mirasın hükmen reddi- mirası kabullenici hareket

Merhaba arkadaşlar, Müvekkilin babası sağlığında bir bono imzalamış. Ancak bu bono müvekkilin babası öldükten sonra icra takibine koyuluyor. Müvekkil de mirasçı olduğundan borçlu konumda.
Bu icra takibi açılmadan önce de, bu borçtan habersiz tüm mirasçılar toplanıp mirasbırakandan kalan taşınmazı 3. kişiye satıp parayı paylaşıyorlar.
Ancak tereke borca batık durumda. Müvekkil de terekenin borca batık olduğunu bilmeden bu işleme katılmış. Şimdi de mirası reddetmek istiyor.

Şu aşamada hükmen red davası açmakta tereddütteyim. Çünkü müvekkil açıkça mirası kabullenici harekette bulunmuş. Yargıtayın birçok kararında da, mirası kabullenici harekette bulunmayanlar ancak mirası gerçek veya hükmen reddedebilir diyor. Bu aşamada ne yapmalıyım? Hükmen red davasını açıp, müvekkilin terekenin borca batık olduğunu bilmeden ve iyi niyetli olarak terekeden tasarruf ettiğini belirtsem olur mu? Elinde bu konuda Yargıtay kararı olan var mı? Cevap verenlere şimdiden teşekkürler..

Mirasçılar, terekeye tesahüp etmişler (kabullenmişler) ve muristen kalan bir taşınmazı satıp, parasını güzelce paylaşmışlardır. Tereddütünüz, yerindedir. Müvekkilinizin, "terekenin borca batık olduğunu bilmeden hareket ettim" iddiası, somut olayda, mahkemece nazara alınmayacaktır.
Kolay gelsin...

Ben şöyle düşünüyorum Sayın meslekdaşım, zira Yargıtay kararları ve M.K.605/2 doğrultusunda borca batık tereke zaten reddedilmiş sayılır.
Yine, terekenin borca batık olduğunun tespiti ayrı bir dava ile talep edilebileceği gibi, mirasçılara karşı açılmış olan davada da savunma olarak ileri sürülebileceğini dair YARGITAY KARARI mevcut.

Bence borca batık olduğunu, yani murisin sağlığında mal varlığından daha yüksek borçlar altına girdiğini bilmeyen veya bilebilecek durumda olmayan mirasçıların, borca batıklığı bilmeden terekede tasarruf etmiş olmaları, murisin sonradan ortaya çıkan tüm borçlarını ödemek zorunda kalacakları anlamına gelemez, bu düşüncenin aksinin kabulü, kanunun "Borca batık terekenin tespitinin zamanaşımı da olmadan her zaman talep edilebileceği şeklindeki" ve özellikle "Borca batık terekenin zaten reddedilmiş bir tereke sayılacağı" şeklindeki hükümlerine aykırı olur. Zira kanunun amacı, borca batıklığı bilmeden bir an için iyiniyetle terekeyi kullanmış olan mirasçıları, murislerinin sağlığında onların haberi olmadan yaptığı ve mirasçıların belki de hayatlarının sonuna kadar ödeyemeyecekleri borçlar altına sokmaktan kurtarmaktır.

Netice olarak, muristen alacaklı olan kişinin, mirasçıların murisin tüm borçlarını aslında bilmekte oldukları halde terekede tasarruf etmiş olduklarını, yani mirasçıların kötü niyetli olduklarını ispat etmesi durumunda mirasçıların sorumluluğu doğabilecektir, bunun dışında mirasçıların borca batık terekenin borçlarından sorumlu olmayacakları sonucuna varmak gerekir.

Tabii olarak olayımızdaki mirasçılar borca batık terekeyi red etmiş sayılacaklarından, terekeden almış oldukları satım bedelini alacaklılara iade etmek durumunda olacaklardır.