HUS Hukukta Uzmanlık Sınavı

Hukuk fakültesi mezunlarına, Hukukta Uzmanlık Sınavı (HUS) geliyor. YÖK'ün üzerinde çalıştığı taslağa göre, HUS'tan geçer not alamayanlar, hakim, avukat ya da savcı olamayacak. İlk HUS ise gelecek yıl yapılacak.

Yargıda standartları yükseltmek için, Hukuk Fakültesi mezunlarına uzmanlık sınavı getiriliyor. Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Hukuk Fakülteleri mezunlarına 'Hukukta Uzmanlık Sınavı (HUS)' getirmek için çalışma başlattı. HUS'tan başarılı olanlar hakim, avukat, cumhuriyet savcısı olarak görev yapabilecek. HUS'u geçemeyen hukuk mezunları ise sadece diğer lisans mezunlarının yararlandığı haklardan yararlanırken, mesleğini icra edemeyecek.

SINAV KLASİK YAPILACAK

YÖK sınavı test usülü değil klasik yazılı sınav şeklinde yapılmasını planladı. Böylece adayların HUS için dershanelere gitmesi önlenecek. Klasik tarzda düşünülen sınavın merkezi olup olmayacağı ise henüz belli değil. Klasik sınavın ÖSYM tarafından değerlendirilmesinde zorluk olacağı için, sınavın hukuk fakültelerinde yapılması düşünülüyor. Bu durumda her öğrenci, YÖK tarafından belirlenen ve okuduğu okula yakın bir başka fakültede sınava alınacak. Sınavı geçen öğrenciler avukatlık stajı yapabilecek, hakim ve savcı adayı olabilecek. Halen taslak olan ve önümüzdeki yıl yürürlüğe konulması planlanan HUS uygulaması, 'Türkiye'deki Hukuk Öğreniminin Sorunları' konulu çalıştaylarda da tavsiye edilmişti. YÖK tarafından 3 bölüm halinde düzenlenen çalıştaya Adalet Bakanlığı, Yargıtay, Türkiye Barolar Birliği, baro başkanlıkları ve Türkiye Noterler Birliği temsilcileri ile Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki hukuk fakültesi dekanları katılmıştı.

Kaynak : http://www.universitehaber.com/article.php?article_id=8123

Güzel bir taslak.Tus'a benzer bir yapısı olacak galiba.Ancak Tus öncesi ing sınavı yapılıyor.Bence ing sıavıda yapılsın...

Bu sınavın yapılması hakimlik ve savcılık sınavlarının yapılmasına engel olacak mı ?Yoksa hakimlik sınavına bu sınavı geçenler mi girecek?

Sayın Meslektaşlarım, Değerli Öğrenciler,

Sözü edilen toplantı konusunda bir akademisyen olarak bilgi sahibi olduğum için sizi de bilgilendirmek isterim. Ne yazık ki yapılmaya çalışılan şeyin iç yüzü hepinizi hayalkırıklığına uğratacaktır. Çünkü YÖK'ün planı şudur: Bir kişi, hukuk fakültesine diyerek girecek, üç yıl okuyacak ve bu üç yılın sonunda söz konusu sınava tabi tutulacak, bu sınavı geçemezse fakülteye devam edemeyip zabıt katibi olarak görev yapabilecek, eğer sınavı geçerse iki yıl daha okuyacak ve sınavlara girmeye hak kazanacak. Bunun hukuk fakültelerinin niteliğini yükseltmenin aksine daha da düşüreceğini çok iyi öngörebiliyorum. Ayrıca hukuksal güvenlik ilkesine de tamamen aykırı bir düzenleme olur bu, hukukçu olacağım diyerek giren biri zabıt katibi olacak bu sistemde. Biz hukuk eğitimi kesintisiz beş yıl olur da avukatlık sınavı getirilir diye beklerken getirmeyi düşündükleri çözüm buymuş, bunu şimdilik kamuoyundan gizlemeye çalışıyorlar. Ama ben bunu toplantıya katılan dekanımızdan doğrudan öğrendim. Umarım bunu gerçekleştiremezler, Türk hukukçular olarak kabusumuz olur.

Alıntı: Yazan Özge Yücel Sayın Meslektaşlarım, Değerli Öğrenciler, Sözü edilen toplantı konusunda bir akademisyen olarak bilgi sahibi olduğum için sizi de bilgilendirmek isterim. Ne yazık ki yapılmaya çalışılan şeyin iç yüzü hepinizi hayalkırıklığına uğratacaktır. Çünkü YÖK'ün planı şudur: Bir kişi, hukuk fakültesine diyerek girecek, üç yıl okuyacak ve bu üç yılın sonunda söz konusu sınava tabi tutulacak, bu sınavı geçemezse fakülteye devam edemeyip zabıt katibi olarak görev yapabilecek, eğer sınavı geçerse iki yıl daha okuyacak ve sınavlara girmeye hak kazanacak. Bunun hukuk fakültelerinin niteliğini yükseltmenin aksine daha da düşüreceğini çok iyi öngörebiliyorum. Ayrıca hukuksal güvenlik ilkesine de tamamen aykırı bir düzenleme olur bu, hukukçu olacağım diyerek giren biri zabıt katibi olacak bu sistemde. Biz hukuk eğitimi kesintisiz beş yıl olur da avukatlık sınavı getirilir diye beklerken getirmeyi düşündükleri çözüm buymuş, bunu şimdilik kamuoyundan gizlemeye çalışıyorlar. Ama ben bunu toplantıya katılan dekanımızdan doğrudan öğrendim. Umarım bunu gerçekleştiremezler, Türk hukukçular olarak kabusumuz olur.

İlk defa duyuyorum, işin daha da ilginci, sınava sadece bir kez mi girme şansı olacak herkesin? Böyle bir düzenleme yapılırsa; Sayın Hocam, Danıştay'dan dönmez mi?

Akademik çevrede paylaştığımız bir endişe var ki dillendirmekten bile çekiniyorum aslında ama herkes bilsin, gizlenme çabasının ardında HUS'un yazılı olmasıyla yetinilmeyip sözlü sınavı da işin içine sokarak emir altında çalışacak hukukçu(!) mezun etme çabasının olduğunu düşünüyorum. Artık vicdanı hür irfanı hür hukukçu değil yasaları ezberlemiş katı pozitivist ve bu anlamda iktidarcı ve bu anlamda hak anlayışı kısır hukukçular(!) isteniyor bu ülkede.

Yazılı sınavdan kasıt buymuş demek ki...Sınavdan geçemezdiğimiz takdirde avukat olamıyoruz ancak sadece diğer lisans mezunlarının yararlandığı haklardan yararlanabiliyormuşuz neymiş bu diğer haklar merak ettim?
Bunu TUS ile karşılaştırmak da çok saçma geliyor.Doktorlar sınavı kazandıktan sonra belli bir alanda uzmanlık eğitimlerini yaparken aynı zamanda devletten maaş da alıyorlar.Ama bizim avukat olmak için zorlu bir sınav stresini çektiğimiz yetmiyormuş gibi hiçbir garantimiz yok,düzenli bir maaşımız olmayacak.O zaman bize de maaş bağlasınlar,büromuzdan da alacağımızı alalım tıpkı doktorların hem hastaneden hem özel muayenehanelerinden kazanmaları gibi.Belki idare hukukuna aykırı ve hayalperest bir fikir ama insan bunu düşünmeden duramıyor.
Bu kadar zorluğu niye,ne için çekiyoruz biz,günlerdir sınav stresinden nasıl ağladığımı bir ben bilirim.Bunun için psikoljimi harap ediyorum ben,neye değiyor ya?

bu düzenleme ne zaman yürürlüğe girecek bilginiz varmı?girdiği zaman hangi konumdaki öğrencileri kapsar şuan 3.sınıftayım 2010da gireceğiniz varsayarsak son sınıftaki öğrencileri de içermesi mümkün olurmu? bu konuda yardımcı olabilirseniz sevinirim

Gerçekçi olmak gerekirse hukukçularin mesleki standartini Avrupa ülkelerindeki hukukçulara yaklastirmak kesinlikle zorunludur.

Hemen hemen büyük çogunlugumuz, Avrupa ülkelerindeki avukat standartina sahip degiliz. Bu büyük bir hatadir. Meslekteki bizler de dahil hepimize mesleki standart getirilmesi, gerekiyorsa faal çalisan bizler de dahil sinava, kursa, akademiye zorunlu tutulmaliyiz.

Ruhsati veya atamamizi alip, yan gelip yatmak sadece bizlere degil, meslege de zarar veriyor. Bir an önce radikal çözümler getirilmelidir. Dilekçe yazamayan, temel hukuki bilgilerden yoksun hukukçular olmasin! Utanmayalim...

Bu anlamda getirilecek tüm sinavlara pesinen olumlu bakiyorum.

Ancak, amaç meslege standart getirmek degil de, bagciyi dövmek ise; diyecegim hiç bir sey yoktur! Dersem kötü olur!

Bakanlar kurulu karar alıyor "atatürk üniversitesinde hukuk fakultesi kurulmasına"...
Ankara barosu karar aleyhine Danıştaya başvuruyor.En çarpıcı gerekçe, Adalet Bakanlığının ŞOFÖR ALIMI için açtığı sınava ilişkin şartnamenin .... maddesi; "HUKUK FAKÜLTESİ MEZUNLARINA ÖNCELİK VERİLECEKTİR.....!!!!"

Bu birrrr.

Bir hukku dergisinin KAPAĞI; ... "Onurları,Yoksullukları,gizemli dilleri,sorunları AVUKATLAR" Ve dergi içindeki yazının SONUÇ bölümü; "Avukatlar YOKSULLAŞIYOR arkadaşlar! Bu,yalnız avukatların sahip çıkkması gereken 'mesleksel' bir sorun değildir.Avukatların yoksullaşmasının sonuçları bireysel olmaktan ziyade, toplumsaldır.Bu, ülkedeki bütün hak arayışlarını etkileyebilecek büyük bir sorundur.İstenen bir meslek grubuna ayrıcalıkk tanın ması değildir.İstenen; işçinin, öğrencinin, emekklinin ve kadının, MAHKEMELERDEKİ HAK ARAYIŞLARINI GÜÇLENDİREBİLMEKTİR.Güçlü bir savunma ve hak arayışları, SOSYAL GÜVENCELERE SAHİP BAĞIMSIZ AVUKATLARLA MÜMKÜNDÜR."

Bu iki....

Kamil Mercan Yorumluyor:::
1989 senesinde "7" tane olan Hukuk Fakultelerinin, bu gün geldiği sayıyı ben bile hatırlamakta güçlük çekiyorum. (45-50)
Siyasi İktidarın, içinde bulunduğumuz bu günlerde,MEMLEKETTEKİ YAZILI-YAZISIZ hukuk kural ve maddelerini ne hale getirdiğini bu sitede yazmaktan çekinmiyorum ki; her türlü basın - yayın organında HEMEN HEMEN HERGÜN ZATEN YAZILMAKTA...

Yüksek mahkemelere giden dosyaların dönüşünün 3-4 yıl aldığı, en basit, hatta "hukukende basit yargıla usulüne" tabi davaların 2-3 yıl sürdüğü bu memlekette (ve de, şu an üşenip yazamadığım bir çok sebeple)10 senedir serbest!! avukatlık yapan ben, bir de kendimi SINAVA TABİ TUTACAĞIM öylemi??? Pışıkkkkkkkkkkk...
Saygılarımla...

Bu ülkede hukuku korumak bir yana hukukçu olmak da karmaşıklaştı artık.Dirsek çürütüp bir yerlere gelmek için çabalarken seni potansiyel şoför adayı olarak görebilecek kadar terbiyesizleşebiliyor bu düzen!Buraları terk edip insanı sırf insan olduğu için adam yerine koyan bir ülkeye gideceğim.Orada kimse hukuk okudum diye Adalet bakanlığının şoförü,çöpçüsü,hademesi yapamayacak!Bu bölüme başladığıma cidden lanet ediyorum,keşke hiç başlamasaydım!

Alıntı: Yazan suskun_juliette Bu ülkede hukuku korumak bir yana hukukçu olmak da karmaşıklaştı artık.Dirsek çürütüp bir yerlere gelmek için çabalarken seni potansiyel şöfor adayı olarak görebilecek kadar terbiyesizleşebiliyor bu düzen!Buraları terk edip insanı sırf insan olduğu için adam yerine koyan bir ülkeye gideceğim.Orada kimse hukuk okudum diye Adalet bakanlığının şöforü,çöpçüsü,hademesi yapamayacak!Bu bölüme başladığıma cidden lanet ediyorum,keşke hiç başlamasaydım!

Kızmamak, ama mutlaka ders çıkarmak gerekir.

Benim aklım bir türlü şunu almıyor:

Bir ülke düşünün. Eğitimde geri kalmış bir ülke. Böyle bir ülkede, eğitime önem vermek en önemli önceliklerden birisi olması gerekirken, eğitim veren öğretmenlerin okuduğu fakültelere;

1) Neredeyse ÖSS 'de en düşük puan alanlar yerleştiriliyorsa!!!
2) Öğretmenlere neredeyse asgari ücret sınırında maaş veriliyorsa...

Ve bundan hiç kimse gocunmuyorsa!!!

Avukatı, Doktoru, Hakimi, Maliyecisi, Mühendisi, Polisi, Askeri... Velhasıl diğer sektör mensuplarının gerçek manada Avukat, Doktor, Hakim, Maliyeci, Mühendis, Polis, Asker, siyasetçi olması beklenebilir mi?

Olursa tesadüf olur arkadaşlarım!

Alıntı: Yazan Av.Mehmet Saim Dikici Kızmamak, ama mutlaka ders çıkarmak gerekir. Benim aklım bir türlü şunu almıyor: Bir ülke düşünün. Eğitimde geri kalmış bir ülke. Böyle bir ülkede, eğitime önem vermek en önemli önceliklerden birisi olması gerekirken, eğitim veren öğretmenlerin okuduğu fakültelere; 1) Neredeyse ÖSS 'de en düşük puan alanlar yerleştiriliyorsa!!! 2) Öğretmenlere neredeyse asgari ücret sınırında maaş veriliyorsa... Ve bundan hiç kimse gocunmuyorsa!!! Avukatı, Doktoru, Hakimi, Maliyecisi, Mühendisi, Polisi, Askeri... Velhasıl diğer sektör mensuplarının gerçek manada Avukat, Doktor, Hakim, Maliyeci, Mühendis, Polis, Asker, siyasetçi olması beklenebilir mi? Olursa tesadüf olur arkadaşlarım!

Sayın Dikici'nin bu tespitine katılmamak mümkün değil.

Avukat, hakim ve savcılar için uzmanlık sınavı ne kadar zor olursa o kadar kaliteli hukukçuların yetişeceği kanaatindeyim. Fakat bu sınavların bir köşesine sözlü sınav eklenmesine de sonuna kadar karşıyım. Sözlü sınavların (diğer bir deyişle mülakatlar) olduğu her yerde torpil mekanizması işletiliyor demektir.
Umarım korktuğum başımıza gelmez.

Saygılarımla.

Türkiye de bir kimsenin ÖSS den yüksek puan alıp, en iyi hukuk fakültesine girmesi onu çok iyi bir hukukçu ( hakim, savcı, avukat) yapmayacağı gibi, hukukçulara zor bir uzmanlık sınavı yapılması da niteliklerine, nitelik katacak değil. Bir kimsenin hukuk fakültesinde başarılı olmasıda onu meslekte çok başarılı yapmıyor.

Sebebini herkes çok iyi biliyor. Eğitim sistemi şöyle, böyle diye yakınmak istemiyorum. Yapılacak olan bir uzmanlık sınavıda, kimseyi çok iyi bir hukukçu yapmayacak. Sadece birilerini eleyecek. Bu elemede haksız olacak. Saygılarımla..

Yargıda standartları yükseltmek bu sınavlarla mümkün olabilir mi?Hiç sanmıyorum.Sadece bir fakülteye(marmara) 2000 kişilik kontenjan ver,her özel üniversitede hukuk fakülteleri açılsın,eğitim standartları yükseltilmesin sonra da sorunlara çözüm olarak sınav yap.Sorunları önce yaratalım ki daha sonra böyle çözümsüz çözümler bulmakla uğraşalım değil mi...Saygılarımla.

Sayın Saim Dikici;
eğitimi biz hukukçular mı alalım??

Alıntı: Yazan Av.Kamil Mercan Sayın Saim Dikici; eğitimi biz hukukçular mı alalım??

Sayin Mercan, yazdiklarimdan siz bu sonucu mu çikardiniz..?

Peki bu olası düzenleme yürürlüğe konduktan sonra bizleri etkiler mi. Kazanılmış hakkımız korunur mu? Açıkçası çok ürkütücü bir tablo çizilmiş

Merhabalar, henüz hukuk eğitimi başlamaya yenbi başlamış birisi olarak, şu ana kadar gözlemlediklerimle beraber kendimi fikirlerimi harmanlayıp aşağıdaki yazıyı yazıyorum.

Türkiye'de hukuk eğitimi almak için liseyi tamamlayıp ÖSS(veya şimdinin LYS vb...'si)'ye girip yeterli puanı almak gerekiyor. İş burdan yanlış gitmeye başlıyor. Kendi okulum(Anadolu Üni.) ÖSS'de öyle Ankara Hukuk kadar yüksek bir puana sahip değil ama ortalama üstü bir puanla öğrenci alıyor.

Benim tespitime göre, bir çok öğrenci hukukla ilgili hiç bir temeli,bilgisi, hevesi olmadan geliyor ve fakülteye başlıyor. ÖSS burada bu yanlışın sorumlusu. Buna bir çözüm belki Amerika'daki sistem uygulanabilir: 4 yıllık normal lisans eğitimi + 3 yıllık hukuk eğitimi. Böylece hukuk fakültelerine giriş zorlaşır, daha seçkinleşilir.

Şimdi ÖSS'yi yanlış olarak kabul ettik, diğer sıkıntı fakülte çokluğu. Bu çokluk, ÖSS'de puanların düşmesine sebep olduğu gibi, tonlarca hukuk fakültesi mezunu yaratıyor. Fazla fakülte olmasının belki bir olumlu yanı; mezunlar arası rekabeti arttırması,mezunların kendilerini kişisel gelişime sevk etmesine olabilir. Çok fazla fakülte olması durumunda, önemli oranda hoca sıkıntısı da çekilir, bunu da unutmamak lazım.

Özetlersem, sistemdeki yanlışlar: Çok fazla fakülte olması, kişisel özellikleri bir yana bırakıp sadece test becerisine göre öğrenci alan fakülteler.

Çözümler:
-Amerika'daki 4+3 yıl sistemi.
-Üniversite sınavının; hukuk, tıp, mühendislik, sosyal bilimler vs... gibi ayrı ayrı değerlendirilmesi.(Bence yine de test sistemi hiç sağlıklı değil.)
-Avrupa'daki bazı ülkelerde olduğunu gibi avukatlık yapabilmek için en az master derecesi istenebilir.(Ki bu bizim ülkemize pek uymayabilir)
-Mevcut fakülteler kapatılıp içindeki öğrenciler çıkarılamayacağına göre, bundan sonra gelenleri sınavla elemek.

Bana kalırsa, öyle veya böyle bir eleme usulu gerekiyor.
Benim gözüme en sağlıklı, en niteliklisi 4+3 yıl sistemi görünüyor.

Umarım HUS, üzerinde iyice çalışılan, niteliği ön plana çıkaran bir sınav olur.

Bir konuda söze başlarken 'dünyanın hiçbir ülkesi veya gelişmiş ülkelerde şöyle' diye başlanır veya bunlar cümlelerin bir yerine sıkıştırılır. Ama gerçekten dünyadan örnek verdiğimiz o ülkelerde neler olduğunu bilmeden yazarız bunları. Öncelikle getirilen bir değişikliği, bilinen ve varolan aynı statülerle karşılaştırmak gerekir. Hukuk Fakültelerimizin mantar gibi çoğaltılmasına, verilen eğitimdeki kalitesizliğe, öğrenci sayısının fazlalığına ilişkin yakınmalara katılmamak mümkün değil.
Hollanda'da hukuk fakültesini bitirmek, avukat olmaya yeter görülmüyor. Avukat olmak için hukuk eğitiminden sonra, üstüne üç yıllık bir avukatlık eğitimi almak gerekiyor. Bu eğitimi alırken de bir uzmanlık dalı da belirleniyor. Böylece bir avukat ceza yapıyorsa ticaret davası avukatlığı yapamıyor. Şimdi getirilecek olan bu sınav, genel bir sınav olacak ve bu genel sınav olma durumu rahatsız edicidir. Başka bir şekilde hukukçuyu kaliteli yetiştirmenin, sistemi farklı şekilde değiştirmenin yolları bulunabilirdi. Yani siz Anadolunun ücra bir köşesine hukuk fakültesi açacaksınız. Orada asistandan medeni hukuk eğitimi almış bir hukukçu ile İstanbul veya Ankara'dan mezun olan bir hukukçuyu aynı kefeye koyan bir sınav yapacaksınız. Eğitim kaliteleri aynı olmadığından, alınacak sonuçlar da farklı olacaktır. Öncelik hukuk fakültelerindeki eğitimin kalitesine verilmelidir.

Alıntı: Yazan Özge Yücel Sayın Meslektaşlarım, Değerli Öğrenciler, Sözü edilen toplantı konusunda bir akademisyen olarak bilgi sahibi olduğum için sizi de bilgilendirmek isterim. Ne yazık ki yapılmaya çalışılan şeyin iç yüzü hepinizi hayalkırıklığına uğratacaktır. Çünkü YÖK'ün planı şudur: Bir kişi, hukuk fakültesine diyerek girecek, üç yıl okuyacak ve bu üç yılın sonunda söz konusu sınava tabi tutulacak, bu sınavı geçemezse fakülteye devam edemeyip zabıt katibi olarak görev yapabilecek, eğer sınavı geçerse iki yıl daha okuyacak ve sınavlara girmeye hak kazanacak. Bunun hukuk fakültelerinin niteliğini yükseltmenin aksine daha da düşüreceğini çok iyi öngörebiliyorum. Ayrıca hukuksal güvenlik ilkesine de tamamen aykırı bir düzenleme olur bu, hukukçu olacağım diyerek giren biri zabıt katibi olacak bu sistemde. Biz hukuk eğitimi kesintisiz beş yıl olur da avukatlık sınavı getirilir diye beklerken getirmeyi düşündükleri çözüm buymuş, bunu şimdilik kamuoyundan gizlemeye çalışıyorlar. Ama ben bunu toplantıya katılan dekanımızdan doğrudan öğrendim. Umarım bunu gerçekleştiremezler, Türk hukukçular olarak kabusumuz olur.

Neden hiç şaşırmadım acaba? Biz istemezsek başaramazlar.

Yazık verdiğim emeklere, döktüğüm saçlarıma, ağrıttığım başıma.
Eğer benim 3 yıllık emeklerim bir sınavla çöpe atılıp, sen kenara! zabıt katibi olmalısın derlerse, hayallerimi bir kaç saatlik sınava sığdırabilenlere yazıklar olsun derim ve biliyorum ki hiçbir hukukçu böyle bir düzenlemeyi onaylamayacaktır, bundan emin olmak istiyorum, öyle olmasını umuyorum.

Avukatlıkta her gün sınavla geçer. Bu açıdan sınavla avukat olunması avukatı bu günlere hazırlar.

Kazanılmış hak bahanesi arkasına sığınmadan, her avukat ve avukat olmak isteyenler için yapılacak bir sınava evet.

Alıntı: Yazan Av.Mehmet Saim Dikici Gerçekçi olmak gerekirse hukukçularin mesleki standartini Avrupa ülkelerindeki hukukçulara yaklastirmak kesinlikle zorunludur. Hemen hemen büyük çogunlugumuz, Avrupa ülkelerindeki avukat standartina sahip degiliz. Bu büyük bir hatadir. Meslekteki bizler de dahil hepimize mesleki standart getirilmesi, gerekiyorsa faal çalisan bizler de dahil sinava, kursa, akademiye zorunlu tutulmaliyiz. Ruhsati veya atamamizi alip, yan gelip yatmak sadece bizlere degil, meslege de zarar veriyor. Bir an önce radikal çözümler getirilmelidir. Dilekçe yazamayan, temel hukuki bilgilerden yoksun hukukçular olmasin! Utanmayalim... Bu anlamda getirilecek tüm sinavlara pesinen olumlu bakiyorum. Ancak, amaç meslege standart getirmek degil de, bagciyi dövmek ise; diyecegim hiç bir sey yoktur! Dersem kötü olur!

Altina imzami atiyorum ustadim

HUS için naçizane öneriler..
Sınavda en başarılı olanlar arasından avukatlığı seçenler Başavukat ünvanı alır.Başavukatın bürosu, iso standartlarına sahip olmalıdır.Başavukatın işlerine adliye ve icra dairelerinde öncelik tanınır.Temyiz başvuruları da ivedi olarak sonuçlandırılır.Ek madde:Başavukat değeri 10 bin TL altındaki dava ve takiplere bakamaz.

Farkı yarat, farkı yaşa, Farkı yaşat...

Avukat olmak için sınava biz öğrenciler de varız ancak Hukuk 3.sınıfta tek bir sınav yapıp geçemeyenleri zabıt katibi yapmalarına yokuz...

Alıntı: Yazan kasadivalyos Avukat olmak için sınava biz öğrenciler de varız ancak Hukuk 3.sınıfta tek bir sınav yapıp geçemeyenleri zabıt katibi yapmalarına yokuz...

Değerli Kasadivalyos,

Hiç kimse bir sınav yapıp, 3 yıllık emeği heba edemez. Böyle bir şeyin yürürlüğe gireceğine ihtimal vermem. Bu nedenle bir sınav yapılacak diye hiç endişe etmeyin.

Bence PES sınavı da yapsınlar.Ama PES 2010 sınavı. Böylece taktiksel zekaya sahip olanlar ya da dar alanda kısa paslaşma yapabilenler veya tabutta rövaşata atabilenler hiç olmadı ortada üçlü çektirebilenler avukat olma hakkı kazansınlar. YÖK başkanını yenen HUS'tan kurtarır böylece

Alıntı: Yazan YCanik Peki bu olası düzenleme yürürlüğe konduktan sonra bizleri etkiler mi. Kazanılmış hakkımız korunur mu? Açıkçası çok ürkütücü bir tablo çizilmiş

maalesef hukuk fakültesinden mezun olmadan önce kazanılmış hak mevcut olmuyor

anımsayın arkadaşlar,daha birkaç gün önce açıklanan hakimlik savcılık sınavının sonuçlarında mevcut bulunan baraj puanını,anımsayın arkadaşlar bu ülkede artık çöpçü olmak için bile sınav açıldığını,anımsayın arkadaşlar dünyanın en zor ve en kaliteli eğitimi sıfatına sahip hukuk eğitiminin kimler tarafından verilmeye başlandığını,anımsayın arkadaşlar biz hafız değiliz ancak hafızlar ezberlerler ve ezberlediklerini bir çırpıda okurlar hakimlik savcılık sınavı tam bir hafızlık sınavı gibi sadece ezbere dayalı bir sınav haline dönüştürülmüştür.Arkadaşlar isyan etmezsek sesimizi yükseltmezsek nefes alacak sokak,yemek yiyecek lokanta,özgürce yapılabilecek bir meslek,hakkaniyetle yiyeceğimiz bir lokma ekmeği bile bize çok görecekler çok acı ama gerçek.Hukukta uzmanlık sınavı da aynen yukarda anlattığım gibi hukukçu değil hafız yaratacak ve biz onları ömrümüz boyunca seyredeceğiz.Ne mutlu hafız olana Ne kötü özgür düşünene