Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verme olayında TCK 85/2 uyarınca verilecek cezanın 22/3 uyarınca arttırılması mümkün müdür?

Merhaba Sayın Meslekdaşlarım,

Kamuoyunun gündemini meşgul eden, 3 kişinin ölümüyle sonuçlanan, ünlü bir yazarın itirafını yayımlayarak teslim olduğu trafik kazası olaydan ilhamla, biraz fikir jimnastiği - pratik çalışma yapmaya ne dersiniz?

Pratik çalışmaya konu olay şudur: A. alkollü vaziyette aşırı hızla kullandığı araçla başka bir araca arkadan çarpar ve araçtaki 3 kişinin ölümüne sebep olur. A. polise yalan beyanda bulunur ve aracın direksiyonunda arkadaşı B.'nin olduğunu iddia eder. B bunu kabul eder ve suçu üstlenir. Savcının aleyhinde delil topladığını öğrenen A., etrafındaki hukuki çemberin daraldığını farkedince 6 gün sonra sosyal medyadan bir itiraf mektubu yayımlayarak teslim olur.

Belki alkollü araç kullanımı, belki aşırı hız, belki fren yapılmamış olması gibi sebeplerle olayda A'nın "bilinçli taksir" ile 3 kişinin ölümüne sebebiyet verdiği kanaatine mahkemece varıldığını varsayarsak, bu olayda A'nın cezai sorumluluğu asgari ve azami ne kadar olabilir ve verilecek cezaya göre ne kadar süreyi cezaevinde geçirir?

Daha da özel bir soru: TCK 85/2, azami 15 yıla kadar hapis öngörmektedir. Diğer taraftan TCK 22/3, bilinçli taksir durumunda cezanın 1/3 ila 1/2 oranında arttırılacağını belirtir. Bu durumda azami cezanın 30 yıl olacağı söylenebilir mi?

İlave soru: B'nin suçu üstlenmesi, tek başına, azmettirmeye ilişkin başka bir delil bulunamasa dahi, A'nın suçu üstlenmeye azmettirmekten de cezalandırılmasına sizce yol açar mı? Bu durumda azami cezası ve infaz edilecek ceza ne kadar olur?

Suç üstlenme ile azmettirme çok farklı müesseseler. Suç üstlenme başlı başına bir suç ve bundan dolayı B zaten ceza alacaktır. azmettirme bu olayda olmadığı gibi bilinçli taksirle zaten birleşmez.

TCK 85/2 de azami ceza 15 yıl. Bilinçli taksir kabulü ile 1/2 artırım uygularsanız azami ceza 22.5 yıl olur 30 olmaz.

Cezaevinde geçireceği süre yani yatarı da infaz kanunun da ayrıntılı şekilde düzenlenmiş 2/3 tür normal şartlarda 12 ay kala da denetimli serbestlik var. Yani azami yatarı 14 yıldır. Ancak üst hadden uygulama yapılacağını sanmam. Belki tartışma dr raporu olmasa dahi akollü olduğunu kabul edebilir miyiz noktasında yapılabilir. Rapor olması şart değilse de sanık vekilince alkolsüzlük savunması mutlaka yapılacaktır kanaatindeyim