Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Delil Yetersizliğinden Beraat Kararının Temyizi Mümkün mü?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-12-2014, 13:23   #1
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan Delil Yetersizliğinden Beraat Kararının Temyizi Mümkün mü?

Delil yetersizliğinden verilen beraat kararının, suç oluşmadığından beraat kararı verilmesi gerektiğinden bahisle temyiz edilmesi mümkün müdür?
Teşekkür ederim.
Old 02-12-2014, 13:43   #2
Av.Sevgi Yıldız

 
Varsayılan

Bildiğim kadarıyla,Ceza davalarında Yargıtay lehe hükmün gerekçesinin temyiz edilmesini mümkün görmüyor..
Old 02-12-2014, 13:45   #3
serhathicri

 
Varsayılan

Bu konuda Bölge adliyesi mahkemesi ile ilgili CMK m.286'da birçok hüküm var ancak Bölge adliye mahkemeleri henüz uygulanmadığı için sadece ilk derece mahkemelrinin 2.000 TL'nin altında verdiği adli para cezası kararları hariç bütün kararları temyize mukabildir diye düşünüyorum
Old 02-12-2014, 16:34   #4
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan

İlgi ve cevaplar için çok teşekkür ederim. Sanığın her türlü şüpheden uzak delil olmadığı gerekçesiyle beraati yerine, her türlü şüpheden kurtularak aklanma hakkı olduğunu ileri sürerek temyiz başvurusunu yaptım.
Cevap gelirse, burada paylaşırım.
Saygılarımla
Old 26-12-2016, 20:46   #5
Av. Özlem S.

 
Varsayılan

Rıdvan Bey, temyiz başvurunuzdan nasıl bir sonuç geldi ? Aynı şekilde bir dosyamda delil yetersizliğinden beraat yerine; sanığın suç işlemediğinin sabit olması nedeniyle beraatine şeklinde gerekçe açısından kanun yoluna başvurmak istiyorum.

Saygılarımla
Old 27-12-2016, 10:44   #6
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan

Tebliğname temyiz dilekçem doğrultusunda delil yetersizliğinden değil, suç işlemediğinin sabit olması sebebiyle beraat kararı verilmeliydi şeklinde geldi.
Henüz temyiz incelemesi sonuçlanmadı.
Old 27-12-2016, 10:49   #7
serlaw

 
Varsayılan

Delil yetersizliğinden beraat ile suç sübut bulmadığından beraat kararları esas itibariyle aynı anlamı taşımazlar mı?
Yani şüpheden sanık yararlanacağına göre, suçun işlendiğine dair yeterli delilin bulunmaması, suçun işlenmediği anlamına gelmez mi?
Aksi düşünce, delil yetersizliğinden beraat kararının "sanık suçu işlemiştir ama ispatlayamıyoruz" şeklinde yorumlanmasına neden olmaz mı?
Kusurumu bağışlayın sayın meslektaşlarım ancak biraz kafam karıştı sanırım.
İyi çalışmalar dilerim.
Old 29-12-2016, 09:29   #8
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan serlaw
Delil yetersizliğinden beraat ile suç sübut bulmadığından beraat kararları esas itibariyle aynı anlamı taşımazlar mı?
Yani şüpheden sanık yararlanacağına göre, suçun işlendiğine dair yeterli delilin bulunmaması, suçun işlenmediği anlamına gelmez mi?
Aksi düşünce, delil yetersizliğinden beraat kararının "sanık suçu işlemiştir ama ispatlayamıyoruz" şeklinde yorumlanmasına neden olmaz mı?
Kusurumu bağışlayın sayın meslektaşlarım ancak biraz kafam karıştı sanırım.
İyi çalışmalar dilerim.
"Hakkında isnat edilen eylemi gerçekleştirip gerçekleştiremediğin kesin olarak saptanamadığı için ceza vermiyoruz ile sana isnat edilen bu eylem(i işlemiş olsan bile) bu eylem suç teşkil etmez" farklıdır.
Old 29-12-2016, 10:03   #9
Cagla

 
Varsayılan

kesinlikle farklı olduğu görüşündeyim.birincisinde şüpheden sanık yararlanır ilkesinden kaynaklı beraat ikincisinde ise mahkemece suçsuzluğunun kesinlik kazanmış olması durumu var.
Old 29-12-2016, 10:28   #10
serlaw

 
Varsayılan

Ben bu yorumlardan; "şüpheden, sanığın ceza-i sorumluluk açısından yararlandırıldığı" anlamını çıkartıyorum.
Evet sanığı mahkum etmiyoruz-edemiyoruz fakat kesin olarak suçsuz olduğunu da söyleyemeyiz.
Öyleyse, sanığın suçsuz olduğunu ispatlama hakkı olmalı. Keza bu nedenle, yukarıdaki kararın temyizi düşünülmekte. Peki, sanığın suçsuz olduğunu ispat mükellefiyeti var mı ?
Ayrıca, mesajın ilk halinde "suç oluşmadığından beraat" kararı verilmesi gerektiğinden bahsedilmiş ki bunun da tamamen farklı bir durum olduğu kanısındayım. Zira suçun yasal unsurları oluşmadı diyen kişi vakıaları ikrar etmekte fakat vakıaların TİPİKLİK unsuru açısından suç teşkil etmediğini düşünmektedir.
Saygılarımla...
Old 02-10-2017, 11:42   #11
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan

Yargıtay tarafından verilen düzelterek onama kararını paylaşıyorum.
Konuyla ilgilenme nezaketi gösteren veya bu konuda araştırma yapmakta olan arkadaşların bilgisine...

T.C.
YARGITAY
12. Ceza Dairesi

TÜRK MİLLETİ ADINA
Y A R G I T A Y İ L A M I

Esas No : 2015/15315
Karar No : 2017/1458
Tebliğname No : 12 - 2014/405004

İNCELENEN KARARIN;
Mahkemesi : ... Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 25/11/2014
Numarası : 2014/24- 2014/80
Sanıklar : 1-Tarık , 2-İsmail Güven, 3-Ali
Suç : Taksirle öldürme
Suç Tarihi : 09.07.2013
Hüküm : 1-Sanıklar Ali ... ve Tarık ... hakkında beraat
2-Sanık İsmail ... hakkında TCK’nın 85/1, 62, 50/4-1a, 52/2. maddeleri gereğince mahkumiyet
Temyiz Eden : Sanık Ali ...ve Tarık ... Müdafiileri, sanık İsmail ...
Tebliğnamedeki düşünce : Bozma

Taksirle öldürme suçundan sanık İsmail ...'in mahkûmiyetine, sanıklar Tahir... ve Ali ...'ın beraatlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafiileri ve sanık İsmail ...tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanıklar Tarık ... ve Ali ...'ın beraatlerine ilişkin hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiilerinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Kusursuz olduğu kabul edilerek hakkında beraat hükmü kurulan sanıklar hakkında "suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması" gerekçesine dayanılması,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, bu hususların yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK’un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, beraate ilişkin hükmün A-1. Fıkrasının çıkarılarak, yerine “Sanık Tahir ... ve Ali ...'ın taksirle ölüme neden olma suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de yüklenen suç açısından sanıkların kusurlarının bulunmadığı anlaşıldığından sanıkların CMK'nın 223/2-c bendi gereğince ayrı ayrı beraatine” ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanık İsmail...'in mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık İsmail ...'in sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık İsmail ...’in ... Köyleri Hizmet Götürme Birliği ve... İlçe Özel İdaresi müdürü olarak görev yaptığı, ... İlçe Devlet Hastanesinde çevre sağlık teknikeri olarak çalışan tanık Nurgül ... ve aynı yerde memur olarak çalışan ölen Fatih ...’un her hafta salı günü rutin olarak köylere giderek tahlil için su numunesi aldıkları, olay tarihinde de aynı şekilde ölen Fatih ...'un idaresindeki kamyonet cinsi görev aracı ile yanında Nurgül olduğu halde su numunelerini aldıktan sonra ... Köyü istikametinden İlçe merkezine saat 13:00 sıralarında dönüş yaptıkları sırada 5 metre genişliğinde eğimli ve virajlı, stabilize kaplama, dar köy yolunun solundan yol dışı kalarak kuru dere yatağının bulunduğu dik eğimli yere yuvarlanması neticesi sürücü Fatih ...'un öldüğü, kaza tespit tutanağı ve Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporu ile "olay yeri yolun bakım ve onarımından sorumlu idari görevli ya da görevlilerinin, sürücüleri yoldaki tehlikeli durumlara karşı uyaracak ve önlem almalarını sağlayacak gerekli işaretlemeleri yapmamaları nedeni ile tali kusurlu olduğunun" tespit edildiği olayda; anılan yolda işaretleme ya da başka bir tedbir alma zorunluluğu bulunup bulunmadığı hususlarında Karayolları Genel Müdürlüğü uzmanları ya da Teknik Üniversitelerin konu ile ilgili öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 28.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Başkan V.
M. USLU
Üye
N. GÜNGÜNEŞ
Üye
M. BÖREKÇİ
Üye
S. YILDIRIM
Üye
A. ÜNSAT
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Eski hale getirme talebinin reddi kararının temyizi ile nihai kararın temyizi hakkaniyet_ Meslektaşların Soruları 2 26-10-2013 19:17
Boşanma Kararının Kısmi Temyizi Alper Günay Meslektaşların Soruları 1 17-06-2010 19:09
kadastro mahkemesi kararının temyizi oyku Meslektaşların Soruları 4 20-11-2008 11:45
Delil Yetersizliğinden Davam Reddedildi. Ne Zaman Yeniden Boşanma Davası Açabilirim? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 2 27-08-2007 18:32
tahliye kararının temyizi Av.Demet Meslektaşların Soruları 1 05-03-2007 17:29


THS Sunucusu bu sayfayı 0,14132404 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.