işe bildirimsiz gelmeme işvereni zora sokmaktadır

İşverenin işyerinde işe bildirimsiz gelmeme işçiler arasında gelenek haline gelmeye başlamış ve bundan dolayı işveren çok sıkıntı çekmekteymiş. İşçiler işten ayrılmak istemekteler ve ihbar tazminatlarını ödememek için bildirimsiz olarak işe gelmiyorlarmış. Bu durumda işveren işçilere karşı nasıl bir yasal yol takip edebilir? teşekkürler

Alıntı: Yazan kevser06 İşverenin işyerinde işe bildirimsiz gelmeme işçiler arasında gelenek haline gelmeye başlamış ve bundan dolayı işveren çok sıkıntı çekmekteymiş. İşçiler işten ayrılmak istemekteler ve ihbar tazminatlarını ödememek için bildirimsiz olarak işe gelmiyorlarmış. Bu durumda işveren işçilere karşı nasıl bir yasal yol takip edebilir? teşekkürler

Başarı şansı %100 olmamakla birlikte, bence yapılabilecek tek şey;
İşçinin işyerine kendi iradesiyle gelmemesinin "istifa" olarak nitelendirileceğini belirterek işçilere ihtar vermek. İşe gelmediklerinde de ihbar tazminatı alacağı için takip yapmaktır.

Alıntı: <H4>T.C.

Alıntı: YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ E. 1995/24043 K. 1995/33191 T. 31.10.1995 • İŞÇİNİN SÖZLEŞMEYİ FESHİ ( Tartışma Sonucu Şefi Tarafından Dövülen ve Bir Süre Dinlenmesi Önerilen İşçinin İş Başı Yapmaması ) • İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI ( İşçiye Yapılan Çağrılara Rağmen Gelmemesi Üzerine Feshin İşçi Tarafından Yapıldığının Kabulü ) • İŞYERİNDE TUTULAN TUTANAKLAR ( Sözleşmenin İşçi Tarafından Feshedilmesi ) 1475/m.13,14 ÖZET : İşyerinde tutulan tutanaklar ve işçiye işbaşı yapması için gönderilen telgraf karşısında iş akdinin işverence haksız olarak feshedildiğini kanıtlayamayan işçi, iş akdini kendisi feshetmiş sayılacağından, ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanmaz

</H4>

Müvekkil şirkete ait işyerinde de benzer durumlarla karşılaşmaktayız. İşçiler daha sonra işten haksız olarak atıldıkları gerekçesiyle kıdem, ihbar tazminatı, vs... talepli dava açmaktalar. İşçinin işe gelmediğini işyerinde düzenlenen ve iş arkadaşlarının da imzaladığı tutanaklarla ispat etmeye çalışmaktayız. Ancak işin garip tarafı bu halde dahi yargılama aleyhe sonuçlanabiliyor. Bu hafta üç işçi daha aynı şekilde sırra kadem basınca, bu defa farklı bir yol izlemeye karar verdik. İş arkadaşları ve müdürü tarafından düzenlenen tutanakları işçilere noterden ihtarname ile gönderip, geçerli bir mazeret bildirmesi için de süre verdik. Bu sürede de herhangi bir bildirim olmayınca, İş Kanunu' nun 25/2-g bendi gereği iş sözleşmelerini feshettiğimizi bildirdik. Bakalım bu defa ne olacak?

İşçilerden bir tanesi müdürünü arayarak, "Ben avukatımla konuştum, ağzınızla kuş tutsanız işçi davalarını kazanamazmışsınız, o yüzden gelmiyorum da, mazeret de bildirmiyorum" demiş.

Sinirden gülsek mi ağlasak mı karar veremedik.

Sayın Karaca;

Benim anladığım kadarıyla, Sayın kevser06'nın müvekkili işçiye para ödememek değil, işçiden para almak(İhbar tazminatı) için formül arıyor. Yani iki durum arasında fark var ki, -bence- siz daha şanlısınız. Devamsızlığı tutanakla ve sair delillerle ispatlayıp bildirimsiz fesih yapabilirsiniz.
Ama Sayın kevser06'nın olayına ilişkin olarak çok açık bir yasa hükmü ve yerleşik içtihat yok.

Sn. meslektaşım;

Bu iş artık öyle bir hal aldı ki, para verip vermemek mesele olmaktan çıktı. İşveren müvekkil ve elde olmaksızın da biz avukatlar artık bunu bir gurur meselesi haline getirmeye başladık. Her türlü yazılı delille ispat yükümlülüğünü yerine getirdiğimizi düşünürken, iş mahkemesindeki davalar sürekli aleyhe sonuçlanmakta. Hatta bir kadın işçimiz kendi isteğiyle yazılı istifa dilekçesi verdikten bir yıl sonra dava açtı ve istifa dilekçesinin (üstelik avukat olan eşinin yanında) tehditle alındığını iddia etti ve bu dava da aleyhe bitti. Kararı henüz yazılmadı, kararın gerekçesini merakla bekliyoruz. İşi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar taşımayı düşünüyoruz.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA

Bence yargı kayıtlarını düzgün tutan işverenlere o kadar da acımasız davranmıyor.

İş davalarında işveren vekili iseniz davayı kazanmanızın en önemli yolu insan kaynakları uygulamasını çok iyi organize etmek. Yani doğru adımları fesih sonrasında değil fesih öncesi atmak.

Somut olayda ise işçilerin sık sık işe gelmeme şeklindeki davranışlarını iş sözleşmesini feshetme iradesi olarak kabul etmek mümkün değil. İşverenin yapacağı tek şey devamsızlık hükmü uyarınca(buradaki koşullar mevcutsa) feshetmek.

Saygılar

Geçen aylarda,9.Hukuk Dairesinin bir üyesinin vermiş olduğu konferansta söyledileri gazetede çıkmıştı.Aynen şunu diyor:"biz iş davalarına bakmaktayız. Bu davalara salt hukuk açısından bakmıyoruz.Aynı zamanda sosyal bir patlamanın da önüne geçmekle yükümlü görüyoruz kendimizi." Şimdi bu durumda istediğimiz kadar haklı olalım yapacak pek bir şey görünmüyor.Ama iş çığırından çıkmaya başladı.Çok sayıdaki iş davamda haklı görünüyorum.(Elbette yazılı delillerle) Davaların görüldüğü mahkemenin karar klasörünü bir inceleyeyim dedim.(acaba bu davaları kaybetme ihtimali var mı diye) Koskoca klasörde sadece 3 tane davanın reddine karar verildiğini gördüm .O davalar da SSK tarafından açılan davalar ve usulden reddedilmiş.

işe geç geldiği gerekçesiyle işveren tarafından uyarılan ancak, daha sonra benzer şekilde işe geç gelen ve son olarak işe geç geldiği günde, işveren ile aralarında geçen konuşma sonucu işyerini terk edip bir daha geri dönmeyen işçinin ihbar ve kıdem tazminatı hakkı var mıdır ?

Alıntı: Yazan Niyazi KARADAĞ işveren ile aralarında geçen konuşma sonucu işyerini terk edip bir daha geri dönmeyen işçi

Sorunuzun yanıtı, bu konuşmanın içeriğine göre değişebilir.

Saygılarımla

İşveren vekiliyim ve kesinlikle dava öncesinin işveren açısından çok önemli olduğu kanaatindeyim. İnsan kaynakları ve yönetim işçiye yasal prosedürü tam olarak uygulamazsa işveren haklı da olsa mahkemece haksızlığına karar veriliyor ve maalesef kurnaz olan çalışanlar bunu çok iyi kullanıyorlar.