Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kaçak Yapı / İdari Para Cezası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 10-01-2012, 15:39   #1
Av. Talip HALLAÇ

 
Varsayılan Kaçak Yapı / İdari Para Cezası

sayın meslektaşlarım;
belediye, kaçak yapı yapıldığından bahisle ve encümen kararı almak suretiyle idari para cezası kararı vermiş ve encümen kararı ile birlikte ödeme emrini vatandaşa tebliğ etmiş.
ödeme emrine Sulh Ceza Mahkemesinde yapılacak itirazın süresi geçmiş.
1- FAZLA KATIN YIKILMASI HALİNDE PARA CEZASI ORTADAN KALKAR MI?
2- ENCÜMEN KARARININ İPTALİ İÇİN İDARE MAHKEMESİNE GİTMEM HALİNDE, SÜREÇ İÇERİSİNDE YIKIMIN GERÇEKLEŞMESİ DAVAYI KAZANDIRIR MI? (VATANDAŞ ENCÜMEN KARARINDAN ÖNCEKİ BİR TARİHTE YIKACAĞINI BEYAN EDEN DİLEKÇE VERMİŞ)
3- ÖDEME EMRİNDE İTİRAZ SÜRESİ VE İTİRAZ MERCİİ YAZMIYOR BU DURUM ETKİLİ OLURMU? NE YAPMAM LAZIM?

İLGİNİZE ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER...
Old 10-01-2012, 15:45   #2
Av. Ali YILMAZKARA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Talip HALLAÇ
1- FAZLA KATIN YIKILMASI HALİNDE PARA CEZASI ORTADAN KALKAR MI?

Ceza yargılamasında olsaydı evet diyebilirdim.

Alıntı:
Yazan Av. Talip HALLAÇ
2- ENCÜMEN KARARININ İPTALİ İÇİN İDARE MAHKEMESİNE GİTMEM HALİNDE, SÜREÇ İÇERİSİNDE YIKIMIN GERÇEKLEŞMESİ DAVAYI KAZANDIRIR MI? (VATANDAŞ ENCÜMEN KARARINDAN ÖNCEKİ BİR TARİHTE YIKACAĞINI BEYAN EDEN DİLEKÇE VERMİŞ)

Dava konusuz kalır.

Alıntı:
Yazan Av. Talip HALLAÇ
3- ÖDEME EMRİNDE İTİRAZ SÜRESİ VE İTİRAZ MERCİİ YAZMIYOR BU DURUM ETKİLİ OLURMU? NE YAPMAM LAZIM?

Ödeme emrinin iptalini talep edebilirsiniz. Kanımca şekil şartı eksikliği nedeniyle ödeme süresi ile bağlı değildir.
Old 10-01-2012, 15:48   #3
Av. Talip HALLAÇ

 
Varsayılan

TEŞEKKÜR EDERİM ÜSTADIM.
Ödeme emrinin iptalini hangi merciden ve ne şekilde talep edebilirim?
Old 10-01-2012, 16:36   #4
Av. Ali YILMAZKARA

 
Varsayılan

Normalde idari para cezalarında itiraz merci Sulh Ceza mahkemesi olması bir yana idari işlem olan ödeme emrindeki bu itiraz hususunun eksikliği nedeniyle idari işlemin iptali için idare mahkemesine başvurulabileceği kanaatindeyim. Biraz araştırma yapmam gerekiyor. Ancak konu hakkında tecrübe sahibi meslektaşarımız var ise ben de bilgilenmiş olurum
Old 11-01-2012, 13:59   #5
AV.HANİFE

 
Varsayılan

2011 yılı mart ayında kaçak yapı nedneiyle verilen idari para cezasının iptali için idare mahkemesinde dava açtım.Görevsizlik nedeniyle red verilmedi.Esasa girildi.Şu an keşif aşamasındayız.Bence idare mahkemesi yetkilidir.Kaldı ki anayasanın 40/2 maddesi gereğince idare yaptığı işleme karşı hangi sürede hangi merciye karşı yasal yollara başvurabileceğini ilgiliye bildirmek zorundadır.
Old 11-01-2012, 14:23   #6
Av. Çıldır

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;

İşinize yarayabileceğini düşündüğüm bir hususa dikkatinizi çekmek istiyorum;

İmar Kanunu 32. maddesinde; "Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister. " hükmü bulunmaktadır.

Buna göre belediye denetleme sırasında projeye ya da kanuna aykırılık tespit ederse bunun 1 ay içinde giderilmesi için süre vermek zorundadır. Eğer ki bu süre ihlal edilmişse. Yıkım kararına karşı İdare Mahkemesi'nde açacağınız davayı kazanma şansınız yüksektir diye düşünüyorum. Bu davanın süresi ise kararın size tebliğinden itibaren 60 gündür.

Saygılarımla.
Old 17-01-2012, 15:43   #7
ynpzrlyz

 
Varsayılan İmar aykırılık nedeni ile idari para cezası

Aşağıdaki dilekçemizde sözü edilen Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca imar para cezasına itiraz davaları artık idari yargının görev alanı içerisindedir.
Hatta; Anayasa Mahkemesi Kararındaki çoğunluk görüşüne göre idari işlemin iptalinin söz konusu olmadığı durumlarda dahi salt bu konuda dahi imar para cezasına itiraza ilişkin idare mahkemesine dava açılabilir.
Dilekçede konuya ilişkin bir çok yargı kararı yazılı olduğundan örneğini ekte veriyorum.

Yeri gelmişken çok önemli bir konuyu da dikkatlerinize sunuyorum.
2577 Sayılı Yasanın 15. maddesinin 1/d bendi uyarınca idare mahkemeleri dilekçedeki eksiklikler nedeni ile yeniden dava açılmak üzere sıklıkla davanın reddine karar vermektedir.
Adli mahkemelerde daha yoğun dava takip eden avukatlar genelde davaları isimlendirirken veya talep konusunu belirtirken alışkanlıkla boşanma, maddi tazminat, tahliye vb. gibi çok kısa ifadeler kullanmaktadırlar. Oysa idari yargıda davanın adı veya talep konusunun sanki netice-i talep gibi bildirilmesi istenmektedir. Bu nedenle 10-15 satırla ifade olunan dava adı veya talep konusu ortaya çıkmaktadır.
İkinci bir husus davada ne istendiğinin yani dava sonucunun net olarak, paragraflar halinde ortaya konulmasıdır. Aksi takdirde dilekçe yine ret edilecektir.
Ayrıca tebliğ tarihi, yoksa öğrenme tarihi de mutlaka yazılacaktır.Müeyyideleri ağır olduğu için genç avukat arkadaşlarımızın bilgilerine sunmak istedim.


NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA
………
( Yürütmenin Durdurulması İstemlidir )


DAVACILAR : 1-
VEKİLLERİ : Av.
DAVALI : …Belediye Başkanlığı
DAVA KONUSU : 1)- … adresinde bulunan ve Tapunun …Parsel sırasında kayıtlı yapıdaki, sırası ile Blok, Kat ve Bağımsız bölümü ifade etmek üzere;
…28 bağımsız bölüme ilişkin olarak …Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nce düzenlenen … Tarihli, bila sayılı 28 adet yapı tatil zabıtlarının iptalleri,
2)- …Parsel sırasında kayıtlı yapıdaki imara aykırılıklar iddiası ile Belediye Encümeni’nce 3194 Sayılı Yasanın 42. maddesi uyarınca verilen;
…. sayılı idari para cezalarının iptalleri,
3)-…. Belediyesi Mali Hizmetler Müdürlüğü antetli, tamamında sol altta 04.01.2012 Tarihini ihtiva eden,
…..adına düzenlenen ( …. ) sayılı,
ödeme emirlerinin iptalleri,
4)-….Belediyesince tüm müvekkillerim aleyhine verilen tüm Yapı Tatil Zabıtlarının, Encümen Kararlarının ve ödeme emirlerinin yürütmelerinin takdiren teminatsız olarak durdurulması istemidir.
TEBLİĞ TARİHİ : Yapı Tatil Zabıtlarının veBelediye Encümen Kararlarının tamamı …. günü, ödeme emirlerinin tamamı ise …. günü tarafımızdan öğrenilmiştir.
AÇIKLAMA :

I)-….Parsel sırasında kayıtlı binanın yapımı mimari projesine uygun olarak tamamlanmış ve oturma ruhsatları alınmıştır.
Mimari proje;
TMMOB Odası …. Temsilciliğince,
…. Yapı Denetim Şirketince ve
…..Belediyesi İmar ve Fen İşleri Müdürlüğü’nce onanmıştır.
Hal böyle iken;
Hayali bir kişinin kimliği ve imzası konulmak sureti ile 3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanunun 6. maddesi delaletiyle 4. maddesine aykırı yapılan bir ihbarın davalı idarece hukuka aykırı olarak değerlendirilmesi sureti ile dava konusu dükkân ve evlere ilişkin olarak yapı tatil tutanakları tutulmuş, bilahare …. Belediye Encümenince 3194 Sayılı Yasanın 42. maddesi uyarınca kuzey ve batı cephelerinde açık çıkmalar ve terasın bir bölümünün ruhsatsız olarak kapatıldığı iddiası ile 26.12.2011 günü 28 ayrı bağımsız bölüme ilişkin olarak idari para cezası verilmiştir.
Belediye görevlilerince yapılan araştırma sonucunda ihbarcının isminin, adresinin ve imzasının gerçek olmadığı anlaşılmıştır.
Geçersiz ihbar dilekçesine dayanak alınarak tutulan tutanakların, encümen kararlarının ve verilen idari para cezalarının hiçbir hükmü yoktur. İşlemler başlangıçta sakat olup hüküm ifade edemezler.
YAPILAN TÜM İDARİ İŞLEMLER YOK HÜKMÜNDEDİR. Aksine davranışlar hukuk devleti ilkelerinin çiğnenmesi olarak yorumlanacaktır. İhbar dilekçesinin 3071 Sayılı Yasanın 4 ve 6. maddelerine uygun olmaması nedeni ile değerlendirmeye alınmayarak mahsus klasörüne konulması gerekir.
Dava konusu ettiğimiz aşağıda belirtilen Yapı Tatil Zabıtlarının veBelediye Encümen Kararlarının tamamı 03.01.2012 günü, ödeme emirlerinin tamamı ise 10.01.2012 günü tarafımızdan öğrenilmiştir.
Hiçbir işlem Tebligat Kanununa uygun olarak resmen tebliğ olunmamıştır.

II)-YAPI TATİL ZABITLARININ İPTALLERİ TALEBİMİZ:

…. Parsel sırasında kayıtlı yapıdaki, sırası ile Blok, Kat ve Bağımsız bölümü ifade etmek üzere;
…..28 bağımsız bölüme ilişkin olarak …. Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nce düzenlenen 09.12.2011 Tarihli, bila sayılı 28 adet yapı tatil zabtının aşağıdaki gerekçelerimiz doğrultusunda iptalleri gerekir.
1)-Davaya konu tüm bağımsız bölümlerin yapımları projesine uygun bir şekilde tamamlanmış, oturma ruhsatları da alınmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin 2007/35 Esas sayılı kararında da belirtildiği üzere bu nitelikteki yerlerde yapı tatil değil ancak yapı tespit zabtı tutulması mümkündür. Bu nedenle tutulan yapı tatil zabıtları tamamen yanlıştır.
2)-Dilekçemizin ilerideki bölümlerinde detaylı olarak açıklanacağı üzere imara aykırı olduğu iddia edilen tüm balkonlar gömme niteliktedir. Bu nedenle yüksek mahkeme kararları doğrultusunda cam veya alüminyum ile kapatılmaları imar mevzuatına aykırılık teşkil etmemektedir. Teraslar ise zaten binanın dıi cephelerinde bir çıkıntıya neden olmamaktadır. Bu nedenlerle imara aykırılık söz konusu olmadığından yapıların tatil edilmesi doğru değildir.
3)-Esasen yapı tatil zabıtlarının ruhsata aykırılıkları somut ve ayrıntılı olarak belirtecek şekilde düzenlemesi gerekir. Çünkü belirtilen noksanlıkların 1 aylık süre içerisinde giderilmesi, ruhsata uygun hale getirilmesi söz konusudur. Y.İDDK.’nun 05.05.2005 Tarihli ve 2004/2530 Esas, 2005/1121 Karar sayılı kararında bu husus aynen benimsenmiştir.
Oysa davamızda iptallerini talep ettiğimiz hiçbir yapı tatil zabtı mevzuata ve yukarıda belirtilen yüksek mahkeme kararına uygun değildir. Somut ve ayrıntılı bir aykırılık gösterilmemiştir.
Bu nedenlerle yukarıda dökümü yapılan tüm yapı tatil zabıtlarının iptalleri gerekir.

III)-ENCÜMEN KARARLARININ İPTALLERİ TALEBİMİZ:

Her bir müvekkilim yönünden verilen idari para cezalarının hangi bağımsız bölüme ilişkin olduğu, verilen ceza miktarı ve encümen kararının sayısı aşağıda tablo olarak gösterilmiştir.
……………………………………………
Verilen cezalar usul ve yasaya keza yüksek mahkeme görüşlerine tamamen aykırıdır.
1- Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 15.03.2007 Tarihli ve 2004/2182 Esas, 2007/353 Karar sayılı kararı ile gömme balkonlarda alüminyum çerçeve ve cam ile kapatılmak sureti ile yapılan değişikliklerin ruhsat gerektirmediği net bir şekilde belirtilmiştir.
İdareyi bağlayıcı nitelikteki söz konusu kararda aynen “…olayda, davacının maliki olduğu bağımsız bölümde ruhsat eki projesinde açık olan balkonu kapalı hale getirdiğinin belirlenmesi üzerine dava konusu yıkım ve para cezasına ilişkin işlem tesis edildiği, İdare mahkemesi kararına dayanak alınan bilirkişi raporunda, dava konusu balkonun tünel kalıp yapım tekniğine bağlı olarak taban alanı sınırlarını belirleyen, zemin ile irtibatlı, betonarme perde düşey elemanların arasında ve taban alanı içinde imal edildiği için çıkma niteliğinde olmadığı, gömme niteliğinde olduğu, açık bir kullanım mekânı olan bu balkonun ön cephesinin sabit alüminyum çerçeve ve cam ile kapatılmak suretiyle açık kullanım alanının kapalı kullanım alanına dönüştürüldüğünün belirtildiği, gömme balkonun kapatılması suretiyle taban alanı dışında yeni ve fazladan bir alan kazanılmadığı, çekme mesafesinin ihlal edilmesinin söz konusu olmadığı, tadilatın taşıyıcı unsurları etkilemediği, cephe görünümde meydana gelen değişikliğin ise yukarıda anılan Yasa ve Yönetmelik hükümleri uyarınca ruhsat gerektirmediği anlaşıldığından, anılan tadilatın yıktırılmasına ve para cezası verilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesinin ısrar kararında hukuki isabet görülmemiştir. “ denilmiştir.
Davamıza konu …Parsel sırasında kayıtlı binadaki tüm balkonlar yüksek mahkemenin tarif ettiği üzere gömme niteliğindedir. Teraslar ise zaten yapılışları gereği çekme mesafesi ile ilgili değillerdir. Somut davamıza konu yapıdaki gerek balkonların gerekse terasların taşıyıcı unsurları etkilemesi ise düşünülemez.
Gömme ( Loca ) balkon TDK. Sözlüğünde “ Dış yüzeyden dışarı taşmayan, evin kullanım alanı içinde kalarak yapılmış balkon. “ şeklinde, imar ile ilgili çeşitli internet sitelerinde ise “ Binanın içine doğru girintili yapılmış, erişilebilir platform.” şeklinde tarif edilmiştir.
Bu nedenle davamıza konu 28 adet dükkan ve dairenin balkon ve teraslarının hangi nitelikte olduklarının bilirkişi kurulu katılımı ile mahallen icra olunacak keşif ile belirlenmesini isteriz.
Esasen;
Davamıza konu dükkân ve evlerin tamamının yapımı ruhsatına uygun bir şekilde bitirilmiş, oturma izinleri alınmıştır.
Balkonları kapatılmış olarak gösteren yeni inşaat projesi de davalı Belediye tarafından onaylanmıştır.
Yapı kullanma izni bir diğer deyişle oturmaya uygun olan, balkonları kapalı halde gösteren değişiklik projesi Belediyece onaylanmış yapıya ilişkin olarak idari para cezası veren encümen kararları bu nedenle yanlış ve hukuka aykırıdır.
Yapı kullanma izni olan binalarda imara aykırılık halinde uygulanacak prosedür değişiktir. Kaldı ki Anayasa Mahkemesi kararında belirtildiği üzere tamamlanmış binalarda Yapı Tatil değil Yapı Tespit tutanağının tutulması gerekir.
Ayrıca;
Yukarıda izah olunduğu üzere yapı tatil zabıtlarının ruhsata aykırılıkları somut ve ayrıntılı olarak belirtecek şekilde düzenlemesi gerekir. Aynı koşullar idari para cezası verilmesine ilişkin Belediye Encümen Kararları için de geçerlidir. Oysa dava konusu ettiğimiz encümen kararları yeterli ve ayrıntılı açıklamadan yoksundur. Yapı tatil zabıtlarının tekrarı hüviyetindedir.
2-Kabulümüz anlamına gelmemek üzere; davalı idare cezalandırmada ifrata giderek çok basit bir konuda cezayı 5 yönden eklemeler yapmıştır.
A-Öncelikle;
3194 Sayılı İmar Yasasının 42. maddesinin;
2/a bendinde: “ …Bakanlıkça belirlenen yapı sınıflarına ve gruplarına göre yapının inşaat alanı üzerinden hesaplanmak üzere, MEVZUATA AYKIRILIĞIN HER BİR METREKARESİ İÇİN”,
Yine 2/c bendinde: “…(a) ve (b) bentlerinde belirtilen şekilde tespit edilen para cezalarının miktarına göre ayrı ayrı hesap edilerek ilave olunur. PARA CEZALARINA KONU OLAN ALANIN HESAPLANMASINDA, AYKIRILIKTAN ETKİLENEN ALAN DİKKATE ALINIR”.
42. maddenin gerekçesinde ise: “…(a) bendinde Bakanlıkça belirlenen yapı sınıfı ve grupları esas alınarak belirlenen birim cezanın YAPININ MEVZUATA AYKIRI KISMININ HER BİR METREKARESİNE UYGULANARAKtespit edileceği, miktarların her yıl yeniden değerleme oranında artırılacağı ve Türk Lirası küsurlarının dikkate alınacağı öngörülmüştür.” denilmesine rağmen tüm idari para cezaları yapının toplam oturma alanı üzerinden hesap edilmiştir.
BU ŞEKİLDE TAŞINMAZIN TOPLAM YÜZÖLÇÜMÜNÜN DİKKATE ALINMASI SURETİ İLE YAPILAN HESAPLAMA AÇIK BİR ŞEKİLDE YASAYA VE HUKUK MANTIĞINA AYKIRIDIR.
AYNI ZAMANDA TC. ANAYASA’SININ 10. MADDESİNDE İFADESİNİ BULAN KANUN ÖNÜNDE EŞİTLİK İLKESİNE DE AYKIRIDIR.
AYNI NİTELİKTEKİ İHLAL ÖRNEĞİN 3 M2. BİR BALKONUN KAPATILMASI, 10 M2. YÜZÖLÇÜMLÜ BİR BİNADA FARKLI, 100 M2. YÜZÖLÇÜMLÜ BİR BİNADA YİNE FARKLI CEZALANDIRMAYA NEDEN OLACAKTIR.
HATTA TEK PARSEL ÜZERİNE KURULMUŞ ÇOK DEĞERLİ VE BÜYÜK BİR BAĞIMSIZ BÖLÜMDEKİ ( TİYATRO SALONU, SİNEMA, KAPALI SPOR MERKEZİ, SERGİ SARAYI VS. ) 3 M2. yüzölçümlü BİR BALKONUN KAPATILMASI MİLYON LİRALAR İLE İFADE OLUNACAK CEZALARA NEDEN OLACAKTIR.
Bu durum konunun uzmanı ODTÜ. öğretim görevlisi Cemal İŞLEYİCİ tarafından internette yayınlanan ( http://www.mihder.org.tr/userfiles/file/cemal.pdf ) Yeni Düzenlemeler Işığında İmar Para Cezaları isimli makalesinde “…Mevzuata aykırı yapının alanının hesaplanmasında aykırılıktan etkilenen alan dikkate alınır.” şeklinde ifade olunmuştur.
Açıklamamız doğrultusunda idarece yapılması gereken iş; mevzuata aykırı kısmın belirlenmesi, sadece belirlenen bu yüzölçümü üzerinden idari para cezası hesabı yapılmasıdır.
B- Davaya konu Encümen Kararları ile 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun (a) bendi uyarınca hesaplanan idari para cezalarına aynı maddenin (c) bendinin 1,5,8,10 ve 13. maddeleri uyarınca hesaplanan miktarlar temel cezaya ilave olunmuştur.
Söz konusu ilaveler gerekçesiz olup hukuka uygun değildir.
ÖRNEĞİN;
42 MADDENİN 2/C-1. BENDİNDE CEZALANDIRMAYI GEREKTİREN AYKIRILIĞA KONU YAPI HİSSELİ PARSELDE DİĞER PARSEL MALİKLERİNİN MUVAFAKATI ALINMAKSIZIN YAPILMIŞ İSE CEZANIN % 30’U İLAVE OLUNUR DENİLMİŞ İSE DE BÖYLE BİR DURUM KESİNLİKLE YOKTUR. TAPU KAYDI HİSSELİ DEĞİLDİR. ZATEN TÜM BAĞIMSIZ BÖLÜM MALİKLERİNE CEZA UYGULANMIŞ OLUP BİRBİRLERİNE MUVAFAKAT VERME DURUMLARI, VEYA DİĞERLERİNE YAZILI OLARAK MEN ETME DURUMLARI YOKTUR.
42 MADDENİN 2/C-8. BENDİNDE CEZALANDIRMAYI GEREKTİREN AYKIRILIĞA KONU YAPI RUHSATSIZ İSE CEZANIN % 180’İ ORANINDA ARTIRIMA GİDİLEBİLECEĞİ YAZILIDIR. OYSA DAVA KONUSU BAĞIMSIZ BÖLÜMLERİN TAMAMI RUHSATLI OLARAK İNŞA EDİLMİŞTİR. BUNUN DA FEVKİNDE OTURMA RUHSATLARI DA ALINMIŞTIR. BU NEDENLE CEZADA ARTIRIMA YANİ İLAVEYE GİDİLMESİ DOĞRU DEĞİLDİR.
Gerekli ruhsatlar alındığından 42 maddenin 2/c-10. bendinin, çevre ve görüntü kirliliğine neden olunmadığından 2/c-13. bentlerinin uygulanması doğru değildir.

IV)-ÖDEME EMİRLERİNİN İPTALLERİ TALEBİMİZ:

… Belediyesi Mali Hizmetler Müdürlüğü antetli, tamamında “ Tarafımdan Tebliğ Edildi” ibaresinin altına 04.01.2012 Tarihini ihtiva eden, başkaca tarih, isim, sıfat, mühür ve kaşe ihtiva etmeyen;
….adına düzenlenen ( … ) sayılı,
ödeme emirlerinin aşağıdaki gerekçelerimiz doğrultusunda iptali gerekir.
Zira;
1)- ÖNCELİKLE AMME ALACAĞI HENÜZ KESİNLEŞMEDEN, İTİRAZ VUKUUNDA YARGILAMASI SONA ERMEDEN, KESİNLEŞMEDEN SONRAKİ AŞAMADA İSE YASAL ÖDEME SÜRESİ GEÇMEDEN ÖDEME EMRİ GÖNDERİLEMEZ.

Konumuza ilişkin olarak 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 37. maddesinde aynen;
“ …Amme alacakları hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda ödenir.
Hususi kanunlarında ödeme zamanı tespit edilmemiş amme alacakları Maliye Vekaletince belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödenir….”
Bu ödeme müddetinin son günü amme alacağının vadesi günüdür.
Amme borçlusu isterse borcunu belli zamanlardan önce ödeyebilir.denilmiştir.
Yasa metni açık olup yoruma uygun değildir.
Belediye Encümen Kararının tebliğ ve kesinleşmesinden sonra 1 aylık vade tarihi beklenilecek, sonrasında 55. maddeye göre ödeme emri çıkartılacaktır.
Davamıza konu işlemlerde ise bu 1 aylık süre beklenilmemiştir. Kaldı ki bu 1 aylık sürede Encümen Kararlarının kesinleşmesinden sonra işlemeye başlayacaktır.
Encümen Kararlarının iptalleri amacı ile idari dava açılması halinde ise kararlar henüz kesinleşmemiş olduğundan ödeme emri gönderilmesi ancak İdare Mahkemesinin ret kararı vermesi ve ret kararının kesinleşmesinden sonra 1 aylık sürenin geçmesinden sonra mümkün olacaktır.
Danıştay 9.D.’nin, 27.01.2004 Tarihli ve 2001/937 Esas, 2004/687 Karar Sayılı
İçtihadında açıkça ifade olunduğu üzere;
“….6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 37. maddesinin 2. fıkrasında; hususi kanunlarında ödeme zamanı tespit edilmemiş amme alacaklarının Maliye vekaletince belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödeneceği belirtilmiş, 55. maddesinde de amme alacağını vadesinde ödemeyenlere de 7 gün içinde borçlarını ödemelerinin ödeme emri ile tebliğ edileceği hükme bağlanmıştır.
…..Yukarıda açıklanan Yasa hükümleri uyarınca; fazla tahsil edilip iadesi gereken amme alacaklarından istihkak sahibinin borcunun mahsup edilebilmesi için öncelikle borcun kesinleşmiş olması gerektiğinden, yükümlü şirketin İmar Kanuna aykırı hareketinden dolayı 6.500.000.000 TL para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 20.6.2000 tarih ve 103 sayılı Belediye Encümen kararının yükümlü şirkete tebliğinden itibaren bir ay beklenilmesi, bir ay içinde ödeme yapılmadığı takdirde müteakiben para cezasının kesinleştiğinden bahisle ödeme emri gönderilmesi gerekirken, bu kurala uyulup uyulmadığı hususu araştırılmadan verilen kararda isabet görülmemiştir.” denilmek sureti ile Belediye Encümen Kararının tebliğinden sonra 1 ay ödenmesinin beklenilmesi, ödenmediği takdirde ödeme emrinin tebliğ edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
…. Bölge İdare Mahkemesi’nin benzer bir konuda verdiği 09.01.2008Tarihli Kararında;
“….Buna göre, bir kamu alacağının ödeme emri düzenlenmek suretiyle tahsil sürecinin başlatılabilmesi için öncelikle kamu alacağının kesinleşmiş olması gerekir. Ödeme emri öncesinde tesis edilen idari işlemin yargı yerlerinde dava konusu edilmiş olması halinde kesinleşmeden söz edilemez. Kesinleşmemiş kamu alacağının tahsili için düzenlenen ödeme emri de hukuksal dayanaktan yoksun olacaktır.
…..Bu durumda, ödeme emri ile tahsili amaçlanan idari para cezası dava konusu edilmiş olmakla. kesinleşme koşulu gerçekleşmediğinden dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık görülmemiştir.” denilmek sureti ile amme alacağının mutlak surette kesinleşmesi gerektiği yine ifade olunmuştur.
Yine D.İDDK.’nun 10.12.2009 Tarihli ve 2006/2627 Esas, 2009/2790 Karar sayılı kararında “…kesinleşen kamu alacağı nedeni ile ödeme emrinin düzenlenebileceği” bildirilmiştir.
Somut davamızda idari para cezasına ilişkin encümen kararlarının tebliği aşamasında gönderilen ödeme emirleri açıklamamız doğrultusunda geçersiz olup hukuka uyarlı değildir. İptalleri gerekir.
Ayrıca dava konusu ettiğimiz ödeme emirlerinin metin bölümünün ilk satırında “… Yukarıda mahiyeti ve miktarı gösterilen borcunuzu VADESİNDE ÖDEMEDİĞİNİZ anlaşılmıştır.” denilmiştir.
Bu ibare idarenin yanlış ve çelişkili işlem yaptığının delilidir. Çünkü tahakkuk eden, kesinleşen, vadesi gelen bir idari para alacağı yoktur.

2)-Ödeme emirlerinde maddi hatalar da mevcuttur.
Müvekkilim …. aleyhine … sayılı Belediye Encümen Kararı dayanak alınarak da ödeme emri gönderilmiş ise de bu encümen kararı …. ile ilgili değildir. Doğrudan iptali gerekir.
…..olarak geçmiştir.
Diğer maddi hataların ise re’sen tahkikini isteriz.
3)- TEBLİĞ MEMURUNUN DEVLET ADINA, ÖDEME EMRİ ÇIKART-MA YETKİSİ YOKTUR.
Ödeme emirlerinin alt bölümünde isim ve sıfat belirtmeksizin “ Tarafımdan Tebliğ edildi” ibaresi mevcuttur. Başkaca bir imza bloğu bulunmamaktadır. Anlaşıldığı kadarı ile bu belirtme sadece tebliğ memurunu göstermektedir.
Oysa ödeme emri düzenlemek Devlete ait bir erk’in kullanılması olduğundan düzenleyen yetkili amirin isim, sıfat ve imzasını keza ilgili kamu dairesinin mührünü taşımak zorundadır.
4)-Ödeme emirlerinin adi bir mektup kabul edilerek gönderilmesi ise idarenin bu konuda yeterli hassasiyeti göstermediğinin delilidir.
Tebligat kanununa uygun olmayan bildirimler geçersizdir.
5)-Ödeme emirleri yeterli bilgiyi de kapsamamakta, yüzeysel ve yanlış bilgiler içermektedir. Bu nedenle bağlayıcılığı yoktur.

V)-Aşağıda belirteceğimiz hukuki açıklamalarımız dikkate alınmalıdır.

1-İdari yargının yetkisinde olması nedeni ile davamız mahkemenizde açılmıştır.
Anayasa Mahkemesinin 05.04.2007 Tarihli ve 2007/35 Esas ve 2007/36 Karar sayılı kararında aynen:
“….Bu çerçevede, İmar Kanunu’nun 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesi işlemi, imar mevzuatına aykırı bir yapılanmanın tespiti, önlenmesi veya giderilmesine yönelik idari bir işlemin devamı niteliğinde olduğundan, Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesinin (8) numaralı fıkrası uyarınca idari yaptırım kararının yanı sıra idari yargının görev alanına giren başka bir kararın da verilmiş olduğunun ve buna bağlı olarak söz konusu para cezalarına karşı açılacak davalarda idari yargının görevli olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu durumda, İmar Kanunu’nun 42. maddesi uyarınca verilen para cezasına karşı Sulh Ceza Mahkemesinde açılan dava, itiraz başvurusunda bulunan Mahkeme’nin görevine girmemektedir…” denilmiştir.
Kararda açıkça imara aykırılık iddiası ile verilen para cezalarına ilişkin olarak açılan davaların idari yargıda görüleceği, sadece para cezasının iptali halinde de idari yargının görevli olduğu bildirilmektedir. Davamız bu nedenle idari yargıda açılmıştır.
Aynı yönde Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 04.04.2011 Tarihli ve 2010/324 Esas, 2011/66 Karar sayılı keza Yargıtay 7. CD.’nin 11.02.2008 Tarihli ve 2006/3986 Esas, 2008/908 Karar sayılı kararları bulunmaktadır.
2-Keza; 28 adet davamız 2577 Sayılı Yasanın 5. maddesindeki koşulların gerçekleşmesi nedeni ile tek bir dilekçe düzenlenmek sureti ile birlikte açılmıştır.
Söz konusu maddede aynen “…1. Her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılır. Ancak, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep - sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabilir.
2. Birden fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açabilmesi için davacıların hak veya menfaatlerinde iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olması gerekir.” denilmiştir.
Somut davamızda da dayanılan hukuki sebepler aynıdır. Aynı parsel üzerindeki aynı binadaki aynı imara aykırılık iddiaları söz konusudur. Davaların ayrı açılması halinde çelişkili kararlar çıkması mümkündür. Davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebepler aynıdır. Davacıların menfaatleri birdir.
En önemlisi aksine hüküm bulunmadıkça idari yargıda da uyulması zorunlu olan 6100 Sayılı HMK.’nda tarif olunan dava ekonomisi gereğince delillerin birlikte toplanması, değerlendirilmesi gerekir.
Konumuza ilişkin olarak D. 8. D.’nin 11.03.2008 Tarihli ve 2007/9224 Esas, 2008/1793 Karar sayılı kararında “…Davacıların hak veya menfaatlerinde iştirak bulunduğu ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olduğu anlaşıldığından, müşterek dilekçe ile dava açmalarında usule aykırılık bulunmadığından işin esasına geçildi.” denilmek sureti ile müşterek dilekçe ile dava açılabilmesine olanak tanınmaktadır.

VI)-DAVA KONUSU TÜM İŞLEMLERDE ANAYASAMIZIN 40/2. MADDESİ NDEKİ ZORUNLULUK DİKKATE ALINMAMIŞTIR.

2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının 40/2. maddesinde “…Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.” denilmiştir.
Ayrıca 5326 Sayılı Yasanın 26/1. maddesinde idari yaptırım kararının tebligat metninde bu karara karşı başvurulabilecek kanun yolu, mercii ve süresinin açık bir şekilde belirtileceği yazılıdır.
12.05.2007 Günlü ve 26520 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Tahsilâtlar Genel Tebliğinde de idari para cezasını ödeme süresi, ödeme yeri, kanun yolu, taksitlendirme talep hakkı vs. bilgileri kapsamak zorunda olduğu duyurulmuştur. Dava konusu Belediye Encümen Kararları bu bilgilerden yoksundur.
Dava konusu ettiğimiz yapı tatil zabıtları, Belediye Encümen Kararları ve Ödeme Emirlerinin hiçbirisinde yasal başvuruların hangi makama hangi sürede yapılacağına ilişkin en küçük bir bilgi veya açıklama bulunmamaktadır.
Belirttiğimiz Anayasal hak dikkate almadan verilen kararların salt bu nedenle iptalleri gerekir.

VII)- Yürütmenin Durdurulması Talebimiz:

Sayın Mahkemenizden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca yürütmenin durdurulması talebinde bulunuyoruz.
İdari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilir.
Koşulların uygun olması halinde esasa ilişkin hüküm verilinceye kadar iptali istenen para cezalarının tahsilinin durdurulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin getirdiği yasal bir zorunluluktur.
Somut davamızda dayandığımız hukuki sebeplerin nitelikleri, sıhhati ve kuvveti dikkate alındığında …. Belediyesi Encümen’ince verilen idari para cezalarının açıkça hukuka aykırı olduğu görülecektir. Kararın uygulanması, telafisi mümkün olmayan za­rarlara neden olacaktır.
Bu nedenlerle;
…. Belediyesince tüm müvekkillerim aleyhine verilen tüm Yapı Tatil Zabıtlarının, Encümen Kararlarının ve ödeme emirlerinin yürütmelerinin sunduğumuz delillerin kuvveti ve sıhhati ile dayandığımız hukuki sebepler dikkate alınarak takdiren teminatsız olarak durdurulmasını istiyoruz.

VIII)- Yapılan uygulama tüm yönleriyle yasadan beklenilen genel amaca, yüksek mahkeme kararlarına ve hakkaniyete aykırıdır.
Bu nedenlerle;
1)- …Belediyesince tüm müvekkillerim aleyhine verilen tüm Yapı Tatil Zabıtlarının, Encümen Kararlarının ve ödeme emirlerinin yürütmelerinin sunduğumuz delillerin kuvveti ve sıhhati ile dayandığımız hukuki sebepler dikkate alınarak takdiren teminatsız olarak durdurulmasına,
2)-…28 adet yapı tatil zabtının iptallerine,
3)-…. sayılı idari para cezalarının iptallerine,
4)- … sayılı,
ödeme emirlerinin iptallerini sağlamak amacı ile işbu davanın açılması zorunluluğu doğmuştur.

HUKUKİ NEDENLER : 3194 S.K. ve2577 S. K. ile ilgili mevzuat.
HUKUKİ DELİLER :
1)- İdarede mevcut işlem dosyasının tümü.
….
9)- Her türlü yasal delil, vs.
CEVAP SÜRESİ : İYUK.’nun 27/4. m. uyarınca mahkemece belirlenecektir.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıkladığımız nedenlerle haklı davamızın aynen kabulü ile;
I)- … Belediyesince tüm müvekkillerim aleyhine düzenlenen ve verilen tüm Yapı Tatil Zabıtlarının, Encümen Kararlarının ve ödeme emirlerinin yürütmelerinin takdiren teminatsız olarak durdurulmasına,
II)-…. sayılı 28 adet yapı tatil zabtının iptallerine,
III)-…sayılı idari para cezalarının iptallerine,
IV)- …. sayılı,
ödeme emirlerinin iptallerine,
V)-Yargılama giderleri ve 28 adet davanın yargılamasının birlikte görüldüğü dikkate alınarak “ 28 ayrı avukatlık ücretinin davalı idareye yükletilmesine ” karar verilmesini vekil edenim adına Yüce Mahkemenizden saygıyla talep ederim.


Davacılar Vekili
Av. ….
EKLER: ( İki takım halinde düzenlenmiştir. )

1- ….
….
5-… vs. imzalı bir adedi A-B bloklara, 1 adedi C-D Bloklara ilişkin iki adet Mimarı proje ( Bu iki adet projenin aslı davalı idarede olduğundan birer adet sunulmuştur. )
…….
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
idari para cezası advocat63 Meslektaşların Soruları 11 10-09-2009 15:49
idari para cezası caner87 Meslektaşların Soruları 11 16-12-2008 00:14
idari para cezası av.sgenc Meslektaşların Soruları 4 15-06-2008 16:02
idari para cezası denizyldz_84 Meslektaşların Soruları 1 08-05-2008 00:15
TRT'nin bandrolsüz satış nedeniyle verdiği para cezası idari para cezası mıdır ? Selahattin Meslektaşların Soruları 20 16-01-2008 15:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06808901 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.