararda dava konusu ve tarafların aynı olduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Açılan bu ilk davada mahkemece davacı tarafa tanıkların dinlenmesi için ücret ve davetiye giderleri konusunda kesin süre verilmiş ve süre sonunda bu işlemler yapılmadığı gerekçesiyle davanın HUMK.nun 163. mad. uyarınca usulen REDDİNE karar verilmiştir. Belirtmek gerekir ki HUMK.nun 163. maddesindeki düzenleme davanın usulden reddini öngören bir hükmü olmayıp, süresinde yapılmayan usuli işlemin yapılamayacağını, bu işlemden vazgeçilmiş sayılacağını başka bir anlatımda usulü işleminin yeniden yerine getirme isteminin reddini düzenleyen bir kuraldır. Bu usul işlemlerinin yerine getirilmemesi davanın esastan reddini gerektirmesi, ne varki mahkemece bu usul işlemlerin kesin sürede yerine getirilmemesi gerekçe yapılarak davanın reddine karar verilmiştir. Verilen bu kararın usulden verilmiş bir karar olarak değerlendirilmesi olanaksızdır. Davacı konusu ....... ve tarafları aynı olan ilk dava kesinleşen kararla sonuçlandığına göre, artık bir kesin hükmün varlığından sözedilmelidir. Davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerekirken, ilk kararın usuli işlemlerin olduğu gerekçesiyle yanlış değerlendirme sonucu bu davanın esasına girilerek hüküm kurulması hatalıdır.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, ..2001 gününde oybirliği ile karar verildi
Old 26-08-2010, 12:12   #5
Levent Cirit

 
Varsayılan

MÖHUK Md.53 " Tenfiz dilekçesine aşağıdaki belgeler eklenir:

a) Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi.

b) İlâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi."
Somut olayda, bir usul kanunu olan MÖHUK'un aradığı belge tenfiz dilekçesine eklenmemiştir. Bu nedenle kişi dava şartını tamamlayamamıştır. Haliyle red, usule ilişkindir. Mahkeme daha dosyanın esasına girmemiştir. Bu nedenle yeniden açılabilir.

Sayın Adnan Bey'in eklediği kararda ise artık mahkeme esas girmiş ancak kişi tanıklarını hazır etmemiş, gerekli giderleri de yatırmamıştır ve bu nedenle de davasını ispat edemediğinden esastan red kararı verilmiştir.
Old 27-08-2010, 10:50   #6
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Cirit'in gerekçesi mantıklı bir gerekçe. Ancak, Tanıma ilişkin kararların da esas yönünden Kesin Hüküm olabileceğini düşünüyorum. Bu nedenle söz konusu olayda her ne kadar usuli bir işlemin eksikliği nedenine dayansa da sonuç itibariyle esas yöünden kesin hüküm teşkil edebileceği kanaatindeyim.


T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi

Esas : 1998/11732
Karar : 1998/13640
Tarih : 15.12.1998

USUL
TENFİZ
TANIMA
KESİN HÜKÜM


Özet :Tanıma ve tenfize ilişkin verilen kararlar da kesin hüküm niteliğinde olabilir.



( 2675 s. -mülga- MÖHUK. m. 13/1, 38 )




Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün * tebligata rağmen taraflar gelmediler. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

1- Davalı 2675 sayılı yasanın 38/d.maddesine dayanarak kendisinin hükmü veren mahkemeye çağrılmadığını ve hükmü veren mahkemenin mensup olduğu devletle karşılıklılığın bulunmadığını ileri sürmüş ise de bu yolda herhangi bir delil getirememiş olması ve tenfizi istenen yabancı kararda yazılanlar karşısında aşağıda belirtilen yönler dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2- Davacı, İzmir 9.Asliye Hukuk Mahkemesinde aynı konuda 1994/317 esas sayılı davanın açıldığını ve isteğin retle sonuçlandığını ileri sürmüştür. Kesin hüküm dava şartıdır. Hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemece bu dosya celbedilerek incelenip, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Açıklanan yön üzerinde durulmaması usul ve yasaya aykırıdır.

3- Kabule göre de;

a-) Toplanan delillerden tarafların Türk olduğu anlaşılmaktadır. 2675 sayılı yasanın 13/1.maddesine göre, boşanma sebepleri ve hükümleri hakkında eşlerin müşterek milli hukuku uygulanır. Yabancı mahkeme Türk hukukunu uygulamamıştır.2675 sayılı kanunun 38/b maddesi uyarınca bu hususun gözetilmemesi isabetsizdir.

b-) Evlilik bağına ilişkin kararların tanınması hakkındaki sözleşme 14/09/1975 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Tenfizi istenilen hükmü veren mahkemenin bağlı olduğu devletin bu sözleşmeye iştirak edip etmediği de araştırılmadan hüküm kurulması yerinde değildir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün ikinci bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi.15/12/1998 (sALI)
Old 27-08-2010, 11:00   #7
Levent Cirit

 
Varsayılan

Biraz fikir cimnastiği yapalım. Yurt dışında boşanmış ama Türkiye'de evli gözüken bir kişi boşanma davasının tanınması için dava açıyor. Süresinde yabancı mahkeme ilamını sunmadığından davası reddediliyor ve kesin hüküm diye aynı konuda tekrar dava açamıyor.
Ya da yurt dışında babalık davası açan bir kişi, zamanında ilamı Türk mahkemelerine sunamadığından Türkiye'de baba nüfusuna kaydını yaptıramıyor.
Bu kişilerin kişilik haklarını vatandaşı olduğu T.C. nasıl koruyacak peki?
Burada kesin hüküm olması için aranan şartlar başkadır. Örneğin bir üst mesajdaki yargıtay kararında olduğu gibi davanın esasına girilir ve tanınacak mahkeme ilamı tanımaya elverişli mi diye bakılır (Yabancı mahkeme Türk Hukukunu uygulamış mı gibi). Ama somut olayda sadece usuli bir eksiklik vardır ve tamamlanarak tekrardan dava açılabilir.
Old 03-01-2011, 20:30   #8
MUSTAFA ERŞEN

 
Varsayılan

Levent beye katılıyorum. Dava şartı gerçekleşmeden dava reddedilmiştir. Bence yeni bir dava açabileceğiniz gibi ilk kararı veren mahkemeye Tanıma ve tenfizi yapılacak mahkeme kararı ve onanmış tercümesini sunarak yargılamanın yenilenmesini isteyebilirsiniz.Tabiki talebiniz reddedilecektir. Bu red kararını da temyiz edebilirsiniz diye düşünüyorum.

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/21321

K. 2010/428

T. 13.1.2010

• YABANCI MAHKEME KARARININ TANINMASI TALEBİ ( İlamının Kesinleştiğini Gösteren O Ülke Makamlarınca Usulen Onanmış Belgenin İbrazı Zorunluluğu )

• ARA KARARI ( Dönülmeden ve Mahkemece Ara Kararı Uyarınca İşlem Yapılmadan Eksik İnceleme İle Hüküm Tesisinin Doğru Olmadığı )

5718/m. 53

ÖZET : Davacı, yabancı mahkeme kararının tanınması talebinde bulunmuştur. Yabancı mahkeme kararının tanınabilmesi için yabancı mahkeme ilamının kesinleştiğini gösteren o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belgenin ibraz edilmesi zorunludur. Somut olayda, verilen ara kararı ile, buna ilişkin belgenin istinabe yoluyla istenilmesine karar verilmiştir. İstinabe evrakları eksiklik nedeniyle geri çevrilmesine rağmen eksiklik ikmal edilerek yeniden yazı yazılmadığı gibi, buna dair ara kararından da dönülmemiştir. Eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda; mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı Hollanda mahkemesince verilen boşanma kararının tanınmasına karar verilmesini istemiş, mahkemece; "kesinleşmiş yabancı ilamın ve tercümesinin verilen kesin süreye rağmen davacı tarafından sunulmadığı" gerekçe gösterilerek istek reddedilmiştir.
Yabancı mahkeme kararının tanınabilmesi için yabancı mahkeme ilamının kesinleştiğini gösteren o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belgenin ibrazı zorunludur ( 5718 s. MÖHUK md. 53 ). 20.11.2008 tarihli oturumda verilen ara kararı ile tanınması istenilen yabancı ilamın kesinleşip kesinleşmediğinin tespiti ile buna ilişkin belgenin aslının ya da tasdikli suretinin istinabe yoluyla istenmesine karar verilmiş, yazılan istinabe evrakı eksiklikler nedeniyle Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış ilişkiler Genel Müdürlüğü'nce 25.12.2008 tarihinde mahkemesine geri çevrilmiştir, istinabe evrakındaki eksik hususlar ikmal edilerek yeniden yazı yazılmadığı gibi, buna dair ara kararından da dönülmemiştir. Mahkemece ara kararı uyarınca işlem yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
Old 03-01-2011, 20:31   #9
MUSTAFA ERŞEN

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/9244
K. 2008/9002
T. 19.6.2008
• YABANCI MAHKEME ( BOŞANMA ) KARARININ TANINMASI ( Yabancı Mahkeme İlamının İlamı Veren Yargı Organı Tarafından Onanmış Örneğinin ve Onanmış Tercümesinin Sunulmasının Yeterli Olduğu )
• TANIMA ( Hükümden Sonra Yürürlüğe Giren Yasa Uyarınca Yabancı Mahkeme İlamının İlamı Veren Yargı Organı Tarafından Onanmış Örneğinin ve Onanmış Tercümesinin Sunulmasının Yeterli Olduğu )
• İLAMIN ONANMIŞ ÖRNEĞİ ( Yabancı Mahkeme ( Boşanma ) Kararının Tanınması - Yabancı Mahkeme İlamının İlamı Veren Yargı Organı Tarafından Onanmış Örneğinin ve Onanmış Tercümesinin Sunulmasının Yeterli Olduğu )
5718/m.53/1
ÖZET : Davacı, Hollanda mahkemesince verilen boşanma kararının, tanınmasına karar verilmesini istemiştir. Hükümden sonra yürürlüğe giren 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanununun 53/1. maddesinde; yabancı mahkeme ilamının, ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneğinin ve onanmış tercümesinin sunulması yeterli kabul edilmiştir. Mahkemece; “yabancı ilamın onanmış aslının verilen kesin süreye rağmen davacı tarafından sunulmadığı” gerekçe gösterilerek istek reddedilmesi isabetsizdir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı, Hollanda mahkemesince verilen boşanma kararının, tanınmasına karar verilmesini istemiş, mahkemece; “yabancı ilamın onanmış aslının verilen kesin süreye rağmen davacı tarafından sunulmadığı” gerekçe gösterilerek istek reddedilmiştir.
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Hükümden sonra 12.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanununun 53/1. maddesinde; yabancı mahkeme ilamının, ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneğinin ve onanmış tercümesinin sunulması yeterli kabul edilmiştir.Bu husus gözetilerek işin esasının incelenmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
Old 03-01-2011, 21:02   #10
tiryakim

 
Varsayılan

Merhabalar arkadaşlar bir konuda fikirlerinize ihtiyacım var :
Bundan 6 ay önce açtığım yabancı mahkeme kararının ( Boşanma Kararının ) tenfizi dilekçesinde tebligat hala dönmediği için duruşma başka bir güne atıldı.
Ben buradaki yorumları okuduğumda şunu farkettim . Ben dilekçemde hiç tanımadan bahsetmedim. Ben boşanma davası dilekçemde tanıma yerine, tenfiz yazdım.
Boşanma Davası dilekçesinde Tanıma yerine Tenfiz yazmam bir sıkıntı doğurur mu ?
(((Benim bildiğim kadarı ile tenfiz niteliği itibarı ile tanımayıda içerdiği için dilekçemde bu şekilde belirttim.)))
Acaba yanlış birşey mi yaptık.Yorumlarınızı yazarsanız sevinirim.
Old 04-01-2011, 10:37   #11
mehmetseyrek

 
Varsayılan

Doğru yazmışsınız.Yabancı mahmeke kararında infazı istenecek bir husus yoksa sadeace boşanma kararı ise tanıma ; velayet, nafaka gibi hükümler varsa tenfiz istemek gerekir.
Ancak önerim: siz de geleneğe uyup bu tür davalarınızı "tanıma ve tenfiz" diye açın.
Kolaylıklar diliyorum.
Av. MEHMET SEYREK
Old 05-01-2011, 11:06   #12
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mehmetseyrek
Doğru yazmışsınız.Yabancı mahmeke kararında infazı istenecek bir husus yoksa sadeace boşanma kararı ise tanıma ; velayet, nafaka gibi hükümler varsa tenfiz istemek gerekir.
Ancak önerim: siz de geleneğe uyup bu tür davalarınızı "tanıma ve tenfiz" diye açın.
Kolaylıklar diliyorum.
Av. MEHMET SEYREK

Teşekkürler Mehmet Bey. Cevap Verdiğin mesajınızda şöyle demişsiniz .

Alıntı:

Yabancı mahmeke kararında infazı istenecek bir husus yoksa sadeace boşanma kararı ise tanıma ; velayet, nafaka gibi hükümler varsa tenfiz istemek gerekir.


Ben sadece boşanma davası açtım sizin mesajınızda ise, boşanma kararı ise tanıma demişssiniz, velayet ve nafaka durumlarında ise tenfiz istemek gerekir demişssiniz. Ben sadece boşanma açtım. Boşanmada tenfizden bahsettim.O zaman ben yanlış mı açmış oluyorum davayı.
Old 31-01-2011, 14:50   #13
mehmetseyrek

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
Teşekkürler Mehmet Bey. Cevap Verdiğin mesajınızda şöyle demişsiniz .



Ben sadece boşanma davası açtım sizin mesajınızda ise, boşanma kararı ise tanıma demişssiniz, velayet ve nafaka durumlarında ise tenfiz istemek gerekir demişssiniz. Ben sadece boşanma açtım. Boşanmada tenfizden bahsettim.O zaman ben yanlış mı açmış oluyorum davayı.

Sayın Meslektaşım,
Yanlış anlamadımsa siz, dış ülkede verilmiş bir boşanma kararı varken tutmuş burada da bir boşanma davası açmışsınız.
Bu durumda ne olacak?
Hakkında hüküm verilmiş. Ama bunu veren bir başka ülke mahkemesi olduğu için bizim mahkemelerimizi bağlamaz.Siz pekala zor ve dikenli yollardan geçerek bir boşanma kararı elde edebilirsiniz.
Peki dış ülkelerde verilmiş bir boşanma kararı varsa neden yeniden bir boşanma davası açmayıp da tanıma-tenfiz açıyoruz?
Çünkü bu daha kolay bir yol.Daha pratik.Hazır elde verilmiş bir karar var.
Kolay gelsin.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hizmet tespit davası ile işçi alacağı davası birlikte açılabilir mi a.lawyer Meslektaşların Soruları 50 21-09-2016 13:06
İtirazın kaldırılması davası devam ederken itirazın iptali davası açılabilir mi? Av. Yasin Yıldız Meslektaşların Soruları 13 14-11-2011 14:05
Daha Önce Reddedilen Dava/ Yeniden Dava Açılması/ Yurtdışında Sigorta Denkleştirmesi, Konuk00 Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 2 22-08-2010 23:11
reddedilen boşanma davası üzerine yeni dava avukathavva Meslektaşların Soruları 4 21-03-2009 18:25
Kat Mülkiyeti/Reddedilen Tescil Davası Sonrası Av. Bülent Sabri Akpunar Meslektaşların Soruları 0 13-12-2007 13:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06395197 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.