Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

menfi tespit harca esas değer-işlemiş faiz

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 20-09-2011, 14:54   #1
harkan

 
Varsayılan menfi tespit harca esas değer-işlemiş faiz

menfi tespit davasında harca esas değer ile ilgili sitede okuduğum yorumlarda net olarak bir sonuca varamamakla,

takipten sonra açılacak menfi tespit davasında harca esas değer(dava değeri) borçlu olmadığını ileri sürdüğü değer olup bu değer :

a-bonoda yazılı asıl alacak miktarı mı?
b-takip çıkışı diye adlandırdığımız asıl alacağa eklenen işlemiş faiz ve protesto giderlerinin toplamı olan miktar mı?
c-dosya kapak hesabı diye adlandırdığımız takipten sonra işleyen faiz,masrafların da dahil edildiği toplam miktar mı?
d-takip çıkışında gösterilen işlemiş faiz de asıl alacağa bağlı fer'i özellik göstermez mi?
Old 20-09-2011, 16:00   #2
Hasan Coşkun

 
Varsayılan

Kanımca davanının konusu icra takibi olduğundan (bono da bunda içerilmiştir) icra takibinde istenen toplam alacak dava değeridir.
Old 20-09-2011, 18:13   #3
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan

İcra takibinde istenilen "ASIL ALACAK MİKTARI" davanın değeridir..

Menfi tespit davasında gerek takip esnasında gerekse daha sonra işlemiş faiz ve diğer fer'iler müddeabihe ilave edilmez.. Faiz vs. fer'iler asıl alacağa bağlı olduğundan, asıl alacaktan dolayı borçlu olunmadığı tespit edildiğinde zaten faiz ve fer'ilerinden bahsedilemeyecektir...
Old 25-10-2011, 20:19   #4
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Cevap b şıkkıdır diye düşünüyorum,ancak araştırdığım halde destekleyen birşeye rastlayamadım.
Old 25-10-2011, 23:14   #5
BALDIRAN

 
Varsayılan

Sayın ARICI'ya katılıyorum. Eğer, kısmi menfi tespit davası söz konusu değilse, dava değeri, asıl alacak üzerinden belirlenir. Dava kabul olduğunda zaten faiz ve diğer ferilerden de borçlu olmayacaksınız. Baki KURU hocanın İcra İflas Hukuku Kitabınd bu koınuda açıklamalar var.Saygılar
Old 26-10-2011, 12:14   #6
Av.Fatih KISA

 
Varsayılan

Menfi tespit davası açarken zaten ya dayanılan belge/hukuki ilişkiden kaynaklanan miktarı borçlu olmadığınızı ileri sürüyorsunuz. Dava değeri asıl borç miktarıdır ve faiz, protesto gideri, icra masrafı vs gibi eklentiler buna dahil değildir.

Sanırım itirazın iptali davası ile karıştırdınız....
Old 26-10-2011, 19:17   #7
GECE

 
Varsayılan

ben de açtığım bir menfi tespit davası (icra takibi sonrası açılan) için araştırmıştım. dava değeri: ana borç (ama ana borcun da sadece bir kısmı ise menfi tespit konusu, sadece o miktar dava değeri olur)
Old 22-05-2012, 12:06   #8
mevzu hukuk

 
Varsayılan

benzer bir konu olduğu için yeni bir başlık açmayı gerek görmedim; Menfi tespit davasını, asıl borcu kabul etmekle beraber,işleyen faiz miktarı için açarsak,yani işleyen faizi kabul etmezsek, burada harca değer esas yine asıl alacak mı olur?
Old 22-05-2012, 12:22   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mevzu hukuk
benzer bir konu olduğu için yeni bir başlık açmayı gerek görmedim; Menfi tespit davasını, asıl borcu kabul etmekle beraber,işleyen faiz miktarı için açarsak,yani işleyen faizi kabul etmezsek, burada harca değer esas yine asıl alacak mı olur?

İtiraz ettiğiniz miktar üzerinden (işlemiş faiz) harç alınacaktır. Dava değeri o miktardır.
Old 22-05-2012, 12:33   #10
mevzu hukuk

 
Varsayılan

Yanıtınız için çok teşekkür ederim,çok tereddütte kaldığımdan emin olmak istedim. Yani,işleyen faiz her gün arttığından benim faiz hesabı yaptırıp aynı gün dava açmam gerekiyor?
Old 22-05-2012, 12:42   #11
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mevzu hukuk
Yanıtınız için çok teşekkür ederim,çok tereddütte kaldığımdan emin olmak istedim. Yani,işleyen faiz her gün arttığından benim faiz hesabı yaptırıp aynı gün dava açmam gerekiyor?

Ben ifadenizden "işlemiş faiz" bakımından dava açacaksınız sanmıştım. Oysa siz takipten itibaren "işleyecek faiz" bakımından dava açmak istiyormuşsunuz.
Old 22-05-2012, 12:59   #12
mevzu hukuk

 
Varsayılan

Açacağım dava haksız şart sebebiyle menfi tespit davası. Tüketicinin imzalamış olduğu sözleşmeye istinaden takipten bu yana yüksek oranlı işleyen faiz bakımından faizin iptalini istiyoruz.
Old 24-10-2013, 12:44   #13
Olcayhukuk.com

 
Varsayılan

Yukarıda verilen açıklamalar kapsamında soruyu bir adım öteye götürmek isterim.

Yabancı para alacağına ilişkin, kesinleşmiş bir takip (alacaklı fiili ödeme günündeki TL karşılığı talep etmiş)hakkında açılacak menfi tespit davasında harca esas değer takip tarihindeki TL kuru üzerinden mi yoksa dava tarihindeki TL kuru üzerinden mi belirlenmelidir?
Old 24-10-2013, 13:28   #14
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yeniavukat
Yukarıda verilen açıklamalar kapsamında soruyu bir adım öteye götürmek isterim.

Yabancı para alacağına ilişkin, kesinleşmiş bir takip (alacaklı fiili ödeme günündeki TL karşılığı talep etmiş)hakkında açılacak menfi tespit davasında harca esas değer takip tarihindeki TL kuru üzerinden mi yoksa dava tarihindeki TL kuru üzerinden mi belirlenmelidir?

Yabancı para cinsinden takip yapılırken, alacak miktarı yasal zorunluluktan dolayı takip tarihinde Türk Lirasına çevrilmektedir(hatta bir gazete küpürü de eklenir) O nedenle takip talebinde Türk Lirası cinsinden yazan miktar dava değeri olarak gösterilmelidir, diye düşünmekteyim.
Old 22-07-2014, 15:39   #15
arkhon

 
Varsayılan

T.C YARGITAY
19.Hukuk Dairesi
Esas: 2013 / 12716
Karar: 2013 / 14615
Karar Tarihi: 25.09.2013

ÖZET: Mahkemece iptali talep edilen takipte istenen toplam miktar ... TL olduğuna göre davacının davasının harca esas değer olarak gösterilen ... TL asıl alacağa yönelik mi yoksa dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünde açıklandığı gibi toplam takip bedeline yönelik mi olduğu konusunda davacıya davasını açıklaması konusunda mehil verilerek soncuna göre gerektiğinde eksik peşin harç ikmal ettirilmek suretiyle davaya devam edilmesi gerekirken bu yönler üzerinde durulmadan yargılama yapılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.(2004 S. K. m. 72)

Dava: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı vekili, davalının icra takibine konu ettiği 20.09.2004 tanzim 20.10.2004 vade tarihli bononun 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığını, senette "malen" kaydının bulunduğunu ancak taraflar arasında mal alışverişinin olmadığını, müvekkilinin Hollanda'da bulunan işyerine hırsız girdiğini ve tüm kıymetli evraklarının çalındığını, 3 sıfırın tanzim tarihi ve yerinin, adres bölümündeki Konya ibaresinin sonradan eklendiğini ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile %40 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının senetteki imzayı inkar etmediğini, zamanaşımına uğramış senedin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğunu, bu nedenle genel haciz yolu ile takibe girişildiğini belirterek davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.

Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde bono zamanaşımına uğradığı için yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, davalının alacağını tanıkla ispatlayabileceği, davalının borç ilişkisini tanıkla ispat ettiği, davacının borç ilişkisi olmadığını ispat edemediği, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmadığı gerekçeleri ile ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Davanın temelini oluşturan icra takibinde 80.000 TL asıl alacak 106.069,05 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 186.069,05 TL alacağın takipten itibaren işleyecek %19 faizi ile birlikte tahsili talep edilmiştir. Dava dilekçesinde harca esas değer olarak 80.000 TL gösterilip bu miktar üzerinden peşin harç alınmış ise de dilekçenin sonuç ve istem bölümünde takibin iptali talep edilmiştir.

Bu durumda mahkemece iptali talep edilen takipte istenen toplam miktar 186.069,05 TL olduğuna göre davacının davasının harca esas değer olarak gösterilen 80.000 TL asıl alacağa yönelik mi yoksa dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünde açıklandığı gibi toplam takip bedeline yönelik mi olduğu konusunda davacıya davasını açıklaması konusunda mehil verilerek soncuna göre gerektiğinde eksik peşin harç ikmal ettirilmek suretiyle davaya devam edilmesi gerekirken bu yönler üzerinde durulmadan yargılama yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.09.2013 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 22-07-2014, 15:45   #16
arkhon

 
Varsayılan

T.C YARGITAY
23.Hukuk Dairesi
Esas: 2013 / 3079
Karar: 2013 / 3767
Karar Tarihi: 04.06.2013

ÖZET: Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe, müteakip işlemler yapılamayacağından mahkemece, takip konusu alacağın tamamı üzerinden eksik harcın re'sen tamamlatılması için anılan Kanun uyarınca süre verilmesi, sonucuna göre işlem yapılması ve tamamlandığından harcı ikmal edilmiş değer üzerinden yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması gerekir
(2004 S. K. m. 72) (492 S. K. m. 16, 30, 32) (YİBK. 07.07.1965 T. 1965/5 E. 1965/5 K.) (YHGK. 21.01.2009 T. 2008/21-805 E. 2009/12 K.)

Dava: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davalı tarafça müvekkili aleyhine, 14.6.2004 tarihli borç senedine istinaden icra takibi yapılmış ise de, senetlerdeki imzanın davacıya ait olmadığını, davalı tarafın bu hususu bilerek kötüniyetle icra takibi yaptığını, müvekkilinin davalıya borcu olmadığını ileri sürerek, davacının davalıya borcunun olmadığının tespitiyle kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, kooperatif ortağı olan davacının kooperatifle olan işlerinin takibi için noterden M. E. isimli şahsa vekaletname verdiğini, icra takibine konu borç senetlerindeki imzanın ya davacıya ya da vekili M. E.'ye ait olabileceğini savunarak, davanın reddini ve tazminata hükmedilmesini istemiştir.

Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen grafolog bilirkişi raporuna göre, davacı aleyhine başlatılan icra takibine dayanak borç senetlerindeki imzaların davacının eli ürünü olmayıp dava dışı M. E. isimli şahsa ait olduğunun sübut bulduğu, takibe dayanak borç senetleri davalı kooperatif yetkililerinin huzurunda imzalandığından davalının, imza sahteciliği yapıldığını bilerek takip yapmasında kötüniyetli olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacı lehine kötüniyet tazminatına karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2- Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.

İ.İ.K.nın 72/5. maddesi uyarınca, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa, borçlunun talebi üzerine, takip konusu alacağın yüzde kırkından az olmayacak şekilde, uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Diğer anlatımla, borçlu davacı yararına kötüniyet tazminatına hükmedebilmek için, alacaklı davalının takibinde haksız olması yeterli olmayıp, kötüniyetli olduğunun da ispatı gereklidir. Davalı alacaklının kötüniyetli sayılabilmesi için de, haksız olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiği halde icra takibine girişmiş olması gerekir. Bu hususun ispat yükü de, davacı borçludadır. (Bkz. Prof. B. Kuru, İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, sayfa 173 vd. ayrıca Dairemiz'in 19.1.2012 tarih ve 2011/2342 E., 2012/239 K. sayılı ilamı da aynı yöndedir.)

Somut uyuşmazlıkta ise takip, imzalı senede dayalı olarak var olduğu düşünülen hakkın kullanılması amacına dayalı olup, yargılama sonunda senetteki imzanın davacıya ait olmadığı ve yapılan takibin haksızlığı belirlenmiş ise de, salt buna dayalı olarak davalı alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak başlattığının kabulü doğru değildir. İcra takibi başlatılmadan önce sonuçlanan ve kesinleşen bir hukuk ya da ceza davasında imzanın davacıya ait olmadığının belirlenmesine rağmen, takibin başlatılması halinde takibin kötüniyetli olduğu kabul edilebilir ise de, ceza davasının sonucu beklenilmeden senet üzerinde yer alan görünüşteki imzaya dayalı takibe girişilmesi takibin kötüniyetli olduğunu göstermez. Ayrıca icra takibine dayanak senetlerde şerhi veren yöneticilerin icra takibini başlatan yöneticilerle aynı kişiler olup olmadığı ve bu kişilerin kooperatifi temsile yetkili kişiler olup olmadığı, belge düzenleme ve tahsil yetkisi bulunup bulunmadığı hususlarında kooperatif konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla kooperatif defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılıp rapor alınmalıdır. Şayet takibi yapan yöneticiler senet tanzimi anındaki yöneticilerden farklı kişiler ise, görünürde imzalı ve ödenmemiş senetlere dayalı olarak icra takibi başlatmanın kooperatif yöneticilerinin görevi olduğu gözetilmelidir. Bu hususlar üzerinde durulup tartışılmadan davalı kooperatifin icra takibi yapmakta haksız ve kötüniyetli olduğunun salt anılan şerhe dayalı olarak kabulü doğru olmamıştır.

Öte yandan, davacı tarafça 13.586,02 TL asıl alacak ve 1.551.66 TL kdv ve 11.208,94 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.346,62 TL takibe konu alacak üzerinden menfi tespit davası açılmış ise de dava açılırken sadece asıl alacak üzerinden hesaplanan harç yatırılmış, yargılama sonunda mahkemece, takibe konu alacağı, faiz ve faizin kdv'siyle birlikte kapsayacak şekilde borçlu olunmadığının tespitine karar verilmiştir.

Tespit davaları bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının saptanmasına dair davalardır. Bu tespit işlemi eda davalarında da vardır. Bundan başka eda davalarının 2. bir eda bölümü vardır ki, bu bölüm tespit davalarında yoktur. Bu sebeple eda davası, aynı konudaki tespit davasını (talebini) de içeren daha geniş kapsamlı bir davadır (B.Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001-6. Baskı, 2. Cilt, Sayfa 1412-1417). Bundan dolayı <...Tespit davası eda davasının öncüsü durumundadır...> (7.7.1965 gün 1965/5 Esas. 1965/5 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı). Öncüsü olduğu eda davası gibi konusu malvarlığı (mamelek) hakkıdır ve belli bir değer (para veya parayla değerlendirilebilen bir şey) ile ilgili bir dava niteliğini taşıdığından 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca <Değer ölçüsüne göre harca tabi> işlemlerden olup, (1) sayılı tarife uyarınca nispi harç alınması gerekmektedir. Bu ilkeler YHGK'nın 21.1.2009 tarih ve 21-805 E, 12 K. sayılı ilamında da vurgulanmış ve açıklanmıştır. Aynı Kanun'un 32. maddeleri uyarınca yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe, müteakip işlemler yapılamayacağından mahkemece, takip konusu alacağın tamamı üzerinden eksik harcın re'sen tamamlatılması için anılan Kanun'un 30. maddesi uyarınca süre verilmesi, sonucuna göre işlem yapılması ve tamamlandığından harcı ikmal edilmiş değer üzerinden yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması gerekirken, dava dilekçesinde gösterilen ve takip konusu alacağının tamamını yansıtmadığı anlaşılan 13.586,02 TL üzerinden nispi harç yatırılmış olduğu hususu gözardı edilerek yargılamaya devam edilip yazılı olduğu şekilde takibe konu tüm alacağı kapsar şekilde menfi tespit hükmü kurulması isabetli olmamıştır.

Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


iki karardan da anlaşılacağı gibi icra takibine konu faiz ve tüm feriler için dava açılmalı ve harç yatırılmalı bence konu kapatılabilir
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
harca esas değer hangisi av.aybeg Meslektaşların Soruları 11 14-09-2010 16:36
Harca Esas DeĞer Mesut Şahin Meslektaşların Soruları 6 16-06-2010 10:47
Faİze İtİrazda Harca Esas DeĞer Av. UYSAL Meslektaşların Soruları 3 06-04-2010 09:17
harca esas değer redrum Meslektaşların Soruları 2 28-10-2009 14:54
Sözl.'de fesih,fatura,faiz ve harca esas değer belirlenmesi april Meslektaşların Soruları 1 31-12-2008 12:03


THS Sunucusu bu sayfayı 0,15717602 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.