Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Hakim Avukatı Polis Zoruyla Duruşmadan Uzaklaştırdı.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-04-2010, 17:46   #1
Av.Selim Balku

 
Varsayılan Hakim Avukatı Polis Zoruyla Duruşmadan Uzaklaştırdı.

Hakim, duruşmaya girmek isteyen avukatı, davasının düşmesi gerekçesiyle, polis marifetiyle uzaklaştırdı.

UŞAK BAROSU BASIN AÇIKLAMASI

Yargının kurucu unsuru olan SAVUNMA mesleğini yürüten biz AVUKATLAR, Yargı teşkilatı içinde hak ettiği yerini alamamaktadır ve üvey evlat muamelesi görmektedir.

Bugün bir meslektaşımız duruşmasının alınması için, duruşma salonunda beklerken .. Hakimi F. K.’nun talimatı ve polis marifetiyle duruşma salonundan çıkarılmıştır.

Bu olay savunma mesleğini icra eden biz Avukatlar için onur kırıcı bir durumdur. Yapılan olayı protesto ediyoruz.

Herkesçe kabul edilmektedir ki Adalet olmadan sağlıklı bir toplum düzeni kurulamaz, savunma olmadan da Adalet yerine getirilemez. Bilinmektedir ki Adil Yargılanma hakkının en temel güvencesi bağımsız savunmadır. Biran önce Savunma, yargı teşkilatı içinde hak ettiği ve çağdaş devletler düzeyindeki yerine kavuşmalıdır. Bu kazanım sadece mesleği icra eden bizlerin değil tüm halkın, toplumumuzun ve yargı teşkilatının yararınadır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur. 15.04.2010

Uşak Barosu Avukatları ve Uşak Barosu Yönetim Kurulu Adına
Av. Rıza ALBAY
Uşak Barosu Başkanı

Kaynak : Yeni Asır Gazetesi http://www.usakbarosu.org.tr/index.p...ter&ne=153
Old 25-04-2010, 23:19   #2
çiçero fadi

 
Varsayılan

Mesleki faaliyetlerini yapmak dışında bir kastı olmayan meslektaşımıza yapılan uygulamayı kınıyorum.Ayrıca Baronun meslektaşımızı sahiplenmesini de takdire şayan buluyorum
Old 25-04-2010, 23:55   #3
av.sebahattin

 
Varsayılan

Olayın niteliğinin değerlendirmesi ayrıca yetkili merciilere ve mağdur olan avukata ait olmak üzere, Görevin verdiği yetkiyi kötüye kullanmak ne kadar ahlaklıca bir tutumsa bu da öyledir............Yazık.!
Old 26-04-2010, 12:54   #5
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Bildiğim kadarıyla Avukatın daha önce aynı mahkemeden bir davası düşmüş, avukat davayı yeniliyor, duruşmaya giriyor,, bu sefer zamanında gelmesine rağmen (iddia böyle) hakim davasını yine düşürüyor, bu sefer avukat davamı neden düşürüyorsunuz, işte buradayım demesine rağmen çıkın ihtarı yapılıyor, avukat çıkmayınca polis çağrılıyor vs.

Olayı bir arkadaşımdan duydum, adliyede görevli bir memurla telefonda konuştum, Pazar günü Yeni Asır gazetesinden okudum, birbirlerine parelel bir haber.

Hakim gazeteye verdiği demeçte avukatlardan yana şu şekilde curnal ediyor; "avukatlar davaya geç kalınmasını alışkanlık haline getiriyor, duruşma salonunda roman okuyan avukatlar gördüm vs."

Haber ve bilginin kaynağı Hakimin canına, malına, namusuna, şerefine yönelik fiili bir saldırı söz konusu olmadığı yönündedir.

Bildiklerim bunlardan ibaret, bu bildiklerime göre şu olasıkları da ekleyebilirim, bu olayda avukat tümüyle hatalı olabilir, hakim çık demiştir, çıkmıyorum demiş olabilir, terslik yapmış, haksızlık ediyorsunuz diye yüksek sesle hitap etmiş olabilir, duruşmamı almayana kadar ayakta bekliyorum ve olayı protesto ediyorum, demiş olabilir. Yani olayda ki tüm olumsuzlkları avukat meslektaşıma yüklenebilir, buna göre meseleyi düşündüğümde hakimi haklı çıkartabiliecek hiçbir yan göremiyorum. Kaldı ki görüştüğüm kişiler hakimin hiçte haklı olduğunu söylemiyorlar,

Ehemi, mühime yeğlersek,

1-Hakim bir hukukçu gibi davranarak, aklanmak için kendisi ilgili makama başvuru yapmalıdır.

2-İstifa etmelidir.

3-Görevden uzaklaştırılmalıdır.

Adliyedeki memur tanığım telefonda "olur böyle şeyler, büyütülecek birşey değil" dedİ.

Bence küçültülmemesi gereken bir olay, herşeyden önce bir yargıcın tarafsızlığına, nesnelliğine gölge düştü, bu durumda hangi vatandaş, bu gölge ile görev yapan hakimin karşısında hukuk arayabilir ki,

düşünsenize, avukatım ve hakim beni polis zoruyla dışarı çıkartıyor, vatandaş görüyor, memurlar görüyor, polis koluma girmiş, haykırıyorum ama elimden hiçbirşey gelmiyor, vatandaş dışarda bu olayı nasıl anlatacak siz tahmin edin.

Avukat rezil ve zavallı olmadı ben işin o tarafına takılmıyorum, vatandaş bu rezilliği gördü, rezilliğin tarafı ve faili bir hakim, ya bana da aynısı yaparsa, ya karşısında konuşamazsam, ya beni anlamazsa kaygılarıyla hüküm mü bekleyecek vatandaş. Hakim haklı da olsa bu görüntüye sebep verdi.

Hakim aba altından sopa göstermemiştir, sopayı kullanmıştır.

Muhakeme ile alakalı olmayan bir husus için sopanı kullanırsan, diktatör olursun, egonu tatmin etmek için kolluğu kullanırsan gaddar olursun, tüm bunları aynı sıralarda dirsek çürüttüğün meslektaşına yaparsan kalleş olursun...

Kolay Gelsin...
Old 26-04-2010, 14:51   #6
Av. Fatih KARACA

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım,

Elbette olayın ayrıntılarını bilmeden yorum yapmak sağlıklı değil. Ancak başımızdan geçen (daha doğrusu stajyer bir meslektaşımızın başından geçen) bir olayı da anlatma ihtiyacı hissettim.

Uşakta, bir mahkemenin dosyasında davacıydık. Duruşma günü, davaya bakan yargıç izinli olduğundan, yerine haberde adı geçen yargıç bakmaktaymış. İstanbuldan bir stajyer meslektaşımız duruşmaya girmek için Uşaka gitti. Kötü hava şartları nedeniyle gecikme ihtimaline binaen geç kalınması durumunda 30 dakika kadar beklenmesini talep eden bir telgrafı da bir gün önceden mahkemeye gönderdik. Ertesi gün stajyer meslektaşımız Uşaktan döndüğünde, yüzü bir domates gibi kıpkırmızıydı. Anlattığına göre, duruşmaya başlamadan evvel 30 dakika beklenmesini ve buna rağmen yetişemezsek mazeretli sayılmamızı talep etmemiz nedense küstahlık ve işi savsaklama olarak yorumlanmış ve yargılamayı sürüncemede bırakmakla itham edilmişiz. Üstelik stajyer meslektaşımızın birikimi ve yeterliliği duruşma esnasında başkaca meslektaşlarımızın da önünde oldukça kabaca bir üslupla yine Sayın Yargıç tarafından sorgulanmış.

Mesleğin saygınlığı konusunda karamsarlığa kapılan arkadaşımız belki de bunun gibi olaylar yüzünden bugün yurt dışında. Orada avukatlık yapmaya çalışıyor zannederim.

Bu olaydan sonraki ilk duruşmaya bizzat ben gittim. Ancak bu defa mahkemenin asıl yargıcı görevinin başındaydı. Şeker gibi tatlı ve pamuk gibi yumuşacık bir adamdı. Kendisine hiçbir şey çıtlatmadan ve esas karşılaşmayı umduğum yargıç Sayın F.K. ile görüşmeden geri döndüm. Acaba kendisi ile karşılaşabilseydim o gün ben de aynı muameleye maruz kalır mıydım diye düşünmeden edemiyorum.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA
Old 26-04-2010, 19:36   #7
OLCAYK

 
Varsayılan

Olması gereken nedir, pratik ne şekildedir? Tüm bunları anlatmaya belki gücüm yetmez. Ancak kısada olsa on yıllık meslek hayatımda gördüğüm şey; bu çürümüş düzene ve onun içindekilere, her şeye rağmen ‘saygı’ göstermeye çalışan tek tarafın savunma makamı olduğudur. Vatandaşa bir duvar örülmüş, hukuki standart diye bir kavram yok, vatandaş korkuyor, vatandaş soru soramıyor, sonuç alamıyor, saygı görmüyor.… Sonuçta saygıda duymuyor. Merak ediyorum; sav ve karar mekanizmaları vatandaşın kendilerine nasıl baktığını hiç umursuyor mu, ya da düşünüyor mu? Benim yaşadıklarım bunun aksini gösteriyor. Bizler alıştığımızdan mı, değiştiremediğimizden mi, kendimize olan saygımızdan mı bu kötü anıları yaşıyoruz? Sabır sınırlarını zorluyoruz…. Karşı tavrı neden aynı seviyeye indiremiyoruz? Bu inancı kaybedersek mesleğimizi yapamayacağımızdan mı korkuyoruz? Bu sistemde duygudaşlık kurmadan çalışmak zor ama bu duygudaşlık hep tek taraflı olduğu sürece isyanda isyan olmakla kalır mı bilemiyorum. Suyun öteki tarafı da var, bunu görmeden çalışmak kâğıt üzerinde makama sahip olup aslında hiçbir şey olmayışın bir göstergesidir.
Old 27-04-2010, 21:58   #8
avukat83

 
Varsayılan

"Sizler melek ve insan arası birer varlıksınız" Bir hakim stajyeri arkadaşımın bana aktardığı bir cümle. Hakim adaylarını eğiten bir kişinin hakim adaylarına söylediği bir cümle...

Saat 17:15. duruşma saati 15.00. uzaktan uzağa saygı duyulan tecrübeli ve yaşlıca bir avukatın yanına gidilir:
- sizinle aynı duruşmayı bekliyoruz. Tüm duruşmaların saati 15.00'e verilmiş. Duruşma tutanağına saati yazdırıp tepkimizi gösterelim
- tutanağa saati yazdırınca zamanında alacaklar mı sanki???
duruşmaya girilir:
-Sayın başkan duruşma tutanağına saati yazmanızı talep ediyorum.
-Neden?(Neden mi??? Her geçen gün yeni şeyler öğreniyorum. demek ki duruşma tutanağına saat yazılması talebi gerekçeli olmalı!)
- Hakkımı arayacağım
- Nerden? Bizden Mi?( Hayır TEDAŞ'tan!)
Hakimler aralarında konuşurlar. Heyet başkanı duyulabilmesi için yüksek sesle:
- böyle gereksiz şeylerle uğraştırıyorlar işte bizi. neyse bugün sinirlenmeyeceğim.ben tam olarak neyi amaçladığınızı anlamadım
- bir şey amaçlamıyorum hakim bey.( bu arada hakim bey değil efendim demiş olabilirm. bu kelimeyi lügatıma zorla sokan meslektaşlarım sağolsun)sadece duruşma tutanağına saat yazılmasını talep ediyorum.
bu konuşma 15-20 dakika sürer. ve avukat mahkemenin değerli! vaktini çalmış olur! ah bu avukatlar yok mu!

tutuklu sanıklardan savunmaları!!! istenir. bir tanesinin ifadesi bittikten sonra başkan tam tutanağa yazdırmaya başlayacakken hayatının en büyük hatasını yapar:
-Efendim ben bir şey daha söyleyebilir miyim?
Ve bu noktada adalet tecelli eder:
-Bana bak bana böyle pavyon ağzı yapmayacaksın.(Pavyon ağzı böyle oluyor demek ki. çok tecrübeli olmadığım için işin ehline bakmakta fayda var) Dik dik de bakmayacakın. bu salonda birine tepeden bakma hakkı varsa o da benimdir.(hemen HUMK'a bakılır. acaba heyet başkanının salonda bulunanlara tepeden bakma hakkı hangi maddede düzenlenmiştir? bulunamaz. demek ki bununla ilgili bir yönetmelik var. Canım Sende!! başkandan iyi bilecek değilsin ya)
avukatlardan diyecekleri sorulur.yaşlıca ve saygı duyulan avukat:
- Yüce Mahkemenizin ve sayın başkanın çok daha iyi bildiği üzere iddianame.......(hemen bir köşeye not alınır. Diğer güne asliye hukuk mahkemesine dilekçe verilmesi gerekmektedir. Dilekçe hazırdır ama çok önemli bir eksiği vardır. .. asliye hukuk mahkemesine hitaben yazılmıştır. akşama bu hitap yüce asliye hukuk mahkemesi olarak değiştirilecektir)
Duruşmaya ara verilir. Dışarı çıkılır. saygı duyulan yaşlıca avukat ve müvekkilinin yakınları konuşmaktadır:
- Bizimkini azarladı hakim
- reis Bey işini bilir. Azarladıysa kesin tahliye eder( yine hemen bir köşeye not alınır. artık tahliye taleplerinde sabit ikametgah, tutuklu bulunan süre, delillerin karartılması gibi söylemlerden kaçınılacak ve hakimden müvekkili azarlaması talep edilecektir)Sonuçta reis bey yeterince azarlamamış olacak ki tecrübeli ve yaşlıca avukatın müvekkili tahliye edilmez.

bu ve hergün yaşanan daha nice olaylar. Hakim, savcı ve avukatlar birbirlerine sevgi, saygı sınırları içinde davransın, el ele tutuşup şarkılar söyleyerek sevgi pınarı içinde yüzelim masallarına inanmıyorum. Hakim ve savcılar avukatları "tamamen gereksiz bir ayrıntı" olarak görmeye devam ettikleri ve biz hala hakim ve savcılara saygıda kusur etmeyelim anlayışıyla hareket ettiğimiz sürece bu tip olaylarla karşılaşacağız.
Old 28-04-2010, 00:14   #9
av.sebahattin

 
Varsayılan

İğneyi başkasına çuvaldızını kendimize batırmalıyız. Adliyelerde yaşanan sorunları sadece avukatların tutumları çözecektir. Kanunla v.s. ile olacak iş değildir bu. "Abi" demek kavga etmekten kolaydır. Öyle midir acaba!.......

(Bu konuyu her gördüğümde sinirlerim bozuluyor)
Old 02-05-2010, 12:52   #10
avmhy

 
Varsayılan

yer geçen hafta pendik 2. aile mahkemesi;
bir önceki celse talimatla alınan ifadeler dosyaya gelmiştir.O celsede okumadığımız beyanları incelemek ve beyanda bulunmak için süre isteyecekken hakime hanım son sürat bize ne diyeceğimizi sormadan karşı taraf asilin beyanını alır, üç celsedir delil listesi vermeyen davalının tanık dinletme talebini kabul eder liste vermesi için süre verir , hakime hanım bize neden söz vermediğini sorduğumuzda bizi vatandaştan daha bilgisiz olmakla suçlar, bu şekilde konuşamayacağı hatırlattığımızda bizi salonda kovar , çıkın dışarı falan der.
Önceliğimizi müvekkilin hakkını temin etmeye adadığımızdan davalı tanıklarının uyaptan talimatla alınan ifadeleri takip edilir beyanlar incelenir ve yazılı bir dilekçe ile karar aşamasına gelmiş dosyanın daha fazla uzamaması sağlanmaya çalışılır.

Duruşma başlar, hakime hanım karşı taraf kesin sürede masraf vermediğinden tanık dinletmekten vacgeçmiştir diye başlar, bu seferde davalının ağzına lafı tıkmaya başlamıştır.
Olaya müdahale edip talimat dosyasının numarası ile uyap ta bulunduğu bildirilir. Hakime hanım kürsüdeki engin hakimiyeti ve burda ağzımı sıkarak kendime sakladığım özellikteki uslubu ile biz uyap a bakmıyoruz avukat bey der, küçümseyici tavrı ile kendisine siz bilirsiniz diyip, zabıt aşağıdan yukarıya sallanınca, acaba der talimat zaptının örneğine bakar .
Netice itibari ile kalem masrafı almış talimatı yazmıştır. Ancak nedense bir ay önce alınan beyanlar dosyada yoktur.Ayrıca hakime hanım dosyadan masrafın yattığını ve talimat yazıldığını görememiştir.
talimat cevabının beklenmesine diyerek celse bitirilir.Zabıt katibi azarlanır, avukat bey olmasa karar verecektik falan denir. Öyle ya ;biz arada sırada mutlak bir hatayı önlemek için onurumuza dokunan tavırlara karşın doğrusunu söylediğimiz zamanlar da belki işe yarayan yargı artığıyızıdır.
Bu ve benzeri olaylar her gün benim ve sizin başınıza gelmekte.

Çözüm ise karar verirken ki takdir hakları hariç hakimlerin usule ve kanuna uymalarının yargılamanın her aşamasında etkin şekilde denetimleridir. Avukatsız yargılama isteyen hakimler, her adliyede avukatların toplu tavırları ile engellenmelidir. Açık söylüyorum ayyuka çıkarılmalıdır.

UYAP a bakmadığını söyleyen bir hakim ve de teknolojinin gerisinde kalmamaya çalışan bir adalet sistemi.
Old 03-05-2010, 16:45   #11
Av.Kamil Mercan

 
Varsayılan

"Çözüm ise karar verirken ki takdir hakları hariç hakimlerin usule ve kanuna uymalarının yargılamanın her aşamasında etkin şekilde denetimleridir. Avukatsız yargılama isteyen hakimler, her adliyede avukatların toplu tavırları ile engellenmelidir. Açık söylüyorum ayyuka çıkarılmalıdır."

Sonuna kadar katılıyorum...
Old 18-05-2010, 21:47   #12
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan diktatör olursun, gaddar olursun, kalleş olursun...

Sayın Selim Balku,

Özlü anlatımınıza katılıyor v e teşekkür ediyorum.

Ömer Kavili 15638


" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "





İnsansız adalet olmaz
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu!
Ama, olmaz olsun

ÖZDEMİR ASAF

[quote]
Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
Muhakeme ile alakalı olmayan bir husus için sopanı kullanırsan, diktatör olursun, egonu tatmin etmek için kolluğu kullanırsan gaddar olursun, tüm bunları aynı sıralarda dirsek çürüttüğün meslektaşına yaparsan kalleş olursun...

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
Bildiğim kadarıyla Avukatın daha önce aynı mahkemeden bir davası düşmüş, avukat davayı yeniliyor, duruşmaya giriyor,, bu sefer zamanında gelmesine rağmen (iddia böyle) hakim davasını yine düşürüyor, bu sefer avukat davamı neden düşürüyorsunuz, işte buradayım demesine rağmen çıkın ihtarı yapılıyor, avukat çıkmayınca polis çağrılıyor vs.

Olayı bir arkadaşımdan duydum, adliyede görevli bir memurla telefonda konuştum, Pazar günü Yeni Asır gazetesinden okudum, birbirlerine parelel bir haber.

Hakim gazeteye verdiği demeçte avukatlardan yana şu şekilde curnal ediyor; "avukatlar davaya geç kalınmasını alışkanlık haline getiriyor, duruşma salonunda roman okuyan avukatlar gördüm vs."

Haber ve bilginin kaynağı Hakimin canına, malına, namusuna, şerefine yönelik fiili bir saldırı söz konusu olmadığı yönündedir.

Bildiklerim bunlardan ibaret, bu bildiklerime göre şu olasıkları da ekleyebilirim, bu olayda avukat tümüyle hatalı olabilir, hakim çık demiştir, çıkmıyorum demiş olabilir, terslik yapmış, haksızlık ediyorsunuz diye yüksek sesle hitap etmiş olabilir, duruşmamı almayana kadar ayakta bekliyorum ve olayı protesto ediyorum, demiş olabilir. Yani olayda ki tüm olumsuzlkları avukat meslektaşıma yüklenebilir, buna göre meseleyi düşündüğümde hakimi haklı çıkartabiliecek hiçbir yan göremiyorum. Kaldı ki görüştüğüm kişiler hakimin hiçte haklı olduğunu söylemiyorlar,

Ehemi, mühime yeğlersek,

1-Hakim bir hukukçu gibi davranarak, aklanmak için kendisi ilgili makama başvuru yapmalıdır.

2-İstifa etmelidir.

3-Görevden uzaklaştırılmalıdır.

Adliyedeki memur tanığım telefonda "olur böyle şeyler, büyütülecek birşey değil" dedİ.

Bence küçültülmemesi gereken bir olay, herşeyden önce bir yargıcın tarafsızlığına, nesnelliğine gölge düştü, bu durumda hangi vatandaş, bu gölge ile görev yapan hakimin karşısında hukuk arayabilir ki,

düşünsenize, avukatım ve hakim beni polis zoruyla dışarı çıkartıyor, vatandaş görüyor, memurlar görüyor, polis koluma girmiş, haykırıyorum ama elimden hiçbirşey gelmiyor, vatandaş dışarda bu olayı nasıl anlatacak siz tahmin edin.

Avukat rezil ve zavallı olmadı ben işin o tarafına takılmıyorum, vatandaş bu rezilliği gördü, rezilliğin tarafı ve faili bir hakim, ya bana da aynısı yaparsa, ya karşısında konuşamazsam, ya beni anlamazsa kaygılarıyla hüküm mü bekleyecek vatandaş. Hakim haklı da olsa bu görüntüye sebep verdi.

Hakim aba altından sopa göstermemiştir, sopayı kullanmıştır.

Muhakeme ile alakalı olmayan bir husus için sopanı kullanırsan, diktatör olursun, egonu tatmin etmek için kolluğu kullanırsan gaddar olursun, tüm bunları aynı sıralarda dirsek çürüttüğün meslektaşına yaparsan kalleş olursun...

Kolay Gelsin...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukatın Duruşmadan Atılması tunca07 Meslektaşların Soruları 17 02-01-2010 17:15
Boşanma Davasında Polis Zoruyla Duruşmaya Katılma!!! esraa Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 02-06-2009 09:25
Polis Arşiv kaydı ve Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu prometeus Hukuk Soruları 2 06-03-2009 12:46
Duruşmadan 5 gün öncesi? Adli Tip Meslektaşların Soruları 14 30-10-2007 11:22


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03911591 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.